|
TMMOB'ne bağlı odalarda şube seçimleri bu yıl oldukça hareketli geçiyor. Bu dönem yönetim organlarında görev üstlenmek isteyen gruplar, çeşitti yöntemlerle seslerini duyurmaya, düşündüklerini anlatmaya, durdukları noktayı savunmaya çalışıyorlar. Bu dönemin geçmiş yıllardan belki de en büyük farklılığı, gerek medya organlarının ve gerekse internet ortamının daha etkin ve yaygın kullanımı. Özellikle üye sayısı fazla Makine mühendisleri Odası, inşaat Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası ve Mimarlar Odası gibi odalarda, tartışmaların giderek daha çok medya üzerinden yaşanmaya başladığını izliyoruz. (Evrensel)
Geçmiş yıllarda da farklı grupların tanıtım amaçlı basın ilanları söz konusuydu aslında. Ancak bu yıl basında yer alan ilanlara ek olarak, grupların tanıtımlarına bazı köşe yazlarının taraf olarak katıldığı, grupların seslerini televizyonlarda, haber programlarında dile getirmeye başladığını görüyoruz. Basın organları da kullanılarak yapılan tartışmalar, genel olarak meslek alanlarına yönelik bakış ve mesleki tavır ekseninde sürdürülürken, bunun yanı sıra ülkede yaşanan gelişmelere karşı izlenen genel politik tavır da ayrışma ve tartışmanın konuları arasında yer alıyor. Şehir Plancıları Odası‘nın şubelerinde başlayan genel kurul sürecinde de. geçmiş vıllardan farklı biçimde, özellikle internet olanakları kullanılarak meslek alanına bakış, meslek odası tarafından izlenmesi gereken tavır adına ümit verici tanışmalar sürdürülüyor, Bursa ve Konya şubeleri gibi üye sayısının az olduğu şubelerin genel kurul sürecinde ciddi bir tarüşma yaşan-masa da, özellikle İstanbul, izmir ve Ankara gibi üye sayısının çok olduğu şubelerde yaklaşan genel kurullar, önemli tanışmaları da beraberinde sürüklüyor. İstanbul‘da bir grup şehir plancısının imzasıyla yapılan forum çağrısı da bunlardan biri. "Şehirciler Tanışıyor" adıyla yapılan çağrının altında, farklı alanlarda mesleğini uygulayan, çok sayıda şehir plancısının imzası var. Geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirilen forumun sonuçlanılın, şehir planlama meslek alanına olumlu yansımasını ve Şehir Plancıları Odası‘nın gelecek dönemde izleyeceği tavırda olumlu yönde Katkı koymasını diliyorum. İstanbul‘da yaşanan tartışmalar ve hareketli-lik düzeyinde olmasa da, İzmir‘de de Şehir Plancıları Odası‘nın izlemesi gereken tavır adına söz söyleme çabalan dikkat çekiyor. "Etkin Plancı Girişimi" adıyla onaya çıkan bir grup genç şehir plancısının "başkan adayımız yok muhalefet değiliz" vurgusuyla kaleme aldıklan çağrı, bu yü İzmir‘de de farklı bir genel kurul sürecinin yaşanacağını gösteriyor. Meslek odalarının en önemli karar organı olan şube ve oda genel kurullarının, meslek alanına ilişkin tanışmaların en açık biçimde yapıldığı, geçen dönemde izlenen politikaların sorgulandığı, geleceğe yönelik politikaların tartışılabil-dİği ortamlar olması çok önemli. Bu nedenle, şube genel kurulları öncesinde illerde başlayan tar-tışmalarıı önümüzdeki günlerde de sürdürülmesi, daha çok sayıda üyenin bu tartışmalara katılması, tartışmaların karar organı olan oda genel kuruluna kadar taşınması, sağlıklı bir örgütlülüğün gereği. Başlayan tartışma sürecinde, ülkemizde şehir planlama eğitimi almış ve bu mesleği sürdüren plancıların, önemli bazı sorulara ortak yanıtlar üretebilmesi ve bu yanıtlar doğrultusunda Oda politikalannın belirlenmesi, yaşanacak ayrışma-ların sorulara verilen yanıtar doğrultusunda netleştirilmesi gerekiyor. Bu soruların başında, hiç kuşkusuz "Ne için ve kimin için planlama?" sorusu yer alıyor. Aslında benzer bir soruya üretilen yanıtların, bugünlerde Mimarlar Odası‘nın genel kurul sürecinde tartışmalara ve ayrışmalara neden olduğu görülüyor. Bilindiği gibi ülkemizde Mimarlar Odası tarafından uzun yıllardan bu yana izlenen temel politika "Mimarlar Odası halkın hizmetinde" cümlesiyle sloganların ılmıştı. Ancak, bu dö-oenı İstanbul‘da oda yönetimine aday olan bir grubun başlattığı "Mimarlık için mimarlar" söylemi, mimarlar arasında "Ne İçin ve kimin için mimarlık?" sorusunun yanıtında da bir ayrışmaya da karşılık geliyor. Ne için ve kimin için planlama? Yaşanan süreçte, şehir plancıları açısından da başta bu sorunun yanıtı olmak üzere, plancıların beyinlerinden uzaklaşmayan diğer bazı soruların yantları üzerinden tartışma, hedef belirleme ve izlenecek çizginin netleştirilmesi gerekiyor, Verilecek yanıtların olası ayrışmalara ve kopmalara karşılık gelmesi kaçınılmaz. Bu nedenle, işbirlikçi kirlenmenin arttığı günümüzde, koltuğuyla mesleği arasında sıkışmış, korkak, sessiz, pasifist yaklaşımların artık hızla terk edilmesi gerekiyor. Kent topraklarında, tarım ALANLARİNDA, doğal ve kültürel değerlerimizde geri dönüşü olanaksız bozulmalar birbirini izlerken, planlama sistemini islemez duruma getirecek yasa kirlenmesi arı-tılamaz boyutlara ulaşırken, planlamaya ilişkin yapılan yeni yasal düzenlemeler, şehir planlacıları-nı hakim kesimlerin, ulus ötesi sermayenin tetikçisine dönüştürmeye başlamışken, şehir plancılarının hangi tarafta saf tutacağını, hangi noktada duracağım, planlama hizmetini ne için ve kimin adına üreteceğini netleştirmesi gerekiyor. Toplum yararından, doğal ve kültürel değerlerden yana, halka rağmen değil, halk adına planlamayı savunabilmek gerekiyor.
|
|
|