MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

 
HUKUKİ DESTEK
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

“İŞ YERİNDE PSİKOLOJİK TACİZ” PANELİ DÜZENLENDİ



 
EMO Ankara Şubesi tarafından İş Yerinde Psikolojik Taciz paneli, 25 Aralık Cumartesi günü saat EMO Genel Merkezi Toplantı Salonu’nda geniş bir katılım ile düzenlendi. Oturum Başkanlığını EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Tülay Işık’ın yaptığı panele konuşmacı olarak Avukat Şamil Demir, Psikolog Aylin Akçay, TMMOB’den İnşaat Mühendisi Gülru Yıldız, Mobbing mağduru Elektronik Mühendisi Bülent Atuk katıldı.
 

 

Panelin açılışını EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Duygu Tokmak yaptı. Duygu Tokmak şunları söyledi, "Bu panel Şubemizin Kadın Komisyonu`nun ilk etkinliği. Aslında çoğu çalışanın maruz kaldığı, çok bilinmeyen, dile getirilmeyen, önemsenmeyen mobbing konusunu farklı yönden ele almayı hedefliyoruz. Mobbing; diğer tanımlarıyla iş yerinde psikolojik taciz, psikolojik yıldırma maalesef üyelerimizin de sıklıkla karşılaştığı bir sorun. Mobbing ne demektir, kimler mobbinge maruz kalır, mobbinge uğradığımızı nasıl anlarız, iş yerinde yaşadığımız her sorun mobbing anlamına gelir mi? Mobbing ile mücadele kanalları nelerdir, yasal süreç nasıl işler? Mühendisler mobbinge maruz kalıyor mu? EMO ya da TMMOB mobbinge uğrayan üyeler için neler yapıyor neler yapmalı, bu konulara yanıt bulmak için panelistlerimizle beraberiz."

"Mobbingi yapan kişi patolojik özellikler taşıyor"

EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Tülay Işık`ın oturum başkanlığını yaptığı panelde ilk konuşmayı Psikolog Aylin Akçay yaptı. Akçay konuşmasında "İş yerinde psikolojik tacizin ne olduğunu" anlattı.

Aylin Akçay özetle şunları söyledi; "Mobbing yurt dışında eski Türkiye`de daha yeni literatüre girmiş bir konu. İş yaşamının doğuşundan itibaren iş yaşamının şekillenmesinden kaynaklı her türlü şiddet biçimini yaşıyoruz. Mobbingin sürekli yaşadığımız, isimlendirdiğimiz mücadele alanı haline gelmesi çok yeni. Mobbing nedir? İş yerinde psikolojik taciz nedir bu kavramlar da çok yeni. Üzerine ortaklaşılmış kesin yargılara varılmış net bir tanım yok ancak farklı bakış açıları, yaklaşımlar var. Mobbingle ilgili kazanılmış davaların olması yolumuzu daha kolaylaştırıyor diye düşünüyorum. Mobbing; iş yerinde bir kişinin işveren tarafından ya da çalışma arkadaşları tarafından ya da üst yöneticiler tarafından sistematik olarak psikolojik şiddet görme ve iş yerinde uzaklaştırılması anlamına geliyor. Her şeyden önce kötü niyetli olması önemli. Toplum açısında bakarsak, iş yerinin kendisi ekonomi politikaları düşündüğümüzde çalışma yaşamının tamamını düşündüğümüzde çalışma ilişkilerinin şiddet içerikli olduğunu söylemek mümkün. Psikolojik şiddet tek başına mobbingi tanımlamak için yetmiyor. Mobbingi mobbing yapan, suç haline getiren temel kriterler var. Birincisi sistematik olması. Bir taraftan fiziksel şiddeti sürekli aşağılanmayı yaşıyoruz. Bunların tek başına olması elbette şiddettir. Bu şiddetin mobbing olması için belli sıklıkla kendini gösteren, belli süre kendini gösteren hedefli davranış biçimleri olduğu kimi yargılardan bir tanesi. Bu sürenin ne kadar olduğu tartışma konusu. Bazı akademisyenler bunun 6 ay sistematik olarak haftada en az 1 kez uygulanan davranışların mobbing olarak tanımlanabileceğini söylüyor. Bu 6 ay tartışmalı aslında, çok gerçekçi değil. Bu süre Türkiye koşullarında çok gerçekçi gözükmüyor, 6 aya varmadan işten ayrılma ile sonuçlanabiliyor.Bazı açılardan mobbingi aile içinde kadına yönelik şiddetle benzeştiriyorum. Yaşanılan şiddet iş yerinde kişilerin kişilik özellikleriyle açıklanıyor. Mobbingi tanımlarken kişilerin kişilik özelliklerine vurgu yapılarak tartışılıyor. Mobbingi yapan kişi patolojik özellikler gösteren, hırslı olan karşıdakini anlamak istemeyen kişi olarak gözüküyor.Güç eşitsizliğinin olduğu yerde mobbingin ortaya çıkması kolaylaşıyor. Mobbingi kimler uygulayabilir, doğrudan iş yerlerinin kendisi olabilir. Var olan çalışma ilişkisi şiddetle sarmalaşmış sömürü ilişkisidir. Çalışanları daha çok çalıştırmak, daha çok emeklerini sömürmek karşı çıkmalarını engellemek vs. Mobbingi ayıran şeylerden bir tanesi hedef alınan kişiyi ya işten çıkmaya zorlamak, hedef seçmek ya da yükselmesini engellemek. Her yaşadığımız şey mobbing tanımı içine girmez ama hepsi şiddettir mobbing olarak tanımlanmayabilir.Herkes mobbinge maruz kalabilir İş yerinde uzaklaştırmak istenebilir, başka arkadaşlar için tehdit olarak görülebiliriz, daha çok öne çıkacağımız düşünülerek dışlanmak istenebilir.Çok çalışan mesleğini sahiplenen yapan kişilerde mobbinge hedef olabiliyor, aynı zamanda sessiz olanlar da mobbingin mağduru olabiliyorlar."

