YAZILI BASINDA ODAMIZ

 
Erdemir satışa çıktı
Sivil toplum örgütleri ve sendikalardan gelen tüm itirazlara rağmen, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), dünyanın 13. çelik devi olan ve Türkiye ekonomisinin önemli değerlerinden olan Ereğli Demir Çelik Fabrikası'ndaki (Erdemir) toplam yüzde 46.12 oranındaki hissesini "satış yöntemiyle blok" olarak özelleştirilmek üzere dün ihaleye çıkardı ve son teklif verme tarihi 26 Eylül 2005 olarak belirlendi. İhaleye katılmak için 40 milyon dolar geçici teminat yatırılması gerekiyor.
 

Erdemir'in ÖİB'ye ait yüzde 46.12'sinin yanında Türkiye Kalkınma Bankası'na ait yüzde 3.17'lik Erdemir hissesi de ihale sonrası satış sözleşmesi imzalayacak teklif sahibi tarafından alınacak. Böylece Erdemir'in yüzde 49.29'unun satışı gerçekleştirilmiş olacak. Erdemir'in kendi portföyünde ise yüzde 3.07 hissesi bulunuyor. Kalan hisseler de halka açık durumda ve İMKB'de işlem görüyor.

Dünyanın önde gelen demir çelik üreticilerinin ilgilendiği ve Türkiye'nin en büyük yassı çelik üreticisi Ereğli Demir Çelik Fabrikaları'nda satış sonrası, demir-çelik üretiminin devamını sağlanması için "imtiyazlı hisse" oluşturulacak. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), "imtiyazlı hisse" oluşturulmasının "kamu yararının gözetilmesi nedeniyle" mümkün olduğunu, ancak bu görüşün nihai şeklinin Kurul'a iletilecek olan Erdemir esas sözleşme tadil metinlerinin incelenmesinden sonra oluşturulacağını belirtmişti. Erdemir ile ilgilenenler arasında İngiliz-Hollanda ortaklığı olarak demir çelik ve pek çok alanda faaliyet gösteren Corus'un yanı sıra Lüksembourg merkezli çelik devi Arcelor , Mittal Steel , Amerikan US Steel, Rus Novolipetsk ile Severstal gibi dünyanın önde gelen çelik üreticileri de yer alıyor. Türkiye'den de Borusan Grubu ve Kibar Holding ilgileniyor.

Asrın projesi'nde vanalar açılıyor
Hazar petrolünü Türkiye üzerinden dünya pazarına ulaştıracak olan Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının Bakü'deki başlangıç noktasına ilk petrol, bugün Sezer'in de katılımıyla düzenlenecek törenle verilecek

"Asrın projesi" olarak adlandırılan ve Hazar petrolünü Türkiye üzerinden dünya pazarına ulaştırmada en önemli güzergah olacağı kabul edilen Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattının Bakü'deki "başlangıç noktasına ilk petrolün gelişi" nedeniyle, bugün Bakü'de tören düzenlenecek. Sengeçal terminalindeki törene Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in yanı sıra Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ve Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili'i de katılacak. BTC'nin başlangıç noktası kabul edilen Sengeçal Terminali'nde yapılacak törene ayrıca ABD Enerji Bakanı Samuel Bodman ile birlikte İngiltere, Norveç, Rusya, İran gibi çeşitli ülkelerden üst düzey katılım öngörülüyor.

bitiş noktası ceyhan
Bugün düzenlenecek törenle, Azeri-Çırak-Güneşli (AÇG) yataklarından elde edilen ilk petrolün, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de başlangıç noktası kabul edilen Ana Pompa İstasyonu'na gelişi, tarihi bir önem taşıyor. BTC hattından petrol akışının ise güzergahtaki ülkelerde boru hattına dönük yapım çalışmalarının tamamlanmasının ardından, 6 ay içinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bir başka deyişle petrol, 6 ay içinde aşama aşama devreye girecek boru hattıyla, bitiş noktası olan Adana'nın Ceyhan İlçesi'ne ulaşacak. Hazar Denizi'nin soğuk suları altında yatan zengin hidrokarbon (petrol+doğalgaz) rezervlerinin, uluslararası enerji piyasalarına ulaştırılmasını sağlayacak BTC hattının uzunluğu, toplam 1,774 kilometreyi buluyor. Bitiş noktası Adana'nın Ceyhan İlçesi'nde olan proje, Türkiye'nin "dünyanın enerji koridoru" olma iddiası ile stratejik konumunu güçlendirecek. Bu proje ile hem ekonomik açıdan uygun, hem de çevresel açıdan sürdürülebilir bir taşıma sistemi kurulmuş olacak. Başta Azeri petrolü olmak üzere, bölgede üretilecek yıllık yaklaşık 50 milyon ton ham petrolün, Ceyhan'da inşa edilecek deniz terminali ve buradan da tankerlerle dünya pazarlarına ulaştırılması amaçlanıyor. Birgün Ekonomi

