MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

 
HUKUKİ DESTEK
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

EMO ANKARA ŞUBESİ 21. OLAĞAN GENEL KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİ



 
EMO Ankara Şubesi 21. Olağan Genel Kurulu, 18 Şubat 2012 tarihinde T. Harb İş Sendikası Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Divan Başkanlığı’na Haşim Aydıncak, Başkan Yardımcılığına Ahmet Külahçı, yazman üyeliğe Dilek Akmeşe, Yasemin Dular’ın seçildiği Genel Kurulda, Komisyonların seçimi, Şube Yönetim Kurulu Çalışma Raporunun Okunması ve 20. Dönem Yönetim Kurulu’nun aklanmasının ardından Şube tahmini bütçesi oluşturuldu ve karara bağlandı. Komisyon Raporlarının ele alındığı genel kurulda Bilgisayar Mühendisleri Odası kurulması yönünde verilen önerge kabul edildi.
 

EMO Ankara Şubesi 21. Olağan Genel Kurul`da ilk olarak Çankaya Belediye Başkanı, eski TMMOB Başkanlarından Bülent Tanık konuştu. Tanık özetle şunları söyledi, "EMO Ankara Şubesi`nin 35. yılını kutluyoruz. TMMOB artık olgunlaşma çağını yaşıyor diyebilir miyiz bilmiyorum. TMMOB için 1954`ten bu yana olgunluk sıfatını kullanabiliriz. Dünyanın olağanüstü kritik bir değişim dönemi yaşadığı kanısı çok yaygın. Özellikler bizim coğrafyamızda ülkeler, devletler, halklar yoğun bir çalkantı içindeler. 2007`de ABD`de patlak veren küresel mali kriz diye adlandırılan mali krizin, 1929 Buhranından daha derin burhan olduğu yönünde ekonomistlerin yapmış olduğu değerlendirmelerle kabul edilen küresel burhan dönemine girdiğimiz kesin görünüyor. Bu buhran döneminin en önemli özelliklerinden bir tanesi yerleşik yapıların, statükoların alt üst olma potansiyelleridir. Dünya eskiden olduğu gibi o mekanizmalarla yönetilebilir olmaktan çıkıyor görülüyor. Ortadoğu patlamaya hazır bir volkan konumunda. Arap dünyası olağanüstü bir biçimde çalkantı yaşıyor. Kuzey Afrika aynı biçimde. Dünya buralara bakıyor ve bu sıkıntılı durumun tırnak içinde geri toplumlara has olduğu kanısı yaygın ama bu sağlıklı bir saptama değil. Akdeniz`in kuzeyi de en az güneyi kadar yönetilme konusunda sıkıntı yaşıyor. İtalya`da hızlı bir değişiklik yaptılar, Yunanistan`daki değişikliğin oturmadığı apaçık görülüyor. İspanya, Portekiz, Belçika, Avrupa`da bu buhrandan ciddi biçimde etkilenen konumda. ABD`de 99`lar hareketi. ABD tarihi içinde özel bir hareketliliğin yaşandığını ifade etmek lazım. Dünya çok ciddi yenilik ve yeniden yapılanma arayışının hakim olduğu yaşam ortamı. Böylesi bir dönemde Türkiye`nin yaşadıklarını hepimiz biliyoruz. Bugüne dönük sağlıklı kararlar üretilmesi büyük bir zorunluluk. TMMOB`nin 1960`lı yıllardan itibaren başlayan mühendislik birikimiyle Türkiye`nin siyasal yaşamına ışık tutan deneyimi bugün de halkımızın ülkemizin şiddetle ihtiyaç duyduğu politik vizyona ve bakış açısının kitlelere yansıtılmasına ihtiyaç duyulan yeni düzlemde üretilmesini beklediğimiz bir konu. EMO, enerji dünyasıyla kurulu ilişkileri nedeniyle Ortadoğu coğrafyasının yaşadığı durumu en kolay anlayacak mühendislik dallarından birisi olarak görülüyor. Doğal kaynaklar enerji kaynaklar coğrafyamızın siyasetini ve yönetsel yapılanmasının ipuçlarının titiz bakış açısıyla algılanmasının sağlanabildiği alanlardır. Bu bağlamda EMO`nun politik duyarlılığın devam etmekte olduğuna inanıyorum. Sizlere ihtiyacımız var.

