|
Türk Telekom'da özelleştirme öncesindeki siyasal kadrolaşma ve personele yönelik baskı uygulamasının mülkiyet değişimiyle sona ermediği, artarak devam ettiği belirtilirken; kurumda belli bir yaşam biçiminin empoze edildiği kaydedildi. Türk Telekom'un özelleştirme sonrasında çalışanlara mobing (duygusal taciz) uyguladığı ilk kez bir yargı kararıyla belgelendi. Özelleştirme sonrasında Tip 1 sözleşmesi imzalayarak Türk Telekom'da çalışmayı kabul eden Bülent Atuk'un personele yönelik uygulanan baskıya karşı mücadelesi örnek oluşturdu. EMO Yönetim Kurulu, Elektronik Mühendisi EMO Üyesi Bülent Atuk'la görüşerek, mücadelesine destek verdiğini bildirdi.
Türk Telekom‘u açtığı mobing davasında tazminat cezasına mahkum ettiren Bülent Atuk, EMO‘nun daveti üzerine, yaşadığı süreci EMO yönetimiyle paylaştı. EMO Genel Merkezi‘nde 9 Kasım 2010 tarihinde yapılan toplantıya, EMO Yönetim Kurulu Yazmanı Erdal Apaçık, EMO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Bozkırlıoğlu, EMO 41. Dönem Yönetim Kurulu Yazmanı Hüseyin Önder, EMO Teknik Görevlisi Mehmet Atay ve EMO Ankara Şube Sempozyum Sekreteri Tülay Işık katıldı. Toplantıda Bülent Atuk, Ankara 19. İş Mahkemesi‘nin işyerine "top sakallı" olarak geldiği gerekçesiyle amirleri tarafından mobing uygulandığını tespit ederek, Türk Telekom‘u tazminat cezasına mahkum ettiğini kaydetti. Atuk, Türk Telekom‘da kendisi gibi baskıya uğrayan 1. Tip sözleşme imzalamış çalışanlar olduğunu da belirtirken, Türk Telekom özelleştirmesi sonrasında kurumda belli bir zihniyetin kendi dünya görüşü dışındakilere çalışma olanağı bırakmadığını anlattı. Atuk, Türk Telekom‘da özelleştirme sürecinin başladığı 2003 yılından itibaren düzenli olarak baskıya uğradığını, kendisinin Şef Mühendis olduğunu, ancak bu kadrosuna uygun olmayan yerlere sürüldüğünü kaydetti. Kendisine bilgisayar, oda verilmediğini, iş yaptırılmadığını, bu tür baskılara karşı 7 yıldır mücadelesini sürdürdüğünü, bu durumun manevi olarak kendisinde olumsuz etkiler yarattığını aktaran Atuk, bu baskılar karşısında belgeli olarak hukuki yollardan mücadele yürüttüğünü kaydetti. Mahkemeye sunulan bilirkişi raporlarının da açık ve net olduğuna, bunun sonucunda mahkemenin davasını haklı bulduğuna dikkat çeken Atuk, yıllarını bu kuruma vermiş bir çok mühendisin de Türk Telekom‘da sürgün, çalıştırmama gibi yöntemlerle baskıyla karşı karşıya olduğunu vurguladı. Atuk, bu şekilde baskıya uğrayan 1. Tip sözleşme imzalamış çalışanların, iş güvencesi ve çalışma haklarını korumak üzere kamuya geçirilmeleri için mücadele yürütülmesi gerektiğini söyledi. EMO Yönetim Kurulu Yazmanı Erdal Apaçık da ülkemizde kamuda ve özel sektörde çalışanların bu tür siyasal baskılara maruz bırakıldığını, çalışanların iş güvencesinin sürekli tırpanlanarak haklı mücadelenin önüne geçilmeye çalışıldığını anlattı. Mobing kavramının henüz kamuoyunda yeterince bilinmediğini, bu mücadele alanının daha çok kamuoyuna anlatılması gerektiğini vurgulayan Apaçık, "Örgütsüzleştirilen çalışanların hakları aranamıyor. Bir kaç yıllık karına satılan Türk Telekom gibi halkın emekleri ile kurulan kurumlar satıldıktan sonra iktidarın arka bahçesi gibi kullanılıyor" dedi. Apaçık, Atuk‘a hukuksal ve örgütsel anlamda EMO olarak destek olacaklarını ifade ederken, benzer baskılara maruz kalan diğer üyelere yönelik de hak arama mücadelesinin yaygınlaştırılması için çaba gösterileceğini kaydetti. Erdal Apaçık, bu anlamda Atuk‘un mücadelesinin örnek oluşturduğunu ve onun deneyimlerinden EMO‘nun da yararlanacağını söyledi.
|
|
|