MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

2009 BÜTÇESİ'NE KARŞI TBMM ÖNÜNDE EYLEM



 
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeleri devam eden 2009 Yılı Bütçesi Yasa Tasarısı'na karşı 26 Aralık 2008 Cuma günü TBMM Dikmen Kapısı önünde kitlesel bir basın açıklaması yaptı. Krize, yoksulluğa, işten atmalara, bütçeye ve AKP'nin politikalarına karşı tepki göstermek amacıyla düzenlenen kitlesel basın açıklamasına katılanlar, "IMF'e değil, emekçiye bütçe" sloganlarıyla tepkilerini dile getirdiler. Dört örgüt adına KESK Genel Başkanı Sami Evren tarafından okunan ortak basın açıklaması metnine yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.
 

ORTAK BASIN AÇIKLAMASI METNİ

TBMM Genel Kurulu‘nda 2009 bütçesi oylanıyor. Oylama hepimizin yaşamını ilgilendiriyor. Ancak AKP Hükümeti ne bunun ciddiyetindedir ne de böyle bir sorumluluğu hissetmektedir. Maliye Bakanı Sayın Unakıtan bütçenin sunumunu yaparken "Bir değişimden geçeceğiz. Bu değişim kaçınılmazdır. Buna herkesin ayak uydurması gerekir" dedi. Herhalde ironi yaptı! Tıpkı Sayın Başbakan Tayip Erdoğan‘ın krizi "psikolojik" olarak tanımlaması gibi !... 2009 bütçesi ne bir değişim ne de krize karşı sosyal politikalar üretme kaygısıyla hazırlanmıştır.

Küresel kriz koşullarında karşımıza çıkan 2009 bütçesi, 6 yıldır sürdürülen bütçe mantığının bir kez daha tekrar edilmesinden başka bir şey değildir. Bu bütçenin "piyasa dostu" karakteri bizzat Maliye Bakanı‘nın ağzından dile getirilmiştir. Oysa küresel ekonominin OECD gibi merkezi kurumları bile mevcut krizden yola çıkarak "serbest piyasa" düşüncesini sorgular hale gelmiştir. Bu politikaların biz emekçileri yoksulluğa mahkûm ettiğini, sadece bir avuç zenginin taleplerini karşıladığını yıllardır dile getirmekteyiz. Ve haklı çıktık!... Neo-liberal politikaların en güçlü destekçileri bile kendi savlarını sorgulamaya başlamıştır. Şaşırtıcı olan ise tüm bu gerçekliklere rağmen AKP hükümetinin 2009 bütçesi ile serbest piyasa ekonomisinde ısrar etmesidir.

2009 Bütçesi "Mali disiplin" adı altında bir faiz ve borç ödeme bütçesidir. Borçlar büyük ölçüde emekçilerin sırtına yüklenmiş gelir vergisi, dolaylı vergiler ve kamusal değerlerin satıp savılması yoluyla ödenmektedir. Hükümetin çok övündüğü özelleştirme gelirleri borç ve faize harcanacağına istihdam yaratmak için kullanılsaydı bugün aileleriyle birlikte 300 bin yurttaşımız iş sahibi, bir milyonu aşan yurttaşımız aş sahibi olacaktı.

Türkiye yıllardır serbest piyasacı zihniyet ürünü bütçelerle yönetilmektedir. Üretimine doğrudan katıldığımız büyüme rakamları biz emekçilerin gelirlerine, yaşam standardına, sosyal imkânlarına yansıtılmamaktadır.

