|
Bilindiği gibi, Bursa’da Samanlı’ya 1200 yataklı 5 hastane yapılmasıyla ilgili girişim bir süredir bazı siyasetçilerin gündemdedir. Devletin sağlık alanına yatırım yapması hepimizin desteklemesi gereken bir yaklaşımdır. Ancak Samanlı'da yapılması planlanan ve adı Sağlık Bakanlığı tarafından "Sağlık Kampüsü" olarak belirlenen bu girişimin konunun uzmanları tarafından yeterince tartışılmadan hayata geçirilmesi, istenmeyen bazı olumsuz sonuçlara yol açabilir:
Samanlı‘ya "Sağlık Kampüsü" yapılması uygun değildir, bu girişimden vaz geçilmelidir! Bilindiği gibi, Bursa‘da Samanlı‘ya 1200 yataklı 5 hastane yapılmasıyla ilgili girişim bir süredir bazı siyasetçilerin gündemdedir. Devletin sağlık alanına yatırım yapması hepimizin desteklemesi gereken bir yaklaşımdır. Ancak Samanlı‘da yapılması planlanan ve adı Sağlık Bakanlığı tarafından "Sağlık Kampüsü" olarak belirlenen bu girişimin konunun uzmanları tarafından yeterince tartışılmadan hayata geçirilmesi, istenmeyen bazı olumsuz sonuçlara yol açabilir: Samanlı Kampüsü anlaşıldığı kadarıyla bir "Kamu-Özel Ortaklığı" girişimidir. Bu tip girişimlerin dünyanın başka ülkelerinde de örnekleri bulunmaktadır. Temel olarak bu girişimlerin sağlıkta özelleştirmenin bir ayağı olduğunu söylememiz gerekir. Sağlıkta özelleştirmenin özellikle yoksul ve dar gelirli yurttaşların sağlık hizmetlerine erişiminde güçlü bir engel olduğu bilinmektedir. Bu girişimle "kamu özel ortaklığı" adı altında hastane kampüsleri ile adeta hasta fabrikaları kurularak kent arazileri uluslararası tekeller için rant alanları haline getirilmektedir. Girişimin teknik özelliklerini değerlendirmeden önce, politikacıların ve sağlık alanındaki diğer karar vericilerin kamu tarafından sunulan sağlık hizmetlerinin desteklenmesi konusunda ne kadar samimi olduklarını sorgulamak gerekmektedir. Bu girişim için 300 milyon Euro tutarındaki bir yatırımdan söz edenlerin, Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi‘nin yangından sonra onarılması için yeterli ödeneğin ivedi olarak neden sağlanmadığını ve Bursa Devlet Hastanesi‘nin hasta odalarını yenilemek için devlet kaynaklarından neden destek bulamadığını açıklamaları gerekir. Samanlı Kampüsü için ayrılan paranın yüzde biriyle Bursa Devlet Hastanesi‘nin pek çok sorunu rahatça çözülebilir. Yirmide biriyle Çekirge‘deki Çocuk Hastanesinin alanına yeni ve çağdaş bir hastane yapılabilir. Bir başka örnek Nilüfer‘de hastane için ayrılmış alanın, hastane yapmak yerine ranta dönüştürülmek üzere TOKİ‘ye devredilmesidir. Kamuoyu baskısı ile şimdilik bu projeden vaz geçilmiş gibi görünmesine rağmen; ortada henüz bir hastane projesi olmadığı için geleceğin ne getireceği belirsizdir. "Biz sağlığa çok önem veriyoruz" demek bu konudaki samimiyetin göstergesi değildir; samimiyetin göstergesi yapılan işlerle olur. "Samanlı Kampüsü"nün teknik özelliklerine gelince; ihaleye çıkılma kararı verilmeden önce girişim bu açıdan da ayrıntılı olarak tartışılmalıdır. Tartışılması gereken konular ana hatlarıyla kısaca şöyle özetlenebilir: Böyle bir kampüs gerçekten Bursa‘nın gereksinim duyduğu bir yatırım mıdır? Bursa nüfus başına düşen hasta yatağı göstergesi açısından Türkiye ortalamasından daha aşağıdadır. Bu nedenle Bursa‘ya yeni yataklı tedavi kurumları kazandırılması uygun bir yaklaşımdır. Ancak bu kurumların hizmet alanı, coğrafi alan ve personel istihdamı açısından ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerekir. Örneğin Bursa‘da neredeyse tamamen bitmiş ve yıllardır açılmayı bekleyen bir ruh hastalıkları hastanesi varken, ikinci bir ruh hastanesi yapmak akılcı mıdır? Sağlık Bakanlığı daha birinci hastaneyi çalıştırmayı becerememiştir; bu durumda önceliğin mevcut hastanenin bir an önce hizmete alınmasına verilmesi gerekmez mi? Bir başka örnek