 |
TMMOB Elektrik Mühendisler Odası (EMO) Ankara Şubesi, Eskişehir Osamangazi Üniversitesi ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi tarafından düzenlenen 12. Elektrik, Elektronik, Bilgisayar, Biyomedikal Mühendisliği Ulusal Kongresi başladı...
Eskişehir Anemon Otel‘de gerçekleştirilen Kongrenin açılış konuşmalarını sırasıyla EMO Eskişehir İl Temsilcisi Levent Egüz, Eskişenir Osmangazi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Böl. Bşk. Hasan Hüseyin Erkaya, EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş, EMO Başkanı Kemal Ulusaler, Eskişenir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fazıl Tekin ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen yaptı.
İlk açılış konuşmasını yapan EMO Eskişehir İl Temsilcisi Levent Egüz, kongrenin Eskişehir İl Temsilciliğinde gerçekleştirilmesinin çok önemli olduğunu belirterek, "Gerek Eskişehir ilinin konumu gerekse ilimizde iki bilim yuvası üniversitenin bulunması bizi bu çalışmalar sırasında daha da güçlendirmiştir. Bu yorucu yolda bizime beraber yürüyen başta EMO Ankara şubesi yönetim kuruluna, Anadolu ve Osmangazi Üniversitelerindeki tüm hocalarıma ve EMO çalışanlarına teşekkür ediyorum" dedi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Böl. Bşk. Hasan Hüseyin Erkaya ise "Kongreler iki şey sağlar; birincisi bilgi paylaşımı, yeni değerleri paylaşmamızı tartışmamızı ve gelişimi için fikirlerimizi paylaşmamızı, ikincisi ise katılımcılar arasında kaynaşma ve işbirliği halinde çalışmamızı sağlar" dedi. Erkaya, bu pencereden bakıldığında 12. EEBBM Ulusal Kongresi‘nin başlamadan önce yapılan ön çalışmasıyla bile oldukça başarılı olduğunu bu çalışmaların kongreye son derece iyi yansıyacağına inandığını söyledi.
Açılışta Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Ramazan Pektaş ise, EMO Ankara Şubesi olarak, çalışmaları tabana yayma konusunda yaptıkları planlamaların şu an en somut göstergelerinden birini Ulusal Kongre ile yaşadıklarını belirtti. Bu yılın ilk yarısında gerçekleştirdikleri İÇEF alt forumları ile, EMO örgütlülüğünün en büyüğünden en küçüğüne kadar etkinlik yapma konusunda başarılı olduğunu gösterdiklerinin altını çizen pektaş, "bugün burada sevinerek görüyoruz ki, EMO‘nun her iki yılda bir yaptığı en önemli etkinlik olan Ulusal Kongre Eskişehir Temsilciliğimizde yapılıyor, hem de geçmiş yıllarda kongre kapsamında olmayan Biyomedikal Mühendisliğini de içine alarak. Bu, kongre kapsamı açısından bir ilktir, EMO Ankara Şubesi ilkleri gerçekleştirme açısından oldukça zengin bir liste sahibidir zaten" diye konuştu.
Şube olarak gerçekleştirdikleri etkinliklere ve ilklere sevinirken ülkemizde ve dünyada atılan adımlara sevinemediklerini dile getiren Pektaş, "İşte hemen yanı başımızda bir varil petrol için bir varil kan dökülen Irak, aynı cendereye sıkıştırılmak istenen Suriye ve İran. ABD‘nin emperyalist Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Ortadoğu‘da çevirdiği "kasapların kardeşliği" filmi, hemen her gün gişelerde gösterimde. Kitle imha silahlarından arındırmaya geldiği Irakta kitlesel imha denemeleri yaparken, iki adım ötede Lübnanlı ananın kucağında son nefesini veren bebeleri görmemekte. Demokrasi getirme vaadi ile işgal ettiği topraklarda elleri bağlı, başına torba geçirilmiş insanlar ve Ebu-garip işkencehaneleri ekranlarda arzı endam ediyor" dedi.
