Karasu Sivil İnisiyatif Grubu ve vatandaşlar, Sakarya’ya termik santral kurmak isteyen firmanın ruhsat alma sürecinde zorunlu olduğu için düzenlediği toplantı sırasında protesto gösterisi düzenledi. Şirket yetkilileri ile vatandaşlar arasında gerginlik yaşanması üzerine toplantı tutanakla iptal edildi. Gerginliğin artması üzerine firma yetkilileri, çevik kuvvet yardımıyla toplantının yapıldığı yerden uzaklaştırıldı. Halkın eylemine EMO Kocaeli Şube Yöneticileri, EMO Sakarya Temsilciliği, MMO Kocaeli Şube ve Sakarya Temsilciliği de destek verdi.
29 Ocak Perşembe Günü Sakarya Karasu‘da Dünyanın en büyük Termik Santralını kurmak için lisans alan ve Kocaeli Halkının da yakından tanıdığı dünya çapında çok sayıda kirli işleri olan Fransız SUEZ - GÜNEY ENERJİ ÜRETİM A.Ş. , Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu hazırlamanın şartlarını yerine getirmek için geldiği karasu‘da büyük halk muhalefeti ile karşılaştı. İthal kömürle çalışacak olan 1200 MW‘lık termik santralın , çevre için asit yağmuru, kanser hastalığı ,fındık bahçelerinin ve ziraat alanlarının tahribatı demek olduğunu belirten halk SUEZ - GÜNEY ENERJİ ÜRETİM A.Ş. yetkililerini konuşturmadı . "ÇED ile ilgili görüşme yapılamamıştır" şeklinde rapor tutularak SUEZ - GÜNEY ENERJİ ÜRETİM A.Ş. yetkilileri KARASU‘dan ayrılmak zorunda kalmışlardır. Karasu halkı adına konuşma yapan konuşmacılar SUEZ - GÜNEY ENERJİ ÜRETİM A.Ş. yetkililerine "Eğer Karasu‘ya tekrar termik santral kurmak için gelirseniz tepkimiz bugünkü gibi demokratça olmayacaktır " dediler. Bilindiği gibi sit alanı olan ve koruma altına alınan 175.000 hektarlık bir alana sahip Türkiye‘nin ikinci büyük su basar ormanı olan ACARLAR LONGOZU termik santralın kurulacağı bölgeye sadece 8 km uzaklıktadır. Karasu‘ya termik santralın kurulması demek, bu alanın da tahrip olacağı demek olduğunu belirten ; toplantıya katılan bilim adamları , sivil toplum örgütleri ve TMMOB yetkilileri, tahribatın sadece Karasu ile sınırlı kalmayacağını Sakarya ve Kocaeli‘nin de bu büyüklükteki termik santralın çevresel tahribatının birinci derecede etki alanında bulunduğunu belirtmişlerdir.
|