MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

NÜKLEER SANTRAL İLE İLGİLİ BASINDA BUGÜN ÇIKAN BAZI HABERLER


 
NÜKLEER santrallerden ilkinin Sinop'ta kurulmasına karar verildiğinin açıklanması üzerine ayağa kalkan Sinoplular, bir dizi protesto eylemi için kolları sıvadı.
 

14 NİSAN 2006

BİRGÜN

Sinoplular 'nükleer santral alarmı'nda
NÜKLEER
santrallerden ilkinin Sinop'ta kurulmasına karar verildiğinin açıklanması üzerine ayağa kalkan Sinoplular, bir dizi protesto eylemi için kolları sıvadı.

Sayısı 55'e ulaşan siyasi parti, inisiyatif ve sendikalardan oluşan Nükleer Karşıtı Platform, Çernobil faciasının yıldönümü olan 26 nisandan üç gün sonra "29 nisanda düzenleyecekleri geniş katılımlı mitingle nükleer santral kararına karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini" duyuracak.

'SANTRAL İSTEMİYORUZ'
Platform Sözcüsü Kadir Yavuz, Sinop'ta nükleer enerji santrali kurmayı hayal edenlerin bu hayallerinin gerçekleşmesine izin vermeyeceklerini belirterek, Sinop'ta tek bir kişinin bile bu şehre nükleer enerji santrali kurulmasını istemediğinin altını çizdi.

Yavuz halkın iradesinden daha yüce bir irade olamayacağını vurgulayarak, "Hükümet tercihini ortaya koymuştur, biz de halkın iradesini ortaya koyacağız, bu ikisinin çarpışmasından neler çıkacağını hep beraber göreceğiz." dedi.

www.sinopbizim.org adlı web sitesinde nükleer enerji lobilerine "Nükleer sizin olsun, Sinop bizim" diyen bildiriyi imzalayarak nükleer enerji karşıtı sivil girişime destek verenlerin sayısı 8,694'e ulaştı.

CHP MİLLETVEKİLİ ALTAY: Hükümet enerji değil, ihale ve rant peşinde
CHP
Sinop Milletvekili Engin Altay, "Biz bu işe şiddetle karşıyız. Hükümet iş yapmıyor, ateşle oynuyor. AKP Hükümeti, enerji değil, ihale ve rant peşinde" dedi.

Altay; turizm'de yükselen kent iddiası taşıyan, eğitim ve kültür odağı Sinop'a "nükleer bela" bulaştırılmak istendiğini vurgulayarak, şu görüşleri dile getirdi:

Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'nın terk ettiği üçüncü sınıf bir çöp teknolojiyi Sinop'a getirmek, getirmeye kalkışmak gaflettir, delalettir.Bu hatadan acilen dönülmelidir. Bu karar Sinop'a ihanettir. Sinop halkı bunu istemiyor. Sinop halkı tepkisinin ciddiyetini 29 Nisan'da Nükleer Karşıtı Platform'un etkinliğinde gösterecektir."

Nükleer santral için kamu-özel işbirliği

Enerji Bakanlığı'nda Türkiye'nin önde gelen 14 firmasının katılımıyla düzenlenen toplantıda nükleer santraller için kamu ile özel sektörün işbirliği yapması gündeme geldi.

Toplantıya hükümet kanadından Devlet Bakanı Ali Babacan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler ve Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Sami Demirbilek, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Başkanı Okay Çakıroğlu, EÜ-AŞ temsilcileri ile bazı bürokratlar katıldı. Özel sektör kanadından ise Koç, Sabancı, Zorlu, Enka, Çalık, Gama, Akkök, Ak Enerji, Alarko, Tekfen, Doğuş, Güriş, Nurol, Habaş firmaları yönetim kurulu başkanı veya genel müdür düzeyinde temsil edildi.Enerji Bakanı Güler, toplantıdan sonraki açıklamasında henüz kesinleşme-mekle birlikte, firmaların, özel sektör ve kamunun ortak çalışma modeli olan PPP modeline sıcak baktığını belirtti. Bakan Güler, PPP modeli ile özel sektör ile kamu arasında risk paylaşımı olacağını, çalışmaların her iki tarafça da denetleneceğini aktardı. Güler, açıklamasında 12 Mayıs'a kadar tüm firmalardan yazılı görüş isteneceğini bildirdi.

Maksimum süre olan bir aydan önce sonuçları değerlendirip firmaları yeniden toplantıya çağıracaklarını belirten Bakan Güler, nükleer santralların özel sektör marifetiyle yapılmasını istediklerini ve nükleer santralların mutlaka yapılacağını da sözlerine ekledi. Enerji Bakanlığı yetkilileri, 2020 yılında 4 bin 500 megavatlık nükleer enerjiye ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. Yetkililer, "değişik yerlerde ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci santral kurulabilir" açıklaması yaptı.

CUMHURİYET

NÜKLEERE TEPKİ

Sinop halkı ayaklandı

ANKARA/SİNOP (Cumhuriyet) Türkiye'nin ilk nükleer santralının Sinop'ta kurulması kesinleşirken; yöre halkı ve milletvekillerinden bu karara sert tepki geldi. CHP Sinop Milletvekili Engin Altay ''Bu, sıfır güvenlikli, dev bir felaket projesidir. Sinop, Avrupa'nın nükleer çöplüğü olamaz. Referandum yapılmalıdır'' dedi.

