MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 KOCAELİ ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

YAYIN SATIŞ VE KİTAP LİSTESİ

   · 

ÖNEMLİ EVRAKLAR

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 BOLU   KOCAELİ   SAKARYA   ZONGULDAK   BARTIN   KARABÜK   DÜZCE 
 

 
MİSEM BANNER
 
MİSEM DIŞI BANNER
 
ÜYELİK
 
ÜYELİKLE İLGİLİ BELGELER
 
İŞ VE ELEMAN ARAYANLAR
 
TEMSİLCİLİK ADRES VE TELEFONLARI
 
SMM
 
EĞİTİMLER
 
ÖLÇÜM VE BİLİRKİŞİLİK BAŞVURU FORMU
 
ŞUBEMİZDE SATIŞA SUNULAN KİTAP LİSTESİ
 
ÇALIŞANLAR OLARAK HAKLARINIZI BİLİYOR MUSUNUZ?
 
TÜRKİYE’DE MÜHENDİS-MİMAR-ŞEHİR PLANCISI PROFİL ARAŞTIRMASI
 
DERGİ 437. SAYI

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE KALİTESİ SEMPOZYUMU BAŞARIYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ


HABER


 
Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesinin Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Mühendisliği Bölümü ve Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi desteği ile 12 Mayıs 2011 tarihinde Kocaeli Kartepe Green Park Otelde düzenlediği Enerji Verimliliği Ve Kalitesi Sempozyumu 13 Mayıs 2011 tarihinde tamamlandı.
 

Ana teması Enerji Verimliliği ve Kalitesi olarak belirlenen Sempozyuma yaklaşık 300 kişi katıldı. Sempozyum boyunca gerçekleşen 11 oturumda  57 bildiri, 2 panel, 2 çağrılı bildiri gerçekleştirildi.

Enerji Verimliliği Ve Kalitesi Sempozyumu açılış töreninde; Şubemiz Yönetim Kurulu Başkanı H.Avni Haznedaroğlu açılış konuşmasında Enerjinin etkin ve verimli kullanılmasının dünya da barışa, demokrasiye ve istihdama katkı sağlayacağını belirtti. Avni Haznedaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:

Sempozyumumuz; enerjinin etkin ve verimli kullanılması, ekosistem dengesini koruyan ve ekonomik kalkınmayı destekleyen sürdürülebilir enerji sistemine ulaşılması, alternatif enerji kaynaklarını arama çalışmalarının hızlandırılması, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımıza gereken önemin verilmesini amaçlamaktadır.

Yüzyılımızın ilk çeyreği yaşanırken enerji kaynaklarının sınırsız olmadığı bir kez daha görülmektedir. Yaşanan çevre felaketleri insan ve canlı yaşamını tehdit eder duruma gelmiştir. Insanlık sanayi devriminden bu yana elde ettiği ekonomik kazanımların çok daha fazlasını harcamak durumuyla karşı karşıya kalmıştır. Geleneksel enerji kaynaklarının sınırlılığı ve çevreye olumsuz etkileri yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları maliyetleri ve yeni kaynakların bulunması zorluğu, önümüzde ciddi bir sorun olarak durmaktadır. Enerjinin etkin ve verimli kullanılması dünya da barışa, demokrasiye ve istihdama katkı sağlayacaktır.

Enerji politikalarının, sürdürülebilir bir enerji sisteminin en önemli unsurlarından biri olduğu tüm dünya ülkeleri tarafından gittikçe artan bir şekilde kabul edilmektedir. Ülkemizde, enerjinin yoğun kullanıldığı endüstri, bina ve çevre aydınlatmasında verimlilik anlamında büyük oranda enerji tasarruf potansiyeli olduğu bilinmektedir. Ayrıca günümüz teknolojilerindeki hızlı gelişmeler sonucu daha kompakt, fonksiyonel ve hassas cihazların, hem sanayide hem de bütün tüketim aşamalarında kullanılması nedeniyle kaliteli enerjiye olan ihtiyaç artmıştır.

Sanayide verimlilik, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, enerji ölçüm ve etkinlik hesaplarının yapılması, verimli motorların tercih edilmesi, yalıtıma önem verilmesi ve endüstriyel süreçte kullanılan hammadde ve teknolojinin gözden geçirilmesi ile olacaktır.

Binalarda verimlilik, ısıtma ve soğutma sistemleri, aydınlatma ve ev aletlerinin kullanılmasında enerji verimliliği konusunda gereken bilincin gösterilmesi şeklinde olacaktır.

