8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü`nde TMMOB Eskişehir İKK Kadın Komisyonu`nun basın açıklaması ektedir.
1857 den 2017` ye 8 Mart Dünyada kadın mücadelesinin başlangıcı olarak kabul edilen 8 Mart 1857 den 8 Mart 2017 ye kadar geçen 160 yıl boyunca kadının yaşamında neler değişti? Bu tarihsel sürece baktığımızda; 8 Mart, iş yaşamında kadınların en doğal haklarını almak için kararlılıkla başlattıkları mücadelenin adıdır. 8 Mart ABD`de yanarak hayatların kaybeden 129 dokuma işçisi kadının sisteme karşı verdikleri onur ve yaşam mücadelesinin başlangıç tarihi ve dönüm noktasıdır. Ve artık günümüzde 8 Mart, bu onurlu mücadelenin anılması kadar, kadınların iş ve sosyal alanda karşılaştıkları sorunların ve başarı öykülerinin paylaşılması, siyasal ve sosyal bilincin artırılmasıdır. Türkiye nüfusunun yarısını kadınlar oluştururken okulda, fabrikada, hastanede, siyasette, toplumu yönlendiren ve karar alan mekanizmalarda kadınlar erkeklerden çok daha az sayıda görev almaktadır. Erkek egemen toplumlarda kadınların sistemde karar verici olması, kadın istihdamının erkeklerle eşit seviyeye ulaşması istenmemekte, eşit işe eşit ücret anlayışı uygulanmamaktadır. Kadın bir yandan "inandırıcılıktan uzak söylevlerle" sözde yüceltilirken yaşamın pek çok alanında ayrımcılığa ve haksızlığa uğramaktadır. Kadın gerek iş yaşamında ve gerekse ailesi içinde farkında olarak ya da olmayarak ekonomik, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalmakta, töre ve namus cinayetlerine kurban gitmekte, mal gibi alınıp satılmakta, kuma gitmekte ve kendi iradesi dışında doğurmak zorunda bırakılmaktadır. Her ne sebeple olursa olsun erkekler ve erkeklerin oluşturduğu sistem tarafından kadının yaşam hakkı elinden alınmaktadır. Eğitim yaşamında başlayan bu adaletsizlik kadınların tüm yaşamı boyunca devam etmektedir. Resmi verilere (TÜİK, 2015) göre, kadınlar ülkemiz nüfusunun % 49.8 ini oluştururken 25 yaş ve üzeri okuma yazma bilmeyen kadın nüfus oranı erkeklerin 5 katıdır. Üniversite eğitim sırasında kadın öğrenciler daha çok sosyal ve hizmet alanlarına yönlendirilmekte erkek mesleği olarak kabul edilen teknik alanlara yönlendirme daha az olmaktadır. Sahada bakıldığında ise, kadınların istihdamı erkeklerin istihdamının yarısı kadardır ve kadınlar eğitim düzeyleri ne olursa olsun erkeklerden daha düşük ücret almaktadırlar. Kadınlar ülkemizde siyasete uzak durmakta ve kadın milletvekillerinin oranın tüm milletvekillerinin ancak %14.5` ine ulaşabilmektedir. 30 büyükşehir belediye başkanından sadece 3`ü kadındır. Kadının yaşamın içinde daha etkin kılınabilmesi, aldığı eğitim ve donanımı ile değerlendirilmesinin toplumsal gelişimimiz üzerinde olumlu etkiler göstereceği bir gerçektir. Kadın yoksa toplumun yarısı yoktur, kadın yoksa yüzde elli yoktur. Nazım Hikmet`in dediği gibi; Kimi der ki kadın, Uzun kış gecelerinde yatmak içindir. Kimi der ki kadın yeşil bir harman yerinde Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir. Kimi der ki ayalimdir. Boynumda taşıdığım vebalimdir. Kimi der ki hamur yoğuran. Kimi der ki çocuk doğuran. Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal. O benim kollarım, bacaklarım, başımdır. Yavrum, annem, karım, kız kardeşim, Hayat arkadaşımdır. Tüm insanların sevgi bağı ile bağlandığı, savaşların sona erdiği, demokrasinin ve adaletin hakim olduğu, kadının insan olarak var olabildiği günlerde 8 Martları kutlamak dileğiyle. TMMOB Eskişehir İKK Kadın Komisyonu
|