MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

42. DÖNEM İLK KOORDİNASYON KURULU BURSA’DA TOPLANDI



 
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) 42. Dönem 1. Koordinasyon Kurulu toplantısı 10 Temmuz 2010 tarihinde Bursa’da yapıldı. Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nın açılışında konuşan EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş, ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, 42. Dönem’deki çalışma anlayışını ortaya koydu. Yeni dönemde sürdürülen çalışmalar hakkında da bilgi veren Göltaş, konuşmasında mesleki alanlara yönelik kamuoyunu da ilgilendiren sorunları ele aldı.
 

Göltaş, Bursa Şube‘nin yeni hizmet binasının açılışını yapacaklarını, bu nedenle örgütsel dayanışmayı da göstermek amacıyla ilk Koordinasyon Kurulu toplantısının Bursa‘da yapıldığını belirterek, "Bu yeni yapı, Bursa Şube öncülüğünde EMO örgütlülüğünün yarattığı ortak bir değer olmuştur" dedi.

Cengiz Göltaş, 42. Dönem‘de Oda çalışmalarında geçmiş dönemlerin tüm birikimlerini dikkate alan ve geliştiren bir düzeyde sürdürmeye özen göstereceklerini söyledi. Göltaş, şöyle konuştu:

"Her dönemin kendi içinde öne çıkan başlıkları, meslek alanlarımız ile toplumsal yaşamın kesişme noktalarında gündeme gelen sorun alanları vardır. 42. Dönem‘de EMO bünyesinde 21 ayrı mühendislik unvanı, 43 farklı iş alanı, 14 şube ve 112 temsilciliğimiz ile 42.000‘e yaklaşan üyemize hizmet veriyoruz. Bu çalışmalarımızı tüm örgütsel yapımız içerisinde 68‘i mühendis olmak üzere 217 çalışanımız ile sürdürüyoruz.

Kendi içerisinde oluşan yeni uzmanlık alanları ile giderek genişleyen örgütsel yapımızın, meslek alanlarımızın ve üyelerimizin sorunlarına yaklaşımda ortak bir aklı harekete geçirmesi için, sadece seçilen yönetim kurulları ile sınırlı olmayan demokratik bir çalışma anlayışını sürdürmekle sorumluyuz.

Bu çerçevede Odamızın son yıllarda mesleki- teknik çalışmalardaki çeşitliliği ve yoğunluğunu üyelerimiz ile birlikte artırarak sürdürmeye devam edeceğiz. Elbette bu çalışmaları yürütürken, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelere de duyarsız olmamız beklenemez. Oda Tüzüğümüzün bizi sorumlu kıldığı meslek örgütü olarak bilimi ve tekniği kamu yararına uygulama sorumluluğunu demokrasi ve barış ortamından bağımsız olarak düşünemeyeceğimiz gerçeğinden hareketle hem bilimsel dergiler, kongre ve sempozyumlar, meslek içi eğitimler vereceğiz. Hem de ülkemizde adil bir bölüşüm ve demokrasi için barışı ve kardeşliği savunacağız."

EMO Yönetim Kurulu Başkanı Göltaş, ülke ve dünya gündemine yönelik de değerlendirmelerde bulunduğu konuşmasında, "Öncelikle son yıllarda dünya ölçeğinde yaşadıklarımız; ‘tarihin sonunun geldiği‘, kapitalizmin mutlak egemenliğinin artık tartışılamaz olduğu, ya da tek kutuplu dünyada ulus devletlerin varlık nedenlerini aşan bir düzeyde her şeyin uluslararası sermayenin denetiminde güllük gülistanlık geliştiği tespitlerinin nasıl bir safsatadan ibaret olduğunu gösterdi" dedi.