Ulaşımda ise bu durum petrol ürünlerinin doğrudan kullanımının getirdiği ekonomik ve çevresel tehditler nedeniyle alternatif enerji kaynakları tüketen araçlar ve toplu taşıma araçlarının kullanılmasıyla gerçekleşecektir.

Madalyonun diğer tarafında ise yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip çıkılması ve enerji özelleştirmelerinin önüne geçilmesi ile ilgili çalışmalarıyla meslek odaları ve enerjinin üretim, iletim, dağıtım ve tüketim aşamalarında verimliliğinin artırılmasının desteklenmesine, enerji bilincinin geliştirilmesine, yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılmasına yönelik usul ve esasları kapsayan "Enerji Verimliliği Kanunu" ile kamu kurumları bulunmaktadır.

Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Dr. Semra Ötürk enerji politikaları ve savaşlarının şu an dünyayı kasıp kavurmakta olduğunu bu yüzden bu sempozyumun çok önemli olduğunu vurgularken, "Konuşacağımız her konu gerek kamu gerekse başka birimlerde ses getirecektir" dedi.Sempozyumun çok önemli katkılar sunacağını belirten Öztürk,başta Kocaeli Şubesi olmak üzere bildiri sunanlara, panellere katılacaklara ve sempozyuma emek veren herkese teşekkürlerini iletti.

Sakarya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Mehmet Ali Yalçın 20. Yüzyılın son çeyreğinin enerji krizleri ile geçtiğini, 21. Yüzyıldan itibaren ise konvansiyonel enerjilerin dışında yenilenebilir enerji kaynakları konusunda çalışmaların yoğunlaştığı ve bağımlılıktan kurtulma yönünde çalışmalar olduğunu söyledi. Ayrıca 21. Yüzyılın enerjisinin enerji verimliliği olarak tanımlandığını vurguladı.Elektrik Mühendisliği açısından ise elektrik enerjisinin her alanda kullanımının değerlendirilmesi gerek çevresel gerek sosyal anlamda daha uzun süre koruyabilmek için bu tür etkinliklerin önemli olduğunu belirtti ve sempozyuma katkıda bulunan herkese teşekkür etti.

Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Sezer Komsuoğlu sadece üniversitelerde yapılan veya sadece odaların yaptığı bu tür etkinliklerin çok anlamlı olmadığını anlamlı olanın bu etkinlik gibi üniversite ve odaların birlikte yaptığı etkinlikler olduğunu söyledi.Komsuoğlu üniversitelerde AR-GE ve İnovasyonun önemini vurgularken Avrupa üniversitelerinde Enerji konusunda ortak platform oluşturulduğunu YÖK ve siyasi iradeden bunun gibi birimlerin Türkiye‘deki üniversitelerde de kurulmasını talep ettiklerini ifade etti.Ayrıca enerjide bağımlılıktan kurtulamayan ülkelerin rekabet edemediklerini bu yüzden siyasi iradenin bu konuya önem vermesi gerektiğini belirtti. Komsuoğlu daha sonra konuşmasında Millieğitimin de bu konuya dahil edilmesi gerektiğini ve öğrencilere erken yaşlarda bu konuların aktarılmasının önemli olduğunu belirtti ve başta EMO Kocaeli Şubesi olmak üzere sempozyuma katkıda bulunan herkese teşekkür etti.

Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürü M. Kemal Büyükmıhçı enerji verimliliği için toplumumuzun tüm bireylerinde bulunması gereken özelliklerin duyarlılık, farkındalık ve refleks olması gerektiğini, kamu erki olarak ortaya konulan yasal mevzuatlar raflarda kalıyorsa, yeterli benimseyiş yoksa insan unsurunda farkındalık ve insan unsurunda bilinç probleminin var olduğu anlamına geldiğini belirtti.Enerji verimliliği konusunun ince ve uzun soluklu bir yol olduğunu,1980 lerde başlayan çalışmaların 2007 yılında Türkiye‘de dönüm noktası yaşandığını ve adımlar atıldığını ifade etti.İki hedeflerinin olduğunu söyleyen Büyükmıhçı, ilkinin neyi neden yapamadığımızın tespitini yapmak, ikincisinin ise verimlilik ve yenilenebilirlikte ölçülebilirlik adına tüm IT teknolojisi ve insan gücünü kullanmak olduğunu söyledi. Daha sonra Büyükmıhçı sempozyuma katkı koyan herkese teşekkür etti.

EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş enerji verimliliğinin dünyada enerji politikaları ve stratejileri içerisinde son derece önemli bir yer tuttuğuna dikkat çekerek başladı. Göltaş, bugün ülkelerin enerji politikalarını oluştururken; çevre, ulaşım, tarım, turizm, ulusal güvenlik, dış politika, kalkınma ve sanayileşme süreçlerini de dikkate almak zorunda olduklarını vurguladı. Cengiz Göltaş, "Elbette bu denli yaşamsal bir faaliyeti sürdürmek, bugün enerjinin çevre sorunlarını gözeten bir noktada en az toplumsal maliyet yaratılarak ve enerjinin en yüksek düzeyde etkin ve verimli kullanılması sağlanarak mümkün olacaktır" dedi.

Ülkemizde yüzde 70‘leri aşan çarpık ve dışa bağımlı bir enerji politikasının yıllardır ısrarla sürdürüldüğünü belirten Göltaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yaratılan bu durumun en çarpıcı yansıması pahalı elektrik olarak karşımıza çıkmaktadır. Zaten uzun yıllar içerisinde başta doğalgaz ve giderek artan ithal kömür ithalatı nedeniyle büyük bir maliyet ile karşı karşıya kalan ülkemiz, bu durumun sonucu olarak da 1 kilovat saatlik elektriğin fiyatında dünya ve OECD ülkeleri ortalamasının iki katı pahalı elektrik ile yurttaşlarını karşı karşıya bırakmaktadır. Özellikle son iki yılda sanayide ve meskenlerde kullanılan elektriğe yüzde 72 oranında zam yapılması ile sanayinin rekabet gücü ve toplumun yaşam standardı daha da düşmüştür."

EMO Yönetim Kurulu Başkanı Nisan 2011 itibariyle ülkemizin elektrik enerjisi kurulu gücünün 50 bin 423 megavata (MW) ulaştığını, 2010 yılı sonu itibariyle elektrik enerjisi tüketiminin de 209 milyar kWh‘i bulduğunu kaydetti. 1999 Marmara Depremi, 2001 ve 2008 krizlerine rağmen elektrik talebinin ortalama yüzde 6-7‘ler düzeyinde arttığını, son 25 yılda kurulu güç ve elektrik tüketimindeki artışın yüzde 500 olduğunu söyleyen Göltaş, bu durumun karar alma süreçlerinin önemini ortaya koyduğunu ifade etti. Enerji verimliliği ve kalitesi tartışılırken, son 25 yıllık tercihler ve sonuçlarının da bütünlük içinde ele alınması gerektiğini anlatan Cengiz Göltaş, şunları söyledi:

"Ancak böyle bir sorgulama ile enerji sektöründe yaşanan neoliberal piyasa ekonomisinin yarattığı bir sonuç olarak, kurulu gücümüzün neden yüzde 65‘inin fosil yakıtların tüketildiği termik santrallerden oluştuğunu, yine bu yüzde 65‘lik termik gücün yüzde 17‘lik yerli linyit santrallar dışında kalan yaklaşık yüzde 50‘sinin başta doğalgaz olmak üzere ithal kaynaklar ile elektrik üretimine yönlendirildiğini, bu amaçla 1990 yılında 3 milyar 246 milyon metreküp olan doğalgaz ithalatının 2010 yılında hangi mantıkla 33 milyar 247 milyon metreküpe çıktığını ve 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Yasası ile ülkemiz elektrik enerjisinin ucuz, sürekli, çevreye uyumlu ve güvenilir hale getirilip getirilmediğini, sektörde yaşanan serbestleştirme, özelleştirme süreçlerinin gerek sektörde çalışanların iş ve istihdamında, gerekse mevcut talep artışına uygun yeni yatırımların planlanması ve hayata geçirilmesinde ne tür olanaklar sağlayıp sağlamadığını, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının üretim içindeki payının bu yapısal dönüşümle ne oranda değerlendirilebildiğini, nükleer santral kurma çalışmalarının hangi teknik, sosyal ve hukuksal zemine dayandırıldığını, enerjinin etkin ve verimli kullanılmasının hangi bütünlük içinde ele alındığını hep beraber sorgulamalıyız."