Sinop'ta nükleer santral kurulması kararına tepki gösteren CHP Sinop Milletvekili Engin Altay, ''Bu, sıfır güvenlikli dev bir felaket projesidir. Hükümetin amacı enerji politikası değil, rant politikasıdır. İhale yapmak istiyorlar, burada da işleyecek rant çarkıdır'' dedi. Altay, 29 Nisan günü Sinop'ta nükleer karşıtı platformun düzenlediği mitinge katılacaklarını bildirdi. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç da santralın yeri konusunda tek belirleyicinin Başbakan Erdoğan olmasını da eleştirerek ''Başbakan sadrazam mı, şeyhülislam mı? Sen kimsin? Sinop'u tercih etmiş. Sinop Türkiye'nin en güzel doğa köşelerinden biri'' açıklamasını yaptı.

Nükleer santralın Sinop'ta kurulacağının açıklanmasının ardından kent halkı ayaklandı. Sinop'ta yaklaşık 10 gün önce başlatılan ''Nükleer Sizin Olsun, Sinop Bizim'' imza kampanyasında imza sayısı 15 bini aştı. Sinop Nükleer Karşıtı Platformu'na da katılımlar da sürüyor. Platform Sözcüsü Hale Oğuz , 60 demokratik kitle örgütünün platformda temsil edildiğine dikkat çekerek ''Bu, Sinop'un en az yüzde 70'inin platformda temsil edilmesi demektir. Örgütsüz kesim içinde kalan ev hanımları, öğrenciler gibi kesimlerden de çok büyük destek alıyoruz. Bu demektir ki, şu ana kadar nükleer santral konusunda tavrını belli edenlerin oranı en az yüzde 90'dır. Bir kentin yüzde 90'ının karşı olduğu bir işi hükümetin başarabileceğini düşünmüyoruz'' dedi.

RADİKAL

Nükleer santrala İrlanda modeli

Türkiye'nin ilk nükleer enerji santralı da ihalesiz yaptırılacak. İrlanda modeli denilen uygulamayı anlatan Bakan Güler, 'Alım garantisi verilecek' dedi

RADİKAL - ANKARA - Hükümet, Samsun-Ceyhan boru hattından sonra Sinop'ta inşa edilecek Türkiye'nin ilk nükleer santralının yapımını da ihalesiz gerçekleştirecek. Enerji Bakanı Hilmi Güler, santralın yapımı için İrlanda modeli önerdiklerini, devletin nükleer santralda üretilecek elektriğin bir kısmı için alım garantisi vereceğini, bunun da 'risk paylaşımı' olduğunu söyledi.
Türkiye'nin ilk nükleer santralının inşasında uygulanacak modeli belirlemek üzere bakan Güler başkanlığında özel sektör temsilcileriyle bir toplantı yapıldı. Devlet Bakanı Ali Babacan ile bürokratların hazır bulunduğu toplantıya Koç, Sabancı, Zorlu, Enka, Gama, Akkök, Alarko, Tekfen, Doğuş, Güriş, Nurol, Habaş ve Çalık'ın yöneticileri katıldı.
Güler, katılımcıları 'ortak çözüm bulma takımı' olarak nitelendirdi. Özel sektör temsilcilerine hükümetin düşündüğü İrlanda modeli hakkında bilgi verdiklerini anlatan Güler, katılımcı firmalardan 12 Mayıs'a kadar yazılı görüş isteyeceklerini, sonra daha geniş bir katılımla yeniden bir araya geleceklerini bildirdi. Güler, İrlanda modelinin daha önce Ulaştırma Bakanlığı'nca havaalanlarında da kullanıldığını söyledi.

'Birlikte belirleyeceğiz'
Modelin kesinleşmediğini vurgulayan Güler, kendilerinin önerilerini getirdiğini, karşılıklı mutabık kaldıklarını ama özel sektörün kendi içinde konuyu tartışıp ilave önerisi varsa ileteceğini bildirdi. Devletin santralda üretilecek elektrik için bir alım garantisi vereceğini ifade eden Güler, örnek olarak santralın verimli çalışma kapasitesi yüzde 85 olarak kabul edilirse elektrik satışının yüzde 85 ile yüzde 65 arasında kalması durumunda bu bölüm için devletin ödeme yapacağını kaydetti.
Güler bir soru üzerine nükleer santral için ihalenin söz konusu olmadığını belirtirken, dün yapılan toplantının 'işi yapacak kişilerle oyunun kurallarını belirlemek' olduğunu, işin nasıl yapılacağını birlikte belirleyeceklerini söyledi.

Hepsini aynı grup yapacak
Güler'in verdiği bilgiye göre, hükümet toplam 5 bin megavat kurulu gücünde nükleer santral kurmak istiyor. Planlanan ise ilk etapta 1800 megavatlık bir reaktör kurmak. Reaktörlerin tümü aynı yatırımcılar tarafından kurulacak ve yatırımcılara diledikleri takdirde bu miktarı 7 bin veya 8 bin megavata çıkarma opsiyonu tanınacak. Güler, firmaların teklifini görmek için hükümetin yakıt teknolojisi konusunda tercihini açıklamayacağını ifade ederken, projenin maliyetine ilişkin soruları da yanıtsız bıraktı.

Google ismini Gu Ge yaptı

RADİKAL - İSTANBUL - Dünyanın en büyük arama motoru olan Google, Çin'de daha fazla kullanıcıya ulaşmak için ismini Çince'de 'hasat şarkısı' anlamına gelen 'Gu Ge' yaptı. Pekin'deki mühendislik merkezinin açılışında bu açıklamayı yapan Google'ın amacı yabancı isimleri telaffuz etmekte zorlanan Çinliler için servislerinin kullanımını kolaylaştırmak. Google, ilk defa bir ülkede farklı bir isimle faaliyet gösterecek. Google'ın Çin'deki yerel rakibi Baidu ise ismini geleneksel bir Çin şiirinden alıyor.