Bugün kapitalist küreselleşme sürecinin ortaya çıkardığı şeyin, "sömürünün derinleşmesi, milyonlarca insanın yoksulluğu, işsizliği, doğanın tahrip edilerek yok oluşa doğru sürüklenmesi, savaşlar ve krizin genişleyerek sürmesi" olduğunu vurgulayan Göltaş, birçok bilim insanının kapitalizmin tarihinin en büyük bunalımlarından birini yaşadığı konusunda birleştiklerine dikkat çekti. Göltaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu durum elbette kapitalizmin doğasında var olan dengesiz gelişme ve işleyiş yasalarından kaynaklı bir meseledir. Teknolojik yenilikler, emek sömürüsünün arttırılması, esnek üretim modeline geçiş, savaş gibi yöntemler, kapitalizmin son otuz yıldır, ekonomiyi büyütmeye ve sermayenin karını maksimize etmeye dönük politikaları olarak hayata geçirildi. Bütün bu yolların tıkandığı noktada bugünkü yapısal krizle karşılaşıldı."

Göltaş, İstanbul‘da gerçekleştirilen 6. Avrupa Sosyal Forumu‘nda yaptığı konuşmadan şu sözlerini aktardı:

"Bugün Dünya; küreselleşme adı altında şekillendirilen, serbestleştirme- piyasalaştırma politika ve uygulamalarıyla kara odaklı, siyasi, iktisadi ve sosyal boyutlarıyla gündemden hiç düşmeyen bir ‘Enerji‘ çağı yaşıyor. Başta ABD olmak üzere küreselleşmede rol oynayan ülkeler; dünya enerji kaynaklarına sahip olmak ve enerji yollarının güvenliğini sağlamak için işgal ve savaş dahil her yola başvurmaktadır. ABD‘nin önce Afganistan, ardından Irak‘ı işgali, günümüzde Ortadoğu ve özellikle İran ile Suriye‘ye yönelen tehdit süreci, Rusya ile Avrupa Birliği arasında gündemden düşmeyen gerginlikler, enerji kaynaklarının bulunduğu bölgelerin ve de pazarların kontrol edilmesi için yürütülen bu stratejinin yansımalarıdır."

EMO Yönetim Kurulu Başkanı Göltaş, her yandan bilgi ve görüntü aktığını, ancak bunca bilgi ve görüntünün "insanlığın zihnini kör ettiğini" ifade ederken, "Zihinleri karartılmış toplumlar ise bütün değiştirici/dönüştürücü gücünü kaybederek kurulan ‘tek dünyanın‘ gönüllü kulları oluyor. Bir tür ‘söz patlaması‘ eşliğinde herkesin ‘sesinin duyulacağı‘ yanılsamasının içinde egemen sınıfların sözü ve kültürü her şeye el koyuyor" diye konuştu.

"Markalanmış ve patentlenmiş" olan dünyada insanların büyük güçler karşısında çaresizlik hissi ile kendine ve topluma yabancılaşarak güçsüzleştirildiğine dikkat çeken Göltaş, demokratikleşme, özgürleşme, çoğullaşma modası yaygınlaşırken iletişim teknolojileri egemenlerin elinde hayatın her yanının izlendiği ve kontrol edildiği totaliter bir dünyanın araçları haline geldiğini söyledi.

Bugün emperyalist politikalar karşısında Türkiye‘nin de emperyalizmin ihtiyaçlarına uygun olarak yukarıdan aşağıya yeniden yapılandırıldığını kaydeden Göltaş, Soğuk Savaş politikalarına uygun olarak düzenlenmiş "eski devletin" yerini ABD‘nin Ortadoğu politikalarına ve sermayenin küresel ihtiyaçlarına uygun olarak yeniden yapılandırılan "yeni devlet"in aldığını belirtti.

Cengiz Göltaş, anayasa değişikliğine ilişkin olarak da şu görüşleri dile getirdi:

"AKP iktidarında ‘milli irade‘ adı altında demokratik bütün kanallar kapatılarak tekelci bir iktidar yapılanması kuruluyor. İktidarın Anayasa değişikliği de bunun bir parçası olarak gündeme getirildi. Güya demokratikleşme adına yapılan bu değişikliklerde ne halk ne emek ve meslek örgütleri hazırlanma sürecine dahil edilmedi. ‘Kendi pişir kendin ye‘ anlayışından demokrasi ve özgürlük adına bir şeyin çıkması zaten mümkün değildir. Değişiklikler de halkın, emekçilerin yani bizim değil, AKP ihtiyaçlarının ürünüdür.

