Nükleer Karşıtı Platform, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gönderilmek üzere, 5710 sayılı Nükleer Güç Santrallarının Kurulması ve İşletilmesiyle Enerji Satışına İlişkin Kanun'un veto edilmesi talebini içeren bir dilekçe örneği hazırladı. Dilekçe örneğine yazımızın devamında ulaşabilirsiniz.
ANKARA; 15.11.2007 Sayın Abdullah GÜL Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ANKARA
Konu: 09.11.2007 tarihli 5710 sayılı Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesiyle Enerji Satışına İlişkin Kanunun Veto Edilmesi Talebi "Nükleer Güç Santrallarının Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin 5710 sayılı Kanun" 09.11.2007 tarihinde TBMM tarafından kabul edildi. Makamınıza gönderilen bu yasa, Türkiye‘yi yeni bir karanlığa sürükleyecektir. Ülkemizin nükleer güç santrallarına ihtiyacı yoktur. Yıllardır nükleer lobilerin baskısıyla, ülkemiz enerji sektörü plansız ve kuralsız bırakılmıştır. Bunun sonucunda da, Türkiye‘nin enerji ihtiyacı lobilerin baskısıyla şekillenmiştir. Oysa ki, pek çok ülke nükleer güç santrallerinden vazgeçmekte, pek çok ülke de kısa dönemde bu santralleri terk edeceğini bildirmektedir. Yatırım sahası daralan nükleer lobiciler, bu santrallarını Türkiye‘ye satmaya çalışmaktadır. Kirli, pahalı ve atıklarına hala çözüm bulunamamış nükleer santral çabalarının ülkemiz ekonomisine maliyeti de ağır olacaktır. Enerji alım garantili olarak yapılması düşünülen bu santrallerin ülkemize en kabaca maliyeti 12-15 milyar dolardan fazla olacaktır. Bu maliyet, 1999 depremi sonrasında Türkiye‘nin Dünya Bankası‘ndan çektiği krediden fazladır. Ülkemizin sınırlı kaynaklarının bu şekilde kullanılması, ülkemizi yeni bir ekonomik bunalıma sürükleyecektir. Oysa enerjide kaynak çeşitliliğini yerli kaynaklarımız ile sağlama konusunda hala atılacak önemli adımlar vardır. Bugün Nükleer Santral Yasasının tartışıldığı koşullarda yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızın enerji üretimindeki payı son derece düşük seviyededir.Öncelik yerli kaynaklarımızı devreye sokarak yeni yatırımlar ile elektrik enerjisi dağıtımındaki kayıp-kaçakların giderilmesine verilmelidir. Bununla birlikte, nükleer güç santrallarının sağlığa olumsuz etkileri de, başta Çernobil nükleer kazası olmak üzere pek çok facia da yaşanmıştır. Bu kaza sonrasında "Karadeniz Bölgesi‘nde" kanser vakalarında ciddi artışlar olmuş ve bu kazanın etkisi kuşaklar boyu sürmüş ve sürecektir. Nükleer lobicileri zengin etmek amacıyla hazırlanan bu yasanın, gelecek kuşakların ve yaşamımızın ipotek alınmasına neden olacaktır. Kurulacak bu santralların ekolojik geleceğimizde onarılamaz tahribatlara yol açacağı ortadadır. Nükleer santrallardan çıkan atıkların binlerce yıl kaybolmadığı toprağa ve suya karışma tehlikesi barındırdığı açıktır. Yıllarca gelişmiş ülkeler nükleer santral atıklarını başka ülkelere göndermeye çalışmıştır. Nükleer Güç Santralları hakkındaki kanunu çıkartan Meclis bu konuda kamuoyunda geniş bir uzlaşma aramadan, "ben yaptım oldu" anlayışıyla bu yasayı dayatmıştır. Konuya duyarlı bütün kesimlerin Sinop‘ta ve Akkuyu‘da başta yöre halkının nükleer santrale karşı çıkması, Meclis‘e verilen 100.000 imza, bilim insanları bildirisi önemli yurttaş tepkileridir. Anılan sebeplerle 5710 sayılı Yasa‘nın onaylanmamasını takdirlerinize arz ederim. Yaşamlarımız ve güzel ülkemiz bir avuç lobicinin çıkarlarına emanet edilmemelidir. Saygılarımla, Ad, soyad: Adres: Tel: Faks: E-Posta: Cumhurbaşkanlığı iletişim adresleri; Adres:Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği 06689 Çankaya, ANKARA Faks: 0 312 441 38 16 e-posta:cumhurbaskanligi@tccb.gov.tr
|