MİLLİYET

Meral TAMER

Nükleercilere soru: Teknolojisi son 15 yılda eskimeyen sektör var mı?

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi bildiri yayınladı: "Nükleer enerjiye evet, ama reaktörlerde yeni teknolojiyi beklemek lazım"

Dün özel sektörün ağır toplarının da görüşlerini alan AKP Hükümeti, nükleer santral kurma konusundaki kararlılığını sürdürürken, merkezi Ankara'da bulunan Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi nükleer enerjiyi, Türkiye'nin genel elektrik enerjisi gereksinmeleri kapsamında masaya yatırdı.
23 martta yapılan toplantının ardından yayınlanan bildiride, nükleer enerjiye "Hayır" denmiyor. Ancak her sektörde olduğu gibi enerji sektöründe de teknolojinin son 25 yılda büyük değişim gösterdiği hatırlatılarak, yeni tip reaktörler (gelişmiş güvenlik sistemi, düşük düzeyde atık ve daha ekonomik) için 2030'a kadar beklenmesi öneriliyor. Ve bu düşünce, Türkiye'nin bu süre zarfında elektrik sıkıntısı çekmeyeceğine dair verilerle de destekleniyor.
İşin ilginç yanı Enerji Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü'nün de Dünya Enerji Konseyi Milli Komitesi üyesi olarak, bu bildirinin altında imzalarının bulunması.
Nükleer tahminler
Köşemi bugün ve yarın, Dünya Enerji Konseyi Türkiye Milli Komitesi'nin çok önemli ve kapsamlı bildirisine bırakıyorum:
"a) Uluslararası Enerji Ajansı IEA'nın yaptığı 2030 yılına kadarki en son enerji projeksiyonlarına göre dünyadaki nükleer enerjinin toplam elektrik üretimindeki payının 2000'de % 17 iken 2030'da % 9'a düşeceği ve mevcut reaktörlerin yaklaşık % 40'ının 2030'a kadar ekonomik ve teknolojik ömrünü dolduracağı öngörülmektedir.
b) Dünyada nükleer teknolojinin sürdürülebilir kalkınmadaki rolüne ilişkin tartışmalar halen devam etmektedir.
Nükleer enerjinin geleceği;
1) Nükleer atık yönetimi ve depolanma sorununa çözüm bulunmasına
2) Yeni kuşak santrallerin ekonomik olarak sürdürülebilirliğinin sağlanmasına
3) Nükleer silahlanma ve küresel ısınmayla mücadele stratejilerinin başarısına bağlıdır.
c) Nükleer teknoloji transferinin sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunması için, teknolojinin de sürdürülebilir olması gerekir.

Eskiyen nükleer teknoloji
d) Son 25 yılda dünyada diğer sektörlerde olduğu gibi enerji sektöründe de değişim yaşanmıştır. Nükleer enerjinin de bu değişime ayak uydurabilmesi için mevcut reaktör tiplerinin geliştirilmesi ve yeni teknolojilerin ortaya çıkarılabilmesi için çalışmalar sürdürülmektedir.
Bu gelişme sürecini 4 safhada tanımlayabiliriz:
1. kuşak: 1950-1965, Erken Prototip Reaktörler
2. kuşak: 1965-1995, Ticari Reaktörler
3. kuşak: 1995-2010, İleri Reaktörler
4. kuşak: 2030'dan sonra devreye girmesi beklenen gelişmiş güvenlik sistemlerine sahip, en düşük düzeyde nükleer atığı olan, bugünkülere göre daha ekonomik reaktörler.
Bu durumda, ileri teknolojiye sahip nükleer teknolojiye sahip olmak için, daha bir süre beklenmesi gerektiği anlaşılmaktadır."
Bildiride daha sonra Enerji Bakanlığı'nın kendi verilerinden hareketle ve resmi kayıtlardaki rezervlerimizin ışığında, doğal kaynaklarımızın bize bu bekleme süresini sağlayıp sağlamayacağı araştırılıyor. Yarın da o bölümü aktaracağım.

mtamer@milliyet.com.tr

YİD'lerdeki ödeme ABD baskısıyla olmuş

GÜLÇİN ÜSTÜN Ankara

Enerji Bakanlığı, eski Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'in Yüce Divan'da yargılanmasına neden olan Yap - İşlet - Devret (YİD) santrallarına usulsüz olarak yapılan ödemelerin faturasını ABD'ye çıkardı. Bakanlık Teftiş Kurulu raporunda, bu santrallara 125 milyon dolarlık ödemenin ABD'nin baskıları sonucu yapıldığı kaydedildi.
Devletin, YİD ve Yap - İşlet (Yİ) modeliyle yapılan 26 santralda 2.2 milyar dolarlık zarara uğradığını ortaya koyan Sayıştay raporunun ardından, Enerji Bakanlığı'nı raporunda da çarpıcı tespitlere yer verildi. Usulsüz ödemeler, Botaş'ın 1999'da Rusya'dan gelen gazın azalması sonucu 3 ay YİD'lere gaz vermemesi nedeniyle yapılmıştı.

