“Yapı Denetiminde Yasal Durum, Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı forum 12 Ekim 2008 Pazar günü 75. Yıl Kültür Merkezi Dösim Sahnesi’nde gerçekleştirildi. Forumda “Yapı Denetiminde Yasal Durum ve Sorunlar”, “Yapı Denetimde Teknik Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, “Yapı Denetçileri Serbest Kürsüsü” bölümlerinin ardından hazırlanan sonuç bildirgesi kamuoyuna aktarıldı. Aşağıda yapı denetim forumunda yayınlanan sonuç bildirgesi yer almaktadır.
YAPI DENETİMİNDE YASAL DURUM, SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ FORUMU SONUÇ BİLDİRGESİ 12 EKİM 2008-ANKARA GİRİŞ 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun‘un uygulanmasında karşılaşılan sorunlar ve çözüm yolları, EMO Ankara Şubesi tarafından 12 Ekim 2008 tarihinde düzenlenen "Yapı Denetiminde Yasal Durum, Sorunlar ve Çözüm Önerileri" başlıklı bir forumda değerlendirilmiş, forumda "Yapı Denetimde Yasal Durum ve Sorunlar", "Yapı Denetimde Teknik Sorunlar ve Çözüm Önerileri" ve "Yapı Denetçileri Serbest Kürsüsü" başlıklı üç oturum yapılmış ve konunun ilgili tarafları; meslek odaları temsilcileri, Belediyelerin ve Bakanlıkların temsilcileri, mühendisler ve mimarlar bir araya getirilmiştir. Bu forumda yapılan tartışma ve değerlendirmelerin sonuç ve çözüm önerileri aşağıda belirtilmektedir. Yapı Denetimi 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 Doğu Marmara Depremleri gerekçe gösterilerek 10 Nisan 2000 tarihinde 595 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarılmıştır. Ana muhalefet partisinin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi 25 Mayıs 2001 tarihinde 595 Sayılı KHK‘yı iptal etmiş ve yürürlüğünü durdurmuştur. 595 Sayılı KHK‘dan daha kapsamlı, TMMOB ve Odaları devre dışı bırakan 4708 Sayılı yasa çıkarılmıştır. "Her şeyin özeli güzeldir" mantığı ile kamusal bir hizmet olan yapı denetimi kâr edilecek bir alan haline getirilmiş ve yapı denetimi yasası çok kısa bir zamanda yeterli ve ayrıntılı düzenlemeler yapılmadan, doğabilecek sorunlar TMMOB tarafından önceden bildirilmiş olmasına rağmen yürürlülüğe girmiştir. Depremin üzerinden 9 yıl, yasanın uygulanmasından bu güne kadar 7 yıl geçmiştir. Ancak hâlâ hiç kimse konutunun güvenliğinden emin değildir. Ne yasa hazırlayıcılar, ne idareler, ne de bu yasa ile denetim görevini yerine getirmeye çalışanlar... Kısacası yapı denetim sürecinin bütün bileşenleri yapı denetim yasasının mağduru haline gelmiştir. Ülkemizdeki Denetimsizlik Mevzuat Boşluğundan Değildir! Ülkemizdeki denetimsizliğin temel nedeni rant ilişkilerinin tekniğin önüne geçmiş olmasıdır. Yapı alanının seçiminden başlanılarak bilinçli bir şekilde yapılan hatalar yapım süresince büyüyerek devam etmektedir. TMMOB‘nin ilgili Odalarının yapmak istediği kamusal denetimler engellenerek başta kaynak israfı olmak üzere deprem, sel vb felaketlerde can ve mal kayıpları giderek artmaktadır. Oysa 3194 Sayılı İmar Kanunu içinde Teknik Uygulama Sorumluluğu (TUS) kavramı vardır. Bunun uygulanması konusunda direnç gösterenler; merkezi yönetimler, yerel yönetimler ve ilgili bakanlıklardır. Yıllarca başta TMMOB birimlerinin yapmak istediği proje denetimine ve TUS uygulamasına gereken önemi göstermeyen bu kurumlar bizzat felaketlerin sorumlusu durumuna düşmektedirler. Doğu Marmara Depremleri gerekçe gösterilerek mühendisler ve mimarlar suçlanmıştır. Bu gerekçe ile hepimizin hayatını ilgilendiren kamusal bir hizmet olan yapı denetimi piyasanın kâr hırsına terk edilmiştir. Bu amaçla 595 sayılı KHK ile onun iptalinden sonra da 4708 Sayılı Yasa ile denetim işi özel şirketlerin eline bırakılmıştır. 