 |
Japonya’da yaşanan nükleer santral kazasının ardından, “Fukuşima Kitapçık Yayın Komitesi’nce (Fukuşima Booklet Publication Committee) yurttaşları bilgilendirmek adına yayımlanan, “10 Lessons From Fukushima” (Fukuşima’dan Çıkartılacak 10 Ders) başlıklı kitapçık, Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından Türkçe’ye çevrildi. Kitapçık okuyucuya hem basılı hem de e-kitap şeklinde ücretsiz olarak sunuluyor.
11 Mart 2011`de yaşanan Büyük Doğu Japonya Depremi sonrasında oluşan Tsunami ile Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi (TEPCO) tarafından işletilen Fukuşima Daiichi (Numara Bir) Nükleer Santralı`nda meydana gelen nükleer santral felaketinin tüm yönleriyle anlatıldığı kitapçık, yurttaşlara nükleer santrallar ve nükleer kazalarla nasıl baş edilebileceği konusunda yol haritası olma özelliğini taşıyor. Kitapçık 66 sayfadan oluşuyor.
EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil kitabın sunuş bölümünde; EMO`nun elektrik enerjisi üretimi konusunda halkın yararını gözeten araştırmalar yapmayı, böylece toplum bilincinin yüksek seviyede tutulmasını amaçladığını vurguluyor. Enerjide kaynak planlaması ve kamu hizmeti kriterleri yerine, yüksek kâr isteyen çıkar gruplarının tercihlerinin hayata geçirildiğini ifade eden Yeşil, nükleer santrallar konusunda görüşlerini şöyle aktarıyor:
"Nükleer enerji tercihi de hükümetin halkın görüş ve önerilerini almadan verdiği kararlar ve bu alanda faaliyet gösteren uluslararası çıkar çevrelerinin çabalarıyla ülkemiz gündemine sokulmuştur. Her gündeme getirilişinde ‘yoksa karanlıkta kalırız`, ‘ucuzdur`, ‘güvenlidir`, ‘artan enerji ihtiyacı nedeniyle mecburuz`, ‘dünya nükleer kullanıyor` vb. argümanlar kullanılmıştır. Nükleer elektrik enerjisi uygulamalarının ‘İnsanlığın enerji gereksinimi tamamıyla çözecek`, ‘sayaçsız elektrik dönemi başlıyor` şeklindeki sloganlarla desteklendiği büyülü ve ışıltılı dönemlerinin ardından yaşanan kazalar, atık sorunları nedenleriyle kuşkular oluşmaya ve bunun sonucunda da nükleer enerji tartışılmaya ve itirazlar yükselmeye başlamıştır. EMO kurulduğu tarihlerden itibaren nükleer enerji konusundaki tartışmalara taraf olmuş ve bu konuda detaylı görüşler açıklamıştır. Söylediklerinin tümünde halk ve toplum yararına bir bakış açısı olduğu gözlenmektedir. EMO nükleer santral yapımının toplumsal yarar açısından gerekli olmadığını savunmaktadır."
Nükleer endüstrinin gizliliğin egemen olduğu, denetime kapalı bir yapıda olduğuna dikkat çeken Yeşil, "Nükleer santralların yapımına toplumlar değil devletler karar vermektedir. Kapitalist üretim biçimlerindeki dönüşüm stratejileri sanayileşmenin temel girdisi olan enerji tercihlerini de etkilemektedir" dedi.
Gelişmekte Olan Ülkelere Uyarı Fukuşima Kitapçığı Yayın Komitesi Başkanı Masaaki Ohashi, giriş bölümünde kitapçığın 11 Mart 2011`de Fukuşima Daiichi (Numara Bir) Nükleer Santralı`nda meydana gelen büyük çaplı nükleer felaketin yol açtığı hasarın yükünü sırtlanmayı sürdüren Japonlar`dan, dünyadaki tüm insanlara bir mesaj niteliği taşıdığına kaydediyor.
Kitapçığın hedef kitlesini, özellikle nükleer tesis inşaatlarının planlandığı ya da işletildiği ülkelerde yaşayanlar olduğunu belirten Ohashi, kitapçığın bu bölgelerde yaşayanlar ile çalışan sivil toplum kuruluşları ve belediye yöneticileri tarafından dağıtılmasını umduklarını kaydediyor.
Nükleer santralların gelişmekte olan ülkelerde inşa edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Ohashi, "Düşünmesi bile korkutucu ancak kaçınılmaz olan bir sonraki nükleer santral kazası ve nükleer felaket yeni yapılmış nükleer santrallara sahip, bir bölgede gerçekleşerek etrafındaki bölgeleri ve komşu ülkeleri de bir karmaşanın içine sürükleyebilir" dedi. Fukuşima`da Çernobil ve Three Mile Adası deneyimlerinden de yeterince yararlanılamadığına dikkat çeken Ohashi, kitapçığı ‘ne yapmalıyız` sorusuna cevap olması umuduyla hazırladıklarını vurguladı.
Kitapçığın ilk bölümünde, "Nükleer Enerji Nedir, Radyoaktivite Nedir?" konuları ele alınıyor. Japonya Ulusal Dieti Fukuşima Nükleer Kazası Bağımsız Araştırma Komisyonu (NAIIC) Eski Üyesi Hisako Sakiyama tarafından hazırlanan bu bölümde okuyucuya, elektrik üretim teknikleri, nükleer üretimi ve atom bombalarına ilişkin temel bilgiler veriliyor. Bu bölümde radyasyon ve sağlığa zararları konusunda temel bilgilere de yer veriliyor.
