|
Yönetin Kurulu Başkanımız Erdal AKTUĞ'un 03.09.2006 tarihli Kent Gazetesi Köşe Yazısı
1 Eylül'de Nazi orduları, 1939 yılında Polonya'ya girerek, insanlık tarihinin en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşını, II. Dünya Savaşı’nı başlattı. Bizler de, dünyanın barışseverleri olarak her yıl 1 Eylül tarihinde “Dünya Barış Günü”nü kutluyoruz ki insanlık bir daha böyle hatalar yapmasın. Bu 1 Eylül'de ise ABD emperyalizminin ve İsrail'in, savaş çığırtkanlığının ve emperyalistler arası pazar paylaşım savaşının “sıcak” ve kanlı biçimler aldığı, petrol zengini bölgeleri ve enerji koridorlarını kontrol altına almak amacıyla, Filistin ve Irak'ta yarattıkları vahşeti tüm bölgemize yayma çabalarının arttığı bir dönemi hep beraber yaşamaktayız. İsrail'in, ABD desteği ile Lübnan'da yarattığı insanlık dışı dehşet tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi tepkiler alıyor ve tüm dünya halklarının gözünde ABD ve İsrail “terörist devletler” haline gelmişlerdir. Önümüzdeki hafta ise "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararı çerçevesinde Lübnan'a gönderilecek barış gücü'ne katılma" kararı alınarak ülkemizi çok tehlikeli bir maceraya sürüklenmek istenmektedir. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası , bugün barıştan yana olmanın; Irak'ta, Filistin'de, Lübnan'da yaşanan katliamlara karşı tüm dünyadaki barış ve demokrasi güçleri ile birlikte yan yana durmaktan geçtiği bilinciyle, Lübnan'a asker gönderme politikasına karşıdır. Asker göndermek, ABD'nin ve diğer emperyalist-haydut devletlerin bölgeyi istikrarsızlaştırma ve kan gölüne çevirme politikalarına doğrudan destek anlamına gelmektedir.Elektrik Mühendisleri Odası, ülkemizde ve bölgede barış, toplumsal adalet ve demokrasi mücadelesinin aktif unsurlarından biri olmaya devam edecek, diğer demokrasi güçleri ile birlikte Ortadoğu'nun kan gölü olmasına izin vermeyecektir. Bütün insanlığın kimlik, kültür, din, etnik köken ayrımı gözetilmeden “kardeş sofrası”na oturacağı özgür bir yarına olan inancımızla tüm meslektaşlarımızın ve halkımızın “Dünya Barış Günü”nü kutluyoruz.” Bizler, elektrik mühendisleri olarak tüm insanlığı savaşa karşı olmaya, barışın sesini yükseltmeye ve de Lübnan'a asker göndermemeye çağırıyoruz. Bir 1 Mart daha yapabiliriz. Aksi takdirde Nazım Hikmet'in Kore'de yaşamını yitirenler için yazdığı aşağıdaki şiir gibi Lübnan'da kaybedeceklerimize kimin kalemi yetecek? DİYET Gözlerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey, iki gözünüzle bakarsınız, iki kurnaz, iki hayın, ve zeytini yağlı iki gözünüzle bakarsınız kürsüden Meclis'e kibirli kibirli ve topraklarına çiftliklerinizin ve çek defterinize. Ellerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey, iki elinizle okşarsınız, iki tombul, iki ak, vıcık vıcık terli iki elinizle okşarsınız pomadlı saçlarınızı, dövizlerinizi, ve memelerini metreslerinizin. İki bacağınızın ikisi de yerinde, Adnan Bey, iki bacağınız taşır geniş kalçalarınızı, iki bacağınızla çıkarsınız huzuruna Eisenhower'in, ve bütün kaygınız iki bacağınızın arkadan birleştiği yeri halkın tekmesinden korumaktır. Benim gözlerimin ikisi de yok. Benim ellerimin ikisi de yok. Benim bacaklarımın ikisi de yok. Ben yokum. Beni, üniversiteli yedek subayı, Kore'de harcadınız, Adnan Bey. Elleriniz itti beni ölüme, vıcık vıcık terli, tombul elleriniz. Gözleriniz şöyle bir baktı arkamdan ve ben al kan içinde ölürken çığlığımı duymamanız için kaçırdı bacaklarınız sizi arabanıza bindirip. Ama ben peşinizdeyim, Adnan Bey, ölüler otomobilden hızlı gider, kör gözlerim, kopuk ellerim, kesik bacaklarımla peşinizdeyim. Diyetimi istiyorum Adnan Bey, göze göz, ele el, bacağa bacak, diyetimi istiyorum, alacağım da. NAZIM HİKMET
|
|
|