Türkiye’de 2009 itibarıyla elektriğin ortalama üretim maliyeti, kilovat saat (kWh) başına 2 sent. Elektrik şebekelerinde üretim maliyeti kadar da iletim ve dağıtım maliyeti olduğu hesaplanıyor. Yani toplam maliyet 4 sent. Ama vatandaş, elektriğin kWh’ine 16-17 sent ödüyor. Yani arada 4 kat fark var.
Elektriğe ocak ayından itibaren kademeli olarak yüzde 20‘lere varan zamlar yapılması bekleniyor. Avrupa‘da en pahalı elektriği kullanan Türkiye‘de üst üste elektriğe yapılan zamların nedeni, elektrik üretiminin yüzde 50‘sinin dışa bağımlı olarak doğalgaz çevrimiyle üretim yapan özel sektöre geçmiş olması. Hükümet, dört elektrik dağıtım bölgesini daha özelleştiriyor. Teklifler toplandı, yakında ihale sonuçlanacak. Bu özelleştirmeler de vatandaşa, fahiş fiyat olarak geri dönecek. 17-18-19 Aralık 2009 tarihlerinde, TMMOB adına, iki yılda bir düzenlenen ve sekretaryasını Elektrik Mühendisleri Odası‘nın yaptığı "Enerjide Serbest Piyasanın Bedeli ve Alternatif Enerji Politikaları" başlıklı sempozyum düzenlendi. Elektrik mühendisi Yılmaz Kocaoğlu, "kullandığımız elektriğe ödediğimiz para" konusunda fahiş fiyatlandırma sistemini ve milli kaynakların nasıl dışa akıtıldığını çok basit hesaplama yöntemleriyle ortaya koydu. FAZLADAN 12,4 MİLYAR DOLAR ÖDEDİK Kocaoğlu, Türkiye‘de elektriğin ortalama kWh üretim maliyetinin 2 sent olduğunu belirtiyor. Kocaoğlu‘nun verdiği bilgiye göre, elektrik maliyet hesaplamalarında, ortalama olarak üretim maliyetinin, iletim ve dağıtım maliyetine eşit çıkması gerekiyor. Buna göre toplam maliyet kWh başına 4 sent olması lazım. Ancak Türkiye‘de elektriğin kWh‘sine 16-17 sent ödeniyor. Aradaki fark 12 sent! Elektrik satıcıları, bunun 4 sentini şebeke kayıpları ve kaçak kullanım için abonelere yansıtıyor. Yine de geriye, üretim ve dağıtım maliyetinin toplamından fazla 8 sentlik bir fark kalıyor. Sadece geçen yıl 155 milyar kWh enerji kullanıldığını düşünürsek, yurttaşın cebinden sadece geçen yıl 12,4 milyar dolar fazladan para çıktığı görülüyor. VATANDAŞA "DOĞAL" KAZIK Sempozyumun açılış bildirisini hazırlayan Cengiz Göltaş da, yıl yıl enerjide dışa bağımlılığın bilançosunu katılımcılara sundu. Göltaş sunumunda, enerji üretim tesislerinin yansının, enerji ulusal pazarlarının ise tamamının nasıl yağmalandığını katılımcılara anlattı. Göltaş‘ın sunumuna göre, 2001 yılında toplam elektrik üretimindeki payı yüzde 39,7 olan doğalgazın şimdiki payı ise yüzde 50‘ye ulaştı. Aynı dönemde, hidrolik kaynaklardan ve linyit kömürüyle çalışan santrallerden üretilen elektriğin toplandaki payı ise azaldıkça azaldı. Aynı dönemde sektörde özelleştirmeler de gerçekleşince, elektrik piyasasında kamunun hiçbir otoritesi ve yaptırım gücü kalmadı.
(Aydınlık; 03.01.2010)
|