Emekçilerin ve ezilenlerin yeni bir anayasa ihtiyacı vardır. Yıllardır 12 Eylül faşist darbesinin ürünü anayasaya karşı mücadele yürütüyoruz. Ama şimdi kalkıp kimse bize ‘12 Eylül anayasası ile hesaplaşmanın yolu olarak onun devamından başka bir şey olmayan AKP anayasasına evet‘ demeyi göstermesin.

Bugün ne yazık ki ülkemizdeki tüm demokratik kurumsal yapıların ortak sorunu, kendi alanlarındaki faaliyetleri öne çıkaracak ve bunu toplumsal yaşamla buluşturacak bir demokrasi ve barış ortamından yoksun bırakılmış olmalarıdır. Hepimizin de tanık olduğu gibi son dönemde toplumsal yaşamın tüm değerleri ayrıştırılıyor ve ülkemiz bir çatışma ortamına hızla sürükleniyor. Meslek Odamızın ve barıştan yana tüm demokrasi güçlerinin kayıtsız kalamayacağı bu süreçte, konuyu sadece kendi dünya görüşlerimize ait argümanları tekrar etme kolaylığının ötesinde ortak akıl ve sorumluluk ile sahiplenmemiz gerekiyor.

Ülkemizde düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü esas alan bir yaklaşımla, şiddete karşı barışın dilini hemen her alanda hakim kılacak bir demokratik ortamın yaratılmasını savunmalıyız. Bu durumun sağlanamadığı koşullarda bırakın bilimi teknolojiyi ve mühendisliğin gelişimini, söylediğimiz-yaptığımız onca doğru şey oluşacak bir nefret kültürünün girdabında kaybolup gidecektir.

Herkesin dilini, kültürünü özgürce yaşayabileceği, insanımızın kardeşçe ve bir arada yaşadığı bir ülke ancak demokratik bir ülke olabilir. Bunun başarılması ise gerçekten demokrasiye ve barışa inananların mücadelesi sonucu gerçekleşecektir. AKP‘nin geliştirdiği bölgenin emperyalizmin çıkarları doğrultusunda düzenlenmesi ve ‘ılımlı İslamcılık‘ içerisinde ümmetçi temelde bir arada olma politikaları bugünkü karanlığının katmerlenmesi ve geleceğimizin teslim alınmasından başka bir anlama gelmeyecektir. 

Bu ülkede sıkılan her kurşun, atılan her bomba, patlayan her mayın, yapılan her türlü saldırı, gerçekleşen her türlü silahlı çatışma ülkemizde barış içinde bir arada yaşama umuduna vurulan bir darbe oluyor. Oysa savaş çığlıkları yerine demokrasiye, hukuk devleti düzenine ve özgürlüklere kulak vermek gerekiyor. EMO baskıcı, otoriter yönetim anlayışına karşı, özgürlük ve demokrasiyi; ırkçı ve milliyetçi anlayışın beslediği linç kültürüne karşı, bir arada kardeşçe ve barış içinde yaşamayı daha fazla inanarak savunmaya devam edecektir."

