MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

 
HUKUKİ DESTEK
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

III. AĞ VE BİLGİ GÜVENLİĞİ SEMPOZYUMU BAŞLADI…



 
EMO Ankara Şubesi ve Atılım Üniversitesi, Başkent Üniversitesi, Çankaya Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirilen ve iki gün boyunca Milli Kütüphane’de devam edecek olan III. Ağ ve Bilgi Güvenliği Sempozyumu 5 Şubat 2010 Cuma günü başladı.
 

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın katılımı ile gerçekleşen açılış konuşmaları bölümünde çok sayıda bakanlık yetkilisi, bürokratlar ve milletvekili katılımının yanı sıra Kıbrıs EMO Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Tokel ve Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Musa Çeçen'de açılışta yerini aldı.


Açılış konuşmaları ilk olarak sempozyum yürütme kurulu adına Başkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı ve sempozyum yürütme kurulu eşbaşkanı Prof. Dr. Ziya Aktaş'ın konuşması ile başladı. Aktaş konuşmasına Türkiye'nin 30 yıllık bilişim serüvenini özetleyerek başladı. 1970'li yılların ODTÜ Elektronik Hesap Bilimleri Bölümünden günümüz bilgisayar ve yazılım mühendisliğine giden öyküde Aktaş şunları vurguladı: "Şimdi gelin sizinle birkaç dakika içine otuz yıllık bir süreyi sığdırıp bir sanal gezinti yapalım. Yetmişli yılların sonlarına doğru o zamana kadar yaklaşık on yıl boyunca fakülteler arası bir konumda olan ve temel görevi fakültelerin öğrencilerine programlama dersleri vermek olarak tanımlanan ODTÜ Elektronik Hesap Bilimleri Bölümü, ‘Bilgisayar Mühendisliği Bölümü' adıyla ve yeni bir mühendislik bölümü kimliği ile ODTÜ Mühendislik Fakültesi içinde yerini aldı. Evet, ‘mühendislik' doğruydu. Ama otuz yıl sonra bugün uygun olanın ‘bilgi mühendisliği' olması gerektiğini düşünüyorum. Geçen yıllar ve gelişmeler bunu gösterdi. Ama o yıllar bilgisayarların hepimizi derinden etkilediği, ‘bilgisayar çağı' bile dediğimiz yıllardı. O yıllarda büyük salonları dolduran sistemler çok geçmedi seksenli yıllarla beraber önce masamızın üstüne oturdu ve ardından da on-yirmi yıl sonra dizimize oturup cebimize girdi. Kah telefon oldu kah televizyon oldu… Tüm bu gelişmeler sırasında Türkçemizde önce ‘data' daha sonra da ‘information' sözcüklerine ‘bilgi' diyerek yaptığımız hatayı ancak doksanlı yıllara doğru fark ettik. Zira seksenli yıllardan itibaren daha önceki data ve information sözcüklerine bir de ‘knowledge' sözcüğü katıldı. Doksanlı yıllarla beraber Amerika'da bilgi oto yolları diyerek başlayan gelişmeler internet dediğimiz küresel ağa dönüşüp, tüm dünyayı etkiler oldu. İki binli yıllarla beraber tüm dünya ile birlikte biz de ülkemizde bilgi toplumu oluşumunu yaşamaya, olumlu ve olumsuz yönlerini tartışmaya başladık. Yine aynı yıllarda dünyadaki kimi ülkelerdeki gibi Türkiyemizde de gerçekleşmekte olan bilgi çağının sağlıyacağı olanakları değerlendirebilmek, riskleri en aza indirebilmek; bu çok boyutlu ortamla baş edebilmek için "Bilgi Toplumu Bakanlığı" kurulması konusunda bazı ön çalışmalar yapıldı. Bugün, böyle bir bakanlığın kurulması için nedenlerin artarak sürdüğüne kişisel olarak inanıyorum.


Bilgisayar Çağından Bilgi Çağına


Bütün bu gelişimin özü şu: bilgisayar dediğimiz şeyin bir araç olduğunu, asıl amacın bilgi olduğunu yaklaşık yirmi otuz yıl sonra fark etmeye başladık. . . Kısaca, otuz yılda bilgisayar diye bir araçtan yola çıkıp, tüm dünya ile birlikte biz de bilgiye ve ardından bilgi toplumuna vardık. "Bilgisayar Çağı"ndan "Bilgi Çağı" na ulaştık. . .