Kredi notu tehditi
ABD'li iki firmanın da ortak olduğu şirketler, alternatif yakıta geçtikleri için 125 milyon dolar zarara uğradıklarını öne sürerken, bakanlık şirketlere Elektrik Enerji Fonu'ndan ödeme yapmıştı.
Raporda, dönemin ABD Büyükelçisi Mark Parris'in 13 Mart 2000'de dönemin Hazine'den sorumlu Devlet Bakanlığı'na mektup göndererek, "YİD santrallarına ödeme yapılmaması Türkiye'nin kredi notunda soğuk duş etkisi yapacaktır" dediği kaydedildi.

Danıştay'dan iki santrala vize yok

ANKARA Milliyet

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın enerji yatırımlarının önünü kesmekle suçladığı Danıştay, Ankara ve Adapazarı'nda termik santral kurulması için yapılan sözleşmelerin yürütmesinin durdurulması kararına yönelik itirazı reddetti.
Türkiye Elektrik ve Ticaret Taahhüt Anonim Şirketi (TETAŞ), Bayındır - National Power Mimag ve Enka - Intergen konsorsiyumlarıyla santral kurulması ve işletilmesine yönelik sözleşme imzaladı.
Danıştay 13. Dairesi, sözleşmelerin yürütmesini durdurdu. TETAŞ ile Hazine Müsteşarlığı'nın itirazını görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu itirazları reddetti.

SABAH

Nükleer santrale varil gölgesi

Zehirli varillerin gömüldüğü Türkiye'de nükleer santral ile ciddi bir sınav verilecek. Çünkü nükleer enerjinin atık sorunu çok büyük.

Sinop'a dünyanın 444'üncü nükleer santralinin yapılması için karar alındı. Yerleşim alanının dibine zehirli varillerin gömüldüğü Türkiye'yi bekleyen çevre sorunları şunlar:

ETKİSİ 300 BİN YIL!

Bir santral yılda 60 metreküp atık üretiyor. Atığın gömülmesinin yıllık maliyeti 38 milyon Euro. Atıktaki radyasyonun etkisini kaybetmesi tam 300 bin yıl alıyor.

Tuzla ile başa çıkamayan Türkiye, 300 yıl nükleer atıkları kontrol edecek!

Tuzla'da yaşanan kimyasal atık olayı akıllarda yeni bir soru yarattı: Henüz kimyasal atık sorununu dahi kontrol edemeyen Türkiye nükleer atık problemini nasıl çözecek?.

Dünya üzerinde halen 32 ülke nükleer enerji kullanıyor. Bu ülkelerde faaliyette olan 443 nükleer santral yılda toplam 370 bin megavatt elektrik enerjisi üretiliyor. Bu rakam toplam dünya elektrik enerji üretiminin yüzde 18'ine eşit. Ancak santraller bu üretimi yaparken diğer yandan da her yıl toplam 12 bin ton nükleer atık üretiyor. Bu atıkların tam olarak nerede depolanacakları ise tam bir bilmece. Zira başta Avrupalı ülkeler olmak üzere birçok devlet kendi topraklarında nükleer atık depolamak istemiyor. Bunun nedeni ise nükleer atıkların etrafa yaydıkları radyasyonun çok ölümcül olması ve bir felaketin yaşanmaması için atıkların uzun yıllar büyük bir dikkatle saklanmasının gerekmesi.

ETKİSİ 293 BİN YIL SÜRÜYOR

Nükleer atıklarla ilgili en büyük sorun ise atıkların çevreye çok uzun yıllar aralıksız olarak radyasyon yaymaları. Örneğin, nükleer atık içerisinde bulunan Plutonyum 239 adındaki izotopun ışıma gücünün yüzde 100'den yüzde 99'a düşmesi için 24 bin 400 yıl geçmesi gerekiyor. Bu izotopun radyasyon yaymaması için ise toplam 292 bin 800 yılın geçmesi gerekli. Son rakamlar ortalama bir nükleer santralin yaklaşık 3-5 milyar dolara mal olduğunu gösteriyor. Böyle bir santral yılda yaklaşık 11 milyar kilovattsaat enerji üretiyor. Diğer yandan aynı santral yılda ortalama 60 metreküp radyoaktif atık açığa çıkarıyor. Atıkların ortadan kaldırılması ise ortalama 38 milyon Euro'ya mal oluyor. Bu teknolojiyi kullanan ülkeler atıkları 70 dereceye varan yüksek ısıları nedeniyle önce santral yakınlarında bulunan soğuk su havuzlarında 'dinlendiriliyor'. Bu dinlendirme 5 yıl sürüyor. Ardından ara depolama safhası başlıyor. Soğuyan radyoaktif maddeler toprak altına gömülmeden önce ışıma oranı düşmesi için genellikle toprak üzerinde bulunan 'ara depolarda' yaklaşık 30 yıl daha bekletiliyor.

