|
Özelleştirmelere Karşı Ortak Tepki
Emek ve meslek örgütleri tarafından düzenlenen "20. Yılında Türkiye'de Özelleştirme Gerçeği" sempozyumu bugün başladı. Ankara'da iki gün sürecek seminerde özelleştirmelere karşı ortak tepki veren bir yapının oluşturulması amaçlanıyor.
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) çağrısıyla emek ve meslek odaları tarafından özelleştirmelere karşı ortak tepki veren bir yapının oluşturulması amacıyla Ankara Ekin Sanat Merkezi'nde düzenlenen "20. Yılında Türkiye'de Özelleştirme Gerçeği" konulu sempozyum bugün başladı.
İki gün sürecek sempozyumun açılısında konuşan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, özelleştirmenin, uluslararası kuruluşlarca dayatılan ve Türkiye gerçeği ile uyumlu olmayan bir uygulama olduğuna dikkat çekerek, "Özelleştirme, demokrasiyi azaltan, ekonomiyi küçülten, çalışmaları örgütsüzleştiren, işsiz bırakan, yoksul kesimleri eğitimsiz, sağlıksız ve sosyal güvencesiz bırakan Türkiye'nin sömürgeleştirilmesini derinleştiren bir uygulamadır" dedi.
Soğancı, özelleştirme çalışmalarının başladığı günden günümüze kadar 183 kuruluşta hisse senedi veya varlık satış/devir işlemi yapıldığını, bu kuruluşlardan 171'inde hiç kamu payı kalmadığını belirterek şöyle devam etti:
"Küreselleşen dünyada, bir avuç azınlığın denetimindeki uluslararası sermaye, tüm insanların kaderi üzerinde her türlü demokratik ve toplumsal denetiminden uzak bir biçimde kurduğu egemenliğini görülmemiş boyutta yaygınlaştırmış ve yoğunlaştırmıştır. Borç kıskacına alınmış olan ülkelerin iktidarlarına kendi ülkelerine ve halklarına ihanet anlamına gelen kararlar aldırtabilmektedir."
Kılıç:İşçi ve işveren özelleştirme yorgunu
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkanı Salih Kılıç da, yaşanan özelleştirmeler sonucu, işsizleştirme, sendikasızlaştırma ve yatırımsızlaştırma politikalarının hayata geçtiğini vurguladı
Kılıç, Türkiye'de asgari ücretin bölgesel olma özelliği itibariyle uygulama alanı olmadığını belirterek, "bölgesel asgari ücret, dengesizlik, sosyal problemler ve işverenler arasında haksız rekabet yaratır" dedi.
Türkiye'de karlı, verimli, kamuya yükü olmayan kuruluşların elden çıkarılmasına karşı olduklarını belirten Kılıç, "Petkim, Tüpraş, Erdemir, Tekel gibi kuruluşların blok satışına evet demenin mümkün olmadığını" söyledi.
Gerek AB'ye entegrasyon sürecinde, gerekse IMF politikalarını uygularken, işveren ve işçilerin "özelleştirme yorgunu" haline geldiğini vurgulayan Kılıç, hükümetlerin özelleştirmeleri, vermiş olduklara taahhütler çerçevesinde yapmak zorunda oldukları için gerçekleştirdiklerinin altını çizdi.
Kılıç,Türkiye'nin özelleştirmelerden yaklaşık 10.5 milyar dolar kazanacak olmasına karşın kaybının daha çok olacağını belirterek ancak bunun getirisinin yanında birçok götürüsünün de olacağını ifade eden Kılıç, özelleştirmeler sonucu, işsizleştirme, sendikasızlaştırma ve yatırımsızlaştırma politikalarının hayata geçtiğini vurguladı.
Mevcut büyümenin de gerçekçi bir büyüme olmadığını belirten Kılıç, uygulanan ekonomik politikaların ekonomik çöküntüye yol açtığını, politik bir zayıflama ile sosyal sorumsuzluğu beraberinde getirdiğini söyledi.(KÖ)
|
|
|