Elektrik Mühendisleri odası Ankara Şubeşi tahkim davalarında ülkemizin uğradığı zararla ilgili yazçılı bir açıklama yaptı: İşte o açıklama:25 Ocak 2008 Cuma 14:35"Tahkim, (Taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkların devletin resmi yargı organları yerine, kendileri tarafından belirlenen hakemlerce çözümlenmesi anlamına gelen ancak ulusal hukuk ya da evrensel hukuk normları ile hiçbir ilgisi olmayan ve Çağdaş Hukuk ile bağdaşmayan hakemlik sistemi.) gündeme geldiğinde karşı çıkanların haklılığı bir kez daha kanıtlandı. Türkiye, uluslararası tahkim yasasına imza attığı günden bu yana milyonlarca dolar kaybetti ve milyarlarca dolarlık davalar sırada. Tahkim nedeniyle ödenmesi gündemde olan tazminat ve faizlerinin toplamı 42,2 milyar Dolar civarındadır ve bu rakam toplam dış borcumuzun yaklaşık %10‘udur.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin tarafından yapılan açıklamada Uluslararası Tahkim‘de kaybedilen miktarlar şöyle sıralanıyor; İstanbul Avrupa Yakası Dağıtım Tesislerinin İşletmesi Projesi kapsamında İSEDAŞ İstanbul Elektrik Dağıtım Sanayi ve Tic. A.Ş.‘e 182 milyon Dolar, Sakarya-Bolu Dağıtım Tesisleri‘nin İşletme Haklarının Devri Projesi kapsamında SBD Sakarya Bolu Elektrik Dağıtım A.Ş.‘ye 24 milyon Dolar, Yozgat-Sivas-Tokat Dağıtım Tesislerini İşletme Haklarının Devri Projesi kapsamında Kızılırmak Elektrik Dağıtım A.Ş.‘ye 34 Milyon Dolar tazminat ve 1 milyon 500 bin Dolar tahkim masrafı, Soma A-B Termik Santralı İşletme Hakkı Devri Projesi kapsamında Süsel-Süzer Soma Elektrik Üretim Ltd. Şti.‘ye 28 milyon Dolar, Yatağan, Yeniköy-Kemerköy Termik Santraları İşletme Hakkı Devri Projesi kapsamında Güney Ege Enerji İşletmeleri Ltd. Şti.‘ye 90 milyon Dolar, Konya-Ilgın Yap İşlet Devret Projesi kapsamında PSEG Global Inc‘e 500 milyon Dolar. Bunlar Enerji Bakanlığı tarafından uluslararası tahkim sonucu ödendiği belirtilen meblağlar. Ödenen bu meblağların yanı sıra sonuçlanması beklenen davaların listesi şöyle sıralanmıştır; ÇEAŞ-KEPEZ Projesi kapsamında Libenanco tarafından uluslararası tahkime götürülerek devletten istenen miktar 10.100.000.000 Dolar, ÇEAŞ-KEPEZ Projesi kapsamında Cementownia tarafından uluslar arası tahkime götürülerek devletten istenen miktar 4.648.157.411 Dolar, ÇEAŞ-KEPEZ Projesi kapsamında Europe Cement tarafından uluslar arası tahkime götürülerek devletten istenen miktar 3.800.000.000 Dolar. Ancak belirtilmeyen başka bir tehlike hukuki süreci devam eden yerel tahkim davalarının sürüyor olması ve bazılarında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı aleyhine karar çıktığı yönünde. Yukarı Akçay ve Arıt HES Projeleri kapsamında Borova TML Enerji Sanayi ve Tic. A.Ş. tarafından yerli tahkime 5 Şubat 2003 tarihinde yapılan başvuruda Hakem Heyeti davacı firmaya 627.027 YTL ödenmesine karar vermiş ancak Yargıtay faizin başlangıç tarihi itibariyle davayı Bakanlık aleyhine bozmuştur. Davaya ilişkin olarak 31.03.2006 tarihinde şirkete 461.587 YTL ödeme yapılmıştır. İkinci bir yerli tahkim davası Dilek Güroluk HES Projesi adına BME Enerji Yatırımları Tic. A.Ş. tarafından istenen rakam dudak uçuklatacak seviyede: 287.800.000 Amerikan Doları. Hakem Heyeti‘nin, 17.07.206 tarihi kararı ile davayı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı aleyhine sonuçlandırmış ve 37.246.248,80 YTL olan anaparanın ödenmesine karar verilmiştir. Bu rakamlar Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘nın uluslararası tahkimde ödenen ve davası devam eden dosyalarla ilgili olanları kapsıyor. Ancak hukuksal sürecin devam ettiği davalardaki fatura daha da büyük değerlere ulaşmaktadır. Enerji alanını yatırımları ve işletmesi ile birlikte özel sektöre bırakmak için sürekli olarak "kaynak yok" diyenlerin, bu ülkenin kaynaklarının hiçbir iş yapmadan "mahrum kalınan kâr" ve "tazminat" adı altında tahkim yasalarıyla hortumlanmasına gözcülük ettikleri ve bundan sonra da devam edecekleri gün gibi ortadadır. Enerji yatırımları söz konusu olunca "sınırlı" olan kaynaklar, tahkim, ihale ve peşkeş yoluyla kaymak dağıtmaya gelince birden "sınırsız" olmaktadır. Enerji alanı ülkemizde küresel kapitalist odakların kâr planlarına altın tepsi içinde sunularak kamunun bu alandaki etkisi yok edilmek istenmektedir. Defalarca söylediğimiz gibi enerji, merkezi bir planlama ve özel sektörün değil halkın çıkarları gözetilerek yönetilmelidir. Sermayenin, küreselleşme adı altında, emeğiyle geçinenlere karşı düzenlediği saldırının gelecekteki sonuçları daha ağır olacaktır. Sermayedarlar, hiçbir iş yapmadan ve gözümüzün içine baka baka hükümetin düzenlediği yasalarla bizim ve çocuklarımızın geleceğini ipotek altına almak istemektedirler. Kaynaklarımızın toplum ve insan yararına optimum şekilde kullanılması ile bu sorunları aşabiliriz. Bunu yapamayanlardan hesap sormak ilk yapılması gerekendir. Enerjide üretim ve dağıtım alanında yapılması düşünülen özelleştirmeler, hiç kuşkusuz yeni kaynak ve sermaye transferleri anlamına gelecektir. Ekonomi anlayışı "her şeyi satmak" olan iktidarlar ile gidilebilecek yolun sonu bellidir. Bugün özelleştirmeler yoluyla satılan ve satılmaya çalışan aslında geleceğimizdir. Geleceğimizi sattırmayalım! "
|