Sezer: Türkiye'nin başarısı
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'le birlikte Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattına ilk petrolün verilmesi nedeniyle düzenlenecek törene katılmak üzere dün özel uçak GAP ile saat 13.05'te Azerbaycan'a gitti. Sezer, Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı açıklamada; "Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı'nın, bölgede istikrar ve barış ile Kafkasya ülkelerinin ekonomi alanındaki gelişmelerine katkıda bulunacağına içtenlikle inanıyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Sezer, şunları kaydetti: "Türkiye, 21. yüzyılın İpek Yolu olarak sunulan Doğu-Batı Enerji Koridoru'nun en önemli bileşenini oluşturan Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı'nın gerçekleştirilmesine ön ayak olmuş, bu yönde büyük çaba harcamıştır. Boru hattının bugün itibariyle yüzde 95'inin gerçekleştirilmiş olması, tasarı ortaklarının olduğu kadar Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye'nin de başarısıdır. Bakü-Tiflis-Ceyhan aynı zamanda, başta Avrupa olmak üzere batı piyasalarının enerji sunum güvenliğine de katkıda bulunacak ve Türk boğazlarından tankerle taşınan tehlikeli madde yükünü hafifletecektir. "

"Alüminyumşehir" özelleştirmecileri tokatladı
Teoriden bahsetmeyen, vardiyaları peşpeşe dizip ateşten haddanelerde emek, beden tüketen işçiler onlar. Dünyanın dev holdinglerini fabrikalarından kovan Seydişehir Alüminyum Fabrikası'nın işçileri... Onlar, özelleştirmeye karşı yeni mücadelelere hazırlıyorlar kendilerini. Polis copundan, biber gazından, göz yaşartıcı bombalardan daha bir öğrendiklerini söylüyorlar ekmeğin değerini.

Önceki gün dünyanın çeşitli ülkelerinden çokuluslu şirketler ile yerli ortaklarının satın almak istedikleri fabrikada inceleme yapmak istemelerine karşı barikat kuran ve 2 binden fazla çevik kuvvet, bine yakın askerin saldırısına uğrayan işçiler, ne pahasına olursa olsun fabrikalarını sattırmayacaklarını belirtiyorlar. Biber gazı ve göz yaşartıcı bombalarla yaralananlardan Ümit Zorlu, bugün artık özelleştirmeye karşı daha kararlı hale geldiklerini söylüyor. Özelleştirmenin gerisindeki güçleri tanıdıkça direniş ruhunun daha da güçlendiğini belirten Zorlu'nun anlattıklarına göre Seydişehir direnişi, hükümetlerin özelleştirme kararını tersine çevirecek bir deneyim olacak.