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan meslek örgütlerine ilişkin raporun, özü itibarı ile "siyasal iktidara bağlı meslek örgütleri yaratılması"nı hedeflediğini kaydeden Göltaş, "AKP iktidarı eliyle kamuda yürütülen siyasal kadrolaşma ve yandaş sermaye yaratma çabasından sonra sıra meslek örgütlerini ele geçirmeye gelmiştir. Rapor özetle, meslek kuruluşlarını siyasetle uğraştıkları gerekçesiyle Başbakanlığa ihbar etmektedir" diye konuştu. Göltaş, TMMOB ve EMO‘nun 70‘lerden bugüne, özellikle 1980 faşizmi sonrası yakın tarihimizin her türlü baskıcı, insan haklarını çiğneyen, örgütlenmeyi ezen, demokratik hakları bastıran iktidarlarına karşı muhalif tutum aldığını, aynı zamanda, meslek sorunlarının genel sorunlardan bağımsız olarak ele alınamayacağı gerçeğinden hareketle, kamu yararı doğrultusunda sorunların çözümü noktasında mücadelesini sürdürdüğünü anımsattı. Göltaş, "Bu çizgi, politik ise evet politik tutum aldık ve almaya devam edeceğiz. Kurumsal kimliğimize yönelik her türden baskıya karşı duracağız. Türkiye‘nin demokrasi mücadelesi içerisinde emek ve meslek örgütleri ile birlikte, yüreği insandan ve emekten yana atanlarla dün olduğu gibi bugün de gelecekte de omuz omuza yürümeye devam edeceğiz" dedi.

Cengiz Göltaş, YÖK tarafından  "Teknoloji Fakülteleri" adı altında yeni bir düzenlemeye gidiliyor olmasının tüm mühendislik disiplinleri gibi EMO‘yu da doğrudan etkileyen bir süreç olarak üniversitelerin gündemine sokulduğunu söylerken, bu konuda yapılan çalıştayın ardından "Teknoloji Fakülteleri" gerçeğini yansıtan yeni bir yayını da kamuoyu ile yakın zamanda paylaşacaklarını açıkladı.

EMO Yönetim Kurulu Başkanı, enerji alanında AKP eliyle sürdürülen özelleştirmeler üretim santralları ve dağıtım şebekeleri bazında tüm hızı ile devam ettiğini anımsatırken, "Neo-liberal politikalar ekseninde ‘yapısal düzenlemeler‘ adı altında bu kural tanımaz, ‘ben yaptım oldu‘ siyaset anlayışı ile kaos ortamı daha da derinleşmekte. Önümüzdeki yıllar yatırımsızlık ve pahalı elektrik olarak enerji alanında krizin süreceğini göstermektedir" dedi.

AKP‘nin nükleer santral konusundaki skandallara varan ısrarına da dikkat çektiği konuşmasında, "Devletlerarası anlaşma yoluyla ülkemizde Nükleer Santral kurulması konusundaki ısrarı,  başta Odamız olmak üzere tüm duyarlı kesimlerin haklı itirazlarına rağmen Meclis‘te oldu bittiye getirilerek geçirilecek. EMO sekretaryalığında Nükleer Karşıtı Platform olarak,  başta Mersin Akkuyu ve Sinop halkının tüm itirazların rağmen kurulması hedeflenen nükleer santrallara karşı sesimizi daha gür örgütlü olarak çıkarmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

EMO Yönetim Kurulu Başkanı Göltaş, örgütlenmeye yönelik olarak da konuşmasını şöyle sürdürdü:

"42.Dönem Yönetim Kurulu olarak örgütsel yapımızı oluşturan tüm birimlerimiz ile ortak bir çalışma anlayışı içerisinde; Odamız üyelerini bizlerle buluşturacak ve örgütsel yapımızı güçlendirecek her olanağı yaratmak birinci görevimiz olacaktır. Bu amaçla Çalışma Programımızın temel başlıklarını oluşturmak üzere yapacağımız kongre, sempozyum, forum ve çalıştaylar ile bir yandan meslek alanlarımızda bilimsel doğruların takipçisi olacak, diğer yandan meslek içi eğitimler ile üyelerimizin uzmanlık alanlarında gelişimine katkı sunmaya devam edeceğiz. Bugün üniversiteler ile ilişkiler ve EMO-GENÇ örgütlülüğümüzün yarattığı dinamizm ile TMMOB bütünselliği içerisinde çoğalan sesimiz ülkemizin gelişme ve çağdaşlaşma sürecine katkı sunmaya devam edecektir.