adli psikiyatri merkezidir. Gerçekten Bursa‘nın önemli bir gereksinimidir. Ancak dünyadaki örneklerine baktığınız zaman, adli psikiyatri merkezlerinin izole alanlarda hizmet verdiği görülmektedir. Samanlı Kampüsünün bu açıdan uygun olup olmadığı tartışılmalıdır. Bu girişimin diğer örnekleri incelendiğinde (Kayseri, Ankara, Denizli, Aydın vb.) uygulanması düşünülen her yer için benzer hastaneleri içeren bir yaklaşım sergilendiği anlaşılmaktadır. Oysa her ilin mevcut kamu sağlık kuruluşları ve gereksinimleri farklı olabilir. Bu açıdan bakıldığında, basından öğrenildiği kadarıyla bilinen özellikleri ile değerlendirildiğinde (resmi bir açıklama henüz yapılmamıştır) böyle bir hastane kampusü girişiminin Bursa‘nın gereksinimlerine yanıt veremeyeceği ortadadır. Girişimin bütçesi uygun mudur? 1200 yatak için (Özellikle de psikiyatri, adli psikiyatri ve fizik tedavi yataklarının çok yüksek bir maliyetinin olmadığı bilinirken) 300 milyon Euro çok yüksek bir bütçe gibi görünmektedir ve tıbbi teknolojinin ortak kullanımı gerekçe gösterilerek yapılmaya çalışılan sağlık kampüsü için bu konunun ayrıntılı olarak tartışılması gerekir. Çünkü harcanacak para hepimizindir. Geçtiğimiz yerel seçimler sonrasında ortaya çıkan Bursaray ve Merinos projelerindeki yüksek rakamlar kamuoyunu derinden etkilemiştir. Aynı durumun Samanlı Kampüsü için de yaşanmasını önlemek gerekmektedir. Kampüs için seçilen yer uygun mudur? Çünkü bilindiği kadarıyla Samanlı için hem DSİ‘nin, hem de Çevre ve Orman Bakanlığı‘nın bazı itirazları olmuştur. Samanlı‘da kampus için seçilen yerin ciddi taşkın riski taşıdığı İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi tarafından da açıklanmıştır. Seçilen yerleşke ile ilgili olarak bilim insanlarının, konuyla ilgili meslek örgütlerinin ve sivil toplum örgütlerinin görüşü alınmış mıdır? En azından kamuoyunun bilim insanlarının bu konudaki değerlendirmelerine gereksinim duyduğu açıktır. Hastane projeleri günümüzün standartlarını karşılamakta mıdır? Türkiye‘de hastane yapımı ile ilgili ciddi sorunlar bulunmaktadır. Bu konudaki olumsuz örnekler bilindiği gibi kentimizde de yaşanmaktadır. Hastane yapımı sıradan bir bina olarak değerlendirilmemelidir. Bu konuda uyulması gereken çok sayıda uluslararası standart bulunmaktadır. Standartlara uyulmaması ya da uyuluyor gibi yapılması, Bursa‘daki hastane yangınında olduğu gibi istenmeyen sonuçlara yol açmaktadır. Bursa Tabip Odası, Samanlı kampusu girişiminin konunun uzmanları, meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri ve Bursa‘da yaşayanlar ile ayrıntılı olarak tartışılmadan hayata geçirilmemesi gerektiğini bir kez daha kamuoyu ile paylaşmayı bir görev saymaktadır. BURSA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BURSA ŞUBESİ SAMANLI SAĞLIK KOMPLEKSİ HAKKINDA GÖRÜŞ Bursa ilinin tarımsal potansiyeli yüksek ovalarının verimli tarım arazilerinde, armut, şeftali bahçelerinde kaçak yapılar, kaçak mahalleler, hatta barındırdığı nüfus potansiyeli dikkate alındığında kaçak ilçelerin yetiştiğini görmek bunu ifade etmek üzücü de olsa kaçak yapılaşma Bursa ilinin yılardır çözülemeyen en önemli sorunlarından birisidir. Güncel uydu görüntüleri ve hava fotoğrafları yardımıyla kolayca ayırt edilebilen ancak karar üretilmek zorunluluğundan kurtulmak adına yeni yapılan planlarda bile kaçak yapıların, mahallelerin görmezden gelinmesinin, planlara işlenmemesinin veya işlenememesinin nedenlerinin Bursa‘yı yönetenler tarafından kamuoyu ve meslek örgütleri ile paylaşılması kaçak yapılaşma sorunun çözümü için atılması gereken ilk adım olarak değerlendirilmektedir. Meslek odalarının bu konuda gösterdikleri rahatsızlığı, hassasiyeti, ortaya koydukları çalışmaları, mücadeleleri, sorunun çözümüne yönelik önerileri ve açıklamaları dikkate almayan