Yönetim Kurulu Başkanımız Erdal AKTUĞ'un 24.12.2006 tarihli Kent Gazetesi Köşe Yazısı
15 Aralık‘ta mecliste bütçe görüşmeleri başladı. Erken seçim, sine-i millet, cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarının gölgesinde görüşülen bütçe, ülkemizde IMF direktiflerinde hazırlanan 5. bütçesi olacak. Beş dönemdir bütçemizin ana kalemleri ve yönelimi, IMF ile yapılan görüşmeler sonucunda hazırlanıyor. Aynı hafta, TMMOB, KESK ve TTB‘nin öncülüğünde 2007 bütçesine karşı "Halk İçin Bütçe, Demokratik Türkiye" kampanyaları yapıldı. Bu kampanyada "Bütçe içinde faiz ödemelerinin giderek yükselmesi, nitelikli mal ve hizmet üretimini olanaksızlaştırmakta, üretime dayanmayan bir oransal artışa neden olmaktadır. Konsolide bütçenin önemli bir kısmını oluşturan faiz ödemeleri ve askeri harcamalar, devletin çok yüksek faizlerle borçlanarak rant geliri ile beslenen küçük bir azınlığa para transfer etmesi işlevi görmüştür.Yıllardır büyük sermaye çevrelerinin gelirlerinin önemli bir kısmı üretime değil faiz gelirlerine dayanmıştır. Dolayısıyla bütçe içinde faiz döngüsü kamu hizmetlerine değil bu kesimleri besleyerek emekçiler ve yoksulların eğitim, sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerinden mahrum olmasına yol açmıştır" diye ifade edilmektedir. Mecliste görüşmeleri süren bütçe görüşmelerinin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘nın, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu‘nun, Elektrik İşleri Etüt İdaresi‘nin, Türkiye Atom Enerjisi‘nin 2007 Merkezi Yönetim Bütçesi onaylandı. Enerji bütçesi görüşmelerinde gerek hükümet gerekse de muhalefet yetkilileri tarafından konuya ilişkin görüşlerin ifade edildiğini meclis tutanaklarından görüyoruz. Enerjide doğalgaza ve dışa bağımlılıktan arz güvenliğine, hidroelektrik santrallardan yenilenebilir enerji kaynaklarına ve en tehlikelisi ise nükleer santrallara kadar birçok konu ele alınıyor. Bu görüşmeler enerji konusunda biraz ilgili herhangi birisi için hiç yabancı konular değil. Bu köşeyi takip eden her okur meclisteki yapılan görüşmelerin içeriği hakkında fikir ve görüş sahibi olabilir. Sorunumuz esasında tüm bu olayların bilinmesi durumlarına rağmen "ben yaptım oldu" politikasıyla yine karşı karşıya olduğumuzdur. Bir ülkenin enerji bütçesi, o sektörün meslek odasının haberi olmadan hazırlanıyorsa işte sorunun kökeni budur. Tarımda, eğitimde, sağlıkta da yaşadığımız temel sorun budur. Çözüm ise "Demokratik Türkiye" arzumuzdadır. Bütçe kimin için yapılmaktadır? Türkiye‘nin enerji sorununun çözümü EPDK‘da verilen lisanslarla olamayacağı açıktır. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Yasası‘nı çıkartmış olmak da yenilenebilir enerji kaynaklarının üretime geçtiğini göstermez. Başarı somut gerçekleşen yatırımlardır. Kamu kaynaklarının ve yatırımlarının gözle görünür kılınmasıdır. Tüm dünyanın çöp teknoloji ilan ettiği nükleer santralların ülkemize getirilmesi değildir. Siz bunları zaten biliyorsunuz. Her hafta bu köşeden sizlere enerjiyle ilgili kentimiz ve ülkemiz yararına olması ve olmaması gerekenleri aktarıyoruz. Lakin sorun da budur sizin ya da bizim konuyu bilmemiz bir şeyi değiştirmiyor çünkü bize soran yok, size var mı bilmiyorum! IMF direktifleriyle hazırlanan ülkemizin 5. bütçesinin enerji kısmının nasıl yönetileceği belirlendi. Kime rağmen ve nasıl, takdir sizin....
|