2009 bütçesi bir "sadaka" bütçesidir. İktidar yoksulluktan medet ummayı, yoksulluğu derinleştirerek yeniden üretmeyi sürdürmektedir. AKP iktidarı yoksulluğun olmadığı bir Türkiye‘yi hâyal dahi edememektedir. Maliye Bakanı bu bütçenin seçim bütçesi olmadığını iddia etse de 2.1 milyon aileye kömür dağıtarak oy avcılığı yapacağı açıktır. Hiç kimsenin siyasi rant uğruna halkımızın sağlığını tehlikeye atmaya ve AKP‘nin bir lütfu gibi göstermeye hakkı yoktur. Dağıtılan kömürler, yandaş firmaların satılamamış ve kalitesiz kömürleridir. AKP hükümeti önce evlerde niçin soba yakılamadığını, doğalgaz ve elektrik faturalarının niçin ödenemediğini açıklasın. Hükümetin görevi yurttaşların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir toplumsal düzeni sağlamaktır. İş imkânı yaratmak, yaşam koşullarını düzeltmek ve refah düzeyini artırmaktır.

2009 Bütçesi militer, antidemokratik bir bütçedir. Geçtiğimiz yıllarda Kamu harcamaları içinde en büyük kalemi oluşturan savunma ve güvenlik harcamaları 2009 bütçesinde de aslan payını oluşturmaktadır. Bu iktidarın, Kürt Sorunu‘nda çözüme yönelik demokratik atılımları gerçekleştirmek yerine savaş politikalarını tercih eden zihniyetinin doğal sonucudur. Hükümet, krize karşı hala halkı tasarruf tedbirleri almaya çağırıyor! Ama miktarı bile bütçede belli olmayan devasa oranlarda birçok kaynağı savaş politikalarına aktarmaya devam ediyor. Bir tasarruf olacaksa öncelikle askeri harcamalardan işe başlanmalı, başta Kürt sorunu olmak üzere sorunların demokratik ve barışçıl yollarla çözümü esas alınmalıdır.

2009 Bütçesi emekçi düşmanı bir bütçedir. İktidar emekçilerin giderek yoksullaşmasını umursamamaktadır. Reel ücretlerin euro bazında son iki ayda % 20 gerilemesi gerçeği ortada dururken; kerameti kendinden menkûl bir enflasyon hesabıyla öngörülen ücret artışı 2009‘da da kamu emekçilerinin yoksullaşmaya devam edeceğini göstermektedir. Yine hükümet AİHM Büyük Dairesi‘nin kararına rağmen kamu emekçilerinin toplu sözleşme ve grev hakkını engellemeye devam edeceğini gösteriyor. 2009 bütçesinde toplu görüşmelerde diğer konfederasyonlarla yaptıkları anlaşmanın gereği olarak ilk altı ay için %4 zam öngörülmektedir. Oysa sadece son üç aydaki artışlar bile bu oran karşısında uçurum kadar farka neden olmuştur. 2009 yılı için yeniden değerleme oranı bile %12 olarak belirlenmiştir. Yine asgari ücrette yapılan artış, TÜİK tarafından saptanmış açlık sınırını bile karşılamaktan uzaktır ve komik seviyede kalmıştır. Petrol fiyatları bahane edilerek yapılan elektrik ve doğalgaz zamları petrol fiyatları 150 dolar seviyesinden 40 dolar seviyesine indiği halde geri alınmamıştır.

Maliye Bakanı Sayın Unakıtan, Türkiye emekçilerine daha önce yaşattıkları krizleri ise bu süreçte bir tecrübe olarak değerlendiriyor! Bizler bu tecrübenin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Tecrübe ücretlerimizdeki düşüştür, tecrübe daha fazla işsizliktir, tecrübe aç kalmak soğuktan donarak ölmektir. Tecrübe, kar yapan şirketlerin bile bir günde binlerce emekçiyi sokağa atmasıdır!