Bülent Tanık`ın ardından söz alan 20. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş şöyle konuştu, "20-21 Şubat 2010 tarihlerinde yapılan EMO Ankara Şubesi 20. Olağan Genel Kurulu‘nun hemen ardından başlayan çalışma dönemimiz, yoğun ama bir o kadar da keyif veren faaliyetlerle sürmüş ve başarılı bir şekilde 20. Dönemi tamamlamıştır. Bu süre zarfında emek veren tüm dostlarımız başta olmak üzere yüreği bizimle atan herkese teşekkür ediyorum. Sevinçlerimiz olduğu kadar hüzünlerimizin de yaşandığı bir dönemdi. Başta hocaların hocası Güney Gönenç olmak üzere, aramızdan ayrılanları saygı ve özlemle anıyorum. Hep aramızda olacaklar.

Dünya‘da Yalan Rüzgarları

Geçtiğimiz iki yıllık zaman diliminde dünya çok ciddi ekonomik ve politik sorunlar yaşadı. 2008 yaz aylarında patlak veren kapitalist kriz emekçileri uzun süre etkilemiş ve bu olumsuz etki halen sürmektedir. Her ne kadar "bu sefer teğet bile geçmeyecek" denilse de yaklaşmakta olan krizin daha derin bir etkisi olacağını ekonomi uzmanları dile getirmektedir.Dünyanın geçtiğimiz süreçteki sorunu ekonomik kriz ile sınırlı değildi. Özellikle "Arap Baharı" adını verdikleri yalancı bahar ile ABD emperyalizmi ve işbirlikçileri Ortadoğu‘yu yeniden şekillendirmek için askeri, psikolojik, ekonomik, medyatik bütün silahlarını kullanmıştır. Bu noktada bir Arap ülkesinin Libya‘daki isyanları kendi askerlerinin çıkardığını ve isyancı gibi davrandıklarını itiraf etmesini kimse önemsememiştir ancak bu itiraf "Arap Baharı" söyleminin ne kadar yalan olduğunu kanıtlamaktadır. Diğer yandan; şu günlerde Suriye ve İran üzerinde yoğunlaşan psikolojik savaşta emperyalist güçlerin sözcülüğünü yaparak bölgesel jandarma olmayı hevesleyenlerin ülkemizi nasıl tehlikeli bir maceraya attığını görmemek olası değildir.

Son yıllarda petrol ve doğalgaz başta olmak üzere enerji kaynaklarına olan ilgi, geniş halk yığınlarını tehdit etmektedir. İnsan topluluğunu daha iyi yaşatmak için kullanılması gereken enerji kaynakları, enerji üzerinde hakimiyet kurma savaşları sonunda geniş halk yığınlarına kan ve gözyaşı getirmeye devam ediyor. Kendini dünyanın sahibi ilân eden ve günden güne vahşileşen yöntemler kullanan ABD ve işbirlikçileri, dünyayı kendi çıkarlarına uygun olarak şekillendirebilmek için her türlü çılgınlığı yapmakta, insan kanını petrolden ucuz görmektedirler.

Ülkemiz de işte bu vahşi ve acımasız çarkın bir parçası yapılmaya çalışılmaktadır. Ortadoğu‘da bölgesel jandarma olmak için ne gibi tavizler verildiği, geleceğimize yönelik ne gibi ipotekler verildiğini bilmemekle birlikte, "verilen görevin" tehlikeli maceralara yolaçması ciddi bir tehlike olarak karşımızdadır.

