Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Antalya Şubesi’nin düzenlediği “10. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu”, 12 Aralık’ta Nazım Hikmet Fuar ve Kongre Merkezi’nde başladı. Sempozyumun açılış konuşmalarında, yenilenebilir enerji kaynaklarının önemine dikkat çekilerek, Türkiye’nin bu yarışın gerisinde kalmamak için bir an önce harekete geçmesi ve sahip olduğu zengin potansiyeli değerlendirmesi gerektiği vurgulandı.
"10. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu ve Sergisi"nin (YEKSEM 2019) açılış töreninde ilk olarak YEKSEM Yürütme Kurulu Başkanı ve Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Antalya Şubesi Başkan Yardımcısı Şaban Tat söz aldı. Ulusal ve uluslararası düzeyde hızla artan dünya nüfusunun enerji tüketimini yükselttiğine işaret eden Tat, şunları söyledi: "İnsan için daha güzel bir dünya yaratacaksınız ama bunu yaparken insanın var olması için gereken asgari şartları yok edeceksiniz. Doğal kaynakları tüketerek ürettiğimiz enerji, dünyanın dengesini bozarak sıcaklık artışlarına, mevsimsel farklılıklara, su seviyelerinin yükselmesine, bu değişimler ise ölümcül sonuçlara sebep olacak. Bu sadece ülkemizi değil tüm insanlığı ilgilendiren hayati bir konu. Bugüne kadar enerjiyi yerin altında aradık. Doğal kaynakları atığa dönüştürerek hem yerin altını hem de üstünü kirlettik. Artık kafamızı kumdan çıkarmalı, yukarılara bakmalıyız. Çözüm orada çünkü. Dünyaya 1 yılda vuran güneş ışını 174 bin terawatt gücünde. Bütün dünyanın enerji ihtiyacı ise 15 terawatt. Bu 1 saatte dünyaya vuran güneş enerjisi miktarına denk. 1 saatte dünyaya gelen enerji tüm insanlığın 1 yıllık enerji ihtiyacını karşılıyor." Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Özen, çevresel sorunların yaşamı tehdit eder boyutlara ulaştığına dikkat çekerek, sera gazı salınımına yol açan fosil yakıtların kullanımına alternatif olarak güneş, hidrojen, rüzgar gibi alternatif enerji kaynaklarına yönelmenin bir zorunluluk olduğunu söyledi. Türkiye`de, yenilenebilir enerji alanında yapılacak yatırımların enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, güçlü bir ekonomi, yeni iş ve istihdam imkanı, yenilenebilir enerji teknolojisi alanında pazar payı, temiz ve yaşanabilir bir çevre için önemli olduğunu vurgulayan Özen, yenilenebilir enerji payının artırılması gerektiğini kaydetti. EMO Antalya Şube Başkanı İlhan Metin, ilk elektrik bulunduğunda 1 milyar insanın yaşadığı dünyada bugün 8 milyar insanın yaşadığını ve enerji kaynaklarının da hızla tükenmeye başladığını kaydetti. Yenilenebilir enerji kaynaklarının bir umut olduğunu, bu kaynakları kullanmanın bir yaşam kültürü haline getirilmesi gerektiğini vurgulayan Metin, şunları söyledi: "Dışa bağımlı enerji politikaları içerisinde yenilenebilir enerjinin ekonomik olarak ülke ve dünya açısından vurgulanacağı bir seminer gerçekleştiriyoruz. Yapılan bir çalışmada, 2040 yılında dünyadaki enerji tüketiminin yüzde 40`nın yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılanacağı vurgulanıyor. Özellikle son 5 yıl içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarına sanayide yatırımın çok hızlı olacağı öngörülüyor. Dışa bağımlı enerji kaynaklarıyla enerji kullanımının olduğu ülkemizin, yerli