|
Ülkenin gittikçe artan enerji ihtiyacı dışa bağımlılığı da beraberinde getirirken, sahip olunan alternatif enerji kaynaklarına yönelmenin zorunluluk haline geldiğine dikkat çekildi
GELİŞMEK İÇİN KAYNAKLAR KULLANILMALI Rüzgar, güneş, nükleer, biyoyakıt gibi birçok alternatif enerji kaynağına sahip olan Türkiye, enerji ihtiyacının üçte birini ithal eden dışa bağımlı bir ülke konumunda. Ankara Elektrik Mühendisleri Odası tarafından Konya Şubesi‘nin öncülüğünde düzenlenen Konya -Akşehir Enerji Formu‘nda ülkenin enerji politikaları ve sahip olduğu alternatif enerji kaynakları masaya yatırıldı. Toplantıda, ülkenin büyümesi için mevcut kaynakların kullanılması gerektiği vurgulandı. ÇİFTÇİ MAZOT NEDENİYLE ALTI KAZ ZARARDA Toplantıda konuşan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO)Konya Şube Başkanı Kemal Başaran, çiftçinin şuanda en büyük masrafının mazot giderleri olduğunu belirterek, "Çiftçimiz 75 dönüm pancar ekili arazisini sulamak için 38 bin YTL‘lik mazot harcıyor. Aynı sulamayı 6 bin YTL‘lik elektrikle de gerçekleştirebiliyor" dedi. EMO Ankara Şube Başkanı Ramazan Pektaş, hakim güçlerin enerji kaynaklarına hükmederek dünyanın değişik yerlerini kana buladığını anlattı. ÇİFTÇİNİN MEDAŞA BORCU YAPILANDIRILSIN Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şubesi Başkanı H. Hüseyin Motuk, günde iki saat güneş gören Almanya‘nın bu enerjiden yüzde 40 oranında, sekiz saat güneş gören Türkiye‘nin ise sonsuz ve ücretsiz enerjiden yüzde bir oranında faydalandığını açıkladı. Sulama Birliği Kooperatifi Başkanı Şaban Güven ise, Konyalı çiftçinin MEDAŞ‘a 500 milyon YTL (trilyon)‘luk borcunun yeniden yapılandırılmasını ve elektriğin tarım arazilerinde yaygınlaştırılmasını talep etti. Alternatife yönelinmeli Konya-Akşehir Enerji Formu toplantısında, enerji kaynakları bakımından Türkiye‘nin dışa bağımlılığının önlenmesi için mevcut alternatif kaynaklara yönelmenin şart olduğu vurgulandı Ankara Enerji Mühendisleri Odası (EMO) tarafından ülkenin çeşitli yerlerinde düzenlenen İç Anadolu Enerji Formu toplantılarının üçüncüsü olan Konya- Akşehir Enerji Formu Elektrik Mühendisleri Odası Konya Şubesi‘nin öncülüğünde dün gerçekleştirildi. Çok sayıda davetlinin katıldığı programda ülkenin enerji olanakları masaya yatırılırken, yeni enerji kaynaklarının gerekliliğine ve sağlayacağı kolaylıklara dikkat çekildi. ENERJİ KAYNAĞI ÇOK KULLANAN İSE YOK Form‘un açılış konuşmasını yapan EMO Ankara Şube Başkanı Ramazan Pektaş, enerjinin hayatın her alanında kullanılan vazgeçilmez bir faktör haline geldiğine dikkat çekerek, "Enerji konusunda bazı kriterler çok önemlidir. Bunlar ulusal olması, çeşitli olması, arzın garantili olması, enerjinin kaliteli olmasıdır. Maalesef Türkiye‘de ulusal bir enerji politikası yok. Ülke enerjisinin üçte ikisini dışardan alıyoruz. Çeşitlilik konusunda da sıkıntılıyız. Elektrik enerjisi üretiminde kullandığımız enerjinin yarısı doğalgaz santrallerinden karşılanıyor. Arz güvenliği konusu ise zaten muallak. Kış gelir gelmez İran vanayı kapatırsa ne yaparız diye düşünüyoruz. Bu kötü durum karşısında maalesef elimizdeki kaynaklarımızı kullanamıyoruz. Ülkemiz yılda 2 bin 600 saat güneş gören bir ülke. Ayrıca şuan ki elektrik üretimimizin tamamını karşılayabilecek bir rüzgar enerjisi kapasitesine sahibiz. Ülkenin gelişmesi ve büyümesi için bu enerji kaynaklarından yararlanmamız şart" dedi. Enerji