MAHMUT SANCAK

Atığın yıllık maliyeti ortalama 38 milyon Euro

32 ülke nükleer enerji kullanıyor
443 nükleer santral yılda 370 bin megawatt elektrik üretiyor
Santrallerden her yıl 12 bin ton nükleer atık açığa çıkıyor
Yılda yaklaşık 11 milyar kilowatt saat enerji üretiyor
Aynı santral yılda ortalama 60 metre küp radyoaktif atık açığa çıkarıyor Atıklar en az 300 yıl boyunca sızıntılara karşı denetleniyor
Bu atıkların ortadan kaldırılması yaklaşık 38 milyon Euro'ya mal oluyor
Açığa çıkan atıklar ilk önce 5 yıl su havuzunda yatırılıyor
Sonra 'ara depolarda' yaklaşık 30 yıl daha bekletiliyor

Yaklaşık 35 yılın ardından toprak altına gömülüyor

35 yıl bekliyor sonra gömülüyor

Atık depoları 60 santimetreye yakın kalınlıkta beton ve çelikten oluşan duvarlarıyla her türlü deprem, sel ve yangına karşı dayanacak şekilde inşa ediliyor. Son depolama safhasında ise yaklaşık 35 yıldan beri bekletilen atıklar toprak altına gömülüyor. Bunun için eski kurumuş maden ocakları kullanılıyor. Bu yer altı depolarının derinlikleri ise 200-900 metre arasında değişiyor. Ancak atıklar gömüldükten sonra da en az 300 yıl boyunca sızıntılara karşı denetlenmek zorunda. Uzmanlar toprak altında bulunan son depolama tesislerinin her türlü deprem ve yer altı su baskınlarından uzak bölgelerde yapılması gerektiğine dikkat çekiyor. Ayrıca bu yeraltı depolarını çevreleyen toprak yapısının da granit veya buna benzer türden sert ve geçirgen olmayan bir yapıya sahip olması güvenlik açısından çok önemli.

 

Elektrik kabloları yeraltına iniyor

Dünya Bankası, Güneydoğu Avrupa ülkeleri ve Avrupa Komisyonu'- nca, bölge ülkeleri arasındaki elektrik alışverişinin artırılmasını teminen 2007 yılında bölgesel bir enerji piyasasının açılması amacı çerçevesinde Türkiye Elektrik İletim A.Ş.ye (TEİAŞ) 125 milyon Euro kredi sağladı. Hazine'den yapılan açıklamaya göre, aynı program kapsamında bu kez ECSEE-APL3 Projesi adı altında ve ağırlıklı olarak TEİAŞ'ın yer altı kablosu projelerinin finansmanında kullanılmak üzere Dünya Bankası ile 125 milyon Euro- 'luk kredi için anlaşma imzalandı. Söz konusu proje kapsamında finansman sağlanacak yatırımlar şöyle:

İletim Sisteminin Güçlendirilmesi: Elektrik iletim sisteminin güçlendirilmesi amacıyla yeni trafo merkezlerinin, iletim hatlarının ve yer altı kablolarının yapımı.

Şehiriçi İletim Hatlarının Yenilenmesi: Nüfusu yoğun yerleşim merkezlerinde yer altı kablolarının yapımı.

Şelale KADAK

Vodafone arka bahçesiyle uğraşıyor!

Herkesin bildiği gibi, Turkcell'de taşlar yerinden oynadı. Bizzat Mehmet Emin Karamehmet isteğiyle yürütülen ancak Genel Müdür Muzaffer Akpınar'ın onaylamadığı pozisyon değişiklikleri ve görevden almalar üzerine şirket epey bir kaynadı. Muzaffer Akpınar'ın istifa etmek istediği ancak engellendiği belirtiliyor. Şimdi tabii GSM sektöründeki üç oyuncu da birbirindeki gelişmeleri çok daha yakından takip etmeye başladı. Ama sanıyorum, Turkcell'deki değişiklikler öyle bir zamana rastlıyor ki, ne yapacağı merakla beklenen rakiplerden, örneğin Vodafone'un Türkiye'de hemen atılıma geçmesi aşağıda anlatacağım sebepler yüzünden bugün pek mümkün görünmüyor.
Biraz dikkatle İngiltere'ye, yani Vodafone'a bakınca aslında oranın da kaynadığı ortaya çıkıyor. Yaptığı değişikliklerle İngiltere'de adeta fırtına estiren Hint asıllı Amerikalı Genel Müdür Arun Sarin, Vodafone'un ABD'de satın aldığı Air Touch isimli şirketten transfer edilmişti. Yönetimde direksiyonu ele almak için bir dizi operasyon yapan Sarin, tabiri caizse eski toprak yöneticileri bir bir şirketten ayıklıyor. Mesela Vodafone'nun iki kurucusundan biri olan Sir Julian Horn-Smith bunlardan biri.
Smith'i okurlar, Telsim'in satın alma sorumluluğunu yürüten ve Bakan Yıldırım ile görüşen kişi olarak hatırlayacak. Arun Sarin, işe satış pazarlamadan sorumlu genel müdür yardımcısı olan Smith'i görevden alarak başladı. Ardından İngiltere'nin Rahmi Koç'u diyebileceğimiz, ismi Vodafone ile adeta özdeşleşmiş olan Sir Chris Gent, onursal başkanlık görevinden istifa etti ve bu da günlerce İngiliz medyasında yazıldı. Gent, Vodafone'u özellikle ABD ve Almanya'da yaptığı büyük satın almalarla global yapan adam olarak biliniyordu. Arun'un Japonya ve ABD'de şirketin para kaybetmesine dayanamadığı ve bu pazarlardan çıkmak istediği konuşuluyor. Zaten bu nedenle Japonya operasyonundan çıktı. ABD'den de çıkmak için görüşmeler sürdürüyor.
Özetle söylemek gerekirse, dünyada küresel anlamda tek kablosuz şirket olan Vodafone strateji değiştiriyor. Arun Sarin, küresel yayılmacı politika izleyen önemli isimlerin şirketle yollarını ayırıyor ve Avrupa pazarına konsantrasyonunu artırıyor.
İşte bu nedenle, şimdi GSM sektöründe görüşlerine başvurduğum bazı önemli isimler, "Vodafone kendi arka bahçesinde bu kadar önemli konularla uğraşırken, Telsim ikinci planda kalıyor" diyor.