Yerli Kaynaklar Yeterli

Göltaş, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu‘nun (EPDK) 26 Nisan 2011 tarihinde yayımladığı "Elektrik Piyasasında 2030 Yılı Projeksiyonu-Yatırımcılara Yönelik Fırsat ve Beklentiler" Raporu‘nda; 2010 yılında 209 milyar kwh olan tüketimin 2020 yılında 405 milyar kwh‘e, 2025 yılında 548 milyar kwh‘e, 2030 yılında ise 735 milyar kwh‘e çıkacağının öngörüldüğünü aktardı. Buradan yola çıkarak da enerjide dışa bağımlılığın gerekçeleri oluşturulduğunu ve ülkemizde nükleer santralların bir zorunluluk olarak enerji ihtiyacını karşılamada önemli bir çözüm olduğunun söylendiğine dikkat çeken Göltaş, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Geçmişte Enerji Bakanlığı tarafından yapılan talep artışlarına ilişkin senaryoların ciddi sapmalar gösterdiğine şahit olsak da, bir an için böylesine bir talep gelişimini doğru kabul ettiğimiz koşullarda bile bizlerin yaptığı hesaplamalar ile ülkemizin enerjisinin doğru yönetildiği, önceliklerin doğru belirlendiği ve zamanında yerli ve yenilenebilir kaynaklarımıza bir planlama anlayışı içerisinde öncelik verildiği, ulusal bir enerji stratejisinin mevcut kapasiteyi en iyi biçimde değerlendirerek, başta kayıp ve kaçakların giderilmesi olmak üzere enerji verimliliği konusunda gerekli adımları attığı ve sonuç olarak siyasal rant arayışları ve lobilerden bağımsız kamusal bir bakışın ülkemize karşı bir sorumluluk olarak görüldüğü koşullarda kesinlikle nükleer santralların ihtiyaç olmadığı ortaya çıkacaktır.

Bugün enerji kaynaklarımız açısından değerlendirilmeyi bekleyen potansiyelimiz, Bakanlığın rakamları ile; hidroelektrikte 100 milyar kwh, rüzgarda 120 milyar kwh, jeotermalde 16 milyar kwh, güneşte 380 milyar kwh, linyitte 116 milyar kwh, biyogazda 35 milyar kwh olmak üzere toplam 767 Milyar kwh‘lik elektrik enerjisi üretiminin olanaklı olduğu belirtiliyor. Bu potansiyelin 2030‘a dair EPDK‘nın 735 milyar kwh‘lik talep tahmin projeksiyonunun üzerinde olduğu son derece açık.  Öte yandan, mevcut üretim potansiyelinin dışında hesaba katmadığımız sanayide ve meskenlerde enerji verimliliği ile sağlanacak ciddi olanakları sağlayacak düzenlemelerin yaratacağı önemli avantajlar ile, üretim santrallarımızın çalışma kapasitelerinin arttırılması ve dağıtım şebekelerinin rehabilitasyonu sonucu kayıp ve kaçakların belirli bir düzeye çekildiği koşullarda yaratılacak artı değeri ile birlikte düşündüğümüzde, kendi enerji kaynaklarımızın bir yandan tespitini yapıp diğer yandan bu durumu görmemezlikten gelerek hala bu ülkeyi nükleer santral macerasına sürüklemekte ısrar etmek yaşadığımız dönemin en traji komik çelişkisini oluşturmaktadır. Yani deyim yerindeyse tavşana kaç tazıya tut denilmektedir."

Nükleer santral konusunda Japonya‘da yaşanan facianın ardından tüm dünya dersler çıkardığını anımsatan Göltaş, "Birçok ülke nükleer santral programını iptal ederken hala bu meseleye, nükleer santral namus meselemiz oldu, para yazı da tura da gelse, hatta dik de dursa nükleer santral yapacağız denilen bir süreçten sonra felaketin ardından nükleer santraldan yayılan radyasyonu evdeki tüp gazla, televizyonla, bilgisayarla karşılaştırmak, yetmedi bekarlık nükleerden daha fazla yaşam riski oluşturuyor diyerek bu toplumla dalga geçmek toplumun tüm duyarlı kesimlerinde ciddi endişeler yaratmaktadır. Yaşanan son trajedi aynen şunu söylüyor; Anlayana sivrisinek saz, anlamayana nükleer santral tüpgaz" diye konuştu.