için ülkelerin şuanda birbirini katlettiğini Ortadoğu‘nun kan gölü haline getirildiğini dile getiren Pektaş, enerji bulunan bölgelerin dünyanın efendisi güçler tarafından kana bulandığını anlattı. TARIMSAL SULAMADA ELEKTRİK MAZOTTAN ALTI KAT KARLI Daha sonra Tarım Bakanı Danışmanı Prof. Dr Fikret Akınerdem, başkanlığında yapılan oturumun birinci bölümünde EMO Konya Şube Başkanı Ali Kemal Başaran, elektrik enerjisinin tarımsal sulamada kullanımı ve KOP konusunda davetlileri bilgilendirdi. Konya‘daki enerjinin yüzde yirmi beşinin tarımsal sulamada kullanıldığının altını çizen Başaran, çiftçinin en önemli maliyetlerinin başında enerji harcamaları geldiğini kaydetti. Başaran, bir çiftçinin 75 dönüm pancar arazisi için bir yılda 38 bin YTL mazot harcadığına dikkat çekerek, "Aynı çiftçi tarım arazisini sulamak için elektrik enerjisi kullandığında toplam sulama maliyeti 6 bin YTL‘ye düşüyor. Aradaki fark altı kat. Çiftçilerimizin en önemli gideri olan mazot harcamasının önüne ancak, elektrik enerjisinin kullanılması ile geçilebilir. Sulamada elektrik enerjisinin kullanılması çiftçinin çok büyük bir kâr etmesini sağlayabilir. Ama öncelikle çiftçinin tarlasına elektriğin gelmesi gerekir. Devlet yatırımları ve DSİ yatırımları ile yapılan açık kanal sulama tesislerinden basınçlı sulama tesislerine geçilmeli. Bu 300 milyon dolar kazanç sağlayacaktır. Her geçen gün mazota zamlar yapılıyor ama elektriğe bu kadar fazla zam yapılmıyor." NÜKLEER SANTRAL KURMAMIZ ZORUNLULUK Konya Milletvekili ve Meclis Enerji Komisyonu Üyesi Hasan Angı, Türkiye‘nin enerji politikalarını anlattı. Var olan enerji kaynaklarının ortaya çıkarılması için çaba sarf ettiklerini dile getiren Angı, ülkedeki enerji ihtiyacının her yıl yüzde 7-8 oranında arttığını bu artışın ithalatla karşılandığını açıkladı. Angı, Türkiye‘de var olan petrol kaynaklarının çıkarılmasının çok masraflı olduğunu savunarak, diğer alternatif enerji kaynaklarının ise araştırma çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Yıllardır ülkede nükleer santral tartışmalarının yaşandığını vurgulayan Angı, "Bir türlü ülkemiz nükleer enerjiden faydalanamamıştır. Çevreci olduğunu söyleyen bazı insanlar ülkenin bu enerjiden faydalanmasını engellemiştir. Çernobil‘de tedbirsizlik nedeniyle yaşanan bir kazayı örnek göstererek, Türkiye‘de nükleer santral yapılmasının önüne geçmeye çalıştılar. Oysaki şuanda Çernobil‘de bile yeni bir nükleer santral kurulmaya çalışılıyor. Ülkelerin gelişmesi için ucuz ve kaliteli enerjiye büyük ihtiyaç var. Her yıl enerji için milyarlarca dolar paramız ithalata gidiyor" diye konutu. Angı, aynı zamanda enerjiden tasarrufunda önemli bir konu olduğunu dile getirdi. CİDDİ BİR POTANSİYELİ OLAN BİYOYAKITI KULLANMALIYIZ SÜ Ziraat Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Öğüt, bitkisel enerji konusunda değerlendirme yaptı. Prof. Dr. Öğüt, gelişmiş ülkelerde biyoyakıtların kullanımının son derece arttığını belirterek, Türkiye‘de bu konuda önemli bir eksikliğin olduğunu söyledi. Biyoyakıt üretimi bakımından Türkiye‘nin ciddi bir potansiyele sahip olduğunun altını çizen Öğüt, şunları söyledi: "Maalesef bu potansiyeli yeteri kadar kullanamıyoruz. Oysaki ülkemizde ta 1934 yılında dış ülkelere enerji bağımlısı olmamak için bu konuda araştırmalar başlatılmıştı. Biyoyakıtlar, çevreye zarar vermemesi, enerji güvenliği açısından uygun olması nedeniyle