Ölümün yalnızca kurşundan bombadan başımıza yağmadığının, nükleer lobicilerin kar emelleri uğruna yeni Çernobillerin ülkemiz insanlarına reva görüldüğünün altını çizen ve nükleer santral kuramazsak karanlıkta kalırız iddialarına da yanıt vermek istiyorum diyen Pektaş , açık olarak "eğer nükleer santral kurarsak karanlıkta kalacağız" diye konuştu.
Pektaş, kongrede emek ve meslek örgütlerini ilgilendiren birçok konuda yararlı sonuçlar çıkacağını belirterek, Elektrik Mühendisleri Odası‘nın hem sektörle hem de ülkede olup bitenlerle yakından ilgili olduğunu kaydererek şunları ifade etti:
"Enerji kaynakları tükeniyor ve biz oda olarak yeni yenilenebilir enerjinin önemini yine vurguluyoruz. Türkiye‘de eğitimde ve sağlıkta taşeronlaşmayı yayan hükümet enerjide de kamusal bir yaklaşım sağlamadığı takdirde enerji sorunu azalmaz. Bugün bir varil petrol için bir varil kan akıtabiliyorlar. Coğrafyamız bizler için üzücü olayların ard arda yaşandığı bir yer haline geldi. Bu durum şiddetin körüklenmesiyle de artıyor. Şiddet sadece silahlardan değil basından televiyonlardan sözcük olup dökülüyor."
Pektaş‘ın ardından söz alan Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Ulusaler, "Türkiye‘de bilim ve teknolojinin toplumsal yarar için değil rant elde etmek için kullanıldığını, küresel ısınmanın insanların aşırı kar hırsından ortaya çıktığını belirterek, "İnsanlığın kendine ve geleceğine yabancılaşmaması için bu kar hırsından arınarak hizmet üretilmesi gerekiyor" dedi.
Elektrik Mühendisleri Odası, Anadolu Üniversitesi ve Osmangazi Üniversiteleriyle ortaklaşa düzenlenen kongrenin iletişim ve bilişim alanı için önemli açılımlar yapacağını söyleyen Ulusaler sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye‘nin iç ve dış politikaları uluslar arası sermaye örgütleri tarafından belirlenmeye devam etmektedir. Özellikle son çeyrek yüzyılda üretim ekonomisinin bir yana bırakılarak rant ekonomisine ağırlık verilmesi ülkenin ve halkın geleceğini tehlikeye attığı gibi biz mühendislerin de varlık nedenini ortadan kaldırmaktadır. Bütün alanlar sanayi tarım enerji vb. ülkenin gerekçelerine ve halkın çıkarlarına göre değil uluslar arası sermayenin çıkarlarına göre yönlendirilmekte her şeye karşın özelleştirme dayatması sürdürülmektedir. Bu koşullar emekçi sınıf ve onların bir bölümünü oluşturan biz mühendisleri doğrudan etkilemektedir. İstihdam alanları daralmış, ücret ve çalışma koşulları olumsuz yönde etkilenmiştir."
Son dönemdeki Telekom grevine de değinen Ulusaler, grevin bir yaptırımı olması gerektiğini ifade ederek, grevde hizmet üretmeyerek işverenlere bir baskı oluşturulur. Ancak, buradan Diyarbakır ve İstanbul valiliklerinin birinin terör diğerinin kapkaç olaylarını bahane ederek grev kırıcılığı yaptıklarını bildirmek istiyorum" diye konuştu.
Açılışta Osamangazi Üniversitesi Rektörü Fazıl Tekin Ulusal Kongrenin Elektrik, Eektronik, Bilgisayar ve Biyomedikal alanlarındaki boşluğa cevap olacağı ve bu amaca uygun oarak gerçekleşeceği inancında olduğunu söyledi.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ise her sektörde olduğu gibi Elektrik, Elektronik, Bilgisayar ve Biyomedikal Mühendisliği alanlarında da sorunlar yaşandığını belirterek, "Herhangi bir sektörde bir sorun ele alınırken, o sektör tüm boyutlarıyla ele alınmalıdır. Üretimden istihdama kadar tüm boyutları tartışılmalıdır. Günümüzde mühendislik dallarının hemen hepsinde esnek çalışma adı altında emek sömürüsü yapılmaktadır, özellikle Bilgisayar Mühendisliği meslek dalında çalışan mühendisler taşeronlaşma, sağlıksız koşullarda çalışma ve iş güvencesiz yaşam ile karşı karşıyalar. Tüm bu sorunların sonucu olarak çok ciddi oranda bir beyin göçü yaşıyoruz. İnanıyorum ki bu kongrede mühendisliğin sadece bilimsel yönü değil ekonomik ve sosyal yönü de incelenecek ve çözüm yolları aranacaktır" dedi.
Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı, İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu ve Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Kongre‘nin başarılı geçmesini temenni eden birer kutlama mesajı yolladılar.
Açılış konuşmalarının ardından 12. EEBBM Fuar alanının açılışının yapılmasıyla kongre devam etti.
EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş‘ın 14.11.2007 tarihli açılış konuşması:
Sayın Genel Başkan Yardımcısı, Sayın Valim, Sayın Rektörler, Sayın Onursal Başkanım, Oda Başkanım, Değerli Akademisyenler, TMMOB‘nin değişik kademelerindeki dostlarımız, Emek ve Meslek Örgütlerinin değerli temsilcileri, sevgili meslektaşlarım, kongremizi internet üzerinden izleyen değerli sektör bileşenleri, 12. Elektrik Elektronik Bilgisayar Biyomedikal Mühendisliği Ulusal Kongresine hoş geldiniz.
Öncelikle, EMO Ankara Şubesinin, şube merkezi dışında düzenlenen ilk Ulusal Kongresini başarıyla gerçekleştirmesinde çok büyük pay sahibi oldukları için, 12. ulusal kongre çalışmalarında emeği geçen EMO Eskişehir İl Temsilcimiz Levent Egüz‘e, Temsilci Yardımcılarına ve çalışanlarına, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Elektrik Elektronik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Hüseyin Erkaya Hocamıza, Anadolu Üniversitesi Elektrik Elektronik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atalay Barkana Hocamıza ve her iki hocamızın nezdinde iki okulumuzun değerli hocalarına teşekkür ediyorum. Kongreye çeşitli biçimlerde destek olan sektör kuruluşlarına da bizimle birlikte oldukları için teşekkür ediyorum.
Bu çalışma dönemi içinde EMO Ankara Şubesi olarak, çalışmaları tabana yayma konusunda yaptığımız planlamaların şu an en somut göstergelerinden birisi bu Ulusal Kongredir. Bu yılın ilk yarısında yaptığımız İÇEF alt forumları ile, EMO örgütlülüğünün en büyüğünden en küçüğüne kadar etkinlik yapma konusunda başarılı olduğunu göstermiştik. Bugün burada sevinerek görüyoruz ki, EMO‘nun her iki yılda bir yaptığı en önemli etkinlik olan Ulusal Kongre Eskişehir Temsilciliğimizde yapılıyor, hem de geçmiş yıllarda kongre kapsamında olmayan Biyomedikal Mühendisliğini de içine alarak. Bu, kongre kapsamı açısından bir ilktir, EMO Ankara Şubesi ilkleri gerçekleştirme açısından oldukça zengin bir liste sahibidir zaten.
EMO örgütlülüğü bu çerçevede adımlar atarken ne yazık ki ülkemizde ve dünyamızda atılan adımların hepsine sevinmek olası değil. İşte hemen yanı başımızda bir varil petrol için bir varil kan dökülen Irak, aynı cendereye sıkıştırılmak istenen Suriye ve İran. ABD‘nin emperyalist Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Ortadoğu‘da çevirdiği "kasapların kardeşliği" filmi, hemen her gün gişelerde gösterimde. Kitle imha silahlarından arındırmaya geldiği Irakta kitlesel imha denemeleri yaparken, iki adım ötede Lübnanlı ananın kucağında son nefesini veren bebeleri görmemekte. Demokrasi getirme vaadi ile işgal ettiği topraklarda elleri bağlı, başına torba geçirilmiş insanlar ve Ebu-garip işkencehaneleri ekranlarda arzı endam ediyor.