4708 Sayılı Yasa ile Tüm Yetkiler Bayındırlık ve İskân Bakanlığı‘nda Toplanmış ve TMMOB Devre Dışı Bırakılmıştır! Yapı denetim sürecine ilişkin bütün idareler ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yetkileri ellerinden alınarak bütün yetkiler Bayındırlık ve İskân Bakanlığı‘nda toplanmıştır. Anayasa‘nın 135. Maddesi ve 6235 Sayılı TMMOB Yasası gereğince, mesleki alanda uygulanmasını zorunlu gördüğü ve uzun yıllardır uygulaya geldiği, projelerin ilgili Odalarınca mesleki denetime tabi tutulma uygulaması ortadan kaldırılmıştır. 4708 Sayılı Yasa‘nın uygulanmaya Başlamasından Sonra Yapı Kalitesinde Artış Olmamıştır! Tamamen yapı sahipleriyle pazarlık esasında şekillenen yapı denetim süreci mevzuata uygun evrak tamamlamaya dönüşmüştür. 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Yasa‘ya dayalı olarak yapılan uygulamalar ne yazık ki yapı denetiminden uzaktır. Yapı sahibi yapısını denetleyecek kuruluşu kendisi seçmektedir ki bu, denetimin bağımsızlığı felsefesine aykırı bir durum oluşturmaktadır. Yapı Denetiminde Çalışan Meslektaşlarımız Mağdur Edilmektedir! Yapı sahibi ile denetçi kuruluşun ticari ilişkisine endekslenmiş bir denetim(sizlik) süreci en çok denetçi olarak istihdam edilen mühendis ve mimarları mağdur etmektedir. Yapı denetiminde düşük ücretlerle sadece imza atmaya zorlanılan üyelerimizin haklarının korunmasında büyük sorunlar ortaya çıkmaktadır. Minha yoluyla denetçilerin iş yükünün arttırılmasına ve böylelikle Denetim Şirketlerinin maliyetleri düşürmesine olanak veren bir düzenleme yapılmıştır. Bu durumdan sonra Yapı Denetim Şirketleri denetçilerin sayısını azaltmaya başlamış ve ücret konusunda da denetçinin pazarlık hakkı ortadan kaldırılmıştır. Çözüm: TMMOB Odalarının Kamusal Denetiminden Geçmektedir! • Yapı denetimi yasa ve yönetmeliklerinde kamusal bir yaklaşımla yeni düzenlemeler yapıldıktan sonra tüm illerde yaygınlaştırılmalıdır. • Denetim süreci rant ilişkilerinin dışına taşınmalıdır. • TMMOB‘nin kuruluş yasasından gelen haklarını kullanmasına yönelik engellemelere son verilmelidir. Yapı üretim sürecinin tek muhatabı Bayındırlık ve İskân Bakanlığı olmamalı, tüm ilgili kurum ve kuruluşların sağlıklı denetim yapılması konusunda eşgüdümü sağlayacak yeni düzenlemelere gidilmelidir. • Denetçi üyelere yönelik olarak tüm TMMOB birimlerinin Tip Hizmet Sözleşmesi yapılması sağlanmalıdır. • Düşük ücret kıskacında olan denetçi üyelerimize yönelik TMMOB tarafından hazırlanan en az ücretler uygulamaya geçirilmelidir. • Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Yapı Denetim Komisyonu ve Bayındırlık Müdürlüklerinde oluşturulacak Yapı Denetim Komisyonlarında TMMOB temsilcilerinin bulunması sağlanmalıdır. • Denetçi Mühendislerin performans değerlendirmeleri olarak tanımlanan siciller, TMMOB‘nin ilgili meslek odalarınca tutulmalıdır. Bu çalışmaların Yapı Denetim Komisyonları ile birlikte yürütülmesi için yönetmeliklerde yeni düzenleme yapılmalıdır. • Mali ve mesleki sorumluluk sigortası getirilmesi için çalışma yapılmalıdır. • Yapı Denetimi Yasa ve Yönetmelikleri; yapı kullanıcıları ve tüm çalışanlarının yararına yeniden düzenlenmelidir. Bu konuda TMMOB ve ilgili Odalar aktif rol almalıdır. • Şantiye şefi mühendis veya mimar olmalıdır. • Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Yapı Denetim Komisyonu Başkanlığı tarafından uygulamaya geçirilmeye çalışılan yeni sisteme yönelik Web sitesinin bir an önce kullanıma açılması sağlanmalıdır. Sonuç: Başka Bir Yapı Denetimi Mümkün! TMMOB EMO Ankara Şubesi tüm duyarlı kamuoyunu, kamunun haklarını ve çıkarlarını savunan TMMOB‘nin iradi gücü ile Yapı Denetçilerinin gücünün bir araya getirilerek kamu adına denetim yapılması mücadelesini hep birlikte sürdürmeye çağırmaktadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. TMMOB EMO ANKARA ŞUBESİ
|