"Mobbing işçiye iş yerinde uygulanan şiddettir"

Aylin Akçay`ın ardından söz alan Avukat Şamil Demir yasalarımızda mobbingin tanımının olmadığını ancak Anayasa`da bazı hükümlerin mobbingi engllemeye yönelik olarak yorumlanması gerektiğinin altını çizdi. Şamil Demir panelde özetle şöyle konuştu;

"Mobbing gelişmiş sosyal devletlerin gündeminde uzun zamandır var olmasına rağmen ülkemizde yeni yeni tartışılan  bir kavram. Çalışanların iş sağlığına, iş güvenliğine sosyal haklarına yönelik ciddi düzenleme bulamadığı ülkelerde, bu hakların tam manasıyla uygulanamadığı ülkelerde; mobbing gibi kavramlar üzerinde pek konuşulmayan burun kıvrılan kavramlar gibi karşımıza çıkıyor. Mobbing kaynağı olan bir çok problemimiz var. Daha huzurlu barışçıl verimli çalışma özlemi içinde olan kişiler bu kavramın anlamını öğrenmeye başlamışlardır. Mobbingin mevzuatlarımızda açık tanımı olmadığı söylenebilir, bu tamamen farkındalık meselesidir.Öncelikle yasamızda mobbing düzenleniyor mu tartışmasını yapmadan önce Anayasaya bakmak lazım. Anayasada mobbingi ortadan kaldıracağını düşündüğüm bir çok madde var.Anayasada "Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, işsizleri korumaya çalışmayı desteklemek, çalışma barışını korumak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür" maddeler bulunuyor.Spesifik olarak mobbingin değerlendirmesini yapmak gerekirse, mobbingin bazı şartları vardır. Her davranış hukuki olarak mobbing olarak kabul edilemez. Mobbing işçiye iş yerinde uygulanan bir şeydir. İş yeri dışında uygulanan veya iş dışında uygulanan sorun mobbing kapsamında değerlendirilemeyecektir. Mobbingi diğer işçiler de uygulayabilir işveren de uygulayabilir. Bu davranışların mobbing kapsamında değerlendirilebilmesi için kapsamın da tam olarak belirlenmesi gerekiyor. Mobbing uygulanıyorsa işverenin hangi yükümlülükleri uygulamadığına bakmak lazım. İşçi iş yerinde korunmuyorsa bu iş yerinde işçiye mobbing uygulanıyor olabilir. İşverenin yönetimini kötüye kullanılması da mobbinge yol açılıyor olabilir.

