Ocak, Şubat ve Şubat ayları Elektrik Mühendisleri Odası‘nda (EMO) kongre dönemidir. İlk iki ayda Türkiye‘yi kapsayan 14 şubenin genel kurulları toplanır. Şubat sonunda ise şubelerde seçilen delegelerin katılımıyla genel merkez kongresi yapılır. Bu sayımız elinize ulaştığında şube kongreleri tamamlanmış olacak. EMO temsil ettiği üye potansiyeli ile, enerji, elektrik, elektronikte sahip olduğu bilgi birikimi ile kamusal yararlar doğrultusunda verdiği hukuksal ve kitlesel mücadele ile ses getiren bir örgüt. Kamuoyu kadar siyasal iktidarlar da EMO‘nun öneminin farkında oldukları için şube kongreleri zaman zaman çekişmeli, gerilimli geçiyor. Kongrelerde istisnalar olmakla birlikte genellikle iki farklı cephe yarışıyor. Cephelerden biri, adını belirtirken mutlaka "demokrat" sözcüğünü kullanıyor. Öbür grubun genellikle benimsediği ad "meslekte birlik". Dergimizin "Meslekte Birlik" grubuna yakın okurları bu tanımları kullandığımız için bizi, "biz demokrat değil miyiz?" diye eleştiriyorlar. Dikkat edilirse, biz nitelemeleri kendi yargılarımız olarak değil, grup sözcülerinin ağzından veriyoruz. Kişi ben demokratım diyor ise ve bunun gereklerini yerine getiriyorsa ona sen demokrat değilsin demek bize düşmez. EMO İstanbul Şubesi Genel Kurulu‘ndan izlenimlerimi aktarmak istiyorum. İlk önemli saptama şu: 14.000‘i aşkın üyesi bulunan şubenin kongresine ilk gün yaklaşık 150 üye katıldı. Toplam üye sayısının yüzde 17 dolayındaki bu katılım elbette çok az. Aslında bu yıllardır aşılamayan bir sorun. Üyeler genel kurulların ilk günlerine yeterli ilgiyi göstermiyorlar. Ama yöneticilerin belirleneceği oy kullanma günleri katılım çok daha yoğun oluyor. EMO İstanbul Şubesi‘nde oy kullanan üye sayısı 2900‘ü aştı. Şöyle bir yorum yapılabilir; elektrik mühendisleri ülke sorunlarını ve mesleki konuları tartışmaya, bu konuda farklı fikirleri dinlemeye çok ilgili değiller. Ama yönetimin belirlenmesinde bir hayli etkin rol oynuyorlar. Kendilerine yakın buldukları görüş sahiplerini destekliyorlar. *** İstanbul Şubesi Genel Kurulu‘nda, birinci gün katılımcıların yaş ortalaması bir hayli yüksekti. Ağırlıklı olarak bugün 60 7/ yaşları yaşayan, 68 kuşağı diye anılabilecek mühendislerin yanında genç kuşağın temsilcileri azınlıkta idi. Gündemin "Raporların Görüşülmesi" maddesinde 25 üye söz aldı. Elektrik mühendisliğine ilişkin birçok önemli konunun tartışılmasının yanı sıra, kişisel sorunlar da mikrofonda yankı buldu. Birkaç üye haksız yere sürgüne gönderildiklerini, mahkeme kararı ile geri döndüklerini anlatarak yaşadıkları baskılardan örnekler verdiler. Genç kuşak sözcüleri, diplomalardan mesleki unvanların çıkarılarak "mühendislik eğitimi almıştır" ifadesinin kullanılmasını eleştirdiler. Genç kuşağın şiddetle karşı çıktığı bir konu da diplomalarının mesleklerini uygulamakta yetersiz hale getirilmesi oldu. Yetkin mühendislik kavramı ile bir dizi kurslara katılmak zorunda bırakılmalarını, üzerlerine yüklenen parasal külfeti protesto ettiler. Konuşmacılar arasında "kapalı kapılar arkasında" nükleer santral işini Rusya Devlet Başkanı Putin‘e armağan eden Başbakan Tayyip Erdoğan‘ı kınayanlar, özelleştirme ile ülkenin birikimlerinin ve geleceğinin küçük bir azınlığa peşkeş çekildiğini yüksek sesle dile getirenler de oldu. TEKEL işçilerinin direnişi desteklendi. TMMOB üyesi meslek odalarında son dönem yıldızı parlayan konulardan biri de kadın mühendisler konusu idi. Son dönemde düzenlenen kadın mühendislerin sorunları sempozyumu kadın mühendislerle ilgili farklı düşüncelerin dile getirilme nedeni oldu. Kimi konuşmacılar bir tek kadının bile oda başkanı olamadığına dikkat çekerken kimileri de "bu konularla ilgili tartışmaların erkek mühendislerin katılımına da açılması gerektiğini" savundular. "Meslekte Birlik" Grubu Yönetim Kurulu üye adayları da kendilerini tanıtmak amacıyla mikrofona çıktılar. Ayrı bir program önermeleri ve son yönetimi eleştirmeleri beklenirken, bir tek eleştiri dışında onlar sadece teşekkür etmekle yetindiler. "Birlik, beraberlik" gibi soyut kavramlar etrafında birleşmeyi önerdiler. Ama bu konuşmalardan kime ve neye karşı birleşilmesi gerektiği anlaşılamadı. Kongrede önemle tanışılan konulardan biri de, Oda seçimlerine getirilmek istenilen yeni yöntemle ilgili idi. il ve İlçe Seçim Kurulu Başkanı yargıçlar gözetiminde yapılan seçimlerde çoğunluğu kazanamayan iktidar yanlısı üyelerin şanslarını artırmak amacıyla yönetimlerin nispi çoğunluk sistemi ile belirlenmesi çalışmaları yapıldığı dile getiriliyordu. İktidarın bu yaklaşımı eleştirilirken milletvekili seçimlerinde barajı yüzde 10‘nun altına indirmeye yanaşmayan iktidarın, tutumundaki çelişkiye dikkat çekildi. (Kaynak Elektrik; 01.02.2010)
|