|
Nükleer Karşıtı Platform’un (NKP), Hiroşima ve Nagazaki’ye nükleer bomba atılmasının 75. yıl dönümünde gerçekleştirdiği basın açıklamasında, Türkiye’nin “Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması’na taraf olması çağrısı yapılırken, “dünya barışı için nükleer silahların yasaklanması” talep edildi.
Sekretarya hizmetleri Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından yürütülen NKP`nin 6 Ağustos 2020 tarihinde gerçekleştirdiği yazılı basın açıklamasında, insanlık tarihinin en acımasız saldırısının yıl dönümü olduğu belirtilerek, şu bilgilere yer verildi:
"ABD`nin 1945 yılının 6 Ağustos günü Hiroşima`ya, 9 Ağustos`ta da Nagazaki`ye attığı atom bombalarıyla; Hiroşima`da 120 bin, Nagazaki`de 75 bin kişi yaşamını yitirmiştir. Binlerce insan sakat kalırken, kanser vakalarında yıllar boyu süren büyük artışlar yaşanmıştır. Tüm dünya, korkunç derecede yıkıcı etkisi olan, yüz binlerce insanı kısa sürede yok eden bombanın yarattığı dehşete şahit olmuş, vahşetin izleri yıllarca hafızalardan silinmemiştir. Böylesi bir felaketin bir daha yaşanmaması ve nükleer silahların tamamen ortadan kaldırılması için savaş karşıtlarının silahsızlanma çağrıları karşılıksız kalmış, Hiroşima ve Nagazaki`nin ardından uluslararası ilişkiler farklı bir boyut kazanmıştır. Nükleer gücü elinde bulunduran emperyalist ülkeler etik değerlerden uzak, yeni bir dünya düzeni yaratmıştır."
Ülkemizde ABD`ye ait nükleer silahların bulunduğuna dikkat çekilerek, şu ifadelere yer verildi: "Nükleer güce sahip olmayı ulusal bir itibar meselesine dönüştüren siyasi iktidar, milli güvenlik ve enerji ihtiyacı bahanesiyle, yarattığı çok yönlü tehlikelere rağmen, nükleer silahlara geçiş birikimi oluşturduğu kabul edilen; Mersin Akkuyu`da, Sinop İnceburun`da kurulması planlanan santrallar ile olası nükleer silah üretimine kapı aralamıştır.
Kapitalizmin sömürü hırsıyla, ulusal çıkarlar konusunda her an karşı karşıya gelebileceğimiz Akkuyu Nükleer Güç Santralı ve kurulması planlanan diğer nükleer santralları inşa ederek faaliyete geçirecek yabancı ülkelerle, ulusal güvenliğimiz tehditlere açık hale getirilmiş, santrallarda yaşanacak olası bir kaza ya da düzenlenecek bir saldırı sonucunda kaybedilecek hayatlar, ulusal kaynaklar dikkate alınmamıştır." Nükleer kazaların etkilerinin yüzyıllar boyunca sürdüğüne dikkat çekilerek, "Salgın, işsizlik, hayat pahalılığı, temel insani ihtiyaçlara ulaşma güçlükleri gibi ciddi toplumsal sorunlarla yüz yüze olduğumuz bu günlerde, halkın acil sorunlarına çözüm üretmek yerine nükleer santral çalışmalarına hız verilmesini, kaynakların silahlara yatırılmasını kınıyoruz" ifadelerine yer verildi.
Ülke menfaatleriyle uyuşmayan nükleer santral ve silah yatırımları yerine, yurttaşların sorunlarına yönelik kamu odaklı çözümler geliştirilmesinin istendiği açıklama, şöyle denildi:
"Hiroşima ve Nagazaki katliamının 75. yıl dönümünde, nükleer silahsızlanma çağrımızı yineliyoruz. İnsanlığın ve evrenin geleceği, dünya barışı için nükleer silahların yasaklanmasının, tüm dünyanın silahlardan arındırılmasının; barış, kardeşlik, dayanışma içinde silahsız, nükleersiz bir dünya kurulmasının mümkün olduğunu hatırlatıyoruz. Ülkemiz yönetiminin, 7 Temmuz 2017`de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu`nda dünya ülkelerinin ezici çoğunluğuyla onaylanan Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması`nı bir an önce imzalamasını ve TBMM`den de kabul edilerek geçirilmesini istiyoruz."
Dünya hükümetlerini sorumluluğa davet edildiği açıklama, "Hayatlarımızdan nükleer santrallar, nükleer silahlar çıkartılana, yurdumuzda ve dünyada insanlığın evrensel ideali olan; barış, adalet, eşitlik ve özgürlük sağlanana kadar, tüm canlılarıyla birlikte doğayı yok etmeyi göze alan bu sömürücü üretim anlayışına karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi, geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğimizi ilan ediyoruz" ifadeleriyle tamamlandı.
|
|
|