Bilgi, çağımızın yükselen değeri. Kurum ve kuruluşlar bu değeri korumanın ne derece kritik olduğunu anlamış durumdalar. Bu anlayış bilgi güvenlik yatırımlarına da birebir yansıyor. Uluslar arası Gartner Grubunun yaptırdığı bir araştırmaya göre bu yıl içinde dünyada güvenlik tüm diğer altyapı yazılımlarını geride bırakıyor. Benzer şekilde güvenlik servislerinin de diğer servis alanlarının önüne geçeceği öngörülüyor. Güvenlik tehditleri de teknolojik gelişmelere paralel olarak hem artıyor hem çeşitleniyor ve daha karmaşık bir hale geliyor. McAfee adlı uluslar arası şirket tarafından açıklanan verilere göre geçtiğimiz yıl tüm dünyada yaşanan veriye yönelik saldırılarda şirketlerin uğradığı toplam zarar 1 trilyon dolar seviyesinde."


Dünyada kullanıldıkça değeri artan tek nesne bilgi.


Her yerde bilginin değerli olduğunu tartışmadan kabul eder bir noktaya gelindiğine dikkat çeken Aktaş böylesine değerli olan bir şeyi nasıl koruyabileceğimizi öğrenmenin önemine dikkat çekti. Aktaş "Bilginin iletimi, saklanması ve kullanımı sırasında çalındığını, bozulduğunu; kişilere ve kurumlara zarar vermek amacıyla kullanıldığının da acı ile görür, izler olduk. Bir yandan bilginin paylaşımı derken diğer yandan bilginin mahremiyeti gibi konuların ne kadar önemli olduğunu görür, yaşar olduk. Sempozyumun ana teması olarak, ‘bilgi ve toplum'u seçmemizin ne kadar yerinde olduğu görüşümüze sizin de katılacağınızı umuyorum" sözleriyle konuşmasını tamamladı.


Aktaşın ardından sırasıyla Ankara Milletvekili Raha Denemeç, EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş, EMO Yönetim Kurulu Başkanı Musa Çeçen, BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer, Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi, Uşak Milletvekili Prof. Dr. Osman Coşkunoğlu ve Uluştırma Bakanı Binali Yıldırım açılış konuşmalarını yaptılar.


EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş açılış konuşmasına bilginin dolaşımı kadar güvenilirliğinin de önemli olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Güvenilirlik konusunda sadece posta kutumuza ulaşan mesajların değil toplumda dolaşan bilginin de soru işaretleri içerebildiğini belirtti. Pektaş " aylar önce bir grip virüsünden bahsediliyordu ama anlaşıldı ki bu bir korku virüsüymüş. Toplumu manipüle etmek bugünkü araçlarla artık çok basit. Medya ve diğer yaygın araçları elinize geçirirseniz artık o araçları nasıl kullandığınız sizin hangi amaçları taşıdığına bağlıdır. Yani bir bıçak yapmışsınınız ekmek mi keseceksiniz, adam mı keseceksiniz bu tamamen sizin niyetinizle ilgilidir. Bu açıdan her türlü bilginin güvenilirliği çok önemli bir problem haline gelmiştir. Çok kolay bilgi yerine şaibe yayabilirsiziniz, ve kişileri, kurumları çamur at izi kalsın prensibiyle bu şaibenin altına sokabilirsiniz. Tabii şunu da memnuniyetle görüyoruz ki toplumun her kesiminde yanlış bilgiyi, kirli bilgiyi manipülatif bilgiyi süzecek filtre mahiyetinde betinler de gelişmiş. Bu yargılama önümüzdeki süreçte daha da gelişeceğe benziyor" sözleriyle konuşmasına başladı.


Pektaş konuşmasını şöyle sürdürdü: "Teknik bilginin gelişimde kablolu kablosuz ağların gelişiminin rolü büyüktür. Kötücül saldırıların, kişisel mahremiyete yönelik saldırıların, bu ağlar üzerinden yapıldığını zaman zaman da yanlış yöntemlerle bu işlerin yapıldığını biliyoruz. Daha bu sabah haberlerde bir telekulak olayıyla ilgili isim benzerliğinden ötürü başka birinin dinlendiği ortaya çıkmış. Şimdi ne olacak bu vatandaşın hali? Tabi burada dinlemek isteyenlerin problemi daha büyüktür. Onca zaman yanlış adam dinlendi ve ulaşılmak istenen bilgilere ulaşılamadı! İki kere zarar! Tabii dinlenilen vatandaş açısından ciddi problemdir. İşte bıçak örneğinde olduğu gibi teknolojiyi yanlış kullanırsak dönüp gelip bizi vurabileceğini unutmamak gerek. "