ve yenilenebilir enerji açısından inanılmaz bir potansiyeli var. Hızlı gelişimde bizde bu yarışın bir parçası ve öncüsü olmalıyız. Yeşil enerji devrimine seyirci kalma lüksümüz yok." Antalya Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Ali Bahar, Peter Drucker`in "Kültür stratejiyi kahvaltıda yer" sözünü hatırlatarak, öncelikle stratejilerin kültürü oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Bahar, "Eğer kültürü oluşmamış bir stratejiyi açıklarsak neler olabileceğini ülkemizde çok net görüyoruz. Biz bir şeyin kültürünü, altyapısını oluşturmamışsak ve bunun stratejisini açıklayarak bunu onlarca kez yapıyorsak, biz strateji ishali olmuşuz demektir. Bu Türkiye`de çok olan bir şey. Onun için bir strateji açıklıyorsak muhakkak bunun kültürünü oluşturmalıyız" diye konuştu. AOSB olarak Türkiye`deki organize sanayi bölgelerinin çatılarına özgürlük istediklerini vurgulayan Bahar, "tüm OSB`lerin çatıları yenilenebilir enerjiyle dolmalı" dedi. "Yüzde 100 Yenilenebilir Enerji Master Planı" EMO Yönetim Kurulu Başkanı Gazi İpek, enerji politikalarını eleştirirken, kapasite raporundaki hedefin termik santrallar, doğalgaz ve ithal kömürden ibaret olduğuna dikkat çekti. Satın alma garantileriyle, yatırım ve teşviklere işaret ederek, Türkiye`nin ihtiyacı olmadığı kadar enerji üretimine doğru sürüklendiğini vurgulayan İpek, 2019`da geçen senenin altında bir tüketim olduğunu dile getirdi. Dağıtım kayıplarını anımsatan İpek, "EPDK`nın dağıtım firmaları üzerinden aldığı kayıplara baktığımızda 20 kilowattsaat kayıp. Türkiye`nin çok ciddi bir kayıp kaçağı var" dedi. Dağıtım firmalarının borçlarına değinen Gazi İpek, 21 firmanın iflasın eşiğinde olduğunu söyledi. Nükleer santral kararının enerji politikası gereği değil, politik bir tercih olarak alındığını belirten İpek, nükleer santrallar da içinde olmak üzere ekolojik denge, çevre ve insanı yok sayan tüm projelerden vazgeçilmesini istedi. Türkiye`de enerji verimliliğinin çok fazla dikkate alınmadığını ifade eden İpek, "Türkiye`de yatırım yapılacaksa, bu yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılmalı. Yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçişin mastır planı yapılmasını öneriyoruz. Artık, güneşi ve rüzgarı dikkate almalı, çevre ve doğaya zarar veren hiçbir enerji projesini desteklememeliyiz" diye konuştu. Mesleki sorunlara da değinen İpek, Odanın üyelere yönelik eğitim hakkının ellerinden alınmak istendiğini, buna müsaade etmeyeceklerini söyledi. EMO`nun 5 bin üyesinin katılımıyla yapılan ankete dikkat çeken İpek, işsizlik oranının yüzde 32 ile 42 arasında değiştiği bulgusuna ulaştıklarını kaydetti. İpek, "Herkes zor durumda. Gençler açısından mezun olmak sıkıntı kaynağı. Keşke mezun olmasak diye bakıyorlar" dedi. Açılış konuşmalarının ardından çocuklarda yenilenebilir enerji kaynakları ile yenilenebilir enerjinin ülke ve dünya açısından önemi konularında farkındalık oluşturmak amacıyla gerçekleştirilen resim yarışmasında dereceye giren 5 öğrenciye ödülleri verildi. Daha sonra, hep birlikte sergi alanı gezildi. 14 Aralık`a dek sürecek Sempozyum kapsamında 14 oturumda 65 sözlü, 6 poster olmak üzere 71 akademik bildiri sunulacak. Ayrıca 30 davetli konuşmacının yer alacağı 6 panel gerçekleştirilecek.
|