Doany: Bu yaz interneti 2 kat hızlandıracağız

Türk Telekom'un hızlı internet (ADSL) abonesi 2005 Aralık sonu itibariyle 1.5 milyonu geçti. Özelleştirilen Türk Telekom şimdi internet hızını daha da artırmak için harekete geçti. Üstelik fiyatı sabit tutarak... Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Paul Doany müjdeyi verdi. Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Paul Doany Türkiye Bilişim Derneği tarafından düzenlenen Bilgi İşlem Yöneticileri Semineri'nde basın mensupları ile sohbet sırasında yaz aylarında aynı ücretlerle birkaç kat hızlı internet bağlantısı sunacaklarını açıkladı. Fiyatı değil hızı birkaç kat artıracaklarının altını çizen Doany, bilişim
sektörüne yatırımlarına devam edeceklerini belirtti. Hızlı internet bağlantısı, yeni iş alanlarının doğmasını ve tüketimin artmasını sağlıyor. İnternet telefonu, telekonferans, medya, güvenlik, servis ve veri yedekleme işleri katlanarak artıyor. Kablosuz internet bağlantısı dizüstü bilgisayar satışlarının artışında rol oynadı. Pekçok, kafe, restoran ve otel ADSL bağlantısı aracılığıyla müşterilerine hızlı internet bağlantısı sağladı. Veri depolama araçları satışı neredeyse yüzde 100 arttı. Sabit disk kapasitesi ihtiyacı katlanarak arttı. Yine ADSL modem satışları katlandı. Türk Telekom ADSL abonesi 1.5 milyonu geçti.

Timur Sırt

HÜRRİYET

Nükleer santral buraya yapılacak

Kenan TÜRKSEVEN/SİNOP, (DHA)

TÜRKİYE’nin ilk nükleer santralı Sinop’ta Türkiye’nin kuzeydeki en uç noktası olan İnceburun Yarımadası’nın Yalancıgerne Mevkii’ne kurulacak.

Santral için binlerce çam ve kayın ağacı kesilecek. Bölge, balık potansiyelinin en çok olduğu yerlerden biri olarak gösteriliyor. Bir dönem fok balıklarının da görüldüğü bu bölge ’oksijen deposu’ olarak biliniyor. Sinop Valisi Zeki Şanal, nükleer santralın sadece Türkiye’nin en kuzey ucu İnceburun adasına kurulacağını bildiğini söyledi. Şanal, DHA muhabirinin sorularını yanıtlarken, bu konuda fazla bilgisi olmadığını belirterek, "Ben de konuyu medyadan izliyorum. İnceburun’da nereye konulacağı konusunda bana bilgi gelmedi" dedi.

 

Nükleer santral için ihalesiz ’İrlanda modeli’

Nükleer santral ve teknoloji için özel sektörle masaya oturan hükümet özel sektör-kamu ortaklığı ve risk paylaşımı öngören ’İrlanda modeli’ni benimsedi. Bu modele göre ortak firma seçilecek ve ihaleye gidilmeyecek.

NÜKLEER santral ve teknoloji için özel sektörle masaya oturan hükümet özel sektör-kamu ortaklığı ve risk paylaşımı öngören ’İrlanda modeli’ni benimsedi. Özel sektör 12 Mayıs’a kadar önerilerini yazılı olarak Enerji Bakanlığı’na sunacak. Enerji Bakanı Hilmi Güler ve Devlet Bakanı Ali Babacan dün 13 firmanın temsilcileriyle Bakanlık’ta toplantı yaptı. Toplantıda devletin alım garantisi verdiği PPP (kamu-özel sektör ortaklığı) modeli önerildi. Sektör temsilcilerine önerileri için bir ay süre verildi. Toplantıya katılan veya ilgilenen sektör temsilcileri 12 Mayıs’a kadar önerilerini Enerji Bakanlığı’na sunacak. Enerji Bakanlığı yapacağı değerlendirme sonucunda sektör temsilcileriyle yeniden biraraya gelerek nihai kararını verecek.

ORTAK ÇÖZÜM:

Toplantıyı "ortak çözüm bulma çalışması" olarak nitelendiren Güler, öngörülen modeli "Risk paylaşımı şeklinde. Baştan bir Hazine garantisiyle değil üretilecek elektriğin satışı sınırlı olan bir çalışma modeli. Onun altına düşerse bunu kamu karşılayacak" sözleriyle açıkladı. Güler, bu modelin halen Ulaştırma Bakanlığı’nca hava meydanlarında yolcu sayısına göre kullanıldığını söyledi. Modeli bir örnekle açıklayan Güler, "Bir santralın yüzde 85 yatırım kapasitesi olduğunu düşünün. Yüzde 85’in altında olursa kamu karşılayacak. Üstünde olursa onun kazancı olacak. Ancak kamunun karşılayacağı alt sınır yüzde 65 olacak" diye konuştu. Güler yüzde 65’in altında olursa ne olacağına ilişkin soruyu ise "Hesabını doğru yapacak" sözleriyle yanıtladı.

İHALE YERİNE KRİTER:

Güler’in verdiği bilgiye göre TAEK ve EPDK projenin düzenleyici kurumları olarak seçildi. Ortak firma ise ihaleyle seçilmeyecek. Erken yapım, yerli oranın fazlalığı, yakıt teknolojisi, üstün teknoloji transferi seçilmede kriter olacak.

