MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

EMO 42. DÖNEM 3. KOORDİNASYON KURULU ANTALYA’DA YAPILDI



 
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) 42. Dönem 3. Koordinasyon Kurulu, 1-2-3 Nisan 2011 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirildi. İlk gün EMO tarafından hazırlanan eğitim programı yaşama geçirilirken, ikinci gün EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş’ın açılış konuşmasıyla Koordinasyon Kurulu toplantısına başlandı. Koordinasyon Kurulu gündemi kapsamında, “TMMOB-EMO etkinlikleri, nükleer karşıtı çalışmalar, Danışma Kurulu, SMM uygulamaları, mali durum” ele alındı.
 

EMO 42. Dönem 3. Koordinasyon Kurulu kapsamında 1 Nisan 2011 tarihinde "Dünyada ve Türkiye‘de Mühendislik ve TMMOB", "Örgütsel İletişim ve Toplantı Yönetimi", "EMOP‘un Yönetsel Kullanımı" ve "Yönetmelik/Yönerge Uygulamaları" başlıklı eğitim programı gerçekleştirildi. Eğitim programı kapsamında TMMOB eski Yönetim Kurulu başkanlarından Kaya Güvenç, mühendislik mesleği ve örgütlenmesinin tarihini anlattı. Sendika Eğitimcisi ve Jeoloji Mühendisi Savaş Yılmaz da örgütsel iletişim ve toplantı yönetimi konulu eğitim çalışmasını gerçekleştirdi. MİSEM Koordinatörü Emre Metin EMOP‘un yönetsel kullanımını anlatırken, EMO Yönetmelikler Komisyonu Başkanı Sırdaş Karaboğa kolaylaştırıcılığında"Yönetmelik/Yönerge Uygulamaları" konulu tartışma/forum gerçekleştirdi.

İlk gün gerçekleştirilen eğitim programının ardından Koordinasyon Kurulu çalışmalarına, 2 Nisan 2011 tarihinde EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş‘ın açılış konuşması ile başladı. Göltaş, 3. Koordinasyon Kurulu Toplantısı açılış konuşmasında, dünya ve ülke gündemi açısından tarihsel bir dönemden geçildiğine işaret etti. Göltaş, yaşanan gelişmeleri şöyle değerlendirdi:

"Bir yandan yakın coğrafyamızda farklı özellikler taşıyan ve sonuçlarının nereye evrileceği henüz netleşmeyen bir ayaklanmalar zinciri ile karşılaşırken, diğer yandan her ülkede kendi özgünlüğü içerisinde gelişen olaylar karşısında çifte standart uygulamaktan çekinmeyen batılı emperyalist bloğun ve onların hamisi konumunda yer alan Amerika‘nın kendi kontrollerini ve hegemonik yapılarını korumak üzere ayaklanmalarda etkin rol almaya çalıştıkları bir döneme şahit oluyoruz. Yaşananların kendi kontrollerinin dışına çıktığını, ekonomik ve siyasi çıkarlarının zedelendiğini hissettikleri koşullarda ise Libya‘da görüldüğü üzere en barbar kimlikleri ile saldırmaktan çekinmiyorlar. Bugün enerji kaynaklarının kontrolünü siyasetlerinin temel eksenine oturtan 21. yüzyılın emperyalist tiranlarını durdurmak günümüzün en temel uygarlık meselesi olarak dünya halklarının omuzlarındadır."

İslam coğrafyasındoa gelişen halk ayaklanmalarına karşı toptancı bir yaklaşım sergilemenin doğru bir yaklaşım olmayacağını savunan Göltaş, "Neoliberal uygulamaların etkisi, olağanüstü zorlaştırılmış yaşam koşulları, sınıflar arasındaki kutuplaşmanın derinleşmesi ve zorbalığın dayanılmaz boyutlara ulaşması sonucu Arap halkları patlamanın eşiğine gelmiş ve bugün orta doğuda birbiri ardına ayaklanmalar başlamıştır. Şimdi krallar, şeyhler ve  tarikatlar eliyle yürütülen gerici diktatörlüklere karşı Arap halklarının kendi iç dinamikleri içinde demokrasi özgürlük ve eşitlik taleplerini desteklemek, onların verdikleri mücadeleyi  selamlamak zamanıdır"  diye konuştu.