Ve bu amansız savaş çığlıkları, çığırtkanlıkları hemen yanı başımızda. Şiddetin olağanlaştırıldığı, ölümün sıradanlaştırıldığı, savaşların naklen yayınlandığı bir dünya bize kabul ettirilmeye çalışılıyor. Ölüm ve şiddet yalnızca namlulardan çıkan kurşunlarda değil ne yazık ki. Gün olup beyaz camdan, gün olup boyalı basından ülke ve dünya gündemine pompalanıyor. Ölüm yalnızca kurşundan bombadan yağmıyor başımıza. Nükleer lobicilerin kar emelleri uğruna yeni Çernobiller reva görülüyor. Dağıtım kayıplarından habersizlerin, enerji yönetiminin üst noktalarında oturduğuna üzülerek şahit oluyoruz. Kayıpları normalleştirmeden, kendi kaynaklarımızı kullanmadan, enerjiyi etkin ve verimli kullanmadan girilen tehlikeli yolun sonu karanlıktır. Nükleer santral kurmazsak değil, bilakis nükleer santral kurarsak karanlıkta kalacağız.
Enerjideki oyunlar, yalnızca tercüme yasalarla apar topar çıkarılan nükleer yasasında değil. Enerjiyi kamusal bir yaklaşımla ele almayan, enerji alanını sermayenin at koşturduğu rant alanı olarak gören, zaten güçlükle yürüyen yapıyı parçalı yapı ile işlemez hale getiren ve bu hantallığı özelleştirme gerekçesi sayan, halktan yana değil IMF den, DB dan ve sermayeden yana tavır koyan enerji planlaması ve yönetiminde. Enerjideki oyunlar, beyaz enerji ve mavi hat dosyalarında, ihalelerde, kapalı kapılar ardında patronlarla yapılan elektrik zamları toplantılarında.
Oyunlar ve oyalamalar enerjiyle sınırlı değil. Suyla, nehirlerin satılmasıyla, sağlıkla, sağlığın özelleştirilmesi vatandaşın müşterileştirilmesiyle, eğitimle, eğitimden parası olanın yararlanmasıyla da sınırlı değil. Haberleşme alanında da, özelleştirmeler için yıllarca söylenenlerin gerçek olduğuna tanık oluyoruz. Güya özelleşince rekabet gelecek, kalite ve yatırımlar artacak, fiyatlar düşecekti. Özelleştirme hayranlarına Telekom örneğinden hareketle kötü haberler vermek durumundayız. Evet; söylenenlerin hiç biri olmadı, hepsinin tersi oldu; kalite azaldı, yatırımlar durdu ve fiyatlar malumunuz arttı. Tam bu noktada sözü zeki ve esprili Karadenizliye bırakalım.
Temel mezar taşına şöyle yazdırmış: "Hastayum dedum, hastayum dedum inanmadunuz. Ne oldi?"
Özelleştirme de tam böyle. Fiyatlar artacak, yatırımlar duracak, kalite düşecek, çalışma barışı ortadan kalkacak, hazine vergi geliri kaybedecek dedik, Ne oldu?
Odamızın başka bir disiplini de Bilgisayar Mühendisliği alanı. Bu alan da, özellikle çalışanların göz ardı edildiği bir alan ne yazık ki. Esnek çalışma, bu alanda çalışan üyelerimizin en büyük sorunu; şöyle ki esnek çalışma adı altında çalışanlar sosyal hayattan koparılarak sadece iş düşünen, toplumdan ve toplumsal yaşamdan ayrı düşünen ve davranan, makinelere dönüştürülmek istenmektedir. Bu alanın bir başka önemli sorunu da yazılım alanındaki fikri mülkiyet haklarının fikir sahiplerini değil işvereni koruyan bir anlayışla düzenlenmesi çabalarıdır. Özgür yazılıma yani açık kaynak kodlu yazılıma karşı çıkarılan zorluklara karşın, özgür olmayan yazılım patronlarına gösterilen yakın ilgiden rahatsızlık duyduğumuzu da açıkça burada ifade ediyoruz.
