25 Ağustos 2019 tarihinde MMO Bursa şubesinde hiçbir maden, doğadan ve insan hayatından daha değerli değildir basın açıklaması yapıldı. Kanadalı Alamos Gold şirketi tarafından doğa katliamının yapıldığı Çanakkale‘de çevre gönüllüleri ve yöre halkı tarafından sürdürülen "Su ve Vicdan Nöbeti"ne ilişkin TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu (İKK) tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamayı TMMOB Bursa İKK Sekreteri Ferudun Tetik yaptı. "Çanakkale`de doğaya ve su havzalarına sahip çıkmak için sürdürülen "Su ve Vicdan Nöbeti"ni selamlıyoruz" diyen Tetik açıklamaya şöyle devam etti: "Kaz dağlarının da içerisinde yer aldığı ekosistemin parçası olan Kirazlı Balaban Tepesinde bulunan altın madeni tüm bölge için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Kanadalı Alamos Gold şirketi tarafından işletilen maden havzası için ÇED raporunda öngörülenden çok daha fazla ağaç kesilmiş ve geniş bir orman arazisi ortadan kaldırılmıştır. Madenden çıkartılan altının ayrıştırılmasında kullanılacak siyanür bölgenin doğası, canlı varlığı ve su kaynakları açısından risk durumundadır. Madenin bulunduğu tepe, Çanakkale`nin tek su kaynağı durumundaki Atikhisar Barajı havzasında yer almaktadır. Bu baraja herhangi biçimde siyanür bulaşması, insan sağlığı açısından öngörülemez sonuçlar doğurabilir. Önceki yıllarda, yoğun yağmurlar nedeniyle farklı madenlere ait siyanür havuzlarında yaşanan çökme ve taşkınların yarattığı çevre felaketleri hafızalarımızdaki tazeliğini korumaktadır. Hiçbir maden, doğadan ve insan hayatından daha değerli değildir. TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu olarak, yöre halkı ve çevre örgütlerinin birlikte yürüttüğü "Su ve Vicdan Nöbeti"nin yanındayız. Doğamızın katledilmesine, madenlerimizin yağmalanmasına, doğal hayatın ve insan yaşamının hiçe sayılmasına asla izin vermeyeceğiz." Benzer felaketleri bir daha yaşamamak için derhal adım atılmalıdır. Yapı denetimi sistemi TMMOB ve bağlı Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla kamusal bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir. Ülke genelindeki yapılar incelenerek riskli yapılar tespit edilip güvenli hale getirilmelidir. Uygun olmayan zemin ve arazilerdeki yapılar derhal boşaltılmalıdır. Tüm yaşam alanlarımız bilimin ve teknolojinin rehberliğinde, insanların ihtiyaçları doğrultusunda ve doğayla barışık biçimde yapılandırılmalıdır. Geçtiğimiz yıllar içinde "İmar Barışı" adı altında ruhsatlandırılan yapılar derhal denetlenmeli, kaçak yapılar hiçbir biçimde affedilmemelidir. Çıkarılan deprem yönetmelikleri geliştirilmeli ve harfiyen uygulamaya konmalı, yönetmeliklere aykırı tüm işlemlerin tesis edilmesi engellenmeli; Odalarımızın kamusal görevi olan mesleki denetim yetkilerini sınırlandırmaya yönelik düzenlemeler kaldırılmalıdır. 20 yıl önceki acıları yeniden yaşamamamız için ülke olarak depreme hazırlıklı olmamız gerekiyor. Depreme hazırlıklı olmak için de bilimin, tekniğin ve doğanın sesine kulak vermemiz gerekiyor. Daha büyük acılar yaşamamak için depremi unutma, unutturma!"
|