Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB), eş zamanlı olarak 31 ilde “Krize, AKP’ye, Gericiliğe, Neoliberalizme, Irkçılığa Karşı” kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirdi. Oda yönetimleri ve üyelerinin yanı sıra demokratik kitle örgütleri ve emek örgütlerinin de katıldığı kitlesel basın açıklamalarında, AKP’ye, gericiliğe, neoliberalizme, ırkçılığa karşı sloganlar atıldı, alkışlarla protestolar gerçekleştirildi.
 

Adana, Adıyaman, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Batman, Bodrum, Bursa, Çanakkale, Çorlu, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kırklareli, Kocaeli, Malatya, Mardin, Mersin, Milas, Samsun, Şanlıurfa, Tunceli, Van ve Zonguldak‘ta TMMOB İl Koordinasyon Kurulları aracılığıyla gerçekleştirilen eylemlerde, demokratik Türkiye talebi doğrultusunda hak ve özgürlüklere sahip çıkılması çağrısında bulunuldu.

Ankara‘da TMMOB önünde toplanan yüzlerce kişi Sakarya Caddesi‘ne alkışlar ve sloganlar eşliğinde yürüdü. "Hırsız var", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz", "Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek", "IMF defol, yaşasın bağımsız demokratik Türkiye", "Zam, zulüm, işkence; işte AKP", "Yaşasın halkların kardeşliği", "Bu ülke, bu halk satılık değil" sloganları atan katılımcılar, ellerinde taşıdıkları dövizlerle de tepki ve taleplerini dile getirdiler.

Kriz Faturasının Emekçilere Çıkartılmasına Karşıyız

Sakarya Caddesi‘nde basın açıklaması yapan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, "Çağrımıza uyup geldiniz. Sesimizi büyütmeye geldiniz. Hoş geldiniz arkadaşlar" diyerek sözlerine başladı. "TMMOB bugün ‘Küresel Kapitalizmin krizine, AKP‘ye, Gericiliğe, Neoliberalizme, Irkçılığa Karşı‘ sokakta sözünü söylüyor" diyen Soğancı, dünyada ve Türkiye‘deki son gelişmeleri şöyle değerlendirdi:

"Kapitalist küreselleşmenin krizi bizim krizimiz değildir. Bu kriz vahşi kapitalizmin ‘kar daha fazla kar, sömürü daha fazla sömürü düzeninin‘ krizidir. Bu kriz, ‘Üsttekine han hamam, alttakine din iman‘ düzeninin sürdürücülerinin krizidir.
Hepimiz biliyoruz: Bugüne kadar Türkiye‘yi yönetenler, halkımıza karşı büyük bir bunalım, çözümsüzlük ve alacakaranlık dışında hiçbir şey yaratamamıştır. Daha çok yoksulluk, IMF‘ye ve emperyalizme daha çok bağımlılık, baskı, şiddet, çeteler ve yolsuzluklar, bu düzenin ve ülkeyi yöneten siyasi iktidarların marifetleridir.
Biz biliyoruz: ‘Yangına körükle gitmeyin‘ diyenler yangını çıkartanlardır. ‘Hamdolsun, kriz bize teğet geçer‘ diyenler krizin faturasını bizlere ödetmeye çoktan niyet ettiler. Biz, kapitalist küreselleşmenin krizinin faturasının bize, emekçilere, ücretiyle geçinenlere, yoksullara, alttakilere çıkarılmasına asla kabul etmeyeceğiz."

Kapitalist küreselleşme sürecine eklemlenme doğrultusunda, eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerinin paralı hale getirildiğini, enerji ve iletişim gibi stratejik temel altyapı hizmetleri ile birlikte tüm kamusal değerlerin özelleştirme adı altında tasfiye edildiğini anlatan Soğancı, "Ülkemizin doğasının korunarak sanayileşme ve üretim yerine, ranta dayalı bir ekonomi bu ülkenin gerçeği olmuştur. Tarım arazilerinin yok edilmesi, kirletilmesi, genetik tohum ve gıdaların ülkemize sokulması, çiftçimizi üretimden, tarlasından koparan işsiz, yoksul bırakan politikalar işte bu sistemin sonucudur. Kıyılarımız, ormanlarımız, madenlerimiz siyasal iktidarların biat eden yapıları ile yağmalanmaktadır. Kentsel dönüşüm diye yutturmaya kalkıştıkları aslında kentleri yağmalama projeleridir" diye konuştu.

TMMOB‘tan AKP‘ye Dur

Soğancı, konuşmasında AKP‘ye şöyle seslendi:

"Bu yaşatılanlara karşı, yani emperyalizmin sürdürülmesi için, Dünya Bankası, IMF, AB ve benzeri kuruluşların dayattıkları yapısal uyum ve istikrar programlarıyla yalnızca ‘zam ve zulüm düzeni‘ getirenlere, ekonomiyi üretime değil ranta dayandırıp, her sıkıştıklarında faturayı halka kesen siyasi iktidarlara ‘artık yeter‘ diyoruz.
Kapitalist küreselleşme sürecine eklemlenme doğrultusunda IMF ve Dünya Bankası nezdinde karnesi ‘A‘ olan AKP‘ye ‘Dur‘ diyoruz. Bu ülke bu halk sahipsiz değildir diyoruz. AKP‘yi uyarıyoruz:
Yüzünüzü IMF‘ye Dünya Bankası‘na değil, halkımıza çevirin.
Her türlü emperyalist bağımlılık ilişkilerini terk edin.
Derhal işten çıkarmaları yasaklayın.
İnsanımızın temel ihtiyaçlarına yaptığınız her türlü zammı geri alın.
Özelleştirmeleri durdurun.
Kapitalist küreselleşmenin krizinin faturasını bu halk ödemeyecektir. Bunu bilin."

