|
“Hocaların Hocası” ve “Ayaklı Kütüphane” tanımlamalarıyla zihinlerde ve yüreklerde kalıcı bir yer edinen Güney Gönenç, son yolculuğuna uğurlandı. Gönenç için önce ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde, sonra Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Ankara Şubesi’nde duygu dolu iki tören düzenlendi. Gönenç’in naaşı, Maltepe Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığı’nda defnedildi. Gönenç için düzenlenen törenlerde duygu dolu konuşmalar yapıldı. Törenlerin ayrıntılı haberine yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.
Hayatı Mücadeleyle Geçti ODTÜ‘de düzenlenen törende ilk olarak ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar konuştu. Acar, Gönenç‘in 78 yıllık yaşamına çok şey sığdırdığını belirtirken, "Hayatı, inandığı sosyalizm, bilim ve sanatla dolu dolu mücadeleyle geçti" dedi. Güney Gönenç‘in özgeçmişini aktaran Prof. Acar, çok farklı alanlarda yürüttüğü çalışmalara dikkat çekerek, "Tüm ODTÜ, elektrik mühendisleri camiası ve ülkemizin başı sağ olsun" dedi. EMO‘nun Vefası Hocayı Sevindirdi Törenin yönlendiriciliğini yapan ODTÜ‘den Prof. Dr. Melek Yücel ise EMO‘nun çok vefakar davranarak Güney Gönenç adına kütüphane kurduğunu, hocanın sağlığında bunun tadını çıkardığını ifade ederek, bundan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Melek Yücel, Güney Gönenç hocanın öyle kendini vererek öğrencilerine ders anlattığını aktarırken, 2 saatlik ders sonunda fanilasını değiştirdiğini söyledi. Prof. Dr. Melek Yücel "Hocam da her duruma göre fıkra vardı. Hemen dağarcığından çıkartıp, paylaşırdı. Bizi düşündürürdü" dedi. Yücel, Gönenç‘in son yıllarını evinde geçirmek zorunda olduğunu, evine her gittiklerinde kendilerine sohbet yapar gibi bir seminer verdiğini anlattı. Teknik Terimlere Türkçe Karşılık Çabası ODTÜ‘den Prof. Dr. Önder Yüksel ise Güney Gönenç‘in Gaziantep‘e sürgün edilmesinden, kamuoyunda 1402‘likler olarak bilinen 1980 darbesi sonrasında üniversitelerden atılan akademisyenlerden olduğunu, hayatını hukuk mücadelesiyle geçirdiğini, yeniden okula dönme hakkını kazandığını anlattı. Teknik kelimelere Türkçe karşılıklar üretilmesine yönelik çalışmalarına da dikkat çeken Yüksel, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Güney Hoca, insanları severdi. Sevdiğini ifade etmekten kaçınmazdı. Küçük şeylerden mutlu olurdu. Örneğin burada bir ters saat var. Onu bir öğrencisi yurtdışından getirdiğinde çok sevinmişti. Güney Hoca yaşamının kesiştiği herkes üzerinde izler bırakmıştır, yaşama dair, insan olmaya dair. Türk sanat müziğini sevmeyi, klasik Batı müziğini sevmeyi senden öğrendim. Okumayı, okuduğunu tartışmayı, dünyaya bakmayı, baktığını görmeyi, eleştirmeyi, hayatta dik durmayı öğrendim. Uğurlar olsun ağabey." ‘Tanıdığım En Bilge İnsandı‘ Prof. Dr. Semih Bilgen ise "Çok tutarlı, toplumcu kişiliği, son derece titiz bilim insanlığı, akademisyenliği, derin sanat kültürü hepimizi etkiledi. Diğer sıfatlarının yanında bilge bir insandı. Tanıdığım en bilge insandı. Evet siyasette hoşgörülü olmayabilir, hep tutarlı bir sosyalistti, ömrü boyunca ödün vermedi, ama insanların özellikleri konusunda hoşgörülü bir hocaydı. Klişe bir söz olabilir, ama anısı benim yolumu aydınlatıyor" diye konuştu. ‘Geleceğimize Işık Tutacak‘ EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş ise, "Bugün, yaşamı boyunca, sahip olduğu ve her koşulda savunduğu değerler ile bugünümüze ve geleceğimize ışık tutan, sevgili Güney Gönenç Hocamızı son yolculuğuna uğurluyoruz. Elektrik Mühendisleri Odası olarak acımız çok