MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

 
HUKUKİ DESTEK
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

“21. YÜZYIL İSTİBDAT DÖNEMİ”


 
EMO Ankara Şubesi 20. Dönem Yönetim Kurulu tarafından, 30 Aralık 2010 tarihinde yapılan “21.Yüzyıl İstibdat Dönemi” başlıklı basın açıklamasında “Aydınlık güzel günlerin, sevginin ve barışın, özgürlüğün ve hakça bölüşmenin ışık yılı kadar uzakta olmadığını biliyoruz. Başta 2011 yılı olmak üzere tüm gelecek yıllarda; hoşgörülü ve demokrasi kültürüyle bezenmiş bir Türkiye ve Dünya`da; sevgi, barış, özgürlük içinde, aydınlık yeni bir yıl diliyoruz”denildi.
 

 

 

Basın açıklaması metni aşağıda yer almaktadır;

 

"21. YÜZYIL İSTİBDAT DÖNEMİ"                             

 

"Ne mümkün zulm ile bîdâd ile imhâ-yı hürriyet

Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten" (*)

Uzun süredir alıştırılmaya çalışılan baskıcı ve otoriter yönetim anlayışı altında bir yılı daha geride bıraktık. Zaten ağır aksak yürüyen demokrasiden vazgeçilerek saltanat dönemlerini aratır bir yönetim anlayışına doğru hızla yol alınan 2010 yılı; emeğiyle geçinenlerin hak kayıplarının tavan yaptığı, özgürlüklerin ise yönetenlerin izin verdiği kadar yaşanabildiği bir yıl oldu.

Geride bıraktığımız 2010 yılı, bilim ve teknolojinin kılavuzluğu yerine rant ve güç odaklı bir bakış açısı ile insana, doğaya dair her türlü tahribatın yoğun olarak yaşandığı; insanların, kültürlerin, dillerin, kimliklerin tek tipleştirilmek istendiği, demokrasi ve özgürlükler maskesi altında yalnızca kendisi gibi düşünmenin dayatıldığı, farklılıkların zenginlik olarak kabulü yerine yok edilmeye çalışıldığı bir yıl oldu. Bu yıl içinde "emir komuta zinciri" kavramının militer bir deyim ve davranış türü olmayı aşarak daha genel bir hal aldığına üzülerek tanık olduk. Demokrasi ve özgürlük adı altında kafalardaki karanlık yaygınlaştırılmaya, darbe ile hesaplaşmak adı altında da darbe rejimi uygulamalarının meşrulaştırılmaya çalışıldığını gördük.

İşçiye, memura, emekliye, sendika başkanına, öğrenciye cop ve biber gazı sıkılarak yerlerde sürüklenmeleri kolluk güçlerinin asli görevi olarak görülürken, demokratik tepkilere ve eleştirilere karşı katı ve tahammülsüz bir refleks geliştirildi. Bir biçimde ele geçirilen yönetme gücünün kullanımında sübjektif değerlendirmelerin de ötesine geçilerek istibdat dönemlerine çok benzer bir yaklaşım sergilenerek, kendilerine biat etmeyenlerin ortadan kaldırması için her türlü gayri ahlaki ve gayri meşru yöntem kullanıldı. Yasalar ve düzenlemeler zorlama yorumlarla çarpıtılarak birer yok etme aracına dönüştürüldü.

Meslek alanlarına yönelik saldırılarla bilimin yerine dayatma ikame edilmeye çalışıldı. Yapay gündemlerle halk uyutularak torba yasalarla yangından mal kaçırır gibi yasal düzenlemeler yapıldı. Kamu olanakları iktidar eliyle yandaş kesimlere kullandırılarak, siyasetten ekonomiye, medyadan sanata, eğitimden çalışma hayatına kadar her şey maniple edildi. Eğitimde niteliği düşüren, her ilde tabela üniversiteleri kurulması, teknoloji fakülteleri adı altında mühendislik mesleğinin önemsizleştirilmesi, eğitimin akademik bir faaliyet değil ticari bir faaliyet olarak algılanması gibi tahribatlar YÖK eli ile hayata geçirildi.