Yaman Çelişkiler Ülkesi:Türkiye

Karşılaşacağımız tehlikelerin habercisi ise iç politikada bugüne kadar sorun çıkarmamış olan eylem ve söylem tezatlığıdır. AKP iktidarı, yönetimde bulunduğu 10 yıllık süre içinde defalarca kez bu tezatı yaşamış ancak medya, kamu kadroları, sermaye grupları, tarikatler ve dış desteklerle sorun olmasını önlemiştir. Çekirge misali, dış politikada da "NATO‘nun Libya‘da ne işi var?" deyip daha mürekkebi kurumadan "elbette NATO oraya gidecek" diyerek bir kere sıçranmıştır. Diğer yandan, başka ülkelere "demokratik tepkilere kulak ver" öğüdü verirken içerde her türlü antidemokratik yöntemi de kullanmaktan da çekinmemiştir. Bir anonim sözde söylendiği gibi: İştir kişinin aynası, lafa bakılmaz! İleri demokrasi masalı anlatan ve sırtını ABD‘ye dayayıp "demokratik tepkilere kulak ver" diye öğüt verenlerin icraatları ortadadır. Toplumsal muhalefet odaklarının her birine ayrı bir ceza dosyası açıp, gizli tanık ifadeleri ile farklı düşünceleri susturmak, yasal zeminde mücadele eden yapıları yasadışı gibi göstermeye çalışmak, çevreye ve geleceğine sahip çıkanları cezalandırmak, darbecilerle hesaplaşıyoruz masalları ile anayasada kendi ihtiyacı olan değişiklikleri yapmak, hukuk sistemini subjektifleştirerek mahkeme kararlarını yargılananlardan önce yandaş TV kanallarına bildirmek demokrasiye uygun mudur? İnandırıcılık konusunda ciddi zaafları varken, Deniz Feneri davasının içini boşaltmak, muhalif belediyeleri soruşturma ve sıkıştırmalarla çalışamaz hale getirmek ama kendi partisinden seçilen belediyelerde ortaya çıkanları örtbas etmek, Ergenekon ve KCK gibi dosyaları kullanarak inandırıcı olmayan bir şekilde gündem yaratmak, Hrant Dink davasında "örgütü" görmemek referandum ile yapılan değişikliklerin bir tezahürü olsa gerek.AKP eliyle yürütülen antidemokratik yönetim biçimi, uzun süredir şiddetin dilini temel alan bir yaklaşım sergilemektedir. Tarihsel arka planda yaşananlar bir yana, son otuz yılı aşkın süredir devam etmekte olan Kürt sorununa ilişkin olarak 12 Eylül darbecilerinden AKP‘ye kadar tüm iktidarlar ve muhalefet barışın dilini değil şiddetin dilini tercih etmişlerdir. Halkların kardeşliğine yönelik her fırsatta nifak tohumları ekilerek iç politika malzemesi üretilirken, Uludere örneğinde olduğu gibi zaman zaman da silah sanayisinin saha testleri yapılmıştır.

Ekonomik göstergelerin gerçekçi bir analizi AKP tarafından çizilen pembe tablolara güvenilmeyeceğini göstermektedir. Dış borç toplamı ve cari açık konusunda sürekli taşıma su ile değirmen döndürülmektedir ancak bu değirmen ne zamana kadar dönebilir? Bu konuda bir sıkışma yaşanırsa, karşılaşacağımız krizlerin Yunanistan ve İtalya‘dan daha ciddi olacağı, sonucunun da tahmin edilenin ötesinde bir tahribat ve kayıp olacağı unutulmamalıdır.İktidarın ilk yıllarında altın yumurtlayan tavuğu keser gibi kamuya ait mal ve hizmet üretim araçlarını elinden çıkaran, bunu yaparken de kamu kaynaklarının yetersiz olduğunu, yeni yatırım ve işletmenin özel sektör eliyle daha iyi yapılacağını iddia eden neo-liberalizm savunucuları, enerji alanında Afşin örneğinde olduğu gibi bu sefer de yatırımın çok maliyetli olduğunu, özel sektörün bunu karşılayamayacağını, dolayısıyla yatırımın hazineden karşılanabileceğini söylemeye başlamışlardır. AKP öncesi dâhil bütün neo-liberal ve piyasacı iktidarlara sormamız gerekiyor: Hani kamunun sırtından kamburu alıyordunuz? Yapılan şey açıktır, kamudan kambur alınmamış bilakis cebi boşaltılmıştır.

