Hizbullah'ın asker kaçırmasını savaş nedeni sayıp 12 Temmuz 2006 tarihinde Lübnan'a giren İsrail, onlarca sivili katletmeye devam etmektedir. Dünyanın savaş makinası hâline gelen ABD'nin de desteğini alan İsrail, Hitler dönemindeki Yahudi soykırımını aratmayan yöntemlerle, kendi vatandaşlarının can güvenliğini sağlamak adına, kadın-erkek, genç-yaşlı ayırt etmeden Lübnan'daki halkları öldürmektedir. ABD güdümlü Lübnan hükümeti kendi vatandaşlarının ölümüne sessiz kalırken G-8 zirvesine katılan emperyalist devletler Irak'taki sözde demokrasiyi örnek göstererek Lübnan'daki katliamı meşrulaştırmaya çalışmaktadırlar.
Ortadoğu'daki enerji ve su kaynakları üzerinde söz sahibi olmak için yıllardır Ortadoğu Halklarına zulmedenler, 11 Eylül olaylarını bahane edip Afganistan ve Irak'ı işgal edenler, Büyük Ortadoğu Projesi'yle kendi vahşi demokrasilerini Ortadoğu'ya ihraç edenler yüzlerce insanın ölümünden sorumludur. Bu kan gölü, gözlerini petrol bürüyen lobilerin, silah satıcılarının şekillendirdiği ve BOP'un uzantısı olan Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi'nin (GOKAP) mimarlarının eseridir. İtalya ve Yemen ile birlikte GOKAP'ın eş başkanlık görevini yürüten Türkiye'deki hükümet de aynı suça ortak olmaktadır. Siyasi iktidar ve düşünsel yandaşları kapalı kapılar ardında İsrail'le yaptığı stratejik ortaklık anlaşmalarını, giriştiği miting ve söylemsel yaklaşımlarla gizleyemez. İktidar ve onun düşünsel yandaşları oluşan toplumsal tepkiyi sönümlemek için geliştirdikleri İsrail’e karşı sert açıklamalar toplumu susturmak, rahatlatmak için beyhude bir çabadır. Çünkü iktidar kamu oyuna VİCDAN RAHATLATMA mesajları verirken, dünyanın efendilerine de " Siz benim söylediklerime değil, yaptıklarıma bakın" demektedir. İnsanın en doğal hakkı olan yaşama hakkının emperyalist çıkarlar uğruna elinden alınması tarih karşısında büyük bir sorumluluğun göz ardı edilmesidir. Nasıl ki Yahudi soykırımı tüm dünyada lanetlenmekte ise ABD'nin Afganistan'da, Irak'ta yürüttüğü faşizan uygulamalar, katliamlar ve İsrail'in Filistin'de ve Lübnan'da yürüttüğü soykırım da tarihte bir utanç olarak yer alacaktır. İNSANLIĞIN İHTİYACI KAN, GÖZYAŞI, BOMBA, AÇLIK, KURŞUN VE BARUT DEĞİL; SEVGİ, BARIŞ VE KARDEŞLİKTİR! TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi olarak geçtiğimiz hafta Lübnan'da başlayan, Filistin'de yıllardır devam eden İsrail saldırılarını lanetlemekteyiz. Kendilerini tek kutuplu dünyanın efendisi ilân edenler, bugün sessiz çoğunluk olan milyarların sabrını taşırmaktadır. İnsan ve insana bağlı değerlerle, halkların kardeşliği temelinde şekillenecek bir Ortadoğu'nun yaratılması gerekirken, Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren kasapların yaptıkları tarihe kapkara bir leke olarak geçmektedir. Bugün insanlığın ihtiyacı kan, gözyaşı, bomba, açlık, kurşun ve barut değil; sevgi, barış ve kardeşliktir. Saldırgan, emperyalist politikaların sahipleri ve onların destekçileri; BOP'larını, toplarını, tüfeklerini, uçaklarını, silahlarını Ortadoğu'dan çekmelidir. Ortadoğu özelinde dünyanın kurtuluşu bundadır. Sömürgeci saldırganlara karşı; Ortadoğu'da Lübnanlı, Filistinli, Iraklı; Uzakdoğu'da Afganlı; Latin Amerika'da Zapatist ve Venezüellalıyız. Petrol uğruna kan dökülmesine karşı bütün dünya halkları sesiz kalmayacaklardır. Çünkü sessiz kalırlarsa sıranın kendilerine geleceğini bilmektedirler. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu 18.07.2006
|