yöneticilerimizin yıllardır çözüm üretilemeyen kaçak yapılaşma sorununu görmezden, duymazdan gelmeleri; kaçak yapılaşma sorununun üzerine ciddi olarak gitmemelerinin/gidememelerinin nedeni Bursa Ovasının ortasında üst ölçekli plan kararlarına aykırı olarak ovayı yapılaşmaya açacak olan Yeniceabat‘a eğitim, Samanlı‘ya sağlık kompleksi yapanların kaçak yapılaşma ile mücadele edecek, kanun , yönetmelik, yönerge ve planları uygulayacak resmi kurumların ve belediyelerin olmasından mı kaynaklanıyor diye soruyor yanıtını ise kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Ancak söz konusu yönetim anlayışının kaçak yapılaşmanın bırakın önlenmesini daha da artmasını sağlayacak cesaretlendirecek bir anlayış olduğuna, tarımı ve tarımsal üretimi konu alan bir meslek odası olarak bu anlayışın derhal terk edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ziraat Mühendisleri Odası olarak Kanunları, yönetmelikleri ve üst ölçekli plan kararlarını uygulamayan, tarımsal potansiyeli yüksek Ovaların ortasına kanunlara ve plan kararlarına aykırı olarak bu gün eğitim, sağlık yarın spor, turizm, jeotermal, teknopark, vs. vs. kompleksleri yapanları veya yapacakları uyarıyor, meslek odalarının bu konudaki görüş ve önerilerini dikkate almaya davet ediyoruz. 1/100.000 ölçekli planın onaylandığı 1998 yılından, günümüze kadar Bursa Ovasının korunmasına yönelik Eylem Planı bir türlü hazırlanamamış, 2000-2001 yılında kamu kurum ve kuruluşlarınca hazırlanan Ova Eylem Planı ise Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylanmadığından yürürlüğe girememiş, sonuç olarak 11.245 hektar olarak belirlenen Bursa Ovası Koruma Alanı, günümüzde (2008 yılı itibarı ile) 9250 hektara düşmüş yani korunması gereken Ova koruma alanının % 17,7‘ si (1995 hektarı) kaybedilmiştir. Ayrıca 2006 yılında Bursa Büyükşehir Belediye Meclisince onaylanarak yürürlüğe giren 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planları dikkate alındığında getirilen öneri alan kullanımları ile Ova koruma alanının 2425,6 hektar daha azalarak 8817 hektara gerileyeceği belirlenmiştir. İlginç olan durum ise 2020 yılı hedeflenerek oluşturulan ve 2006 yılında yapılan 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı ile Ova koruma Alanına getirilen ilave 1091 hektarlık öneri alan kullanım miktarının %43‘nün 2008 yılı itibari ile kullanılmış olmasıdır. Bu durum kaçak ve planlara uygun olmayan yapılaşmanın boyutlarını ortaya koyan; kanunlara, planlara rağmen Bursa ovasının hızla tüketildiğini yok edildiğini gösteren bir durumdur. Bu bilgilerin ışığında verimli tarım arazilerine, şeftali ve armut bahçelerine yapılaşma baskısını artıracak, yapılaşma ve rant beklentisini yaratacak Sağlık kompleksi gibi yapıların Samanlı‘ya Bursa Ovasının ortasında yapılmasına Ziraat Mühendisleri Odası olarak; 5403 sayılı toprak koruma ve arazi kullanım kanunu ve uygulama hükümlerinin kamu yararı kılıfıyla baypas edilerek I. Sınıf sulanabilir mutlak tarım arazisi niteliğindeki arazilerin amaç dışında kullanılmasının önlenmesi, Bursa ovasının en verimli arazilerinin, en kaliteli şeftali ve armut bahçelerinin bulunduğu alanlara yapılaşma baskısının, yapılaşma ve rant beklentisinin yaratılmaması , İklim ve anamateryal koşullarına göre tarımsal üretimin ve yaşamın en önemli unsurlarından birisi olan 1 cm‘ nin oluşması için 1000‘lerce yıla ihtiyaç duyulan toprakların amaç dışı kullanılmalarının önlenebilmesi, Uygulanan tüm yanlış tarım politikaları, ekonomik krize rağmen toprağından, bahçesinden, tarlasından daha doğrusu üretimden kopmaya direnen çiftçilerin Bursa ovasında arazilerinde, köylerinde kalarak üretmeye devam etmelerini teşvik etmek, Sağlık kompleksi yapılmak istenen arazinin mera alanından çıkartılmış olmasından da anlaşılacağı gibi tamamen