Basına ve Kamuoyuna Cumhuriyet, yüzyıllarca toplumda yok sayılan kadını, erkekle eşit ve insan sayan projedir. Cumhuriyetin bu girişimini dinden çıkmak ya da ahlaksızlık olarak gören ve kadını toplumsal yaşama katma anlayışına direnen bir zihniyet günümüzde de şaşırtıcı bir biçimde rol üstlenmiş görünüyor. Evlere kapanmış olan, eğitimde ve üretimde yer almayan milyonlarca kızımızla ilgilenmeyen bu zihniyet, ancak türban taktıklarında kızlarımızın eğitimden yoksun kalmamaları için kavga vermekte, kadının kapanmasını ise bir hak ve özgürlük sorunu olarak nitelemekte, Cumhuriyeti ise bu durumdaki kızların eğitimini engellemekle suçlamaktadır. Tüm yapılanlar ile türban veya başörtüsü her ne adla adlandırılırsa adlandırılsın bugün talep edilen örtünme şekli, bütünüyle masum bir alışkanlık ve kıyafet tercihi olmaktan çıkarak, kadın özgürlüğüne ve cumhuriyetimizin temel ilkelerine karşı bir dünya görüşünün simgesi haline gelmiştir. Yapılan değişiklikle anayasanın 2. maddesinde esasları belirtilen Cumhuriyet, laiklik, sosyal hukuk devleti ve demokratik olma ilkelerini ihlal eden, içini boşaltan ve işlevsiz hale getiren niteliktedir. Halkımızın büyük bir kesiminde dinsel ve siyasal simgeye dönüştürülen türban dayatması Cumhuriyet‘e karşı bir girişim olarak algılanmakta, siyaset adamları ise sorunu idam sehpalarına ve kefenlere taşımakta bir sakınca görmemektedirler. Bursa Akademik Odalar Birliğine bağlı meslek odaları olarak, bu girişim ve yaklaşımların toplumda yüksek gerilim yarattığını görüyoruz. Bu durum uzlaşma yerine dayatmayı seçmenin doğal sonucudur. Uzlaşma farklı düşünenler arasında ortak noktalarda gerçekleşmelidir. Benzer düşünenlerin yarattığı ittifak ise uzlaşma diye sunulamaz. Bu gün insaf, vicdan ve sorumluluk sahibi olan herkesin kabul ettiği temel gerçek şudur; Ortadoğu coğrafyasında ve tüm dünyada İslamiyet‘in en güzel yaşandığı ülke Türkiye‘dir. Bu tablo lâiklik sayesinde gerçekleşmiştir. Lâiklik; inançların birbirine tahakkümünü ve baskısını önleyen, her tür inanca saygı duyan, yaşanmasını teminat altına alan, ancak devlet yaşamını kutsal inanç kurallarına göre düzenlemeyen bir değerler sistemidir. Ülkemizde, Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir zaman din ve vicdan özgürlüğünü engelleyen bir yapılanma ve kurumsal süreç söz konusu olmamıştır. Üniversiteleri "dinsel inançların özgürce yaşanabildiği yerler" olarak tanımlayanlar, o yerlerin bilimsel, sorgulayıcı ve araştıran kurumlar olması gerektiğini bilmeyen ya da bilmezlikten gelenlerdir. Kaldı ki, üniversitelerde türban özgürlüğünün üniversitelerle sınırlı kalmayacağından, kadın üzerinden yürütülen kısıtlamacı ve dine dayandırılmaya çalışılan siyasetin toplumun tüm alanlarına ve çocuk yaştaki kızlarımıza kadar uzanacağından ciddi bir biçimde kuşkuluyuz. Sorun, bir siyasi kadronun, kutsal dini değerlerimizi istismar ederek, siyasi ve dini sembolleri kamu yönetimine ve işlevsel mekanlara - kamusal alana taşımak istemesinden kaynaklanmaktadır. Böyle bir sürecin ise; lâiklik ilkesine temelde aykırı olmasının yanında, toplumsal bölünmeyi, ayrımcılığı ve kutuplaşmayı yaratması kaçınılmazdır. Giderek ağırlaşan ülke sorunlarını ve yoksulluğu halkın dini duyguları üzerinden yönetme hevesi bu toplumda öngörülemez yıkıcı sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle tüm sorumluları uyarmayı ve sorunların yeniden değerlendirilmesini istemeyi bir görev olarak görüyoruz. Bursa Akademik Odalar Birliği: Bursa Barosu Bursa Diş Hekimleri Odası Bursa Eczacı Odası Bursa Tabip Odası Bursa Veteriner Hekimler Odası TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi TMMOB İç Mimarlar Odası Bursa Şubesi TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Bursa Şubesi TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi TMMOB Maden Mühendisleri Odası Bursa Şubesi TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası Bursa Şubesi TMMOB Orman Mühendisleri Odası Bursa Şubesi TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubesi TMMOB Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi
|