İktidar kurumlar vergisi oranını düşürmekle, sermayeden vergi almamakla övünmektedir. Ancak toplam vergi gelirleri içinde emekçilerden alınan vergiler dolaylı vergilerle birlikte % 75‘lere ulaşmaktadır. Yurttaşlar tüketici kredileri ile kuşatılmış ailelerin kredi borçları 112 milyar YTL‘yi çoktan aşmıştır. Emekçiler kriz koşullarında icra tehdidi altında kalacaktır. Ortalama bir emekçi ailesi, bırakın tasarruf etmeyi, borca muhtaç edilmiştir. Asgari ücretin vergi dışı bırakılması talebini görmezden gelen iktidar özel sektör çalışanlarının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primlerindeki işveren yükünü 5 puan indirmekle övünmektedir. Krizle birlikte iktidar işsizlik sigorta fonunda biriken 35 milyar YTL‘yi aşan kaynağı sermayeye peşkeş çekme niyetini açığa vurdu. Fondaki hesaptan işsizlere ödenen para %3‘ü bile bulmamaktadır. Fonun bu şekilde kullanımı emekçiler açısından asla kabul edilemez, bu kaynak mutlaka kapsamı genişletilerek ve miktarı arttırılarak işsizlikle yüz yüze kalan emekçiler için kullanılmalıdır.

2009 bütçesi hayalperest bir bütçedir. IMF bile dünya ekonomisinin ortalama büyüme hızının 2009‘da da % 2.2‘ye gerileyeceğini ve resesyon yılının yaşanacağını, Çin‘de büyümenin hızının 2009‘da yarı yarıya düşeceğini açıkladı. Buna rağmen AKP hükümeti 2009 yılı için %4 büyüme öngörmektedir. Bırakınız %4 büyümeyi, Türkiye ayağını yere sağlam basmayan AKP hükümeti ile bu politikalarla yönetilmeye devam ederse, önümüzdeki yıl küçülme kaçınılmazdır. Nitekim birçok ekonomist 2009 yılında ciddi ekonomik kriz yaşayacak ülkeler arasında Türkiye‘yi de saymaktadırlar.

"Piyasa Dostu, Militer, Emekçi Düşmanı, Hayalperest Bütçeye Hayır!" diyoruz. 2009 bütçesi krizin faturasının emekçilere, yoksul halka kesilmesidir.

29 Kasım mitingimizde de dediğimiz gibi biz emekçiler bu krizin bedelini ödemeyeceğiz, size ödeteceğiz, biz bu krizi "milletçe göğüslemeyeceğiz"! Varın sizler, krizi yaratanlar göğüsleyin.

İşten atmalara, düşük maaş oranlarına, yoksulluğa, işsizliğe ve anti demokratik uygulamalara karşı sesimizi daha da yükselteceğimizi, kışın şu soğuk günlerinde alanları ısıtacağımızı Hükümet bilmelidir.

Emekçileri yoksulluğa, açlığa, halkı kamu hizmetlerinden yoksunluğa terk eden, sosyal devleti tümüyle ortadan kaldırmayı amaçlayan bu bütçe geri çekilmelidir.

Kamu kaynaklarının kimlerden toplanacağına ve kaynakların öncelikli olarak hangi alanlara yönlendirileceğine halkın katılımı ile karar verilmelidir.

Emekçiler ve küçük esnaf üzerindeki vergi yükü azaltılmalı, asgari ücret vergiden muaf tutulmalıdır.

Kamu hizmetlerinin eşit, ücretsiz, nitelikli ve herkese ulaşılabilir olması sağlanmalıdır.

Hükümet IMF ile yapmayı düşündüğü stand by anlaşmasından vazgeçmeli, ülke ekonomisiyle ilgili bütün kararlar başta emek örgütleri olmak üzere toplumun örgütlü kesimleriyle birlikte alınmalıdır.

Çünkü emekten yana bir bütçe mümkündür...

DİSK
KESK
TMMOB
TTB



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

1 MAYIS’TA ALANLARDAYIZ

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI - OLAĞAN GENEL KURULU! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR (ENERJİGUNLUGU.NET)

MUTLU BAYRAMLAR

EMEK VE BİLİM İLE KURULACAK YENİ BİR TOPLUMSAL DÜZEN İÇİN: YAŞASIN 1 MAYIS!

ENERJİ ALANI YÖNETİLEMİYOR (BİRGÜN)

Okunma Sayısı: 1686


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.