Yedi yıldır Seydişehir Alüminyum'da çalışan Zorlu, direnişin öyküsünü şöyle anlatıyor: "Yabancı alıcıların fabrikayı gezmeleriyle ilgili gerilim iki hafta öncesinden başladı. 27 Mayısta alıcıların fabrikada inceleme yapma süreleri sona ereceği için, son günlerde gerilim gittikçe artıyordu. Son olarak 19 Mayıs tatilini de fırsat bellediler ve pazar gecesi sabah saat 4'den sonra binlerce polisi fabrika önüne yığdılar. Biz olacakları fark ettik. Pazar gece vardiyasına gidenler sabah çıkmadık fabrikadan. İşçi direnişini kırmak, işçiyi fabrikadan uzak tutmak için böyle bir işgali planladılar. Özel tim, çevik kuvvet, jandarma komple harekete geçmişlerdi. Direnişimizi kırmaya çalıştılar ama biz tek yumruk olarak buna izin vermedik. Karşı koyunca saldırıya uğradık ama her şeye rağmen biz bugün özelleştirmeye karşı büyük bir kazanım elde ettik." Ümit Zorlu'un anlattıklarının arasına giriyor, diğer yaralı işçilerden Mustafa Topçu. "Bundan üç hafta önce LİMAK'tan Nihat Özdemir geldi ve biz onun fabrikaya girişine izin vermedik. Bu, hem bizim kararlılığımız hem de hükümet için, şirketler için bir antrenman oldu. Bu onlara gösterdi ki işçi fabrikasına sahip çıkacak. O zaman da işte Konya'nın ilçelerinden, civar illerden polis ve asker yığdılar buraya. Aslında fabrikaya ait bilgileri içeren "bilgi odası"nı alıp Ankara'da Özelleştirme İdaresi'ne götürdüler. Yine de fabrikayı görmek istiyorlardı. Bize sağ gösterip sol vurmak istediler. Ama biz ekmeğimize sahip çıktıkça bunu başaramayacaklar."

"ırak neyse, seydişehir de o!"
Mustafa Topçu, hükümetin Seydişehir'i çokuluslu şirketlere açma planını, ABD'nin Ortadoğu Planı'na benzetiyor. "Nasıl ki ABD Afganistan'n, Irak'ı işgal edip burdaki kaynakları şirketlere açmak istiyorsa, hükümet de onlardan öğrenip Seydişehir'i bu şirketlere satmak istiyor" diyor. Eti Alüminyum'un özelleştirmesine karşı bütün Seydişehir'in ortak bilinci harekete geçmiş durumda. Seydişehir'in sokaklarında tekel bayisinden mobilya mağazasına, eczaneden kasap dükkanına kadar bütün vitrinlere, otomobillerin camlarına "Özelleştirmeye Hayır!" afişi asılı. İlçede oluşturulan Şehir Meclisi, bütün siyasi partileri, bütün sivil toplum örgütlerini, dernekleri, odaları içinde barındırıyor. Şehir Meclisi üzerinden bütün ilçe işçilerin direnişine katılıyor.

direniş her yerde!
Bu nedenle özelleştirmeciler kentte barınamıyor. Bu yüzden, Seydişehir'e 20 kilometre uzaklıkta Toroslardaki maden yatağında bile direniş örgütlenmiş durumda. Burada çalışan yaklaşık 50 işçi de şirket yetkililerine karşı direnişe geçtiler. Bu yüzden şirketlerin, çoğu kez helikopterlerle maden yatağının, fabrikanın üzerinde dolaştığını belirtiyor Seydişehirliler. Dün Türkiye'nin gündemine oturan, fakat aslında 3 yıldır başlamış olan Seydişehir'deki özelleştirme karşıtı direniş, önümüzdeki günlerde daha da büyüyeceğe benziyor. Fabrikayı satın almak isteyenlerin, Haziran ayının 10'una kadar son tekliflerini vermesi gerekiyor. Ama bugüne kadar kimse almaya niyetlendiği fabrikayı göremedi. Çünkü fabrikanın işçileri, başlarına gelecekleri gördüler. Çünkü onlar, daha özce 8 bin işçi ile gerçekleştirilen yıllık 60 bin tonluk üretimi bugün yaklaşık 2 bin kişi ile gerçekleştiriyorlar ve fabrikayı yıllık 22 milyon dolar kara geçirdiler. İşçilerin direnişini destekleyen Çelik-İş Sendikası, TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası ve Şehir Meclisi de dün yaptıkları açıklama ile özelleştirme karşıtı mücadelede bundan sonra yine hep birlikte, omuz omuza olacaklarını ilan ettiler. Şehir Meclisi'nde aktif rolü olan Atatürkçü Düşünce Derneği de bu ortamın yaratılmasından AKP'yi sorumlu tutarak hükümeti kınadı. Başbakan Erdoğan'ın , "Burada marjinal gruplar vardı" sözüne tepki gösteren Metalurji Mühendisleri Odası Başkanı Cemallettin Küçük de "Eğer sendikalar, odalar ve Seydişehir halkı marjinal grup ise, hükümet ve başbakan da marjinaldir" dedi.