EMO Kocaeli Şube 5. Dönem Yönetim Kurulu’nun İnternet‘in hayatımıza girişinin yıldönümü nedeniyle yazılı bir basın açıklaması yaptı. Türkiye’nin 2001 yılında 41. sıradan giriş yaptığı Ağ Toplumuna Hazırlık Endeksi’nde 2008 yılında 61. sıraya düştüğü belirtilerek, kamunun altyapı gelişimi ve kullanımında yaşanan gerilemenin düşüşte etkili olduğu kaydedildi. İnternet’in yıldönümünün “buruk” bir biçimde kutlandığının ifade edildiği basın açıklamasının tam metnine yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI KOCAELİ ŞUBESİ BASIN AÇIKLAMASI İnternet‘in yıldönümüne buruk kutlama... DÜNYAYI SARAN AĞ 16 YILDA TÜRKİYE‘Yİ SARAMADI Türkiye‘de 12 Nisan 1993 tarihinde ilk İnternet bağlantısının gerçekleşmesinin üzerinden 16 yıl geçti. İnternet aboneliği nüfusun yüzde 7‘siyle sınırlı kalırken, Türkiye‘nin 2001 yılında 41. sıradan giriş yaptığı Ağ Toplumuna Hazırlık Endeksi‘nde 2008 yılında 61. sıraya düştüğü belirlendi. Özellikle kamunun altyapı gelişimi ve kullanımında yaşanan gerileme bu düşüşte etkili oldu. İnternet‘in kullanılmaya başlanmasıyla birlikte iş, ev, eğitim ve toplumsal yaşantımız hızla değişme sürecine girdi. Ne yazık ki bu değişimin olumlu yanları kadar olumsuzluklarını da birlikte yaşıyoruz. İnternet bilgiye erişimde temel bir kaynak haline gelirken, buradan elde edilen bilgilerin güvenilirliği ayrı bir sorun haline gelmiştir. İnternet üzerinden özel yaşama müdahale edecek şekilde kullanıcıların bilgilerine erişim ise toplumda genel bir kaygı yaratmıştır. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin (BİT) toplum yapısında neden olduğu değişimlerin yarattığı sancılar sürerken, bu teknolojilere erişimdeki eşitsizliklerin gelir dağılımı uçurumuna paralel olarak artması sorunları büyütmektedir. Ayrıca bilgi ve iletişim teknolojileri üreticisi olmayan Türkiye, bu alanda açık pazar konumunda bulunmaktadır. Türkiye Ortadoğu‘nun gerisinde Dünya Ekonomik Forumu‘nun Ağ Toplumuna Hazırlık Endeksi‘nde gelişmiş ülkeler dışında kalan Merkezi ve Doğu Avrupa ülkeleri içerisine alınan Türkiye, 2008 yılında bir önceki yıl bulunduğu 55. sıradaki konumunu korumayarak 61. sıraya düştü. Merkezi ve Doğu Avrupa ülkeleri 2001 yılında endekste ortalama 37. sıraya sahip olurken, Türkiye 41. sıra ile kendi grup ortalamanın gerisindedir. 2008 yılına gelindiğinde ise aradaki fark kapatılamamıştır. Ortadoğu ülkeleri 2001 yılında ortalama 54.5‘inci sıradan endekse dahil olup, 2008‘de 47. sıraya kadar yükselirlerken; Türkiye Ortadoğu ülkelerinin ortalamasının da gerisinde kalmıştır. Bu genel endeksin dayandığı "çevresel faktörler, hazırlık ve kullanım" bazlı olmak üzere 3 alt endeks ise bilgi ve iletişim teknolojileri açısından Türkiye‘nin yaşadığı gerilemenin kaynaklarını ortaya koymaktadır. BİT‘te yapısal gerileme Bilgi ve iletişim teknolojileri altyapısının gelişimi ve yaygınlaşmasını gösteren sıralamada; Türkiye 2008 yılında 60‘tan 62‘ye düşmüştür. Bilgi ve iletişim teknolojilerine ilişkin yasal çerçeve açısından 44‘ten 56‘ya dramatik bir düşüş gösteren Türkiye, bilgi ve iletişim teknolojileri pazarının (yenilikçilik, teknoloji ihracı, ileri teknoloji kullanımı, bu alanda kullanılan sermaye miktarı gibi) gelişiminde