Çevrecilerin tahminlerine göre Akbelen’deki ağaçların beşte üçü kesildi. Yasal olup olmadığı açıklığa kavuşturulmadan kesim yapılan Akbelen’de zeytinlikler ve tarım alanları da tehlikede
"JANDARMA ablukası nedeniyle görebildiğimiz kadarıyla yaklaşık beşte üçü ağaçsızlaştırılmış durumda." DW Türkçe‘ye konuşan İkizköy Çevre Komitesi‘nden Çevre Mühendisi Deniz Gümüşel, Akbelen‘deki son durumu böyle özetliyor. Ormanın kuzey ve batı cephesinde hâlâ ağaçların olduğu bir orman alanının bulunduğuna dikkat çeken Gümüşel, "Yaşam savunucuları Akbelen‘e iş makinelerinin girmesini ve alandan tomrukların çıkarılmasını engellemeye çalışıyor" diyor. Anayasal suç Ağaç kesimine direnen İkizköylülerin avukatlarından Avukat Arif Ali Cangı da, "katliamın" ormanları korumakla görevli olan, kamusal güçlerini bu görevlerinden alan Bakanlık, Orman Genel Müdürlüğü, Muğla Orman Bölge Müdürlüğü eliyle gerçekleştirildiğini söylüyor. Cangı‘ya göre kamu güvenliğini sağlamakla görevli olan kolluk güçlerinin koruması ve Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim AŞ‘nin lojistik desteği ile yapılan ağaç kıyımı anayasal bir suç. ÇED raporu yok Projenin bir Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu da bulunmuyor. Deniz Gümüşel, projenin dahil olduğu 220 bin dönümlük bir ruhsat alanı olduğunu işaret ederek ekliyor: "Bu ruhsat alanının tamamını çevresel etki değerlendirmesinden muaf tutuyorlar. ÇED yönetmeliğin geçici ikinci ve üçüncü maddesine göre muaf tutuluyor. Dolayısıyla ÇED yapmadan ilerliyorlar. 220 bin dönüm alan içerisinde keyfi bir şekilde diğer izinleri alarak, mesela Akbelen‘de olduğu gibi orman iznini alarak, ÇED yapmadan süreci başlatıyorlar." Zeytinlik ve tarım alanları da tehlikede Akbelen Ormanı, İkizköy‘ün tarım alanlarının tam ortasında kalıyor. Karadam mevki, Akbelen mevki ve Ova mevkiindeki zeytinlikler ve tarım alanları Akbelen Ormanı‘nı çevreliyor. Deniz Gümüşel, YK Enerji‘nin yaklaşık 3 bin dönümlük bir tarım arazisini daha madene katmaya çalıştığını söylüyor. Bu arazilerin içinde önemli miktarda zeytin ağacı olduğu için Zeytincilik Kanunu gereği kamulaştırma yapılamadığına dikkat çeken Gümüşel, "O yüzden tek tek köylüleri ikna etmeye çalışıyor. Ancak köylülerin çok önemli bir çoğunluğu arazilerini termik santral ve kömür şirketine satmaya yanaşmıyor" diye konuşuyor. "Tüketimin üzerinde üretim var" TÜRKİYE Ormancılar Derneği (TOD) Başkanı Hüsrev Özkara da yaptığı basın açıklamasında, Muğla Valiliği‘nin açıklamasına göre Akbelen‘de 65 bin ağacın kesildiğinin anlaşıldığına işaret etti. Özkara, "Sizin elinizde hazır karbon yutakları görevi gören 60-70-80-90 yaşındaki ağaçlar varken bunun yerine ‘Ben kestiğim miktar kadar dikeceğim‘ demek kusura bakmayın aklımızla alay etmektir" dedi. YK Enerji‘nin bilgi notunda ise "2023 Eylül ayına kadar Akbelen sahasında madencilik faaliyetleri devam etmediği takdirde elektrik üretimimiz 2024 yılı içerisinde durmak zorunda kalacaktır" denildi. Ancak TMMOB Makina Mühendisleri Odası, Muğla‘da bulunan Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan Termik Santrallarının yıllık üretim