Gündem o kadar hızlı değişiyor ki, çalışma raporu yazarken güncel olanlar bir bakıyorsun arka planda kalıvermiş daha başka şeyler öne çıkmış. Ben açılış konuşması hazırlıklarına başladığımda MİT Dalaşı yoktu ama şimdi var. O günlerde Suriye`de bizim istihbaratçıların 49 tanesinin yakalandığı bilinmiyordu, biz de buradan Suriye`ye neden kızıldığını anladık.

TMMOB Ayakkabının İçindeki Taş Olmaya Devam Edecektir!

AKP‘nin anti demokratlığı yandaş medya ve yandaş sermaye tarafından kabul edilmese de güneş balçıkla sıvanmaz. Özellikle 2011 ortasında meclisi devre dışı bırakarak KHK‘ler ile TMMOB ve meslek odalarına yönelik başka bir saldırıya geçilmişti. TMMOB ve bağlı odaların bugünün önemli sorunlarını, daha tartışmanın başında doğru tespit ettiği bütün kamuoyu tarafından tartışmasız kabul edilmektedir. Özelleştirmeler konusunda takke düşmüştür, iş cinayetleri konusunda takke düşmüştür, boğaza 3. köprü de aynı şekilde... Peki TMMOB ve odalardan neden rahatsız olunmaktadır?Dikensiz gül bahçesi yaratmak isteyenlerin, ne demokrasi derdi ne de kamunun çıkarı ve faydası derdi vardır. Dert bellidir ve TMMOB ayakkabının içindeki taş gibidir. Mühendisliğin değersizleştirilmesine, kaynakların doğru kullanılmamasına, yandaşlara çıkar sağlanmasına, demokratik Türkiye insanca yaşam yolunda yürünmemesine karşı direnç noktasıdır TMMOB ve Odalar.

Ancak bizler, barışı ve kardeşliği, sevgiyi ve dostluğu savunmaya, kin şiddet ve ötekileştirmeye, sömürüye, zulme ve işkenceye karşı çıkmaya devam edeceğiz. Bilimin ve tekniğin yol göstericiliğinde daha aydınlık bir gelecek, demokratik bir Türkiye, insanca bir yaşam talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz.Geçen hafta yayınlanan bir yönetmelikle elektrik fen adamlarının yetkilerinin 10 kat arttırıldığını, fen adamlarının sicillerinin bağlı oldukları meslek odası tarafından, mühendislerin sicillerinin Şehircilik Bakanlığı tarafından tutulacağı düzenlemelere girmiş oldu. Böylelikle KHK ler ile ne yapılacağını söylediğimizde inanmayanlara bu örnek olsun.

Nasıl Bir EMO İstiyoruz?

