YAZILI BASINDA ODAMIZ

AKP SİNOP MİLLETVEKİLİ CAN‘DAN NÜKLEER ENERJİ İÇİN İLGİNÇ SAVUNMA:
Dünya zehirleniyor, bırakın biraz da biz zehirlenelim

TBMM Çevre Komisyonu toplantısına AKP‘li Cahit Çan‘ın gaf dolu konuşması damga vurdu. Santral kurulmasında tehlike olmadığını iddia eden Can ‘Biz de zehirlenelim, ne olacak‘ dedi

CHP milletvekilleri komisyonu terk etti

NÜKLEER Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Kanun Tasarısının görüşmelerinde, Çevre Komisyonunu terk eden CHP‘li milletvekilleri, TBMM‘de basın toplantısı düzenleyerek, komisyon görüşmelerinde demokrasiye darbe indirildiğini belirtti. Milletvekilleri adına açıklama yapan CHP Aydın Milletvekili Mehmet Boztaş, bu tasarının, Türkiye‘yi ve insanlığı yakından ilgilendiren çok önemli bir tasarı olduğunu belirterek, tasarının, çevreyi katleden ve ülkeyi dışa bakımlı hale getiren bir düzenleme olduğunu ileri sürdü. Boztaş, tasarı yasalaşmadan önce Çernobil faciasının hatırlanmasını isteyerek, kanser vakaları artarken, çevre denetimleri yerine getirilmezken, tasarıda küllerin bertarafı konusunda bir düzenlemenin bulunmadığını söyledi.
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman da Türkiye‘nin nükleer santralların pazarı ve çöplüğü haline getirilmek istendiğini ifade etti. İnsanların istememesine rağmen nükleer santrallerin dayatılmak istendiğini ifade eden Arıtman, Türkiye‘nin daha evsel atık sorununu bile Çözemediğini kaydederek, "AKP, Türkiye için Çernobil faciasıdır" dedi.

TBMM Çevre Komisyonunda görüşülen, Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Kanun Tasarısı üzerinde, milletvekilleri görüşlerini dile getirdi.
AKP Sinop Milletvekili Cahit Can, nükleer enerji santralinin Sinop‘ta kurulmasını isteyerek, nükleer santrallere karşı çıkılmasına rağmen basında, "Nükleer santral geleceğimiz" ve "Bu işte çok geciktiniz" şeklinde haberler yayınlandığını anımsattı. "Sinop‘a nükleer enerji santrali kurulmasını protesto edenleri kimler finanse ediyor?" diye soran Can, CHP‘nin bu kişileri desteklediğini öne sürdü.

Nükleer enerji santralının Sinop‘ta kurulması halinde enerjinin Sinop‘ta evlere bedava verilmesi önerisinde de bulunan Can, "Dünyada halen inşaat halinde on tane nükleer santral var. Bu santrallerin, insanları ve çevreyi zehirlediği söyleniyor. Nükleer santrallar madem zehirliyor, dünya zehirleniyor, bırakın biraz da biz zehirlenelim" diye konuştu.

‘NEDEN SİNOP GÜNDEME GETİRİLİYOR‘

AKP Siirt Milletvekili Öner Gülyeşil, daha önce Akkuyu‘da nükleer santral kurulması için karar alınmasına ve proje hazırlanmasına rağmen, neden Sinop‘un gündeme getirildiğini sordu. Milletvekilleri de Cahit Çan‘a takılarak, "Cahit Bey çok istiyor Sinop‘a kurulmasını" dedi. AKP Mersin Milletvekili Mustafa Eyiceoğlu da Akkuyu yerine neden Sinop‘un tercih edildiğini öğrenmek istedi. Karadeniz‘e kıyısı olan ülkelerin hepsinde nükleer santral bulunduğunu belirten Eyiceoğlu, "O ülkeler santral için soğutmayı Karadeniz‘de yapıyor. Biz de santrali Sinop‘a yaparsak, soğutmayı Karadeniz‘de yapacağız. Böylece Karadeniz‘i kan gölüne mi çevirmek istiyoruz? Neden Akdeniz‘i düşünmüyoruz?" diye sordu.
Eyiceoğlu, Fransa‘nın, nükleer santralleri protesto eden Greenpeace üyelerini desteklemesine rağmen, bu ülkede bir bir çok nükleer santral bulunduğunu kaydetti.

DİKKAT, RADYASYON!

- Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) görevlileri tarafından Çanakkale‘nin Geyikli Beldesi‘ne bağlı Hantepe sahilinde geçen haziran ayında tespit edilen ve paniğe neden olan yüksek orandaki radyasyonla ilgili gelişmeler, Türkiye‘nin radyasyon tehlikesi konusundaki duyarsızlığının devam ettiğini gösteriyor.
- Çernobil Felaketi‘nin ardından Karadeniz Bölgesi‘nde yaşanan kanser vakalarındaki artış, Halkevleri‘ni harekete geçirdi ve "Karadeniz Kararmasın" adıyla Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun ve Sinop‘u kapsayan bir kampanya başlatıldı.
- Tuzla‘nın Orhanlı Beldesi, tehlikeli atık varilleriyle zehirlendi. Haklarında dava açılan 7 sanık ise beraat etti.
- İstanbul Ümraniye‘deki Hekimbaşı çöplüğünde 1993‘te metan gazı patlaması oldu. Ümraniye Hekimbaşı Çöplüğü‘nde 1993‘te metan gazı patlaması sonucu 39 kişinin öldüğü faciada yedi çocuğu ve iki eşini kaybeden Maşallah Öneryıldız‘a, Türkiye‘deki mahkeme sonucu 110 milyon lira tazminat ödenmesine karar verildi.. Ancak davayı AİHM‘e taşıyan Maşallah Öneryıldız, 164 bin Euro tazminat almaya hak kazandı ama itiraz sonrasında dava Büyük Daire‘ye taşındı.