büyük" diyerek konuşmasına başladı. Göltaş, "Sevgili Ağabeyimiz, Hocamız Güney GÖNENÇ; nasıl geçmişten bugüne, Odamızın yarattığı tarihsel birikimin başöğretmenlerinden biri olduysa, gelecekte de, yapılacak her çalışmada ülkesine ve mesleğine karşı bir aydın sorumluluğu ile hareket etmenin ne anlama geldiğini gösteren bir kılavuz olarak bizlerle olmayı, yolumuzu bilimden ve demokrasiden yana aydınlatmayı sürdürecektir" dedi. EMO Gönenç‘i Gelecek Kuşaklara Taşıyacak Cengiz Göltaş, EMO‘nun Güney Gönenç adına düzenlenecek gerek bilimsel etkinlikler, gerekse anma programları ile onun onurlu yaşamını gelecek kuşaklara taşımanın sorumluluğu içinde olacağı sözünü verdi. Şair Özdemir Asaf‘tan "...Gerçek değer, gelmesi boşluk dolduran değil, Gitmesi boşluk yaratandır..." dizelerini okuyan Göltaş, "Bizlerde nasıl bir boşluk yarattığının farkındayız" dedi. Güney Gönenç‘in bıraktığı mirası, Elektrik Mühendisliği Dergisi‘nin 1970 yılı Martında yayımlanan 159. sayısında Yazı İşleri Müdürü olarak kaleme aldığı satırlarda gizli olduğunu belirten Göltaş, şu alıntıyı yaptı: "Soyut olarak bilim ve teknoloji, iyi ya da kötü olarak nitelendirilemez. Bilimsel bulgular, ya da bunların teknolojik uygulamaları, hizmet ettikleri amaçlara göre iyi ya da kötü olurlar. Eğer teknoloji köye elektrik götürüyor, depreme dayanıklı ev yapıyorsa iyidir. Yok eğer yine aynı teknoloji, Vietnam‘da köylü katliamı için kullanılıyor, bazı ülkelerin dünyada imparatorluklar kurmalarını sağlıyor ise kötüdür." Güney Gönenç‘in EMO içerisinde üstlendiği görevleri sıralayan Cengiz Göltaş, konuşmasını şöyle tamamladı: "Elektrik Mühendisleri Odası olarak, karanlık zamanların şarkısını bize II. Dünya savaşı ortamında Joliot Curie‘nin yaşam öyküsünde anlattın, 1940-1950‘li yılların Türkiyesinde üniversitelerden uzaklaştırılan namuslu bilim insanlarının yarattığı değerlerden söz ettin. Dr. Necdet Bulut‘un ismini üçlü amfinin girişine tekrar konulmasına öncülük ettin. Tuzla tersanelerinde yaşanan işçi cinayetlerine ‘insanlık suçu‘ diyerek 2008 yılında sesini yükselttin. ‘Parasız eğitim, demokratik özerk üniversite‘ diyen öğrencilerin cezaevlerinde tutsak edilmelerine karşı çıktın. Hocam Seni Unutmayacağız. Unutturmayacağız. Varlığın bize onur verdi. Seni saygıyla, sevgiyle anıyoruz." ‘Hep Aramızda Olacak‘ Güney Gönenç‘in sürgün gönderildiği Gaziantep‘te öğrencisi olan EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş ise 80‘lerin ortasında cuntanın ağır koşullarında verilen aydınlar dilekçesinin örgütleyenleri arasında Gönenç‘in de yer aldığını anımsatarak, "Hocamızın da adını bildirgede görünce göğsümüzü gererek biz ondan ders almıştık demiştik" diye konuştu. Haluk Tosun Hoca‘nın Gönenç‘le ilgili olarak kendisine söylediği "Onu yaşatmanın en iyi yolu mücadele etmek" sözünü de katılımcılarla paylaşan Pektaş, Gönenç‘in kitabına da atıf yaparak "Hep Aramızda Olacak" sözleriyle konuşmasını bitirdi. ‘Araştırır, Çıkarır ve Paylaşırdı‘ Türkiye İşçi Partisi üyeliğinden arkadaşlarını temsilen de Neşet Kocabıyıkoğlu kürsüye gelerek, onun öğrencilerine de "kardeşim" diye hitap ettiğini aktararak, "Bu çok hoş bir şeydi. Hep bize öğreten birisi oldu. Anlattıkları hep bir araştırmaya dayalıydı. Kazar, bulur çıkarırdı. Bunu dostlarına çok sıradan bir şeymiş gibi anlatırdı. Bir gün klasik müzik, bir gün politikaya dair bir şeyler anlatırdı" diye konuştu. Bilim Sanat Dergisi‘nde genel yayın danışmanlığı ve editörlük yaptığını anımsatan Kocabıyıkoğlu, "Ezop diliyle cuntaya karşı konuluyordu. O tarihte derginin kapısı açılır, içeridekiler