Son otuz yılın bir yağma mekanizması olan özelleştirmeler ile yaşamın neredeyse her alanı sermayeye peşkeş çekilerek kamunun mal ve hizmet üretim alanından tasfiyesi neredeyse tamamlandı. Eğitimden sağlığa, nehirlerden ormanlara, denizlerden havaya her şeyin ticarileştirilmesi doğrultusunda yapılan çalışmalarda sona yaklaşıldı. Bu noktada, özelleştirme karşıtlarının yıllardır söyledikleri ne yazık ki gerçekleşerek çalışma hayatı hallaç pamuğu gibi atılarak çalışanların yaşamı alt üst edildi, edilmeye devam ediyor. İşyerleri kapanan ya da havuza alınan kamu çalışanları sefalete ve işsizliğe itildi.

Çalışma yaşamının dengeleri sermaye sınıflarının beklentilerini karşılamaya odaklanarak; emekliye, memura, işçiye cimri, tekellere, kartellere ve sermaye işbirlikçilerine cömert ekonomi politikaları benimsendi. Ücret zamlarında damlatan musluk, benzin başta olmak üzere mal ve hizmet zamlarında ise sonuna kadar açılarak birilerinin keseleri doldurulmaya devam ediyor. Ücret-fiyat dengesine sürekli olarak ücretliler aleyhine sonuçlanacak şekilde müdahil olunarak, halkın iradesi hiçe sayılırken AB, ABD, IMF, Dünya Bankası ve Arap sermayesinin sufleleriyle ekonominin direksiyonu yönlendiriliyor.

Doğal ve kültürel mirasa sahip çıkmak birilerinin keyfini kaçırdı. Yaşam alanlarını yok edecek olan nehir tipi HES santrallerine karşı direnen köylüler, 12 bin yıllık insanlık izlerini barındıran Hasankeyf sular altında kalmasın diyenler yetkili ağızlardan terörist ilan edildiler. Nükleer santral inadı sürdürülmekte, dışa bağımlı ve doğayı tahrip eden enerji politikalarına devam edilip, ülke kaynakları yandaş gruplara dağıtılarak kaynakları "kaymak" olarak görme anlayışı yaygınlaştırılmaktadır. Halkın ucuz ve kaliteli enerji kullanması değil sermaye sınıfı ve işbirlikçilerinin rant beklentileri öncelikli hedef olarak kabul ediliyor. Çevre Bakanlığı ise Çevreyi Tahrip Etme Bakanlığı gibi çalışarak enerji yatırımları nedeniyle gittikçe daha kritik hale gelen çevresel/kültürel/doğal tahribatlarının sonuçlarının olumsuz etkilerine gözlerini kapatarak enerji şirketlerinin beklentilerine hizmet eden bir noktaya geldi.

Bütün bunları geçtiğimiz yıllarda her seferinde daha da ağırlaşan koşullarda, daha acımasız olarak yaşadık. Geçtiğimiz yılı yaşadığımız tüm olumsuzluklara "dur" diyerek geçirdik. Ancak, aydınlık güzel günlerin, sevginin ve barışın, özgürlüğün ve hakça bölüşmenin ışık yılı kadar uzakta olmadığını da biliyoruz. Başta 2011 yılı olmak üzere tüm gelecek yıllarda; hoşgörülü ve demokrasi kültürüyle bezenmiş bir Türkiye ve Dünya‘da; sevgi, barış, özgürlük içinde, aydınlık yeni bir yıl diliyoruz.

 

EMO ANKARA ŞUBESİ

20.DÖNEM YÖNETİM KURULU

 

 



“SANAL ÇALIŞANLAR GELİYOR” RPA: ROBOTİK SÜREÇ OTOMASYONU BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

21.07.2023
 


Çok Okunanlar


EMO ANKARA ŞUBESİ 27. DÖNEM KOMİSYON ÇALIŞMALARI HAKKINDA DUYURU

EMO ANKARA ŞUBESİ 26. DÖNEM YÖNETİM KURULU BAŞKANI PROF DR. ŞEREF SAĞIROĞLU`NA BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANLIĞINA ATANMASINDAN DOLAYI TEBRİK ZİYARETİ

TÜRK TELEKOM A.Ş. ANKARA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ`NE ZİYARET

TÜRK TELEKOM A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NATO VE TAFİCS GRUP MÜDÜRLÜĞÜ`NE ZİYARETTE BULUNULDU

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN

8. SAMSUN İNŞAAT FUARI DÜZENLENİYOR

İYİ BAYRAMLAR...

Okunma Sayısı: 941


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.