Propagandaya Kanmayın Kitabın ikinci bölümünün başlığını ise, "Fukuşima`da Olanlar ve Öğrenilen 10 Ders" oluşturuluyor. Bu bölümde; "Nükleer Enerji Güvenlidir" Propagandasına Kanmayın başlığı altında alt başlıklarda konu detaylandırılarak, fotoğraflarla da destekleniyor. İlk ders "Güvenlik Mitine Kanmayın" başlığı altında okuyucuya sunuluyor. Bu bölümde nükleer santralların inşaatlarının "yerel ekonominin faydasına" ve "kaza olma ihtimali yok" güvencesi verilerek teşvik edildiğine dikkat çekilerek, "Güvenlik mitinin ticaretini yapanlar, kaza olunca, küstahça bunun ‘öngörülemez` olduğunu savunarak, sorumluluktan kaçınıyorlar" deniliyor.
Bölge halkına bağımsız uzmanlarla işbirliği yaparak, hükümet ve şirketlerin planlarını araştırmaları tavsiye edilirken, şirketler ile belediyelerin arasında yolsuzlukları önlemek için yerel bilgilere de erişilmesi konusunda uyarıda bulunuluyor.
"Öncelikle Bölgeyi Tahliye Etmeli" Kitapçıkta, ikinci ders"Acil Durumda, Temel Öneri Kaçmaktır" başlığını altında yer veriliyor. Bu başlık altında nükleer santralda acil bir durum meydana geldiğinde, tahliye emirleri olup olmamasına bakmaksızın ilk anda kaçılması gerektiği önerisinde bulunuluyor. Kirliğin 30 kilometrelik yarıçapında bir alan ötesine bile yayılabileceği uyarısında bulunuluyor.
"Bilgiye Erişim ve Kayıtları Bırakmak Hayatidir" başlığı altında sunulan üçüncü derste ise, şirketlerin ve hükümetlerin sağlıklı bilgi sağlamama ihtimaline dikkat çekiliyor. Kitapçıkta bölge sakinlerine kaza öncesinde acil durumlarda bilgiye nasıl ulaşacaklarını öğrenmeleri tavsiye edilirken, tahliye sırasında kullanacakları maske gibi malzemeleri temin etmeleri isteniyor. "Sağlık Taraması Talep Edilmeli" Kitapçıkta yer alan dördüncü ders ise "Felaketten Etkilenenlerin Kapsamlı Bir Sağlık Taramasına ve Bilgi İfşasına Hakkı Vardır" başlığı ile okuyucuya sunuluyor. Çernobil`in tersine Fukuşima`da kapsamlı bir sağlık taraması yapılamadığına dikkat çekilen kitapçıkta, bağımsız kuruluşlarca kapsamlı sağlık taraması yapılması konusunda bölge halkının ısrarcı olması isteniyor.
Beşinci ders "Besin Güvenliğini Sağlamak ve Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık Endüstrilerini Korumak için, Vatandaşlar Ölçümlere Katılmalıdır. Bilgi İfşası Yine Hayatidir" başlığını taşıyor. Bu bölümde çiftçilere ve tüketicilere yönelik tavsiyeler yer alıyor. Altıncı derste ise "Tamamıyla Arınma Mümkün Değildir" başlığı ile radyasyondan temizlenmek için yapılması gerekenler anlatılarak, bütünüyle arınmanın sağlanamadığına dikkat çekiliyor. Taşeron Sistemi Tehdit Yaratıyor Yedinci ders "Nükleer Santral Çalışanlarına Düzgün Sağlık Yönetimi Sağlanmalıdır" başlığı altında veriliyor. Bu bölümde santralda hem normal üretim döneminde hem de kaza sonrası dönemde çok katmanlı taşeronluk sisteminin uygulandığı belirtilerek, güvencesiz çalıştırılan, günlük ücret ödenen işçilerin sağlık sigortalarının bile olmadığı anlatılıyor. Bu bölümde geçici işçilere hayatları boyunca ücretsiz tıbbi yardım sağlanması isteniyor.
"Yaşam Tarzı ve Toplumların Yeniden Kurulmasının Önemi Görmezden Gelinemez" başlığı altında sekizinci derse yer verilirken. Dokuzuncu derse ise "Kazadan Etkilenenlerin Hakları ve İyileşmesi için Kanunlar, Onların Katılımı ile Yapılmalıdır" başlığı altında okuyucuya sunuluyor.
Son derse ise "Tazminat Giderleri Vergi Ödeyenlerin Üzerine Yüklenir" başlığı altında yer veriliyor. Kaza sonrası oluşan maliyetlerin de yurttaşlara yüklendiğine dikkat çekilen bölümde, nükleer maliyeti hesabı yapılırken, kazadan kaynaklı hasarlarında dahil edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Kitapçığın üçüncü bölümünün başlığını "Uluslararası Kanun ve Felaket Risk Azaltma Çerçevesi" oluşturuyor. Bu bölümde, ilgili uluslararası mevzuata ilişkin okuyucuya temel bilgiler aktarılıyor. Kitapçığa, ücretsiz olarak Şubemizden ve http://kitap.emo.org.tr adresinden ulaşılabilir. İsterseniz kitapçığı aşağıdaki dosyalar bölümünden de bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
|
 |
|