ranta dönük bir proje olması, Projenin büyüklüğü ve gelişen kentin ulaşım konut vs. gibi ihtiyaçları göz önüne alındığında bu bölgenin hızla tarım dışı kullanıma açılmasına neden olacağından bütün bu olumsuzlukları önlemek, Söz konusu arazinin kamu kaynaklarımızın korunması ve gerçek anlamda kamu yararına hizmet etmesi amacıyla karşıyız. Saygılarımızla ZMO BURSA ŞUBESİ Peyzaj Mimarları Odası Samanlı sağlık kompleksi ile ilgili olarak odamızın genel yaklaşımını özetlemek istiyoruz. Peyzaj Mimarları olarak sürdürülebilir olmayan tüm alan kullanım biçimlerine karşıyız. Bu gün burada sanıyoruz ki kimse sağlık kompleksi için alan seçiminin "sürdürülebilir bir alan kullanım politikasına " dayandığını iddia edemez. "Alanın mera vasfında olması, taşkın sahası olması süreçleri zaten kamuoyunda dile getirildi. Kırsal alanları, kentleri yönetir gibi yönetme çabamız da diğer bir sorun. İmar planlarını değiştirerek belki kendimizi veya birbirimizi kandırabiliriz ama sanıyorum ki doğayı kandırmamız çok da mümkün değil. Çünkü kent planlarını ne kadar değiştirirsek değiştirelim, meraların toprağı ve suyu muhafaza ettiği gerçeğini değiştirmeyiz. Tüm dünyada kentler ekolojik ayak izlerini ufaltmaya çalışıyor. Yani, büyümelerini kontrol altına alarak tükettikleri kaynakları azaltıyorlar. Ne kadar tüketirseniz -burada biz araziyi tüketmekten söz ediyoruz- ayak iziniz o kadar büyüyor. Biz ne yapıyoruz, kentimizin toprak ve su muhafazası için önemli bir alanını yok ediyor ve onun yerine kentsel bir kullanımı getiriyoruz. Ve böylece son derece olumsuz bir noktada, yani ekolojik ayak izlerimizi büyütmek noktasında dev adımlarla ilerliyoruz. Meslek disiplinimizin sahip olduğu ana ilkeler çerçevesinde altını çizdiğimiz bu gerekçeler nedeniyle sağlık kompleksi için tercih edilen yer seçimini desteklemediğimizi tekrar vurguluyoruz. Peyzaj Mimarları Odası Bursa İl Temsilciliği Mimarlar Odası Samanlı Sağlık Kompleksi Görüşü Kentimizin özellikle Batı kesiminde ciddi bir hastane ihtiyacı vardır. Kentimizde bölge hastanelerine olan gereksinim tam anlamıyla çözülememişken şehir merkezine 15 km uzaklıkta bir hastane kompleksi oluşturulması düşüncesi hatalıdır. Kaldı ki Samanlı Ovası 1. Sınıf tarım arazisidir. Gerek zirai gerekse jeolojik özellikleri açısından Samanlı‘nın hastane yapımına uygun bir yer olmadığı ortadadır. Projenin gerçekleşmesi ve planlanan bağlantı yolunun yapılması durumunda kontrolsüz bir şekilde ovanın imara açılması gündeme gelecek ve bölge ister istemez yağmaya açılacaktır. Kentimizin başlangıçta nitelikli bölge hastanelerine ve sonrasında eğitim araştırma hastanelerine ihtiyacı vardır. Şehrin ortasında F.S.M Bulvarı‘ndaki hastane arsanın bile akıbeti belli değilken, ulaşılmaz bir yere sağlık kompleksi yapmak mantıklı değildir. Vatandaşa temel sağlık hizmeti vermek devletin sorumluluğudur. Dolayısıyla yapılacak hastaneler kamu hastaneleri olmalıdır. Hali hazırda kentin her noktasında bulunan özel sağlık kurumları destekleyici kurumlar olarak kalmalıdır. Hastane yerleri belirlenirken ulaşılabilirlik, alt yapı, hizmet vereceği bölge nüfusu gibi veriler göz önünde bulundurulmalıdır. Bölgenin fiziki özelliklerinin (zemin durumu, arazi yapısı vs.) yapı maliyetine etkileri öncesinde değerlendirilmelidir. Hastaneler özellik arz eden kamu yapılarıdır. Bu yapıların doğru noktada planlanması kadar doğru şekilde projelendirilmesi ve inşa edilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle doğru seçilmiş alanlarda doğru projelerin elde edilmesinin yöntemi proje yarışmalarıdır. Planlanmış ve planlanacak Bursa hastanelerinin proje elde edilme yöntemi de proje yarışmaları olmalıdır. TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi
|
Tanıtım
BURSA ŞUBE
TEDAŞ BÖLGE MÜDÜRÜ ŞUBEMİZİ ZİYARET ETTİ
