|
DİSK Ankara Bölge Temsilciliği, KESK Ankara Şubeler Platformu, Ankara Tabip Odası ve TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu, Ankara'da son dönemde üniversite öğrencilerine ve akademisyenlere yönelik saldırıların artması, kimi okullarda ilerici/demokrat öğrencilerin can güvenliği ve öğrenim özgürlüğüne yönelik tehditlerin kaygı verici bir boyuta ulaşması nedeniyle, saldırıları teşhir ve protesto etmek, yetkilileri bu saldırılar karşısında görevlerini yapmaya çağırmak için 21 Aralık 2006 Perşembe günü Sakarya Caddesi'nde kitlesel basın açıklaması yaptı.
Basın açıklaması DİSK Ankara Bölge Temsilci Tayfun Görgün tarafından okundu. Son zamanlarda üniversitelere yapılan sistematik saldırılarla gençler, üniversiteler ve hocaların baskı altına alınarak şiddet ortamına çekilmek istendiğini belirten Tayfun Görgün, "Üniversitelerde çatışma ortamının oluşmasında şiddet ortamına ihtiyacı olanların, maşalarını yine göreve çağırmış olduğu görünüyor" dedi.
Satırı sallayan, tetiği çeken kim olursa olsun saldırıların asıl suçlusu ülke içerisinde barışı ve demokrasiyi kendi meşruiyetleri ve varlıkları için tehdit olarak algılayan karanlık güçlerin olduğunu aktaran Tayfun Görgün, şiddet ortamından beslenen bu karanlık felsefenin evrensel tanımının faşist zihniyet olduğunu kaydetti.
Irkçılık, kafatasçılık gibi klasik argümanların gençleri ve üniversiteleri terörize etmek için kullanıldığını belirten Görgün, bu tür gerici bahanelerin arkasında yatan asıl nedenin politik olduğunu aktardı.
Bu saldırıların aynı zamanda bir bütün olarak, demokrasiye, özgürlüklere, bilimsel düşünceye ve halklar arasındaki kardeşliğe dönük saldırılar olduğunun altını çizen Görgün, siyasal iktidarın neo-liberal ve Amerikancı politikalarının yakıcı sonuçlarının ve gerici kadrolaşmanın tüm toplumu olduğu gibi üniversiteleri de kıskacı altına almakta olduğunu belirtti.
Görgün, "Siyasal, sosyal ve ekonomik çözümsüzlüklerin arttığı ve egemenlerin kendi aralarındaki iktidar kavgasının giderek kızıştığı bir ortamda, üniversitelerde ortaya çıkan bu saldırılar tesadüf değildir. Bu saldırılar gelecekte bu hesaplaşmanın daha da derinleşerek ve yaygınlaşarak sürdürüleceğinin ipuçlarını vermektedir." dedi. Üniversitelerde başlayan ve amacın aslında tüm toplumu sindirmek olduğunu söyleyen Görgün, bu politikaların gerçekte kitleleri kendi istedikleri gibi yönlendirmek ve meşruiyetlerini oluşturma hedefi güttüğünün altını çizdi.
60‘lı 70‘li yıllardan beri bu tür politikalarla ortaya konmaya çalışılan oyunu çok iyi bildiklerini söyleyen Görgün, ne zamanki ülkeyi yöneten güçler arasında ülkeyi yönetememe krizi baş gösterse, istikrarsızlığı temel politika aracı olarak kullanmaya başladıklarını kaydetti.
Görgün sözlerini şöyle bitirdi: "Bu oyuna seyirci kalmayacağız. Emeğin örgütleri ve emekten yana güçler olarak, üniversitelerde tırmanan bu gerici ve faşist saldırılara karşı var gücümüzle özgür, demokratik, laik, bilimsel ve parasız eğitimden yana olan, bunu savunan bütün üniversite toplumuyla yan yana olacağız. Ve dahası, özgürlükleri, demokrasiyi, insanca ve kardeşlik içinde bir yaşamı savunuyoruz ve bunun arkasında duracağız. Hiçbir güç bu ülkeyi ve onun özgür ve demokratik geleceğini kararlamaz. Ticari ve silahlı saldırılara karşı, üniversitenin ve üniversitelinin yanında olacağız."
(EMO Basın 21.12.2006)
|
|
|