Gericilik Yaşam Biçimi Haline Getiriliyor

Her türden gericiliğe ve karanlığa karşı demokratik, özgür ve aydınlık bir Türkiye istemini vurgulayan Soğancı, gericiliğin bir yaşam biçimi haline getirildiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu:

"AKP iktidarının ülkeyi sermayeye pazarlayan, yoksulları daha da yoksullaştıran politikaları, siyasal üst yapıda İslami gericileşme dalgası ile paralel yürümektedir. Biz, sosyal devlet tahrip edilip, yerine cemaat ağlarının, sadaka derneklerinin konulmasına itiraz ediyoruz. Biz, yurttaş olmanın gereği olan sosyal hakların elde edilmesinin yerini biat kültürünün, el pençe divan durmanın almasına itiraz ediyoruz."

Barış İçinde Birarada Yaşama İstemi

Mehmet Soğancı, kardeşçe ve barış içinde bir arada yaşama istemini dile getirirken, şunları söyledi:

"İşte çözülmek istenmeyen ve onlarca canımızın yitirilmesine neden olan Kürt sorunu. Bu ülkede sıkılan her kurşun, atılan her bomba, patlayan her mayın, yapılan her türlü saldırı, gerçekleşen her türlü silahlı çatışma ülkemizde barış içinde bir arada yaşama umuduna vurulan bir darbe oluyor. Yıllardır devam eden silahlı çatışmaların kimseye fayda getirmediği ortada, silahların konuştuğu yerde barışın sesi duyulamıyor ne yazık ki. Artık, savaş çığlıkları yerine demokrasiye, hukuk devleti düzenine ve özgürlüklere kulak vermek gerekiyor. Biz ırkçı ve milliyetçi anlayışın beslediği linç kültürüne karşı, bir arada kardeşçe ve barış içinde yaşamayı her zaman savunduk. Savunmaya devam edeceğiz."

Demokrasinin Önündeki Engeller Kaldırılsın

Demokrasinin önündeki engellerin kaldırılması için bugün sokakta olunduğunu ifade eden Soğancı, "Biz, tutuklu ve hükümlülerin tecridine dayalı F tipi cezaevi uygulamalarına son verilmesi, cezaevlerinde insani yaşam koşullarının hakim kılınması için bugün sokaktayız. Biz, bu ülkenin gerçeği olan işkencelere son verilmesi için bugün sokaktayız. Biz, bütün çalışanlara grevli, toplu sözleşmeli sendikalaşma haklarının önündeki engellerin kaldırılması için bugün sokaktayız" dedi.

Emek ve Demokratik Kitle Örgütlerine Çağrı

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Soğancı, "emek meslek örgütlerine, emekten ve halktan yana olan siyasi partilere, yapılara, demokratik kitle örgütlerine" de şöyle seslendi:

"TMMOB, hepinize, ‘Bu ülkenin, bu halkın sahipsiz olmadığını birlikte gösterme zamanıdır‘ diyor. Küresel krizin faturasının halka kesileceği böylesi bir dönemde, insanlar ya kapitalist küreselleşmenin yarattığı yoksulluk, yoksunluk, işsizlik ve eğitimsizlik nedeniyle ırkçı, faşist, dinci, gerici tepkilere sarılacaklar, ya da örgütlü yapılarla bir direniş sergileyecekler. Bu nedenle, tam da bugün, ülkemizdeki emekten ve halktan yana güçlerin ‘daha demokratik, daha barışçı, gelirini adaletli paylaşan‘ bir dünya için mücadelesinin yükseltilmesi zamanıdır. Gelin bir olalım, birlik olalım, farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak görelim. Yaşananlara karşı ortaklaştığımız konularda programlarımızı oluşturalım. Yapacağımız eylemliliklerimizi ortaklaştıralım. Omuzlarımızı birbirine yaslayalım."

Soğancı açıklamasını şu sözlerle tamamladı:

"Şimdi tam da; kapitalist küreselleşmenin krizinin faturasını halka kesmek isteyenlere karşı topluca mücadele etme zamanıdır. Şimdi tam da, karanlığa karşı aydınlığı; baskıcı, otoriter yönetim anlayışına karşı, özgürlük ve demokrasiyi; ırkçı ve milliyetçi anlayışın beslediği linç kültürüne karşı, bir arada kardeşçe ve barış içinde yaşamayı; her şeyin para- kâr olduğu piyasa anlayışına karşı eşitliği savunma zamanıdır. Şimdi tam da, eşit, özgür, demokratik bir Türkiye taleplerini yükseltme ve bunun için mücadele etme zamanıdır. Şimdi geri adım atmadan temel hak ve özgürlüklere sahip çıkma zamanıdır. Şimdi hep beraber, bir kez daha ve inanarak söyleme zamanıdır: Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz."

Fotoğraflar