Mobbing şeklindeki cinsel taciz ile tek seferde gerçekleşen cinsel tacizi birbirinden ayırmak lazım. İşçiyi iş yerinden uzaklaştırmak için yapılan cinsel taciz mobbingdir. Cinsel içerikli psikolojik tacizle kişiyi aşağılamak ve netice itibariyle iş yerinden kaçırmak hedeflenir. İşverenin işçiye karşı borçlarından biri de eşit davranma borcudur. İşveren bir işçinin diğer işçiler tarafından alaya alınmasına, onunla konuşulmamasına, bu durumu bildiği halde işçiyi korumuyorsa işveren eşit davranma borcunu ihlal etmiş olur.  İşçi işverene yakın mezhep ya da dindense işveren bu işçileri koruyup diğerlerini horlamak eğilimindeyse bu tür ayrımcılığa izin veriyorsa gerekli önlemleri almaması işverenin doğrudan sorumluluğunu doğuracaktır.

Çalıştığınız sürece mobbingin tespitini istemek Don Kişotluk olarak görülebilir. Mobbing gibi mücadeleye girmek manevi olarak orada işinizi bitirdiğiniz anlamına gelmektedir. Çalışırken mobbing mücadelesi yapmak aslında küçük ve orta işletmelerden çok mobbingi sistematik olarak uygulayan firmalarda söz konusu olabilir. Mobbing uygulayanlara karşı manevi tazminat davası açabiliyorsunuz. Ülkemizde ve kara Avrupa sisteminde manevi tazminat zenginleştirici unsur olarak değerlendirilmiyor. Psikolojik taciz mağduru olduğumuza göre maddi varlığımız değil manevi varlığımız zarar görüyor. Manevi tazminat davası açabiliyor. Kanun ‘manevi tazminat zenginleştirici unsur olamaz` diyor.Ne yazık ki insanlar işlerini ekmeklerini kaybetmemek için mobbingi kanıksıyor ve işine bakıyor. Herkes dişini sıkma eğilimi içine giriyor. Doktirinde de mobbingin 6 ay ve 2 yıllık dönemde sistemli taciz uygulanmasıyla gerçekleşeceği söyleniyor. Bülent Bey 7 yıldır mobbinge maruz kalıyor. Bülent Bey`in davasını manevi tazminat zaman açılmasına 3 gün kala açtık. Mobbing olarak değerlendirilecek bir disiplin cezası en son 362 gün önce verilmişti. Bir kişi manevi zarara maruz kalıyorsa olayın üzerinden 1 yıl geçmeden zaman aşımı dolmadan mahkeme gündemine getirir gibi düzenleme olduğu için kişiye 7 yıldır sistematik mobbing uygulanıyor son 2 yıldır uygulanmıyorsa açtığınız davayı kaybedebilirsiniz. Bu durum 1 yıldan önceki bütün uygulamaların görmezden gelinmesine neden olabilir."

"DSİ`de rüşvet mekanizmasına karşı durduğumuz için de mobbing uygulandı"

