17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinin ardından 2001 yılında çıkarılan Yapı Denetimi Yasası'yla, yeni yapılaşmaların ilgili kuruluşlarca denetimi ve yapılaşma kontrolü öngörülürken, bu işin Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) gibi yetkili odalar yerine, yapı denetim şirketlerine yaptırılması odaların tepkisine yol açıyor. Odalar, yürütülen denetimlerin Bayındırlık Bakanlığı'nın sorumluluğu altında yapılmasının bir şeyi değiştirmediğinden yakınıyorlar ki; bu yakınmalarında yerden göğe kadar haklılar.
Özellikle depremlerin ardından ortaya çıkan bu şirketlerin nasıl denetim yaptıklarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Ankara yakınlarında, özellikle de Bala‘da, zamanla meydana gelen irili-ufaklı depremlerde ‘Yeni Binaların‘ çatladığı görülmektedir. Her ne kadar bu çatlakların nedenlerinin yer yer oturmalardan kaynaklandığı söyleniyorsa da; hasarların çoğunluğunun kalitesiz yapılaşmadan kaynaklandığı biliniyor. Bu da; 2001 yılında çıkan yönetmeliğin ardından yeni yapılan binaların denetiminin ne kadar yetersiz yapıldığını göstermeye yeterli bir örnektir. 5.5 büyüklüğünde bir depremde bile evlerde bu tür sorunlar çıkması, çatlamalar olması odaların haklı bir tavır takındığını gösteriyor. Son olarak 5 Şubat 2008 tarihinde Yapı Denetimi Yasası‘nda yapılan değişikliğin de bu konuda yaşanan sıkıntılara merhem olmadığı anlaşılmaktadır. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Ankara Şubesi‘nin de belirttiği gibi, ‘Denetim adı altında denetimsizlik‘ yapı denetçiliğinde gırla gidiyor. Yapı denetçiliği konusunda işini çok iyi yapan kuruluşlar da var, yok değil. Onlar bu yazının olumsuz değil olumlu yanlarından kendilerine pay çıkarabilirler... Birçok firmanın bu işi rant esaslı yürüttüğü gelen bilgiler arasında yer alıyor. TMMOB ve bağlı odalara bu işin yaptırılmak istenmemesi aslında yine birilerinin ceplerinin yeni bir rant kapısı aralanarak doldurulduğunu gözler önüne seriyor. Bunun sonucunda da rant ilişkileri işin niteliğine bakılmasını engelliyor. Bu ‘denetim içinde yaşanan denetimsizlik‘ yüzünden yeni depremlerde yeni can kayıplarının önüne geçilemezken bu işten ceplerini dolduranlar kâra geçtikleriyle kalıyorlar. Bu gibi yapı denetim firmalarında çalışanlar da yaşadıkları sıkıntıları zaman zaman dile getiriyorlar ancak, çözümsüzlüğün çözüm olarak dayatıldığı günümüzde, ellerinin kollarının bağlı kaldığını ve adeta ‘Taşların bağlanıp, köpeklerin salıverildiğini‘ söylüyorlar. TMMOB EMO Ankara Şubesi, 14 Şubat 2008 tarihindeki bir basın açıklamasında; bu konuyla ilgili ‘tekelleşmenin‘ önüne geçilmesi için yıllardır uyarılarda bulunduklarını ancak odanın yok sayıldığından yakınıyor. Birçok düzenleme ve değişiklik sırasında TMMOB‘nin göz ardı edildiğinden yakınan EMO Ankara Şubesi, ‘Oysaki bu ülkenin mimar ve mühendislerinin örgütü TMMOB, yapı denetiminin kamu adına yapılmasını yıllardır savunmaktadır. Kamunun haklarını ve çıkarlarını savunan TMMOB‘yi görmezden gelenlerin bu hatalarından bir an önce dönmesi gerekmektedir. TMMOB‘nin iradi gücü ile Yapı Denetçilerinin gücü bir araya getirilerek kamu adına denetim yapılması mücadelesini hep birlikte sürdürelim‘ şeklinde görüşlerini belirtiyor. Daha önce ‘ULUS GAZETESİ‘ nde bu konunun gündeme getirilmesiyle birçok kuruluş harekete geçmiş, gerekli tedbirlerin alındığı bilgisi gazetemize kadar ulaşmıştı. Ancak asıl harekete geçmesi gereken kamu kurum ve kuruluşları ile sorumluluk sahibi kişilerin bu konuda ‘pasif‘ davrandığını üzülerek görüyoruz. Dileğimiz o ki; bir an önce ilgili odaların sorumluluğu altında bu iş çözüme kavuşturulsun. Artık sağlıksız, kalitesiz ve rant anlayışına dayalı yapılaşmanın bedelini, insanımızın canıyla ödenmesini istemiyoruz.
|