kapasitelerinin gerçekleşen yıllık tüketimin çok üzerinde olduğuna işaret ediyor. Elektrik Mühendisleri Odası ve Makine Mühendisleri Odası tarafından 2022‘de hazırlanan raporda, "Üç santralın elektrik üretimini durdurmaları veya sona erdirmeleri halinde, durumun gerek yıllık toplam tüketim gerek anlık ihtiyaç (puant talep) ve gerekse elektrik şebekesi sisteminin işlerliği açısından, Muğla İlini, Ege Bölgesi‘ni ve Türkiye sistemini olumsuz etkilemeyeceğine işaret etmektedir" deniliyor. Muğla Valisi Kaz Dağları`ndan Biliniyor AKBELEN‘DE ağaçların jandarma korumasında kesilmesine tepkiler karşısında Muğla Valiliği‘nin açıklaması, kesilen ağaçların yerine 130 bin fidan dikileceği oldu. Ağaç kesiminin savunan Muğla Valisi Orhan Tavlı‘nın ise Kaz Dağlan‘nda Alamos Gold‘un altın maden projesi için 195 bin ağaç kesildiği sırada da Çanakkale Valisi olduğu ortaya çıktı. İkizköy direnişçileri, dün İçişleri Bakanlığı‘na başvurarak Orhan Tavlı hakkında suç duyurusunda bulundu. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ise yaptığı açıklamada Tavlı‘nın Çanakkale Valisi olarak atandıktan sonra "altıncı şirketlerin" çalışma izinlerinin hızla imzalanmaya başlandığına işaret etti. Derneğin açıklamasında, "Tavlı‘nın 2016 yılında göreve gelmesinden sonra TÜMAD Madencilik, 2017 yılında Lapseki‘de Altın Madeni Projesi‘ni işletmeye aldı, 100 binlerce ağaç kesildi. Daha sonra Danıştay süreci tamamlanmadan Alamos Gold‘un sahibi olduğu Kirazlı Altın Madeni Projesi‘ne çalışma izni verildi ve 2019‘da 350 bin ağaç kesilerek koskoca bir orman ekosistemi yok edildi. Ancak tüm çabasına, baskı ve zulmüne rağmen Kirazlı direnişine engel olamadı" denildi. Hak ihlalleri sürüyor AKBELEN‘DE geçen hafta pazartesi gününden bu yana 50‘ye yakın kişi gözaltına alındı. Orman için direnen yaşam savunucuları zor kullanılarak, darp edilerek, TOMA ile su sıkılarak, göz yaşartıcı gazla kötü muameleye maruz kalarak gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan sekizi mahkemeye sevk edilirken, dördü yurt dışına çıkma yasağı aldı. İki kişi adli kontrol karşılığında serbest bırakıldı. Ancak hak ihlalleri bunlarla sınırlı değil. Deniz Gümüşel, Akbelen Ormanı savunucularının etrafının kolluk kuvvetleri tarafından sarıldığını Jammer (sinyal bozucu) aracılığıyla Akbelen‘dekilerin dışarıdakilerle bağlantısının kesildiğini ve haberleşme özgürlüğüne engel olunduğunu belirterek ekliyor: "Nöbet alanı tamamen jandarma ablukası altında. Çok dar bir alanda çevrelenmiş durumdayız. Sabah ‘jandarma kestiğin ağacın gölgesinden çık‘ diye bir eylem yapıldı. Ne telefonla ne internet aracılığıyla dışarıyla bağlantı kurulması mümkün. Biz içeri girmiyoruz ki kamuoyuyla iletişimimiz kesilmesin. Alandan alabildiğimiz bilgileri, gözlemlerimizi kamuoyuyla ve basınla paylaşmaya çalışıyoruz." Avukat Arif Ali Cangı da "Haklarını kullanan yurttaşlar, kolluk tarafından gazla, suyla, copla, yerlerde sürüklenerek orantısız güçle gözaltına alındı. Hukuka bağlı, vicdanına göre karar vermesi gereken Sulh Ceza Hakimlerinin ‘Milas sınırları içine girmeme‘ adli kontrolüne maruz kaldılar" diyor.
|