43 FAKTÖR DEĞERLENDİRİLDİ:

Güler, 5 bin MW’lık yatırım paketinin özel sektör isterse 7-8 bine çıkarılabileceğini belirtirken, nükleer teknoloji merkezi olacak Sinop’un seçiminde 43 faktörün değerlendirildiğini söyledi. Güler bir soru üzerine Akkuyu’nun lisansının da geçerli olduğunu belirtti.

HAZİNE GARANTİSİ YOK:

Güler, özel sektörün nükleer santral yatırımı konusunda devlet destekli modeli benimsediğini belirterek, "Firmalara bu enerjiyi alma garantisi verilecek ama krediler konusunda doğrudan Hazine garantisi söz konusu olmayacak" dedi.

NÜKLEER ATIKLAR:

Güler, nükleer atıkların ise ya satılacağını ya da Türkiye’de değerlendirileceğini belirtirken, "Nükleer atıklar zannedildiği gibi değil. Almak isteyen müşteriler var. Onlara verebiliriz. Ayrıca atık yönetimi var. Konteynerlerle değerlendiriliyor. Atık meselesi ihmal etmediğimiz bir süreç" diye konuştu.

ZAMAN

‘Hedef sadece enerji değil nükleer teknoloji’

Türkiye'nin yaklaşık 40 yıldır tartıştığı nükleer enerji projesi nihayet hayata geçiyor. İlk santralın Sinop'a kurulması kararlaştırılırken Enerji Bakanlığı, Türkiye'nin önde gelen holdingleriyle yatırım modelini görüşüyor. Nükleer santral kuracak firmalara enerji alma garantisi verilecek, ancak krediler için doğrudan Hazine garantisi söz konusu olmayacak. Dün işadamlarıyla bir araya gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, hedeflerinin enerji üretimiyle sınırlı olmadığını vurguladı. Güler, ülkeye kazandırılacak olan nükleer teknolojinin tıp, tarım ve mühendislik gibi alanlarda da kullanılacağını söyledi. Güler, nükleer santral ihalesinde teknoloji transferi konusuna özel önem vereceklerini kaydetti. Toplantıdan sonra bir açıklama yapan Hilmi Güler, henüz kesinleşmemekle birlikte, özel sektör ve kamunun ortak çalışma modeli olan PPP sistemine sıcak bakıldığını belirtti. Özel sektör ile kamu arasında risk paylaşımı esas olacak, çalışmaları her iki taraf da denetleyecek. İhaleye katılmak isteyen gruplar 12 Mayıs'a kadar bakanlığa yazılı görüş bildirecek. Sonuçlar değerlendirildikten sonra firmalar yeniden toplantıya çağrılacak. Ardından da ihale sürecine geçilecek. Nükleer santral yapımı için 1997 yılında açılan ve daha sonra iptal edilen uluslararası ihaleye dünyanın önde gelen firmaları teklif vermişti. Enerji Bakanlığı, yeni ihaleye de ilginin yüksek olacağını düşünüyor. Kurulacak santral Türkiye'nin 2020'deki enerji ihtiyacının yüzde 5'ini karşılayacak.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Güler, nükleer santral kuracak olan firmalara enerji alma garantisi verileceğini; ancak krediler için doğrudan Hazine garantisinin söz konusu olmayacağını belirtti. Güler, Devlet Bakanı Ali Babacan’la birlikte nükleer santral konusunda özel sektör temsilcileriyle bir toplantı yaptı. Alınan bilgiye göre görüşmede Güler’in, “Nükleer santralların özel sektör eliyle yapılmasını istiyoruz.” önerisine firma temsilcilerinden, “O zaman bize alım ve yurtdışından kredi bulmak için Hazine garantisi verin.” cevabı geldi. Hükümetin, Hazine garantisinin bütçeye 3-4 milyar dolarlık yük getireceği ve IMF ilişkilerini zora sokacağı gerekçesiyle bu öneriye sıcak bakmadığı öğrenildi. Konuyla ilgili açıklama yapan üst düzey bir yetkili, patronların alım ve Hazine garantisi olmadan nükleer santral kurma işine girmek istemediklerini dile getirdi.

Toplantı sonrası gazetecilere açıklamalar yapan Güler, özel sektörün nükleer santral konusunda devletin de katkısının olduğu modeli benimsediğini kaydetti. Güler, “Bu bir risk paylaşımıdır. Hazine garantisiyle değil, iletilecek elektriğin satışıyla sınırlı olan bir çalışma modelidir, onun altına düşerse bunu kamu karşılayacak. Bu İrlanda modeli. Nükleer santralın kapasitesinin üzerinde üretim yapması durumunda firma kâr edecek.” dedi. Özel sektör isterse eğer Sinop’un nükleer teknoloji merkezi olarak düşünüldüğü bilgisini veren Güler, Sinop’un geniş imkanlara sahip bir yer olduğunu, bölgenin ekonomisine katkıda bulunacak, gelişmesini sağlayacak bir modelin öngörüldüğünü vurguladı. Toplam 5 bin megavatlık bir yatırım paketi öngördüklerini anlatan Bakan Güler, “Bu paketi bir bütün olarak düşünüyoruz. Ama özel sektör bunu 7 bine, 8 bine çıkartırsa ona göre de imkanlarımız mevcut. Başka avantajları da var oranın, deniz suyu sıcaklığı gibi derinlik noktasında da önemli. Bütün bunlar düşünüldüğünde Sinop’un avantajları var.” şeklinde konuştu. Yaklaşık 3,5 milyar dolar civarında olacağı öngörülen yatırımın ihalesiz yapılacağını belirten Güler, firmaların dört kriter doğrultusunda seçileceğini dile getirdi. Güler, bu kriterlerin, erken yatırım garantisi, teknoloji transferi konusunda getirilen önerinin cazibesi, yakıt transferi, yerli katkı payının oranının garantisini vermek olduğunu söyledi. Toplantıya Koç, Sabancı, Zorlu, Enka, Çalık, Gama, Akkök, Ak Enerji, Alarko, Tekfen, Doğuş, Güriş, Nurol ve Habaş firmalarının yönetim kurulu başkanı veya genel müdür düzeyinde temsilcileri katıldı. Toplantıda Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Sami Demirbilek, TAEK Başkanı Okay Çakıroğlu ile bazı bürokratlar da hazır bulundu.