Tekel işçilerinin direnişine hiç gözümüzü kulağımızı kapatmadık


Ramazan Pektaş "Bu bilgi güvenliği konusunda ülkemizde daha gidilmesi gereken yol, aşılması gereken engeller var. Bu meslek alanın teknik muhatapları bilgisayar mühendisleri, yazılım mühendisleri ve ağ konusunda da elektronik mühendisleridir. Bu meslek disiplinlerinin örgütlülüğü olan EMO dolayısıyla bu işin muhatabıdır. Ve Odamız bu düzenlemeler konusunda üzerine düşeni her zaman yapmaya hazırdır. Meslek odalarının etkinlik yapma formatında da farklılıkları bir arada tartılmak ve ortak aklı bulmak vardır. Bu sebeple bugün buraya katılanlara çok teşekkür ediyorum bu konudaki farkındalığın artması ve duyurulması için katkıları olacağını düşünüyorum. Farklı bakış açılarından gelebilecek görüşlere kendimizi kapatmamalıyız, gözümüzü kulağımızı kapatmamalıyız. Belki bazılarımız rahatsız olacak ama göz kulak kapatma konusuna gelmişken Tekel işçilerinin direnişini buradan selamlıyorum, onların mücadelesine hiç gözümüzü kulağımızı kapatmadık, Pazar günü de bir açıklamayla tekrar onlara olan desteğimizi dile getireceğiz" diyerek sözlerine son verdi.


Pektaş'ın ardından söz alan EMO Yönetim Kurulu Başkanı Musa Çeçen bu dönem yapılan etkinliklerin sonuncusu olan ABGS'nin büyük bir çabanın ürünü olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Çeçen şöyle devam etti: "Bu dönem bir çok bilimsel teknik eğitime emek verdik, bu etkinlikler mesleki dağarcığımıza çok değerli katkılar yaptı ve bilim insanların faydalanabileceği ürünler ortaya çıkarttı. Sonuç bildirgelerimiz ilgili yerlere ulaştı. Bunlar şunun için önemli çünkü EMO ile iktidarlar arasında bir sorun var, anlaşamama nedenlerimiz arasında iktidarların kamu eksenli mücadelemiz üzerinde yarattıkları baskılar var. Nedense eleştirilerimize tahammül konusunda yeterli seviyeyi tutturamadılar. Şimdi genel kurullar süreçlerine girdik, bu süreçte de görüyoruz ki farklı ses çıkaranın sesini kısma çabaları oluyor, üstü örtük güç odaklarından baskılar gelmeye başlıyor. Türkiye demokratik bir ülke diyemiyorum ama demokratik bir ülke olma iradesini hala taşıyor. Demokrasi dediğimiz kısaca katılımdır. Ancak bu katılım da her katılımcının birbirine tahammül etmesi, farklılıklara tahammül göstermesi ve dinlemeyle mümkündür, işimize gelmeyeni kendi rengimize boyama çabamızla alakalı değildir. Bir çok teknik sempozyum yaptık ve aldığımız eleştiri şu "siz politika yapıyorsunuz, mesleki etkinlik yapın"! Efendim biz politikayla uğraşırız! Ama nasıl bir politika? Yıllar önce TMMOB Demokrasi Kurultayı'nda da belirttiğimiz gibi Odalar politikayla uğraşır ama siyasetin o dar anlamını aşan bir politika bakışıyla. Yani bizim Odalarımız siyaseti asla bir siyasi partinin güdümüne girmiş bir faaliyet olarak algılamadı. Bu nedenle genelde bir çok siyasi bizi sevmez. Çünkü biz siyasilerin menfaatlerini değil kamu yararını, ülke çıkarını merkeze koyan çalışmalar yaparız. İşte biz bu eksene meslek çıkarlarını koyuyoruz ki mücadelemizde onurlu bir duruş sergileyebiliyoruz."


Ünivesitelerde bilim ve tekonoloji üretilmesinin önündeki en büyük engel YÖK


"Çok sayıda sorunumuz var, üstünün örtülmesinden çok onlarla yüzleşilmesi gerekiyor. Özellikle bilim ve teknoloji üretme konusunda çok ciddi sıkıntılarımız var. Üniversite sanayi işbirliğinde sorunlarımız var bir kere üniversitede çok ciddi sıkıntılarımız var, bir kere üniversitenin bilim ve tekonoloji üretmesinin önündeki en büyük sorunu YÖK.

Üniversiteyi düşünceyi tartışmayı bütün kalıpları kırarak onun önünü açmazsanız özgür düşüncenin bilimle buluşmasını asla sağlayamayız."