Bizler ne kadar ortak duyarlılıklarımızı bir araya getirmeye çaba göstersek de Ülkemiz zor bir dönemden geçiyor. Çalışanların giderek yoksullaştığı, işsizliğin büyüdüğü, toplumsal gerilimlerin arttığı koşullarda ülkeyi yönetenlerin yürüttüğü siyasetin dili ve tarzı da kendisi gibi düşünmeyenlere karşı haksız ve adaletsiz bir uygulamaya dönüşüyor. Yaşadığımız günler daha önce de ifade ettiğim gibi TMMOB ve Odaların seslerinin kısılması için yeni uygulamaların da her düzeyde gündeme getirileceği baskı ve yasaklar sürecine işaret ediyor. AKP İktidarı kendisine uyumlu bir Türkiye yaratmak üzere her türlü demokrasi dışı yöntemi iktidarını sürdürmek adına mubah sayıyor."

Cengiz Göltaş, konuşmasını da şöyle tamamladı:

Maden ocaklarında yaşadığımız kazalara ve göçük altında kalan işçilere mesleğin kaderi olarak bakan, Tuzla Tersanelerinde neredeyse sistematik hale gelen iş cinayetlerine kayıtsız kalan, telefon dinlemeleri ile toplumun bir korku imparatorluğuna dönüştürüldüğü koşullarda Meclis kürsülerinden ‘yanlış işiniz, yasal olmayan işiniz yoksa dinlenmekten korkmayın, istediğiniz kadar konuşun. Teknolojinin önüne geçme imkanı yoktur‘ yorumunu getiren, kene ısırmalarına önlem olarak pantolon paçalarını çorabın içerisine koymayı öneren, İnternete erişim konusunda getirilen yasakları Google ve Yotube‘un ülkemize açtığı savaşa karşı yurt savunması olarak tarifleyen, ülkemizin tüm doğal ve kültürel mirasının sistematik tahribine karşı yöre insanlarının platformlar oluşturup sokaklara döküldüğü koşullarda Çevre Bakanına ödüller veren, kentsel dönüşüm projeleri ile şehirleri yağmalanan, altyapı hizmetlerinin kamusal bir sorumluluktan uzaklaşarak kendi kaderine terk edildiği koşullarda Gebze Yüksek Teknoloji Enstütüsü Laboratuvarlarının sular altında kalmasını seyreden, Kürt sorununa açılım adı altında traji komik bir süreçte seçilmiş belediye başkanlarını ve TMMOB üyesi meslektaşlarımızı tutuklayan, ülkemiz topraklarında sahibinin yüzde 100 Rus şirketi olduğu 15 yıllık elektrik alım garantisiyle sonuçları belirsiz sözleşmeler yoluyla Türkiye‘nin nükleer santral teknolojisi ile buluştuğunu iddia eden bir siyaset yapma anlayışı ile uzun yıllardır karşı karşıyayız.

Bugün küresel sermayenin talepleri ile hareket eden, ülkeyi Pazar insanımızı en temel haklarını kullanmada müşteri olarak gören AKP zihniyetine karşı şimdi TMMOB ve EMO‘ya her zamankinden daha fazla sahip çıkma, toplumsal yaşamın cemaat kültürü ile gericileştirilmesine karşı Eşit, Özgür ve Demokratik Bir Türkiye‘de Birlikte Yaşamı savunma zamanı."

 



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU

KTMMOB EMO YENİ YÖNETİM KURULU BELİRLENDİ

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

1 MAYIS’TA ALANLARDAYIZ

EMO, SİNOP NGS NAZIM İMAR PLANI İÇİN İPTAL DAVASI AÇACAK (BAŞKENT GAZETESİ)

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI - OLAĞAN GENEL KURULU! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR (ENERJİGUNLUGU.NET)

MUTLU BAYRAMLAR

EPDK`DAN ENERJİ ŞİRKETLERİNE FAİZSİZ ÖDEME KIYAĞI! DESTEK DEPREMZEDEYE DEĞİL, ENERJİ ŞİRKETLERİNE (GÜNLÜK EVRENSEL)

Okunma Sayısı: 1235


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.