‘Bakanlık nükleeri iyi anlatmalı’

Hükümetin nükleer projesindeki kuvvetli iradesi ve atılan somut adımlar, ‘olumlu-olumsuz’ tartışmalarını da yeniden alevlendirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Nükleer Araştırmalar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atilla Özgener, tartışmaların nedeni olarak kamuoyunun yeterince bilgilendirilmemesini gösteriyor. Özgener, Enerji Bakanlığı’nın bütün iyi ve kötü yanlarını ortaya koyarak halkı birinci elden bilinçlendirmesi gerektiğini savunuyor. Kamuoyunun sağlıklı bilgilendirmesi ile nükleere karşı olumsuz tepkilerin azaltılabileceğini belirten Özgener, dünyanın son dönemde yeniden nükleer enerjiye yöneldiğine dikkat çekiyor. Elektrik Mühendisleri Odası ise Türkiye’nin nükleer santrallara ihtiyacı olmadığı görüşünde. Başkan Kemal Ulusaler, enerji sorununu çözmede nükler santralların çözüm olamayacağına dikkat çekerek, Türkiye’nin 2025 yılına kadar nükleer enerjiye ihtiyacı olmadığını iddia ediyor. Ulusaler’e göre nükleer enerji söylendiği gibi ucuz değil, insan ve çevre sağlığına zararlı ve hammadde sorunu var. Bakanlık, kurmayı planladığı 3 nükleer santralla Türkiye’nin toplam elektrik ihtiyacının yüzde 5’ini karşılamayı hedefliyor. Bakanlıkta nükleer santral için adı geçen iller arasında Muğla, Mersin Akkuyu, Sinop, Konya ve Muş ilk sıralarda yer alıyordu. İlk santral için zemin yapısından iklim koşullarına kadar 43 başlık altında yapılan değerlendirmeler neticesinde Sinop’ta karar kılındı. Türkiye’nin 1960’ların başından beri tartıştığı nükleer santralın ülkenin en kuzey ucunda, İnceburun mevkiinde kurulacağı belirtiliyor. 2012’de devreye girmesi planlanan nükleer santralların toplam kurulu gücü 4 bin 500 megavat olacak. Öte yandan Sinop’ta bir araya gelen 20 sivil toplum örgütü, nükleer karşıtı bir platform oluşturdu. Sinop Demokrasi Platformu üyeleri, santral kurulmaması için her türlü yasal mücadeleyi vereceklerini belirtiyor.

Dünya yeniden nükleere ilgi duyuyor

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’na (TAEK) göre dünya yeniden nükleer enerjiye dönüyor. Kurum tarafından yapılan çalışmaya göre, nükleer santrallardan ticari elektrik üretimi için (Ocak 2006 itibarıyla) dünyada 31 ülkede 443 nükleer reaktör bulunuyor. İnşa halinde ise 26 ünite var. Bu santrallarda dünya elektrik enerjisinin yüzde 16’sı karşılanıyor. Aynı verilerde, nükleer enerji kullanan ülkelerde elektrik ihtiyacının karşılanmasında nükleerin payı Litvanya ve Fransa’da yüzde 80’e yaklaştı. Almanya, Belçika, Ukrayna, ABD, Hindistan, Romanya, Hollanda, Japonya, Güney Kore, İsviçre gibi ülkeler de elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamada nükleer enerjiden faydalanan bazı ülkeler. Dünyada halen 56 ülkede toplam 284 araştırma reaktörü faaliyet gösteriyor. TAEK tarafından yapılan çalışmada, nükleer reaktörler, tıp ve endüstride kullanılan yararlı radyoizotopların üretilmesinde, başta kanser tedavisi olmak üzere tıpta, santrallardan elde edilen fazla enerjinin ev ve seraların ısıtılması, tuzlu sudan içilebilir su elde edilmesi, petrol üretimi gibi alanlarda kullanımı gibi ekonomik faydaları da var.

14.04.2006
Hüseyin Sümer, İsmail Altunsoy

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU

DEPREMZEDEYE DEĞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNE DESTEK

KTMMOB EMO YENİ YÖNETİM KURULU BELİRLENDİ

SİNOP NÜKLEER GÜÇ SANTRALI İNADINDAN VAZGEÇİLMELİDİR   

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

HALKIN DEMOKRATİK İRADESİ GASP EDİLEMEZ

EMO, SİNOP NGS NAZIM İMAR PLANI İÇİN İPTAL DAVASI AÇACAK (BAŞKENT GAZETESİ)

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI - OLAĞAN GENEL KURULU! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

EMO: SİNOP NGS PROJESİNDEN VAZGEÇİLMELİ (ENERJİGUNLUGU.NET)

Okunma Sayısı: 3233


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.