Geçtiğimiz çalışma dönemi içinde EMO içinde iki önemli konuda yoğun tartışmalar yaşandı. Bunlardan birisi iktisadi işletme kurulması diğeri de A Tipi Muayene Kuruluşu olunması tartışmalarıydı. EMO Ankara Şubesi olarak geçmişin birikimleri ışığında baktığımız ve sahip çıktığımız geleceğimizi TMMOB‘un kurultaylarında alınan kararlarına göre şekillendirmek gibi bir görevimizin olduğuna inanıyoruz. II. TMMOB Mühendislik Mimarlık Kurultayı‘nda alınan kararlara sahip çıkıyoruz ve herkesin sahip çıkmasını da bekliyoruz.Bu tartışmalardaki önemli konulardan birisi olan hizmet üretimi konusunda TMMOB Kurultayı‘nda alınan kararlar tartışmaya gerek duyulmayacak kadar açıktır. İktisadi İşletme uygulamasının doğru bir adım olmadığını dile getirdik, bu konuda kimse bizi ikna edemedi ya da ikna etmeye gerek duymadı. Hizmet üretiminin üyelerimiz tarafından yapılması, Oda‘nın meslektaşlar arasında eşitliği sağlamak, üyeler tarafından üretilen hizmetlerin teknik standartlara, bilime ve mühendisliğe uygun yapılmasını sağlayacak çalışmalar yapmak, toplumun çıkarlarını gözardı etmeksizin üyelerin hak ve çıkarlarını savunmak ve bu doğrultuda her türlü düzenlemeleri yapmak veya yapılmasını talep etmek gibi bir zeminde durmamız gerektiğine inanıyoruz. Gündelik hayatta aksayan ya da eksik olan her işi Odaların yapmaya kalkması meslek alanlarımızın yayıldığı alt disiplinler dikkate alındığında mümkün değildir. Bazı alanları seçmek ise Odaların bu alanlarla ilgili üyeler arasında hakem rolünü kaybetmesine yol açacak bir taraf konumuna sokacaktır. Bu kabul edilebilir bir durum değildir.

Hizmet üretimi ve mesleki denetim uygulamalarına yönelik yaklaşımlarımızı ve çözüm önerilerimizi dönem sonunda tartışmaya açtık ve bir kaç toplantı daha yapılmasını planladık. Konunun Şubemizdeki karşılığı olan Şube Teknik Büromuz yoğun bir çalışma dönemi geçirmiştir. Şube merkezindeki mesleki denetim uygulamalarının titiz bir şekilde yapılmasının yanısıra, Temsilciliklere ve hatta diğer Şubelere destek vermek için önemli bir zaman harcamışlardır. Ayrıca birçok eğitimde eğitmen olarak görev alan Teknik Büromuzun mevcut iş yükünü mevcut sayı ile sürdürmesi mucize sayılmalı ve bu mucizenin sürekli olmayacağı yeni seçilecek Yönetim Kurulumuz tarafından düşünülmelidir.

Meslek Alanlarımızdan ve Yaşamdan

Meslek alanlarımıza yönelik geçen dönem önemli gelişmeler yaşandı. Japonya‘da Fukuşima Nükleer santralinde kaza meydana geldi. İnternet sansürü ve güvenli internet adı altında filtre tartışmaları yaşandı, telekulak dinlemeleri ve kişisel mahremiyet iddiaları hep gündemdeydi. Özelleştirilince daha ucuz ve kaliteli olacağı iddia edilen elektrik enerjisi zamları, fatura vurgunları ve kesintileri ile hep yaşamımızın bir parçası oldu. Eskiden gazetelerde nöbetçi eczaneler ve önemli telefonlar listesi olurdu şimdi buna bir de elektrik kesilecek bölgeler listesi eklendi, arıza kaynaklı kesintiler hariç gene de uzun listeler oldu. Özelleştirilen her alanda yeni vurgun iddiaları ortaya atıldı.Özelleştirme sadece elektik ve haberleşmeyi değil yaşamın diğer alanlarını da vurdu. Artık paramız kadar sağlık hizmeti alabileceğiz, nasıl biz çocuklarımıza "eskiden televizyon siyah beyazdı yavrucuğum" diyorsak, çocuklarımız da torunlarımıza "deden zamanında kıdem tazminatı vardı yavrucuğum, ayrıca onlar emekli olabiliyordu" diye anlatacak. Eğitim he keza paramız kadar eğitim hizmeti alabileceğiz.Bütün bu hizmetleri eskiden vatandaş sıfatımızla "abone" olarak alıyorduk. Eksikleri olsa da kamu kurumunun hizmet odaklı bakış açısıyla bu hizmetleri aksak da olsa alıyorduk. Ama artık bir abone olarak paramız kadar doğalgaz sayacımıza yükleniyor, ödemiş olduğumuz para bitene kadar musluğumuz akıyor. Amme hizmeti değil kar amaçlı hizmet oldu dört bir yanımız.