Şamil Demir`den sonra panelde söz alan TMMOB`den İnşaat Mühendisi Gülru Yıldız uzun yıllar yaşadığı mobbing uygulamalarını anlattı. Etkinliklere katılmadan önce mobbing konusunda hiçbir bilgisinin olmadığını vurgulayan Gülru Yıldız şöyle konuştu; " Ben daha önce yaşadıklarımın mobbing konusunu olduğunu hiç bilmiyordum. Bunların konuşulmasının çok da önemli olduğunu düşünüyorum. 1985 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra bir sene özel şirkette çalıştım ve ardından mezun olduğum üniversite asistan oldum. Bir süre çalıştığımız laboratuarda yönetim değişince burada asistan olan 4 arkadaşımız siyasi görüşlerimiz nedeniyle istenmiyor hale geldik. Sağ görüşlü olmadığımız için yeni yönetim tarafından istenmedik. 2 arkadaşımızın sözleşmesi yenilenmedi. İlk süreç böyle başladı. Ondan sonra DSİ`de göreve başladım. Orada birkaç yıl çalıştıktan sonra bence yaştan büyük amir pozisyonunda olmayan çalışanla çatışma yaşamaya başladık. Kurumda bu amir tarafından istenmiyorum hakkımda çeşitli dedikodular üretiliyor. Bu tamamen kişisel meseleydi. O kişi müdür olduktan sonra bana mobbing uygulamaya başladı. Kendisi amir oluyor fakat benim amirim değil bana mektup yazıyor. Benimle çalışmak istemediğini anlatan bir mektup. Ben de bir üst amire çıkıyorum böyle böyle bir şey oldu diyorum, amirim mektubu alarak sümen altında koyuyor ve ertesi gün o mektubun kaybolduğunu söylüyor. Bu süreç böyle başladı. Kişisel çatışmadan daha sonra ANAP döneminde daha büyük çatışmaya evrildi. O dönem DSİ`ye Barajlar Dairesi`ne büyük projeler geliyor, mühendisler o kadar çok çalışıyor ki bana hiç iş verilmiyor. Ayrı bir odada arşivin yanında oturtuluyorum. Arşiv dosyaları benim odama konuluyor. ‘Ben de bu süreci atlatırım, İngilizce öğrenirim, kitap okurum, iş vermezlerse vermesinler` dedim. Bu süreç 10 yıl devam etti. Ardından DSİ`de bir rüşvet mekanizması da başladı. Büyük bir ekip bunun içinde müteahhitlerle işbirliği içindeler. Birkaç arkadaş bu mekanizmaya karşı durduğumuz için bize ‘onlar zaten çalışmıyorlar çalışmadıkları için bilmiyorlar` diyerek ayrı bir mobbing uygulamaya başladılar. 2000`li yıllara geldiğimizde üniversite ile bağlantım oldu tekrar ders vermeye başladım."

"Her şeyi fotoğraflayıp belgeledim"

Panelde son olarak Türk Telekom`da 7 yıl mobbinge uğrayan elektronik mühendisi Bülent Atuk konuştu. Mobbinge uğrayanların kendilerini geliştirmek için çalışarak psikolojilerini korumaları gerektiğini anlatan Atuk özetle şöyle konuştu, "Panelde çok konuşacaktım çok şey söyleyecektim ancak az konuşmaya karar verdim. Mobbingle Savaş Derneği diye bir dernek kuralım diye düşünmüştüm. İnsanlar dirensinler mücadele etsinler istiyordum. Sonra düşündüm bu insanlara iyilik mi yapıyorum kötülük mü yapıyorum. İnsanlar kendilerine uygulanan mobbingi bilecek sinirleri bozulacak mücadele edecekler başlarına bela alacaklar. Bilinçlendirme doğru mu emin değilim.Ben çalıştığım kurumda 7 yıl zulüm yaşadım, 4 ay bir şey yaşamamışım sonra bu 4 ay neden zulüm yaşamadım diye düşündüğümde meğer o süre içinde başkalarının canını yakıyorlarmış da beni unutmuşlar. Bana uygulananları 44 madde olarak çıkardım. Bir arkadaşla konuştum bana dedi ki ‘ben mobbingi 23 yıl yaşadım.Mobbingi 7 yıl yaşadığım için en uzun ben  yaşadım sanıyordum meğer değilmişim. Bana uygulanan mobbinge örnek verecek olursam.Geçen yıl 16 Aralık`ta hurda sayımına gönderilmiştim. Karın çamurun içinde elektronik kart sayımına gönderdiler. Delik deşik bir depo her yer kar, su ve benden elektronik devrelerin sağlam olup olmadığımı üstelik gözle elle test etmemi istiyorlar. 15 gün boyunca Ankara`dan 35 km uzakta 1200 malzemeyi incelemeye gönderdiler.