alınırdı. Yani kolay iş değildi. Barış Derneği Onur Kurulu Üyesi olduğu için de yargılanıyordu" dedi. ‘ODTÜ‘nün Son Büyük Bilgesiydi‘ ODTÜ İnşaat Mühendisliği‘nden Prof. Dr. Erhan Karaesmen de, Gönenç‘in bilim ve sanatı birleştirici yanından söz etti. Üniversitenin demokratikleşmesine ilişkin bildiri yazımlarında Gönenç ile birlikte çalıştıklarını anlatarak, "Akıl almaz Türkçeye hakimiyeti vardı. Kelimelerle oynardı. Hem çok zevkli, hem çok meşakkatliydi. Yol gösterici bir mücadeleciydi. Müthiş zarif, vurcu kelimelere dökerdi. Ortadoğu camiasının son büyük bilgesiydi" diye konuştu. TMMOB‘a da Önayak Oldu EMO Onursal Başkanı Ahmet Altay Varol ise Güney Gönenç‘in üniversitedeki çalışmalarının anlatmakla bitirilemeyeceğini ifade ederken, farklı bir yönü olarak Talebe Birliği‘nde görev aldığı zaman radyonun işletilmesinde yükün onun omuzlarına bırakıldığını anlattı. Varol, "TMMOB‘nin bugünkü duruma getirilmesinde ön ayak olanlardan birisi de Güney Hocamızdır. Işıklar içerisinde yatsın" diyerek sözlerini tamamladı. Doğu Akdeniz Üniversitesi‘nde Bölüm Kurdu Eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özay Oral ise eğitim yıllarında 2 kişiden çok etkilendiğini belirtirken, birinin Güney Hoca olduğunu ifade ederken, onu "ayaklı kütüphane" olarak tanıttığını söyledi. "Bilim, sanat, eğitim ve kültür alanlarında çok çok az kişiden biridir" diyen Oral, kendisinin ricası üzerine Doğu Akdeniz Üniversitesi‘nde Bilgisayar Mühendisliği Bölümü‘nü kurduğunu da aktardı. Oral, Güney Gönenç‘in öğrencilerine gösterdiği şefkat ve yakınlığa da konuşmasında dikkat çekti. Dolgun İçerik, Düzgün Anlatıma Sahipti ODTÜ‘den Prof. Dr. Mübeccel Demirekler, bölüm kurul toplantılarında herkesin bir şeyler söylediğini, ancak Gönenç hoca söz alınca daha dikkatli dinlediğini fark ettiğini belirtirken, bunun nedenini şöyle açıkladı: "Yeni bir fikir getiriyor olması ve düzgün ifade ediyor olması etkiliydi. Aynı şey yazıları için de geçerli. Hem dolgun bir içerik hem düzgün bir anlatımı vardı." Bölüme Kişiliğini Veren Hoca ODTÜ‘den Prof. Dr. Tuncay Birand da "Bizim Elektrik-Elektronik Bölümü‘nün kendine has bir kişiliği vardır. O kişiliği veren hocaların başında Güney Hocam gelir" dedi. ‘İyi Bir Örgütçüydü‘ ODTÜ‘den Prof. Dr. Yakup Kepenek ise 1965-70 arasında Güney Gönenç ile yollarının Newyork‘ta kesiştiğini kaydetti. Kepenek, Vietnam işgalinin yapıldığı bu dönemde orada bir dergi çıkardıklarını, kendilerini Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Ateşeliği‘nden çağırıp Vietnam‘dan para aldıklarının söylendiğini, eğer böyle devam ederlerse bursu keseceklerinin söylendiğini anlatırken, bunun üzerine Güney Gönenç‘in "Efendim Vietnam‘ın parası yok ki" dediğini aktardı. Öğretim Üyeleri Derneği‘nde de birlikte çalıştıklarını belirten Kepenek, öğretim üyelerinin düzenledikleri boykota da 10 kişi dışında 828 kişinin katıldığını anımsatarak, "Çok iyi bir örgütçüydü" diye konuştu. ‘İdeali Elektronik Mühendisi Olmaktı‘ Ordu Lisesi‘nden arkadaşı İsmet Ertaş ise Gönenç‘in radyo yapıp kendilerine dinletmeye çalıştığını, onun idealinin hep elektronik mühendisi olmak olduğunu belirterek, çok esprili bir insan olduğunu örnek vererek katılımcılarla paylaştı. Ertaş, "Doğaya Yunus Emre gözüyle bakardı. Yunus Emre hoşgörüsüne sahipti" dedi. ‘Çok İyi Bir Teknisyendi‘ Hacettepe Üniversitesi‘nden Prof. Dr. Ersin Tulunay, Gönenç‘in Telefon Başmüdürü olduğu dönemde okula ders dinlemeye geldiğini aktarırken, onun çok da iyi bir teknisyen olduğuna işaret etti. İTÜ‘de radyoya olan katkılarından söz eden Tulunay, ilk