Şimdi Bilgisayar Mühendisleri Odası Zamanı!

Geçtiğimiz dönem çalışmaları içinde önemli yer tutan bir başka konu da Bilgisayar Mühendisleri Odası kurulması ile ilgili tartışmalardır. EMO‘da örgütlü Bilgisayar Mühendisleri‘nin yaklaşık %50‘si EMO Ankara Şubesi‘ndedir. Odalaşma sürecine yönelik olarak Şubemizde oldukça uzun bir süredir tartışmalar ve çalışmalar sürdürülmektedir. Geçtiğimiz dönem içinde bu tartışmaların Oda geneline yayılması oldukça sevindirici bir durumdur. Birkaç ay öncesine kadar karşı çıkanların ve hatta Şubemizi "bu süreci seçim malzemesi olarak kullanmayı düşünüyor" diye sığ bir bakış açısıyla eleştirenlerin olması bizi bunları söyleyenlerin bulundukları konumları düşününce hayli üzmüştür. "Bu kadar sığ bir bakışa sahip olanlar oralara yakışıyor mu?" sorusunu sormaktan çekinmememiz gerektiğine inanıyoruz.

İnanıyoruz ve istiyoruz ki, Bilgisayar Mühendisleri Odası daha da gecikmeden önümüzdeki aylarda kurulacaktır.Bu hem Elektrik-Elektronik-Biyomedikal Mühendislikleri ile ilgili çalışmalar yapacak olan EMO hem de yazılım ve bilişim sistemleri alanlarında çalışması gereken Bilgisayar Mühendisi meslektaşlarımızın Odası açısından gerekli ve de zorunludur.

Dönemsel ve Özel Etkinlikler

EMO Ankara Şubesi uzun süredir üyesiyle, meslek alanının tarafları olan üniversite, kamu kurumu ve endüstriyel uygulayıcılarla daha fazla zeminde birarada olmakta ve bu zeminlerde meslek alanlarının ve ülke gündeminin önemli konularını tartışmaktadır. Bu açıdan Şubemizin 20. Dönemi de güzel örneklerin, içi dolu ve katılımı yüksek etkinliklerin yapıldığı bir süreç olmuştur.

• Daha önce örneği çok fazla bulunmayan bir konuyu "Ar-Ge, Yenilik ve Teknoloji Politikaları"nı tartıştığımız AYTEP 2011 Ocak ayında gerçekleştirildi. Kamu Kurumları, Üniversiteler ve Araştırmacılardan yoğun ilgi gören AYTEP birçok üyemizi şaşırtacak kadar verimli ve katılımlı geçti. Birçok araştırmacıdan

çok güzel geri dönüşler aldık.

• Üniversitelerin son sınıf öğrencilerinin yaptığı bitirme projelerini Bitirme Projeleri 2011 (BPS-2011), "Bütün Projeler Bir İnci" sloganıyla, yarıştırmadan sergiledik. Gerek felsefesi gerekse biçimi çok olumlu tepkiler aldı. BPS-2012 gelişerek hazırlıklarını başlattı.