Nükleer karşıtlarından eylem

UFUK KOŞAR
Nükleer enerji karşıtları, nükleer santralların kurulmasına ilişkin yasa tasarısını protesto ederek, yasanın geri çekilmesi için Çevre Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü binasına dilekçe verdi.
Kasım ayının başında Ankara‘da TBMM‘nin çevresinde, Çevre Mühendisleri Odası, Greenpeace, Ankaralı Nükleer Karşıtı Elektrik Mühendisleri‘nin katılımıyla yasaya karşı günlerce yürüyen Timur Danış ve İstanbul sokaklarında yürüyerek bireysel bir eylem gerçekleştiren Ayşe Eren, Galatasaray Lisesi önünde bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamada konuşan Timur Danış, Meclis Çevre Komisyonu‘nda görüşülecek nükleer yasa tasarısı ile ilgili derin kaygılar taşıdığını söyleyerek, "Ben nükleersiz bir ülkede barış içinde yaşadım. Böyle bir ülkede çocuğum oldu. Çocuklarımın geleceğini radyasyona bulayacak bu yasanın geri çekilmesini, nükleer maceradan vazgeçilmesini talep ediyorum" dedi.
Nükleer enerjinin çözüm değil, ölüm getireceğini söyleyen Ayşe Eren de, Karadeniz Bölgesi‘nde artan kanser vakalarının tesadüf olmadığını, Çernobil felaketinin yaralarının kanamaya devam ettiğini ifade etti. Açıklamaların ardından Danış ve Eren, yasanın geri çekilmesi için Çevre Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü binasına dilekçe verdi.

NÜKLEERDE SORU İŞARETLERİ?

Maden Mühendisi Tayfun Mater:    
          
Ben Küçükçekmece‘deki araştırma merkezinin nükleer silah geliştirmek için gerekli materyali işleyecek kapasitede olduğunu sanmıyorum. Bir potansiyel olduğu gerçeği ortada elbette ama bu siyasi bir karar. Ayrıca bugün karar alsanız bile bir nükleer reaktör kurmak için 8 -10 yıla ihtiyacınız var. Silah için gerekli çalışmalar ise çok daha uzun yıllar alıyor. Kuzey Kore‘nin yıllar süren çalışmaların ardından bugünkü noktaya geldiği unutulmamalı.

Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Kemal Bekir Ulusaler:

Bilindiği gibi Küçükçekmece‘de bir reaktör var. Şu ikisi karıştırılmamalı, nükleer silah geliştirmek için nükleer santrale ihtiyaç yok. Türkiye‘de bu konuda teknik kapasite, ekipman, yetişmiş personel ve bilgi birikimi olduğunu düşünüyorum. Dışarıdan alınacak çok küçük bir destekle birkaç yıl içerisinde nükleer silah geliştirilebilir ama unutulmamalı ki bu bir tercih meselesi. Geçen yıl Libya nükleer programını durduğunu duyurdu ve bugüne kadar yaptığı çalışmaları açıkladı. Orada bazı santifiruj işlemlerini Türkiye‘de yaptırdığını belirtti. Yani nükleer silah geliştirilebilir ancak bu yönde bir hazırlık olduğunu sanmıyorum."

Greenpeace Türkiye Nükleer Silahsızlanma Kampanyası Sorumlusu Aslıhan Tümer:

Türkiye‘de sadece bir adet çalışmakta olan araştırma reaktörü bulunduğunu biliyoruz. Türkiye‘nin bu listede anılmasının nedeni geçmişte uranyum zenginleştirmesi çalışmaları yapmış olması. Şu unutulmamalı, nükleer silah ve nükleer enerji teknolojileri birbirine son derece yakın şeyler ve her an birinden diğerine geçiş söz konusu olabilir. Bu nedenle Greenpeace olarak her ikisinden de kesinlikle uzak durulması gerektiğini düşünüyoruz.

Prof Dr. Ergun Göney:

Eğer nükleer santraller güvenli bir şekilde yapılmışsa hiçbir tehlike arz etmez. Ama Çernobil gibi, Erivan‘daki Metzamor gibi eski teknolojiyle yapılan santraller sorun yaratabilir. Bunun en büyük örneğini Çernobil‘de gördük. Onbinlerce insan kansere yakalandı. Hala da bu yüzden kanser belirtisi olanlar yar. Kısacası bu tür santraller insan sağlığı için büyük bir tehlike.

(Birgün 18.01.2007)