|
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi bildiri yayınladı: "Nükleer enerjiye evet, ama reaktörlerde yeni teknolojiyi beklemek lazım"
Dün özel sektörün ağır toplarının da görüşlerini alan AKP Hükümeti, nükleer santral kurma konusundaki kararlılığını sürdürürken, merkezi Ankara'da bulunan Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi nükleer enerjiyi, Türkiye'nin genel elektrik enerjisi gereksinmeleri kapsamında masaya yatırdı. 23 martta yapılan toplantının ardından yayınlanan bildiride, nükleer enerjiye "Hayır" denmiyor. Ancak her sektörde olduğu gibi enerji sektöründe de teknolojinin son 25 yılda büyük değişim gösterdiği hatırlatılarak, yeni tip reaktörler (gelişmiş güvenlik sistemi, düşük düzeyde atık ve daha ekonomik) için 2030'a kadar beklenmesi öneriliyor. Ve bu düşünce, Türkiye'nin bu süre zarfında elektrik sıkıntısı çekmeyeceğine dair verilerle de destekleniyor. İşin ilginç yanı Enerji Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü'nün de Dünya Enerji Konseyi Milli Komitesi üyesi olarak, bu bildirinin altında imzalarının bulunması.
Nükleer tahminler Köşemi bugün ve yarın, Dünya Enerji Konseyi Türkiye Milli Komitesi'nin çok önemli ve kapsamlı bildirisine bırakıyorum: "a) Uluslararası Enerji Ajansı IEA'nın yaptığı 2030 yılına kadarki en son enerji projeksiyonlarına göre dünyadaki nükleer enerjinin toplam elektrik üretimindeki payının 2000'de % 17 iken 2030'da % 9'a düşeceği ve mevcut reaktörlerin yaklaşık % 40'ının 2030'a kadar ekonomik ve teknolojik ömrünü dolduracağı öngörülmektedir. b) Dünyada nükleer teknolojinin sürdürülebilir kalkınmadaki rolüne ilişkin tartışmalar halen devam etmektedir. Nükleer enerjinin geleceği; 1) Nükleer atık yönetimi ve depolanma sorununa çözüm bulunmasına 2) Yeni kuşak santrallerin ekonomik olarak sürdürülebilirliğinin sağlanmasına 3) Nükleer silahlanma ve küresel ısınmayla mücadele stratejilerinin başarısına bağlıdır. c) Nükleer teknoloji transferinin sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunması için, teknolojinin de sürdürülebilir olması gerekir.
Eskiyen nükleer teknoloji d) Son 25 yılda dünyada diğer sektörlerde olduğu gibi enerji sektöründe de değişim yaşanmıştır. Nükleer enerjinin de bu değişime ayak uydurabilmesi için mevcut reaktör tiplerinin geliştirilmesi ve yeni teknolojilerin ortaya çıkarılabilmesi için çalışmalar sürdürülmektedir. Bu gelişme sürecini 4 safhada tanımlayabiliriz: 1. kuşak: 1950-1965, Erken Prototip Reaktörler 2. kuşak: 1965-1995, Ticari Reaktörler 3. kuşak: 1995-2010, İleri Reaktörler 4. kuşak: 2030'dan sonra devreye girmesi beklenen gelişmiş güvenlik sistemlerine sahip, en düşük düzeyde nükleer atığı olan, bugünkülere göre daha ekonomik reaktörler. Bu durumda, ileri teknolojiye sahip nükleer teknolojiye sahip olmak için, daha bir süre beklenmesi gerektiği anlaşılmaktadır." Bildiride daha sonra Enerji Bakanlığı'nın kendi verilerinden hareketle ve resmi kayıtlardaki rezervlerimizin ışığında, doğal kaynaklarımızın bize bu bekleme süresini sağlayıp sağlamayacağı araştırılıyor. Yarın da o bölümü aktaracağım
|
|
|