Meslek alanlarımıza yönelik dile getirilecekler aslında uzun bir liste. Ar-Ge harcamalarına ayrılan paylar, yakın geleceğin teknolojileri konusunda yapılması gerekenler, teknolojinin içinde olmayanların izleyici olduğu, araştırma faaliyetlerine ayrılan kaynakların kaymak olarak algılanması, enerji alanında yeni ve yenilenebilir kaynakların önemi, biyomedikal mühendisliği alanı, meslek alanlarımızda yapılan ve yapılması gereken düzenlemeler, meslek örgütlerinin anayasa taslak çalışmasında olduğu gibi yok sayılması. Bütün bunlar, fırsat buldukça dile getirmek istediğimiz konulardır. Şubemiz tarafından 6-7-8 Aralık tarihlerinde yapılacak olan Kamu Girişimciliği Çalıştayı‘nda da bu kongrede olduğu gibi farklı seslere ve bakış açılarına kürsü sunacağız. Kamu girişimciliği konusunda sözü olan herkesi Ankara‘da yapılacak çalıştaya bekliyoruz.
Bütün bu konuların detayları, akademik, sosyal ve mesleki boyutlarıyla kongre süresince bu kürsülerden dile getirilecek. Kongre kapsamında tartışılacak konularda konuların ilgilisi herkesi ve herkesimi sözlerini söylemeye davet ettik. Bu davete icabet ederek aramızda olanların seslerini bu salonlarda duyabileceğiz. Odamızın, her konuda olduğu gibi bu kongre sırasında da genel yaklaşımı sürdürülecektir. Bu yıl içinde EMO Ankara Şubesi olarak İÇEF alt forumları ve ana forumu, UYMS gibi etkinlikleri kısa aralıklarla ve geniş kesimlerin beğenisini toplayarak gerçekleştirdik. Şube bülteninin, Şube Danışma Kurulunun ve Şube Koordinasyon toplantılarının düzenli toplanmasını sağladık. Üyesiyle, Çalışanıyla barışık, iş üreten, ufuk açan, çalışmalarını tabana yayan, tabandan tavana tartışan bir Şube için emek harcadık.
Bu vesileyle bütün bu çalışmalarda emeği ve teri olan Şubemizin tüm çalışanlarına, bütün etkinliklerde her aşamada omuz omuza çalıştığımız temsilcilerimize ve yardımcılarına, bu etkinliklerde her yere koşturan etkilik sekreterimiz Uğur NASIRLIEL‘e teşekkür ediyorum. Ulusal Kongre çalışmalarını başarıyla ve bizim övünç duyacağımız bir güzellikte yapan Eskişehir Temsilcimiz Levent EGÜZ ve yardımcısı Ender KELLECİ‘ye, Temsilcilik çalışanları Kaan ve Emel‘e teşekkür ediyorum. Ve bu kongrede, UYMS Sempozyumunda ve İÇEF forumlarında ve diğer etkinliklerimizde, sizlere görünen güzelliğin her adımında çok büyük emekleri olan, hepimizden çok bu etkinlikleri dert edinen sevgili büyüğümüz Güzide ERKUŞ‘a, Şubemizin Güzide Ablasına huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
12. Ulusal Kongrenin başarılı sonuçlara yol açmasını, meslek alanlarımız açısından verimli tartışmaların yapıldığı bir platform olmasını diliyorum. Sunulacak bildiriler, çağrılı konuşmalar, gerçekleştirilecek çalıştay ve tartışamalar yoluyla bilgi paylaşacağımız paneller sonucunda, Odamız ve Ülkemiz açısından olumlu sonuçlar çıkmasını diliyorum. Kendisi ve/veya yüreği burada olan herkese teşekkür eder, sevgi barış ve kardeşlik dolu bir dünya, kan kin ve şiddetin olmadığı bir dünya, özgür ve özgürlükçü bir gelecek dileklerimle EMO Ankara Şubesi adına hepinizi saygıyla selamlarım.
|
|
|
Tanıtım
ANKARA ŞUBE
YAZILI BASINDA ODAMIZ
EMO ANKARA ŞUBESİ 27. DÖNEM KOMİSYON ÇALIŞMALARI HAKKINDA DUYURU
