|
Petrol fiyatlarına müdahale gerçekçi mi? -Ali Ağaoğlu
Dünya ham petrol fiyatları son günlerde özellikle ABD'den ve Çin'den kaynaklandığı söylenen talepler nedeniyle yeni rekorlar kınyor. Brent petrolü Pazartesi günü 59.51 ile yeni bir rekor kırdı. Şimdilik 60 dolar seviyesi aşılmadı ve bir düzeltme yaşanıyor. Düzeltme sırasında sırasıyla 54.90, 53.50 ve 52.1 seviyeleri görülebilir. 53.50 seviyesi önemli. Bu düzeltme sonrasında 60 doların aşılması halinde Brent petrolünün 67.5 doları bile görmesi mümkün!
Dünya fiyatlarındaki artışlar nedeniyle Tüpraş peş peşe zam yapmak zorunda kalıyor. Bu zamların üzerine geçtiğimiz haftasonu sayın Başbakan'in "Gerekirse müdahale ederiz" yorumu geldi. Ancak bu müdahale düşüncesi ne kadar gerçekçi?
Türkiye'nin dünya petrol fiyatlarına müdahalesi söz konusu bile olamaz!
Tüpraş'in şu anda kullandığı otomatik fiyatlama mekanizması da teorik olarak buna izin vermiyor. Tüpraş yıllık alım anlaşmalarını miktar bazında yapıyor. Ancak fiyatlamalarında uluslararası petrol piyasasının endikatörü olan "Platts" fiyatlarının geriye dönük 5 günlük ağırlıklı ortalamasını baz alıyor. Burada +/- yüzde 3'lük bir değişim olduğu takdirde de kendi fiyatlarında değişiklik yapıyor. Doğal olarak iç piyasadaki fiyatlar uluslararası fiyat hareketlerine tabii hale geliyor.
Aslında pompa fiyatlarındaki yüksekliğin asıl sorumlusu Tüpraş değil. Petrol ürünlerinden alınan ÖTV ve KDV pompa fiyatlarındaki en önemli kalemler. Son yapılan zamlardan sonra kurşunsuz benzinin rafineri fiyatı 583 YTL iken rafineri çıkışında tahsil edilen ÖTV 1,364 YTL. Dağıtım şirketleri ve bayii paylarıyla bunların üstüne eklenen KDV ile kurşunsuz benzinin pompa satış fiyatı 2.600 YTEye ulaşıyor.
Eğer hükümet tarafından bir 'müdahale' yapılacaksa; bunun Tüpraş'in fiyatlamasından çok vergilere yapılması daha mantıklı olacaktır.
Rafineri satış fiyatı, pompa fiyatının yüzde 22.5'i civarında iken bu fiyatlara 'müdahale' etmenin nihai fiyatlar üzerinde ne denli etkili olacağı da ayrı bir tartışma konusu.
Tüpraş için başka bir sorun da fiyatların yükselişine karşın kendini koruyabileceği 'hedge' mekanizmalarından yeterince faydalanamıyor olması. Bunda Tüpraş yönetiminden çok, Tüpraş'in bir kamu kuruluşu olmasının payı büyük. Varsayalım ki Tüpraş yönetimi uluslararası fiyatların yükseleceğini tahmin ederek vadeli piyasalardan 'alım kontratları' aldı.
Eğer fiyatlar beklendiği gibi yükselir ve Tüpraş bu işten kâr ederse sorun yok. Ya piyasadan ucuza aldığı için iç piyasadaki fiyatları arttırmayacak ya da kârlarından yıl sonunda vergi ödeyecektir. Fiyatlar beklentinin tersine, düşer ve Tüpraş kontratlardan zarar ederse, büyük ihtimalle yönetim soruşturmaya uğrayacaktır. Zira bizim kanunlarımızda yeni finansal ürünler konusunda bir netlik yok. Soruşturmada "Fiyatlar düştüğü halde siz neden bu kadar yüksekten petrol aldınız?" diye sorulacaktır.
Aslında bu sorunlar bile Tüpraş'in özelleştirilmesi için önemli bir sebep oluşturuyor. Fiyatlamaya müdahale endişesi Tüpraş'in özelleştirme fiyatını olumsuz etkileyebilecektir.
|
|
|