son derece önemli bir kaynak. Biyoyakıt konusunda ciddi bir yasallaşma olmaması, bunu destekleyecek hiçbir kurumun olmaması bu kaynaktan yararlanmamızı önlüyor." ELEKTRİK KAYNAKLARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ YANLIŞ Daha sonra tekrar konuşan Ramazan Pektaş, elektrik enerjisinin özelleştirilmesi ile ilgili açıklama yaptı. Türkiye‘de özelleştirme konusunda ciddi sorunların yaşandığını vurgulayan Başaran, "80‘li yıllarda toplam 6 milyar dolar kâr eden kamu iktisadi teşekkülleri (KİT)6 milyar dolar zarar eder oldu. O zamanlarda 30 milyar dolar olan borcumuz şimdi 300 milyar dolara yaklaştı. Eğer devlet o zaman KİT‘lerden zarar ediyorduysa satıldıktan sonra neden kar etmeye başlamadı da borcu arttı. Burada bir sorun var. Özelleştirmelerin hepsinde halka daha iyi ve ucuz hizmet sunma amacı gösterilmesine rağmen hepsinden sonra halk biraz daha yoksullaştı. ‘Devlet süt satmaz, yetim hakkını koruyoruz, zarar ediyoruz‘ gibi söylemlerle ülkeyi daha büyük kayıba uğrattılar. Özelleştirmenin ana mantığı kamu yararı olmalıdır. Ülkenin enerji kaynaklarının özelleştirilmesi büyük bir risk" dedi. Ankara EMO Görevlisi Ali Yiğit ise ülkedeki sanayinin çok enerji harcayan bir yapıya sahip olduğunu belirterek, ülkenin her tarafında enerji konusunda ciddi bir müsrifliğin yaşandığını söyledi. Türkiye‘nin enerji konusunda ileriye dönük projesinin olmadığını dile getiren Yiğit, bunun büyük bir kayıp olduğunu açıkladı. GÜNEŞ ENERJİSİ KAYNAĞINDAN FAYDALANMAK ZORUNDAYIZ Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Hasan Hüseyin Motuk, Türkiye‘nin elinde var olan güneş enerjisi kaynağından yeterince faydalanamadığını söyledi. Almanya‘da günde iki saat güneş görüldüğünü ve nüfusun yüzde 40‘ının güneş enerjisinden faydalandığını hatırlatan Motuk, şunları söyledi: "Türkiye‘de ise günde 8saat güneş ışığından faydalanabilme şansına sahip olunmasına rağmen bu enerjiden sadece yüzde 1 oranında faydalanabiliyoruz. Bitmek tükenmek bilmeyen ve faturasını ödemek zorunda kalmadığımız güneş enerjisinden yeteri miktarda faydalanamıyoruz. Birçok ülkede evlerin aydınlatılmasından, seraların ısıtılmasına, sıcak su ihtiyacının karşılanmasından elektrik üretimine kadar güneş enerjisinden faydalanılabiliyor. Bizdeki güneş enerjisi kaynağı diğer ülkelerde olsa şimdiye kullanırlardı. Ülkemizdeki doğalgaz ve petrol lobileri bu enerjiyi kullanmamızı engelliyor. Mesela Konya Kent Ormanı‘nın ışıklandırma çalışması için MEDAŞ Büyükşehir Belediyesi‘nden 180 bin YTL istedi. Biz orayı dört gün hiç ışık olmasa bile aydınlatacak şekilde güneş enerjisinden yararlanarak ışıklandırmayı sağladık. Toplam masrafı ise 80 YTL oldu. aradaki farkı kıyaslayın." Daha sonra konuşan Sulama Kooperatifi Birliği Başkanı Şaban Güven, Konya çiftçisinin şuanda MEDAŞ‘a 500 milyon YTL‘nin üzerinde borcunun olduğunu belirterek, bu borçların yeniden yapılandırılması talebinde bulundu. Çiftçinin borcunu ödemekten yana olduğunu vurgulayan Güven, "Fakat maalesef durumumuz pek iyi değil. Fakat borcumuz borç ödemekten kaçmıyoruz. Elektrik enerjisi çiftçimiz için gerçekten de çok önemli. MEDAŞ ve TEDAŞ çiftçiler için elektrik enerjisini yaygınlaştırmalı. Biz onlar için çok büyük birer müşteri potansiyeliyiz. Eğer bu sağlanırsa çiftçimiz en önemli masrafı olan mazot masrafından kurtulur" dedi.
|
Tanıtım
ANKARA ŞUBE
YAZILI BASINDA ODAMIZ
ICCI 2024 FUARINA GİDİYORUZ
