|
GATS piyasa ekonomisidir
Elektrik Mühendisleri Odası'nın düzenledeği sempozyumda konuşan Prof. DR. Türkel Minibaş, DTÖ'nün elke içined ilkeler doğrultusunda kedi sökter yasalarını değiştirip devleti yeniden yapılandırdığına dikkat çekerek, DTÖ'nün sosyal devleti piyasa ekonomisine açarak,sınırları kaldırdığını söyledi.
Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nin düzenlediği 'AB ve GATS'ın mühendislik alanına etkileri' konulu sempozyum başladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Kampüsü Mustafa Kemal Amfisi'nde düzn başlayan iki günlük sempozyum boyunca AB ve GATS'ın uygulama sonuçları ve Türkiye'ye neler getirildiği tartışılacak.
Sempozyum dün saat 10:30'da yıplan açılış konuşmalarıyla başladı. EMO İstanbul Şube Başkaın Erol Celepsoy, AB ve GATS çerçevesinde yapılan antlaşmaların tartışılmadan yürürlüğe girdiğine dikkat çekerek yasalarla geleceğin iptoek altına alındığını dile getirdi. EMO Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Ulusaler sempozyumun,yakpılan antlaşmalara karşı yapacaklara ışık tutması temennisinde bulundu. TMMOB Başkanı Mehhet Soğancı da Türkiye sermayesinin AB süreci korusundaki politikalarının başlangıçtaki beklentilerinden farklılaşarak uluslararası sermayeyle bütünleşme sürecinin bir parçası haline gdönüştüğüne dikkat çekti. Soğancı,TMMOB'un AB süreci ile birlikte hızlanan neoliberal dönüşüme ve kamusal alanını sermaye lehine düzenlenmesine karşı mücadle edeceğini söyledi. Yapılan açılış konuşmalarının ardından TMMOB Yönetim Kurulu üyesi Remzi Baki Suiçmez sempozyumun açılış bildirgesini okudu.
Piyasa Ekonomisi
Sempozyum çerçeseinde açılış konuşmalarının ardından 'AB-GATS ve Mühendislik' konulu oturuma geçildi. Oturum başkanı İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. dR. Türkel Minibaş, yeni süreçte hizmetler piyasasının sermayenin kullanımına açıldığına işaret ederk DTÖ tarafından omuşturulan 11 alanın piyasa kurallarına göre işleyeceğine dikkat çekti. Artık sosyal devletin kamusal hizmetlri dahil olmak üzere her şeyinin piyasaya açılacağını ifade eden Minibaş, 'Hizmet söktörü piyasaya açılırken, DTÖ kendi bir sermaye transferini ilk sıraya koydu. Paraların transferi için de ilitişim kanalları kurdu. Türkiye daha fazla taahhütle bulunaraka daha açıkburdurum izledi. IMF, DB, DTÖ gibi kuruluşları hep sistemin kuruluşları gibi görerek hadi git deyinde gidecek örgütler gibi algılıyoruz. İmza atan Türkiye'nin yükümlülüğünü görmek gerekiyor. DTÖ'yü de böyle görmek gerekiyor, şeklinde konuştu. Yapılan değişikliklerle değişikliklerle DTÖ'nün ülke içinde ilkeler doğrultusunda kendi sektör yasalarını değiştirip devleti yeniden yapıladırdığına dikkat çeken Minibaş, DTÖ'nün sosyal devleti piyasa ekonomisine açarak sınırları kaldırırken bölgesel bloklaşmalarla gerçekleştirdiğini, AB ve GATS'ın burada ortaya çıktığını söyledi.
Yeniden Yapılandırma
Oturumda, 'neoliberalizm, küresel eşitsizlikler ve yenit ticari mimari' başlıklı sunum yapan York Üniversitesi Siyaset Bilim Öğretim Üyesi Gregory Albo, GATS'ın getirdği zorunlulukların ilk Kanada'da yaşandığını ve Kanada'da bu konunun 20 yıldır tartışıldığını ifade etti. Hizmet söktöründe Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'nın (NAFTA) önceliklerinden biri olduğunu ve ABD ve İngiltere arasındaki serbest ticaret antlaşmasının 1980'de tartışıldığını dile getiren Albo şöyle devam etti, 'Uruguay turunda hizmet sektörünü serbest piyasaya açmak iki külkenin amacıydı. GATS, DTÖ'nünbir parçasıdır. DTÖ farklı olarak aynı amaç ve süreç içerisinde AB'nin bir parçası haline getirildi. NAFTA'yı yakalamak için AB'de de hizmet sektörünün serbest piyasaya açılması gündem oldu'.
Tanık olduğumuz sürecin son zamanlarında birçok farklı ticaret anlaşması ortaya çıkardığını ile getiren Albo, tüm Amerika kıtasında 80 tane serbest ticeret anlaşması olduğuna dikkat çekti. Ticeret anlaşmalarının hizmet sektörünü serbestleştiren maddeler içerdiğini, neo-liberal süreçte ise serbest ticeret antlaşmaları ile rejimlerin yeniden yapılandırıldığını söyleyen Albo, 'en klasik örnek, maddelerin metalar tariflerindeki indirimleridir. 1980'lerde NAFTA'da sermaye akımının serbest ticarete doğru yönelimi başladı. Bu süreçte yapılan reformlara IMF'ye uyumlu programlar eklemlendi. Gelişmeler neoliberalizmle iç içedir. Uygulamalar hükümetlerin kendi başlarına politika geliştirmelerini engelemektedir. Endüstrilerini ve ulusal pazarlarını piyasaya açmaya zorlamaktadır' diye konuştu.
|
|
|