ise 51‘den 66‘ya gerilemiştir. Bu gerileme, kamu yararını gözeten bilimsel, akademik kurumların ve ilgili demokratik kitle örgütlerinin (DKÖ) AKP iktidarında çıkarılan yasa ve yönetmeliklerin hazırlanması sürecine dahil edilmemesinin doğal bir sonucu olarak, uygulamada karşımıza çıkmıştır. E-devlette sınıfta kaldık Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılması için gerekli olan eğitimsel ve kültürel anlamdaki dönüşümün ölçüldüğü hazırlık endeksinin ayrıntılarına bakıldığında kişisel gelişimde Türkiye‘nin 63. sıradayken 2008 yılında 64. sırada yer aldığı görülüyor. İş dünyasının faaliyetleri sırasında bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanmaya hazır olma durumu bakımından ise Türkiye 52. sıradan 63. sıraya kadar gerilerken, en büyük gerilemenin kamunun bilgi ve iletişim teknolojilerine hazır olma endeksinde yaşandığı görülüyor. E-devlet stratejisinin çokça konuşulduğu Türkiye bu alandaki gelişimde ise 65. sıradan 87‘ye kadar gerilemiş bulunuyor. Hayata geçirilecek bilgi toplumu eylem planlarının ve E-Devlet projelerinin bilim ve teknoloji üreten akademik kurumların, DKÖ‘lerin ve sektör çalışanlarının katkılarından yoksun olarak hazırlanması, bu projelerinin çok uluslu şirketlerin yüksek maliyetli donanım ve yazılım satışı olarak algılanmasına neden olmuştur. Bu projelerin gerekliliği ve proje ihtiyaçları kamu tarafından değil yine bu şirketler tarafında belirlenmesi bu gerilemelerin sebeplerindendir. E-devlet projeleri ancak çoğulcu ve demokratik ortamlarda verimli sonuçlar verebilir. İktidarların bu projeleri gözetim ve otorite aracı olarak kullanmasının önüne geçilmediği ve ilgili DKÖ‘ler tarafından denetlenmesinin sağlanmadığı sürece, bu projelerin yurttaş odaklı, kamu yararı doğrultusunda ve verimli kullanılması sağlanamaz. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı (İnternet aboneliği, kullanımı, kişisel bilgisayar, İnternet bant genişliği, cep telefonu sayısı, sabit iş telefon hattı vb.) açısından yapılan endekste ise Türkiye bireysel kullanımda 57. sıradan 61. sıraya, iş dünyasının kullanımında 43. sıradan 48. sıraya, kamudaki kullanımda ise 56. sıradan 60. sıraya kadar düşmüştür. AKP Hükümeti‘nin iktidarda olduğu dönem içerisinde çok sayıda ucuz ürün satışı yapan teknoloji mağazası açılışları izdihamlar ve kuyruklarla haber olurken; bilgi teknolojilerinde dışa bağımlılık artarak devam etmiş; telekomünikasyon sektörü özelleştirme ve yabancı sermayeye yapılan satışlar sonucunda Türkiye için itici güç olmaktan uzaklaşmıştır. Bu alanda en hızlı ve kolay gelişim sağlanabilecek yazılım sektöründe dahi kamunun özgür yazılım kullanması için bir perspektif dahi oluşturulamamıştır. İnsanların gelişiminde temel bir araç haline gelen bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşması ve bu alandaki okur-yazarlığın sağlanması pazar inisiyatifine terk edilemeyecek, kapsamlı plan ve uygulamaları gerektiren bir alandır. Kağıt üzerinde kalan yapılanma ve temenni düzeyindeki hedeflerin ötesine geçilerek, bu alanda ciddi bir atılım sağlayacak adımlar atılmalıdır. ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI KOCAELİ ŞUBESİ 5. DÖNEM YÖNETİM KURULU 13 Nisan 2009
|