YAZILI BASINDA ODAMIZ

 
Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, özelleştirmenin, amaç ve ilkeleri olarak ortaya konulan ''istihdam yaratmak, yeni iş alanları açmak ve gelir dağılımını düzeltmek'' ile ilgisi bulunmadığını söyledi.
 

''Kar eden, verimli çalışan
kuruluşların yabancı şirketlere ve yerli işbirlikçilerine direkt olarak satılmasına evet demiyoruz, Başbakanımız ne derse desin bundan
sonra da demeyeceğiz'' dedi.
Petrol-İş Başkanlar Kurulu, Petrol-İş Genel Merkezi'nde toplandı. Toplantıya katılan Kılıç, burada yaptığı konuşmada, 20 yılda 245 işletmenin 10 milyar dolar gelir karşılığında özelleştirildiğini, ancak bu gelir ile ne yatırım yapıldığını, ne de işsizliğin giderildiğini söyledi.
Yapılan özelleştirmenin, amaç ve ilkeleri olarak ortaya konulan ''istihdam yaratmak, yeni iş alanları açmak ve gelir dağılımını düzeltmek'' ile ilgisi bulunmadığını söyledi.Başbakan'ın özelleştirme konusundaki açıklamalarına da değinen Kılıç, şöyle konuştu:
''Sayın Başbakan 5 ay içerisinde Hazineye 1 milyar dolarlık para aktarıldığını söylüyor. Bu paraların nereye gittiğini Türk halkı bilmek mecburiyetinde. Eğer hazineye aktarılan paralar iç ve dış borçlara gidiyorsa, yatırıma, istihdama ve birtakım ekonomik
faaliyetlere dönüşmüyorsa, özelleştirmenin iç ve dış borcu ve bütçenin açıklarını kapatmaya dönük olduğunu inkar edemezler. Bu nedenle, 'işçiler bu konuda tahrik ediliyor' diyor. Biz kimseyi tahrik etmiyoruz. Biz kar eden, verimli çalışan, katma değer üreten
kuruluşların gerek yabancı şirketlere gerek yerli işbirlikçilerine direkt olarak satılmasına evet demiyoruz, bundan sonra da demeyeceğiz.
Başbakanımız ne derse desin.''

''İŞÇİYİ TAHRİK MAHRİK ETMİYORUZ''-

Salih Kılıç, 'İşçiler aldatılıyor' gibi bir yaklaşımı kabul etmelerinin de mümkün olmadığını ifade ederek, ''Biz, ulusal varlıklara sonuna kadar sahip çıkma görevimizin gereğini yerine getireceğiz. Stratejik öneme haiz olan kuruluşların zelleştirilmesine
evet demiyoruz. Satılmalarına evet demek mümkün değildir'' dedi. Özelleştirmelerin yüzde 80'ine evet denilmediğini kaydeden Salih Kılıç, ''Özelleştirmeler, içinde bulunulan şartlar dolayısıyla peşkeşten yağmaya dönüşmektedir'' diye konuştu.
Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu iktidara soruyorum; 20 yılda yapılan özelleştirmelerden elde edilen 10 milyar 363 milyon dolarlık gelir ile iç ve dış borç kapatıldı mı? Dış ticaret dengesi sağlanabildi mi? İstihdam
yaratabilecek yatırımlar yapılabildi mi? Türkiye'de yabancı holdingler, kuruluşlar yatırım yapmak istiyorsa karlı kuruluşlarımıza değil, belirlenen 49 ilde yeni yatırım yapsınlar. Biz de destek veririz.''
Salih Kılıç, Başbakan'ın açıklamalarının hatırlatılması üzerine ''Sayın Başbakan Ticaret Odası'nı dolaylı olarak bizi de kastediyor.
Onun cevabı belirli platformlarda verilecek. İşçiyi tahrik mahrik etmiyoruz. Türkiye'de yabancı holdingler ile onların yerli işbirlikçilerinin sömürüsüne göz yumanlar işçiler değildir'' karşılığını verdi.

-''ETKİN VE GÜÇLÜ TAVIR GELİŞTİRMELİYİZ''-

Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın da hükümetin Nisan'da IMF'ye verdiği niyet mektubuyla 3 yıl daha geleceğin ipotek altına alındığı görüşünü dile getirerek, ''Yani 3 yıl daha Türkiye'nin borçları artacak, işsizlik azalmayacak, gelir dağılımı adaletsizliği sürecek, ulusal kaynaklarımız yerli ve yabancı sermayeye özelleştirmeler yoluyla aktarılmaya devam edilecektir. Hükümet, IMF ve Dünya Bankası patentli emek karşıtı politikalarına karşı biz de
sendikalar olarak toplumsal muhalefetin önünü açan ve giderek siyasallaşan etkin ve güçlü bir tavır geliştirmeliyiz'' dedi.
Öztaşkın, ''20 yıllık serüveni fiyaskoyla sonuçlanan özelleştirmelere karşı toplumsal duyarlılığın giderek arttığını'' belirterek, ''Şu anda ilanda olan ve teklifleri alınmaya başlanan
Telekom, Tüpraş ve Erdemir'de örgütlü olan Petrol-İş, Türk Metal ve Haber-İş sendikalarının Türk-İş öncülüğünde ortak bir tavır ortaya koymasının özelleştirmeye karşı mücadeleye ivme kazandırdığını'' ifadeetti. ''Bütün sendikalar, emek örgütleri ve özelleştirme karşıtlarını kapsayacak şekilde bu mücadelenin genişletilmesi ve toplumsal direnişe dönüştürülmesi gerektiğini'' kaydeden Öztaşkın, ayrıca 3 işçi konfederasyonun hiçbir ön şart öne sürmeden birleşmeyi gündemlerine almaları daha sonra da işçi memur ayırımı olmadan bütün emek örgütlerinin tek çatı altında toplanması önerisinde bulundu.

www.sesonline.net