9 Şubat 2008 tarihinde bir çok Sivil Toplum Kuruluşu ile birlikte "Ülkede Yaşanan Türban Sorunu" hakkında "Türbanla Örtünmek İstenen Bu Ülkenin Gündemidir" pankartı arkasında basın açıklaması yapıldı.
09.02.2008-Cumartesi BASINA VE KAMUOYUNA AKP özgürlüğü de, ülkenin diğer sorunlarını da türbanla örtmek istemektedir. ÖZGÜRLÜK MÜ? HER YERDE, HERKES İÇİN ÖZGÜRLÜK! AKP ve MHP tarafından hazırlanan, üniversitelerde türbanı serbest bırakan, anayasa değişikliği 2.tur görüşmeleri bugün oylanıyor. AKP, bu oylamayı ‘özgürlükten yana olmak ya da karşı olmak‘ arasına sıkıştırmak istemektedir. AKP ve MHP‘nin "özgürlük ve demokrasiyi savunuyoruz" diye ortaya çıkmaları, tarihin bir ironisi gibi görünse de, esasında bu partilerin özgürlük ve demokrasi konusundaki samimiyetsizliklerinin de bir göstergesidir. Özgürlükten ve demokrasiden bahsediyorsanız gelin o zaman her yerde ve herkes için özgürlüğü temin edecek Anayasa çalışmasını toplumun tüm örgütlü kesimleri ile birlikte yapalım. Özgürlükse konu, herkesin düşünce ,örgütlenme ve ifade özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırıldığı bir düzenleme gerçekleştirin. Biz herkesin kendi inancını da inançsızlığını da özgürce yaşamasından yanayız. Bunun için devlet her türden inanç, mezhep ve inançsızlık karşısında eşit mesafede durmalıdır. Tek bir mezhebin sözcüsü konumunda olan Diyanet İşleri Başkanlığı gözden geçirilmelidir, tüm inanç kesimlerinin talepleri karşılanmalı, zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır. Diğer yandan türban Başbakan Tayyip Erdoğan‘ın da ifade ettiği üzere ‘bir ideolojik simge‘ haline gelmiştir. Burada görülmesi gereken gerçek, türbanın bir ideolojik simge olarak aynı zamanda kendisinin de baskı unsuru haline geldiğidir. 12 Eylül sonrası Türk-İslam sentezi ekseninde şekillendirilen toplumsal yapı, cemaat ağları ve AKP‘ye yaslanarak gelişen muhafazakârlaşma dalgası, ‘mahalle baskısı‘ olarak da tanımlanan bir baskıyı da gündeme getirmektedir. Böylesi bir gerçeklik içerisinde ‘türbanı‘ diğer tüm sorunlardan, alanlardan ve bağlantılardan kopartarak, ‘özgürlük‘ olarak sunmak doğru değildir. Bu tasarı, gündeme geldiği günden beri toplumda bir ayrışma ve çatışma potansiyeli açığa çıkarmıştır. AKP ve MHP‘yi uyarıyoruz, bu tasarı geri çekilmelidir. Buradan bir kez daha, özgürlükçü, eşitlikçi, laik ve demokratik Anayasa çağrımızı yineliyoruz. Bu ülkenin bütün sorunlarına özgürlükten, demokrasiden ve emekten yana çözümler getirmek konusunda tarafız, bu yönde bugüne kadar yürüttüğümüz mücadele mizi bundan sonra da sürdüreceğiz. Emek ve demokrasi güçlerine düşen görev, AKP‘nin bu örtüsünü yırtmak, toplumun tüm kesimleri için özgürlüğü ve demokrasiyi savunmaktır. Bizler, emekten, özgürlükten, adaletten, eşitlikten, demokrasiden, laiklikten, bir arada kardeşçe yaşamdan yana olan herkesi şimdi yan yana durmaya ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Uğurcan ALBAK Katılımcı Örgütler Adına KESK Dönem Sözcüsü KATILIMCI ÖRGÜTLER KESK, DİSK, TTB, TMMOB, PSAKD, ADD, AKADEMİK ELEMANLAR DERNEĞİ, 78‘LİLER DERNEĞİ, EMEKLİ-SEN, SOSYAL HİZMET UZMANLARI DERNEĞİ, CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ, TÜRK ÜNİVERSİTELİ KADINLAR DERNEĞİ, ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLME DERNEĞİ, TÜKODER, PRATİSYEN HEKİMLER DERNEĞİ, EMEP, ÖDP, CHP, SHP, TKP, YENİDEN SOSYALİST KURULUŞ MECLİSİ, SAMSUN HALK EVİ, LİSELİ GENÇ UMUT, ÖĞRENCİ KOLLEKTİFLERİ
|