YAZILI BASINDA ODAMIZ

 
ŞARM EL- ŞEYH 2002 YILINDA UNESCO TARAFINDAN 'BARIŞ KENTİ' İLAN EDİLMİŞTİ. KÜÇÜK HAVALİMANINDAN NAAMA KÖRFEZİ'Nİ KUŞATAN OTELLERE GİDEN YOLUN ADI DA BARIŞ YOLU.' ŞARM EL-ŞEYH, SON 10 YILDA OLAĞANÜSTÜ BİR GELİŞME KAYDETMİŞ, DÜNYANIN GÖZDE TURİZM MERKEZ-LERİNDEN BİRİ OLMUŞTU. İSRAİL-FİLİSTİN BARIŞ GÖRÜŞMELERİNE EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞ, OTELLERİNİN ÇOĞU İSRAİLLİLER TARAFINDAN İNŞA EDİLMİŞ, İSRAİLLİLERİN DE EN ÇOK TERCİH ETTİĞİ TATİL BELDESİ. YALNIZ ONLAR DEĞİL AVRUPALILAR DA BAYILIYORDU BU ŞEHRE. HÜSNÜ MÜBAREK'İN BİR MALİKâNESİ VAR. TONY BLAİR'İN DE AİLESİYLE BİRLİKTE DEFALARCA BURADA TATİL YAPTIĞI BİLİNİYOR. CUMA GECE YARISINI GEÇE, BARLAR, KAFELER GÜNEŞ YORGUNU TURİSTLER VE YEREL HALKLA DOLUYKEN İLK BOMBA HEDİYELİK DÜKKâNLARININ OLDUĞU ESKİ PAZARDA PATLADI. DAHA SONRAKİ PATLAMALARLA BİRLİKTE ÖLÜ SAYISI 100 YAKLAŞACAKTI. ESKİ PAZARDA BİR KAHVEDE ZENGİN OTELLERİN, TATİL KÖYLERİNİN MISIRLI ÇALIŞANLARI İŞLERİNİ BİTİRMİŞ, GÜNÜN YORGUNLUĞUNU ATMAK İÇİN OTURUYORLARDI. BOMBAYLA 17 İŞÇİ HAVAYA UÇUVERDİ. NEYİN BEDELİNİ ÖDEDİKLERİNİ, NEDEN TAM YORGUN KEMİKLERİNİ DİNLENDİRECEKLERİ, RAHAT BİR SOLUK ALACAKLARI ANDA KÜL OLUP HAVAYA KARIŞTIKLARINI HİÇBİR ZAMAN BİLEMEYECEKLER. ONLAR YENİ SAVAŞIN KURBANLARI. KÖR BOMBALARIN, İNTİHAR KOMANDOLARININ, YENİ SAVAŞ DÜZENİNİN YENİ KAHRAMANLARININ. ONLARIN HAYATININ FAZLACA BİR ÖNEMİ YOK. BİRER RAKAM OLARAK GEÇECEKLER TARİHE. IRAKLI ÇOCUKLAR GİBİ. AFGANİSTANLI SİVİLLER GİBİ. İSPANYA'DA, LONDRA'DA, NEW YORK'TA, İSTANBUL'DA HAVAYA UÇURULANLAR GİBİ. DOLAYISIYLA ONLARIN ÖLÜMÜ ÖLDÜRENLER AÇISINDAN BİLE BİR YANLIŞLIK OLARAK ADLANDIRILMAYACAK.
 

Şarm el- Şeyh 2002 yılında UNESCO tarafından 'Barış Kenti' ilan edilmişti. Küçük havalimanından Naama Körfezi'ni kuşatan otellere giden yolun adı da Barış Yolu.' Şarm el-Şeyh, son 10 yılda olağanüstü bir gelişme kaydetmiş, dünyanın gözde turizm merkez-lerinden biri olmuştu. İsrail-Filistin barış görüşmelerine ev sahipliği yapmış, otellerinin çoğu İsrailliler tarafından inşa edilmiş, İsraillilerin de en çok tercih ettiği tatil beldesi. Yalnız onlar değil Avrupalılar da bayılıyordu bu şehre. Hüsnü Mübarek'in bir malikânesi var. Tony Blair'in de ailesiyle birlikte defalarca burada tatil yaptığı biliniyor. Cuma gece yarısını geçe, barlar, kafeler güneş yorgunu turistler ve yerel halkla doluyken ilk bomba hediyelik dükkânlarının olduğu eski pazarda patladı. Daha sonraki patlamalarla birlikte ölü sayısı 100 yaklaşacaktı. Eski pazarda bir kahvede zengin otellerin, tatil köylerinin Mısırlı çalışanları işlerini bitirmiş, günün yorgunluğunu atmak için oturuyorlardı. Bombayla 17 işçi havaya uçuverdi. Neyin bedelini ödediklerini, neden tam yorgun kemiklerini dinlendirecekleri, rahat bir soluk alacakları anda kül olup havaya karıştıklarını hiçbir zaman bilemeyecekler. Onlar yeni savaşın kurbanları. Kör bombaların, intihar komandolarının, yeni savaş düzeninin yeni kahramanlarının. Onların hayatının fazlaca bir önemi yok. Birer rakam olarak geçecekler tarihe. Iraklı çocuklar gibi. Afganistanlı siviller gibi. İspanya'da, Londra'da, New York'ta, İstanbul'da havaya uçurulanlar gibi. Dolayısıyla onların ölümü öldürenler açısından bile bir yanlışlık olarak adlandırılmayacak.