Cihazları bilmiyorum sanıyorlar, ben 18 yıl önce o cihazları görmüşüm kabullerini ben yaptım. Baktım kutuların üzerinde arızalı yazıyor fotoğraflarını çekiyorum. Bir hafta sonra görevi veren müdür beyin yanına gittim ‘işler nasıl gidiyor` dedi ‘sayıyoruz` dedim. ‘Kaç tane sağlam var` dedi ‘ayıklıyoruz` dedim. ‘Şu şu ürünler demode olmuş onları saymanıza gerek yok` dedi. Sizi bu kadar kişiyi göreve gönderiyorsunuz, benzini şusu busu. Kurumu zarara uğratıyorlar utanmıyor musunuz dedim.

Hurda sayımına neden gönderdiler, mobbing davası açtım diye.  Davayı 4 Kasım`da kazandık. Ertesi gün sürdüler beni. Elektronik mühendisinin yapacağı bir iş yok orada diyerek  8 Kasım`da dilekçe verdim, ‘genlerine mobbing vebası bulaşmış böyle bir şirkette daha fazla çalışmak istemiyorum` diye dilekçe yazarak kamuya geçmek istiyorum dedim.

Daha önce yaşadığım bazı örnekleri aktarayım. Benle birlikte 16 kişiye top sakalınızı kesin dediler. Benden başka 15`i kesti ben kesmedim. Var mı bir genelgen neden keseceğim top sakalımı. Yönetim Kurulu`nun bu konuda kararı olur hemen keserim. Haksa hak hukuksa hukuk keyfi olarak top sakalımı kesmem dedim. Pervasızlar. Bana uygulananları 44 madde hazırladım okumaya utanırım. Mobbingin son aşamasından başka yapacağı şey cana kastetmektir. Size yapılanı bilirseniz size kötülük yapmış olurum.Bu 44 maddeyi CD yapıp yönetim kuruluna gönderdim.2004 yılında bir kumpas kurulduğunu anladım. Genel merkez kampusünde görmek istenmiyorsun denilerek Ulus`a sürdüler. İşe devamsızlığımı aradıklarından devam kağıtlarının sürekli fotoğraflarını çekiyorum. Müdür pozisyonundaki arkadaş benim paragrafımın üzerine parafını atmış. Fotoğrafları çekiyorum devamsızlık yaşamıyorum. Hiç izin kullanmadım. Her şeyi fotoğraflıyorum. Beni bir odaya sürüyorlar odayı fotoğraflıyorum. Herkesin masasında bilgisayarı telefonu var benim yok fotoğrafını çekip belgeliyorum. Her şeyi belgeliyorum. Bu belgeleri mahkemeye verdik.Mobbinge uğrarken akıl sağlığınızı bedensel sağlığınızı korumanın en güzel yolu bir yeteneğinizi geliştirmekten geçer. Ben çeviriye verdim kendimi güzel çeviriler yaptım. Ben çok rahat olsam bir daire başkanı olsam belki hayatta yapmayacaktım. Birisi roman yazabilir şiir yazabilir, fotoğraf çekebilir. Bunu yapmazsanız akıl sağlığınızı yitirebilirsiniz.Bugün Türk Telekom mobbingle anılacak."

Panel izleyenlerin sorularının panelistler tarafından yanıtlanması ile sona erdi.



“SANAL ÇALIŞANLAR GELİYOR” RPA: ROBOTİK SÜREÇ OTOMASYONU BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

21.07.2023
 


Çok Okunanlar


EMO ANKARA ŞUBESİ 26. DÖNEM YÖNETİM KURULU BAŞKANI PROF DR. ŞEREF SAĞIROĞLU`NA BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANLIĞINA ATANMASINDAN DOLAYI TEBRİK ZİYARETİ

TÜRK TELEKOM A.Ş. ANKARA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ`NE ZİYARET

TÜRK TELEKOM A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NATO VE TAFİCS GRUP MÜDÜRLÜĞÜ`NE ZİYARETTE BULUNULDU

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN

8. SAMSUN İNŞAAT FUARI DÜZENLENİYOR

Okunma Sayısı: 1680


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.