düzenli televizyon yayını yapanın TRT değil, İTÜ olduğunu, bu süreçte de Gönenç‘in çok büyük katkıları bulunduğunu kaydetti. Tulunay, "Karanlık günleri yaşadığımız bugünleri daha fazla görmedi. Ama bu düzelecektir. Zamanın ilerisine baktığımız günler yine gelecektir" diye konuştu. Gönenç EMO‘dan Uğurlandı Saygı duruşunun ardından Gönenç‘in naaşı ODTÜ‘den EMO Ankara Şubesi önüne getirildi. Burada yapılan törende ilk olarak söz olan EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş, Güney Gönenç‘in özgeçmişi hakkında bilgi verdi. Göltaş, Gönenç‘in onurlu yaşamının ve siyasetle olan doğru ilişkisinin EMO‘nun birçok etkinliğinde var olmaya devam edeceğini sözlerine ekledi. EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş da "Bizim için ışık gibiydi. Hem öğretmen hem ağabey olarak onu hatırlayacağım" dedi. Odaya verdiği hizmetlerden söz ederek onun eksikliğinin çok hissedileceğini ifade eden Pektaş, bu ay içerisinde Güney Gönenç adına bir anma toplantısının da düzenlenmesinin söz konusu olduğunu açıkladı. ‘Çok Büyük Bir Değeri Kaybettik‘ TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Yeşil ise, "Sosyalist camia, mühendislik camiası, EMO çok büyük değer kaybetti" dedi. Yeşil, Güney Gönenç ile Romanya‘ya 10 kişilik bir heyetle yaptıkları teknik gezi sırasında tren yolculuğunda tanıştığını ve sonraki dönemde de pek çok çalışmada bir arada bulunduğunu anlatırken, "Hep aramızda olacak" diye sözlerini tamamladı. Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık ise, belediye başkanı olmanın ötesinde eski TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı olarak burada bulunmaktan onur duyduğunu belirtirken, "Sadece Türkiye değil insanlık çok özel bir değerini kaybetmiş bulunuyor. Tevazulu, çok değerli disiplinli bilimin derinliğine duyarlılığı son derece yüksek kimliğinin, Türkiye‘nin uygarlaşma, özgürleşme tarihinde önemli bir yeri olacak" dedi. EMO Onursal Başkanı Ahmet Altay Varol da burada yaptığı konuşmada, her zaman demokratik toplumsal muhalefetin oluşmasında karanlık dönemlerde hep bir mucize olduğunu ifade ederek, Güney Gönenç‘in de EMO‘nun yeniden demokratik toplumsal muhalefet oluşmasında ön sıralarda olmasına yardımcı olduğunu, yönetimin değişmesine katkıda bulunduğunu aktardı. EMO‘dan Haşim Aydıncak ise "Tabutunda çok mütevazi şey yazıyor Doç. Dr. Güney Gönenç. Güney Hocam bir türlü Profesör olamadı. Onunla ortak kaderimiz vardı, ODTÜ`ye 1970‘de girmiştim ama 1988 yılına kadar elektrik mühendisliği diploması alalamıştım. Aynı badireleri paralel olarak farklı şekillerde yaşıyorum. Güney Hocam bu türden etiketlerle sınırlandırılamayacak güce sahipti. EMO Ankara Şubesi bülteninde Karanlık Zamanların Şarkısı kitabına bir şeyler yazarken ‘Hocaların Hocası` diye tanımlamıştım. Önünde Profesör unvanı yok ama hocaların hocası olduğu kavramını çok abartmamışım" diye konuştu. Prof. Ersin Tunaylı da buradaki törende yaptığı konuşmada, yurtdışında evlilik törenlerine Güney Gönenç‘in sazıyla eşlik ettiğini, ancak bir sürpriz yaparak Üsküdar‘a Giderken şarkısının düzenlemesini yapıp, 4‘lü bir İngiliz grubunu çalıştırıp onlara seslendirttiğini aktardı. Gönenç‘in naaşı Maltepe Camii‘ne ambulansla getirilirken, EMO Ankara Şubesi‘nden önünden pankart ve Güney Gönenç‘in fotoğrafları eşliğinde camiye kadar toplu yürüyüş gerçekleştirildi. Maltepe Camisi‘nde kılınan cenaze namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığı‘nda Gönenç‘in naaşı defnedildi.
|
Tanıtım
KOCAELİ ŞUBE
EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU VE SEÇİMLERİ YAPILDI!