Enerji Verimliliği Ülkeye Nefes Aldırır

Enerji verimliliğinin tanımına dikkat çeken Göltaş, enerji verimliliğinin somut, olanaklı ve yaşam kalitemizi bozmadan gerçekleştirilebileceklere işaret eden bir iradeyi ortaya koyduğunu söyledi. EMO Yönetim Kurulu Başkanı enerji verimliliğine ilişkin yapılabileceklere ilişkin değerlendirmesiyle konuşmasını tamamladı:

"Sanayide, meskenlerde, ticarethanelerde, resmi dairelerde ve tarımsal sulamalarda, yani elektrik enerjisinin tüketildiği tüm yaşam alanlarında ulusal bir enerji verimliliği politikasının çıkarılan kanun ve alt düzenlemeler-yönetmelikler ekseninde ele alındığı ve bu konuda başta meslek odaları ve üniversiteler olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile ortak bir paydada kısa orta ve uzun vadede gerçekçi stratejilerin belirlendiği koşullarda enerji kaynakları ve elektrik üretimi konusunda daha sağlıklı koşullarda değerlendirme yapma olanağı olacaktır. Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan Kasım 2009 tarihli ‘Enerji Verimliliği, Statüsü ve Gelecek Planlaması‘ konulu dokümanda belirtilen sanayide yüzde 15, inşaat sektöründe yüzde 35, ulaşım sektöründe yüzde 15 asgari enerji tasarrufu potansiyelinin gerekleri yerine getirildiğinde Türkiye enerji konusunda daha rahat nefes alır bir ülke konumunda olacaktır."

Enerji ve Tabii Kaynaklar Eski Bakanı - Ordu Milletvekili Dr.Hilmi Güler bakanlık görevine geldiğinde geniş bir bakış açısı ile işe başladığını belirtti. Güler, aslında önemli olanın kaynakları yerinde kullanmak olduğunu, yıllardır rüzgarın birçok yerde boşa estiği, güneş var denildiği ancak güneş sistemlerinin kurulmadığını, jeotermal ve diğer kaynakların devreye giremediğini ancak yeni bir süreci yakalamaya çalıştıklarını ifade etti.80 yılda elektrik üretim ve tüketiminde çok büyük artışlar olduğunu söyleyen Güler, yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verdiklerini, bu amaçla Rüzgar, Güneş ve Jeotermal enerji haritalarını çıkarttıklarını belirtti.Yapılan çalışmaların mühendislik ve AR-GE çalışmalarına öncülük ettiğini, enerjide dışa bağımlılığı azaltmaya çalıştıklarını aktaran Güler, 40 milyar dolarlık yatırım potansiyelinin mevcut olduğunu, kendilerinin işe tasarruf bilincini yaymakla başladıklarını çevre enerji ve gıda üçgeninde konuyu ele aldıklarını, şu an %50 si doğalgaz dan üretilen elektriğin beş ana koldan üretilme amacının olduğunu, bunların doğalgaz, hidroelektrik, kömür santraller, yenilenebilir enerji ve nükleer santral olarak planlandığını ancak nükleer santralin tartışılabileceğini ifade etti.Güler konuşmasının sonunda sempozyumu düzenleyenlere ve katkıda bulunanlara teşekkürlerini sundu.

 

Sempozyumun açılışında Yıldız Teknik Üniversitesi Makina Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Yunus ÇENGEL‘in sunduğu  "Enerji Verimliliği ve Yerel Yönetimlerin Rolü" konulu ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Muammer ERMİŞ ve TÜBİTAK Uzay Araştırmaları Enstitüsü ve Hacettepe Üniversitesi Elektrik - Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Işık ÇADIRCI ‘nın sunduğu "Türkiye‘de Esnek Alternatif Akım İletim Sistemleri Uygulamaları" konulu 2 adet çağrılı bildiri sunumu gerçekleştirilmiştir

Sempozyum kapsamında düzenlenen "Enerji Özelleştirmeleri ve Sonrasında Yaşanan Sorunlar" başlıklı panelde; Elektrik Mühendisleri Odası, Enerji ve Tabi Kaynalar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu ve Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği temsilcilerinin katılımıyla konu ayrıntılı olarak tartışılarak, görüş ve öneriler paylaşıldı.

Sempozyum kapsamında düzenlenen "Enerji Verimliliği Üzerine Yasal Düzenlemeler" başlıklı panelde; Elektrik Mühendisleri Odası, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürülüğü, Elektrik İşleri Etüt İdaresi ve İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi temsilcilerinin katılımıyla konu ayrıntılı olarak tartışılarak, görüş ve öneriler paylaşıldı.



TAŞINABİLİR UZATMA KABLOLARI

01.09.2021
 


Çok Okunanlar


EMO 48. DÖNEM IV. KOORDİNASYON KURULU TOPLANTISI

EMO DÜZCE TEMSİLCİLİĞİ İLE MAKRODİL UNIVERSAL LANGUAGE ACADEMY ARASINDA PROTOKOL ANLAŞMASI İMZALADI

SAKARYA TEMSİLCİLİĞİMİZ EMO GENÇ ETKİNLİĞİ DÜZENLEDİ

Okunma Sayısı: 1987


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.