EMO Yönetim Kurulu Başkanı, kalkınma söylemleri altında küresel kapitalizmin yarattığı adaletsizliğin sonuçlarının artan yoksulluk olarak açığa çıktığını, uluslararası şirketlerin karları  uğruna tahrip edilen doğal yaşam alanları ile ekolojik felaketin sınırlarına dayanıldığını kaydetti. Japonya‘da yaşanan deprem ve tsunaminin ardından meydana gelen nükleer santral yangını ve önü alınamayan radyasyon salınımı karşısında insanlığın bir kez daha kendi yarattığı felaket ile yüzleşmekte olduğuna dikkat çeken Göltaş, "Dünya ülkeleri bu felaket karşısında şapkalarını önlerine koyup bu durumun nedenleri ve sonuçları üzerine tartışıp önlemler alma yoluna giderken, ülkemizde siyasal iktidar tam bir inatlaşma ve ısrar mantığı ile olanlara gözünü kulağını kapatmayı tercih ediyor" dedi. Göltaş, Koordinasyon Kurulu‘na şöyle seslendi:

"Banka hesaplarını ve ticari karlarını insan hayatından önde tutanlara, havamızı, suyumuzu kirletenlere, enerji kaynaklarımızı yağmalayanlara, tüp gazla nükleer santrali ayıramayanlara geleceğimizi teslim etmeyeceğiz!"

Cengiz Göltaş, seçim sürecine ilişkin olarak da şu değerlendirmelerini paylaştı:

"Türkiye AKP iktidarının anti demokratik uygulamaları ile siyasal bir krizin giderek derinleştiği koşullarda  seçim sürecine giriyor. Bu süreçte AKP‘nin traji komik olarak ‘ileri demokrasi‘ tanımıyla işlettiği süreçte toplumsal adalet ve hak taleplerine karşı uygulamalarının ne anlama geldiğini  hep birlikte yaşayarak görüyoruz. İleri demokrasi denen şey,  6 Kasım‘da YÖK protestosuna karşı üniversite gençliğine uygulanan şiddette, Torba Yasa‘ya karşı 3 Şubat‘ta Ankara sokaklarında emekçilere sıkılan gaz bombalarında, Kürt siyasal muhalefetinin seçilmiş sözcülerinin keyfi ve uzun tutukluluk süreçlerinde, daha basılmamış kitaplar için gözaltı ve tutukluluk yaşayan gazetecilerin ve onların yakın çevrelerinin bilgisayarlarına sorgusuz sualsiz el konulmasında, ülkemizde gerici kuşatmaya dikkat çeken her aydın ve örgütlü kurumun AKP faşizminin uygulamaları ile kıskaç altına alınmasında, AKP uygulamalarına getirilen her eleştirinin Odamız örneğinde dağıtım özelleştirmeleri sürecinde olduğu gibi, ayak bağı ve terörist olarak tarif edilmesinde, yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılmasında ve sonuç olarak baskı ve yasakların meşru kılındığı tahammülsüz bir döneme işaret ediyor."

Seçim sürecinin iletişim özgürlüğü olmadan, "insanların yarın neyle karşılacaklarını bilmedikleri" koşullarda işletildiğini belirten Göltaş, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi‘nin 12. Maddesi‘nden şu alıntıyı yaptı:

"...Hiç kimse özel hayatı, ailesi, meskeni veya haberleşmesi hususlarında keyfi karışmalara, şeref ve şöhretine karşı tecavüzlere maruz bırakılamaz. Herkesin bu karışma ve tecavüzlere karşı kanun ile korunmaya hakları vardır..."

