|
Onur Bakır Ankara/EVRENSEL
"Hasan bugün yaşasaydı, mitingde olacaktı, enerjinin peşkeş çekilmesine, nükleer santrallara karşı verilen mücadelenin en ön safında yer alacaktı" diyor Hasan Balıkçı'nın eşi Şengül Balıkçı. Hasan Balıkçı'nın eşi ve mücadele arkadaşları, 4 yıldır küllenmeyen acılarını saklamadan, "dosta düşmana karşı" aynı cümleyi kuruyor: "Hasan Balıkçı olmak sömürü düzenine karşı Ha-san'ın mücadelesini sürdürmekten geçer". 18 Ekim 2002 TEDAŞ Şanlıurfa Müessese Müdür Yardımcısı Hasan Balıkçı'nın öldürüldüğü gün olarak tarihe geçti. Katil ve azmettirici yargılandı ve ceza aldı. Ancak arka planda yer alan devlet görevlileri ve siyasetçilere dokunulmadı. Bir simge haline gelen Balıkçı, 2004 Uluslararası Dürüstlük Ödülü'ne de layık görüldü. Balıkçı'nın yaşam öyküsünü ve Balıkçı'nın katledilmesinin ardından verilen mücadeleyi Ersin Toker, EMO'nun talebi üzerine kitaplaştırdı. "Yalnız Değilsin" isimli kitabı kaleme alan Ersin Toker kitabı Balıkçı'nın kızları Açelya ve idil'e ithaf etti. Bir 'yaşam' hikayesi Ersin Toker, "Hasan"ı şöyle anlatıyor: "Hasan dokuz çocuklu yoksul bir ailenin okuyan tek çocuğu. Hasan Arap-Alevi kültürünün içinde yetişiyor. Ailesi, Hasan'a 'onurlu, dürüst, namuslu olacaksın ve adaletli davranacaksın' diyor. Hasan bu dört temel ilkeyi yaşamı boyunca koruyor. Devrimci düşünceyle daha ortaokul sıralarında tanışıyor, lisede ve üniversitede devrimci kimliğini sürdürüyor. 12 Eylül döneminde dahi yılmıyor. Gerek EMO içinde, gerekse Enerji Yapı Yol-Sen içinde mücadelesini sürdürüyor." Hasan'ı tüm yönleriyle kitaba aktarmaya çalıştığını belirten Toker, "Bir ölüm hikayesini değil, bir yaşam hikayesini anlatan bir kitap olsun istedik. Hasan'ın mücadelesi ve Hasan öldürüldükten sonra verilen mücadele birbirinden ayrılamaz. Bu yüzden de bu kitabın teması ölüm değil yaşam. Özellikle 'Yalnız Değilsin' ismini seçtik" diyor. Bu ölüme alışmayacağız Hasan Balıkçı'nın eşi Şengül Balıkçı, bir eğitim emekçisi. Şengül Balıkçı eşini yitirdikten sonra iki kızıyla birlikte yaşam mücadelesini sürdürürken, bir yandan da davanın her aşamasında yer aldı, Balıkçı'nın mücadelesini sürdürdü. Şengül Balıkçı, "Bu acıya alışmak mümkün değil" diyor ve ekliyor; "Hasan'ın ölümü sıradan bir öllüm değildi. Hasan'a sıkılan kurşunlar, insani ve devrimci değerleri taşıyan herkese sıkılan kurşunlardı. Eğer bu acıya alışırsak, bu ölümü unutursak, insani değerlerimizin yok edilmesine de göz yummuş, işsizliğe, sömürüye, açlığa 'evet' demiş oluruz." Şengül Balıkçı, eşini kaybettikten sonra acısını, öfkesini, sevincini, umudunu tuvale döktü, mücadele sürecini resmetti. Balıkçı, tablolarını şöyle özetliyor: "Bir dayanışma örneğini anlatmaya çalıştım. Çınar ağacını hep Hasan'ı anlatmak için kullandım. Dalını kırdılar ama toprağı hâlâ köklerde. Dava bitmiş bir dava değil. Yolsuzluk, rüşvet, savaş, yoksulluk, açlık, sömürü hâlâ var. Hasan Balıkçı olmak diyoruz ya. Hasan Balıkçı olmak sömürü düzenine karşı Hasan'ın mücadelesini sürdürmekten geçer". 'Hasan mitingde aramızdaydı' Hasan Balıkçı, Ölümünün dördüncü yılında Elektrik Mühendisleri Odası'nın düzenlediği etkinlikte anıldı. Balıkçı'nın dostları, ailesi ve mücadele arkadaşlannın katıldığı etkinlik, TMMOB Mitingi'nin de yapıldığı 14 Ekim tarihine denk geldi. Etkinlikte konuşan EMO Başkanı Kemal Ulusaler, "Hasan bugün yaşasaydı, bizimle olacaktı. Mitingde Hasan'ın pankartını taşıdık, aslında o bugün bizimle birlikteydi" derken, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı da, "Hasan'ın mücadelesinin devam ettiğini bugün bir kez daha gösterdik. Hepimiz birer Hasan Balıkçı olarak Hasan'ı unutmayacağız" diye konuştu, Şengül Balıkçı ise, Hasan'ın dostlarına, "Hepiniz birer Hasansı-nız" diye seslendi. (Evrensel 16.10.2006)
|
|
|