Çeçen "Bilim ve teknoloji de ehvenişer olmaz diyen sevgili TMMOB başkanımız Teoman Öztürk'ün de dediği gibi bilim iyi ve kötüden çok farklıdır. Bilim kalıpları kırmaktır yanıtları bazen canımız acıtsa da o yanıtlarla k0ucaklşabilmektir. O sebeple bilimi tanrısal ya da tartışılmaz değerlere hapsetmekten vazgeçmek gerekiyor. Üniversitelere bir karanlık gibi çöken zihniyetle yüzleşmek gerekiyor. TMMOB ve EMO bugüne kadar sürdürdüğü aydınlanma mücadelesini bundan sonra da bilim ve teknolojinin ışığında sürdürmeye devam edecektir. Bize elini açan he türlü yapıyla çalışmalarımızla, raporlarımızla destek sunmaya hazırız yeter ki kamunun çıkarları doğrultusunda olsun. Yoksa bir avuç zümrenin çıkarları için asla bir çalışmanın içinde yer almayacağız" sözleriyle konuşmasını tamamladı.


Açılış konuşmalarında son sözü alan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, konunun sadece bir bilgi güvenliği ve bir ağ güvenliği konusu olmasının ötesinde dünyamızı ilgilendiren, tüm insanlığı ilgilendiren bir tartışma olduğunu belirtti. Bu konunun, sorumlu konumdakiler için çok büyük önem ifade ettiğini ve bu gibi bilimsel toplantılarda oluşan görüşlere azami ölçüde itibar edilmesi gerekliliğini belirten Yıldırım, aksi halde birçok zahmetle parlementoda çetin tartışmalarla çıkartılan düzenlemelerin soruna çözüm oluşturmadığına vurgu yaptı. Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü: "Artık top tüfek silah yerini bilgiye bıraktı. Şimdi bilgiyi kullanan, bilgiyi üreten ülkeler öne geçiyor, bundan mahrum kalan ülkeler ise geri kalmaya mahkûm oluyor. Bunu biliyoruz ve onun için toplumumuzu bilgi toplumuna dönüştürmek bakanlığımızın en önemli konularından biridir. Bu doğrultuda Bilgi Toplumu Dönüşümü e-Dönüşüm Türkiye İcra Kurulu'nu hükümete geldiğimizde oluşturduk. Asıl olarak kamu yöneticileri, sivil toplum örgütleri ve sektörün önemli aktörlerinden oluşuyor bu kurul. Katılımcılık işte buradan başlıyor. Esasen demokrasi de katılımcılık demektir. Kendi bildiğimizle gidersek, bizim aklımıza gelmeyen bizim hesap edemediğimiz bilgilerden mahrum kalırız."


Bilginin ve teknolojinin hızla gelişimine dikkat çeken Yıldırım: "Dünya bir küresel köy haline geldi bugün milyonlarca insan birbiriyle saat fakı mevsim farkı gözetmeksizin internet üzerinden birbiri ile görüşüyor, eğitim ticaret akademik çalışma aklınıza ne gelirse, her türlü işi yapar hale geldi. Bu neden bilgi toplumu bireysel olarak da kurumsal olarak yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Cep telefonu olmadan, internet olmadan yaşam düşünülemez hale geldi. Halbuki bundan 15 sene önce hiç biri yoktu nerdeyse. O kadar hızlı yerleşiyor, şeffaflık o kadar hızlı artıyor ki hesap verilebilirlik artıyor dolayısıyla demokrasimizin kalitesi artıyor" dedi.


Açılış konuşmalarının ardından Institude for Security and Open Methodologies'den gelen konuşmacı Aaron Brown'ın sunumu ve ardından programda bildirilen oturumlar ile sempozyum devam etti.





 



“SANAL ÇALIŞANLAR GELİYOR” RPA: ROBOTİK SÜREÇ OTOMASYONU BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

21.07.2023
 


Çok Okunanlar


EMO ANKARA ŞUBESİ 27. DÖNEM KOMİSYON ÇALIŞMALARI HAKKINDA DUYURU

ICCI 2024 FUARINA GİDİYORUZ

ÜYELERİMİZ İÇİN ÜCRETSİZ UDEMY EĞİTİMİ: MÜHENDİSLER İÇİN YAPAY ZEKA ARAÇLARI

TÜRK TELEKOM A.Ş. ANKARA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ`NE ZİYARET

TÜRK TELEKOM A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NATO VE TAFİCS GRUP MÜDÜRLÜĞÜ`NE ZİYARETTE BULUNULDU

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN

8. SAMSUN İNŞAAT FUARI DÜZENLENİYOR

İYİ BAYRAMLAR...

Okunma Sayısı: 1359


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.