Göltaş, Anayasa‘nın haberleşme hürriyetine ilişkin hükmünü de anımsatırken, son yıllarda kişilerin telefon görüşmeleri ve ortam dinleme kayıtlarının televizyon ve internette yayınlanmasının çok sık karşılaşılır hale geldiğine ve bu durumun toplumda kanıksanmaya başlandığına dikkat çekti. Göltaş, "Gizlice alınan ses kayıtları itibar zedelemek veya toplumu yönlendirmek amacıyla hiçbir etik değer tanınmadan açıklanıyor. Yasadışı dinlemeye karşı ilgili Bakan teknik olarak bu durumu önlemenin olanaksızlığından söz ederek bu duruma karşı konuşmamayı ya da az konuşmayı önerebiliyor. Yine aynı cümlede yasadışı bir faaliyetiniz yoksa dinlenmekten endişe edilmemesi gerektiğini, hayatı eziyet haline getirmememizi önerebiliyor" diye eleştirilerini dile getirdi.

Cengiz Göltaş, konuşmasında kadın ve çocuk cinayetlerine de dikkat çekerek, "Ülkemizde son dönemde yoğunlaşan ve artık sıradan bir vaka gibi algılanmaya başlanan kadın ve çocuk cinayetleri ile toplum bir akıl tutulmasının eşiğine gelmiştir. Yaratılan feodal yoz kültürün oluşturduğu şiddet ideolojisinin esiri olmamak üzere kadınların, gençlerin ve çocukların toplumsal yaşamdaki yerlerini sağlam ve sağlıklı kılacak önlemler alınmalı, bu alandaki sömürü ve baskılara karşı net tutum sergilenmelidir" dedi.

Göltaş, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Başta düşünce ve örgütlenme özgürlüğü olmak üzere tüm demokratik hak ve özgürlüklerin sağlandığı, demokrasinin önündeki engellerin kaldırıldığı, tüm toplumsal ve siyasi oluşumların katılımının yaratıldığı, tüm kimliklerinin güvence altına alındığı özgürlükçü, demokratik, eşitlikçi bir anayasa yapılmasını savunmaya devam edeceğiz. Ülkemizin ırkçı şoven yaklaşımlar temelinde kamplaştırılmasına karşı çıkmak, Kürt sorununun çözümü için; ülkemizin çok kültürlü ve çok kimlikli yapısını dikkate alan; kimliklerin ve kültürlerin reddedilmediği; tüm dillerin, kültürlerin, inançların ve renklerin kendilerini özgürce ifade ettiği bir toplumsal düzen için bir arada kardeşçe yaşamı, barış, demokrasi ve halkların kardeşliğini savunmayı sürdüreceğiz.

EMO bundan önce olduğu gibi, gücünü örgütünden alarak; birlikte karar alma, birlikte üretme, birlikte yönetme ilkesini yaşama geçirerek, önümüzdeki dönem zorlaşan koşullarda; emperyalizme ve gericiliğe karşı mücadeleyi, sorunlarını halkın sorunlarından farklı görmeyen, saldırılara karşı bütün birimleriyle birlikte halkımızın yanında elele mücadelesini sürdürmeye devam edecektir.

Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz,
Yaşasın EMO ve TMMOB Örgütlülüğü!"



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU

DEPREMZEDEYE DEĞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNE DESTEK

KTMMOB EMO YENİ YÖNETİM KURULU BELİRLENDİ

SİNOP NÜKLEER GÜÇ SANTRALI İNADINDAN VAZGEÇİLMELİDİR   

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

EMO, SİNOP NGS NAZIM İMAR PLANI İÇİN İPTAL DAVASI AÇACAK (BAŞKENT GAZETESİ)

HALKIN DEMOKRATİK İRADESİ GASP EDİLEMEZ

EMO: SİNOP NGS PROJESİNDEN VAZGEÇİLMELİ (ENERJİGUNLUGU.NET)

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI - OLAĞAN GENEL KURULU! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

Okunma Sayısı: 2580


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.