• İlk kez bu dönem içinde gerçekleştirilen Elektrik-Elektronik Mühendisliği Günleri (EEMG) ile Odamızla ilgili meslek alanlarında akademisyenler, kamu kurumları, endüstriyel uygulama kuruluşları, meslek mensupları ve öğrenciler bir araya gelerek mühendislik eğitimi, meslek disiplinleri, alt disiplinler ve ortak genel konuları tartışma olanağı bulmuşlardır. Gelecek yıllarda geliştirilerek sürdürülmesi hedeflenen EEMG bu dönem içinde güzel bir başlangıç ile formatına kavuşmuştur.

• ABGS, belki de son kez EMO tarafından gerçekleştirildi. Gelecek yıllarda Bilgisayar Mühendisleri‘nin kendi Odalarında gerçekleştirmelerini dilediğimizi etkinliğin açılışında da belirttik. Kişisel verilerin güvenliği, gözetim toplumu, mahremiyet gibi kavramların yanısıra ağ ve bilgi güvenliği ilgili konu başlıklarını geniş bir kesim tartıştı.

• 2007 yılından bu yana her iki yılda bir düzenlediğimiz Kamusallık Yeniden etkinliği ile başka bir kamusallık tartışmasını sürdürüyoruz. Her şeyin ticarileştirilmeye çalışıldığı, kriz faturalarının emekçilere, kârların sermaye kasalarına akıtılmasına karşı başka bir dünya mümkün söylemini unutturmamaya çalışıyoruz.

• Yapı Denetimi ile ilgili olarak 2011 Ocak ayında başlayan ve tüm illerde yapı denetimine geçilmesini zorunlu kılan değişiklik öncesi Şubemize bağlı bütün Temsilciliklerimizde bilgilendirme toplantıları yaptık. Yapı Denetimi sürecindeki eleştirilerimizi de tartışmaya açtığımız bu etkinliklerde yapı denetiminin

sağlıksızlığı üzerinde neredeyse bir mutabakat olduğunu da gözlemledik.

• Asansör meslek alanı ile ilgili olarak, geçtiğimiz dönemin sıcak tartışma konusu A Tipi Muayene Kuruluşu konusu da dâhil olmak üzere, konuyu teknik, hukuki, yasal mevzuat ve işçi sağlığı ve güvenliği boyutlarıyla da tartıştık.

Eğitimler ve Komisyon Çalışmaları

Şube Merkezi ve Temsilciliklerde yapılan MİSEM (Meslek İçi Sürekli Eğitim Merkezi) ve MÜGE (Mühendislik Geliştirme Eğitimleri) programındaki eğitimlerimiz sürdü. Eğitimlerin zaman zaman temsilciliklerdeki üyelerimize götürülmesi, verilen eğitimlerin daha geniş bir üye tabanına ulaşmasına olumlu katkılar sunmuş durumdadır.

MÜGE kapsamındaki eğitimler gereksinimlere göre güncellenmiştir. Şube çalışmalarında önemli bir yer tutan komisyon çalışmaları 20. Dönem içinde de yoğun olarak sürdü. Yayın, SMM, Teknik ve Sosyal Etkinlikler, Bilgisayar MDK ve Biyomedikal MDK, Kütüphane komisyonları en yoğun olarak göze çarpan çalışmaların hazırlayıcıları oldular. Beklediğimizin altında çalışma yapan komisyonlar olduğunu da kabul etmek ve bu noktada gelecekte daha sağlıklı planlamalar yapmak gerektiğini yeni seçilecek yönetime hatırlatmakta yarar olduğuna inanıyorum.

Temsilcilikler

Geçmişte temsilciliklerin daha ziyade mesleki denetim bürosu gibi bir işlevi ağırlıklı olarak sürdürdükleri bilinen bir gerçektir. Ancak Şubemizin 18. Dönemi sonrası temsilciliklerde yapılan anlayış değişikliği meyvelerini vermeye başlamıştır diyebiliriz. Gelinen noktayı yeterli görmemekle birlikte çok ciddi gelişmeler sağlanmış, SMM üyeye yönelik ve sınırlı bakış açısı önemli ölçüde yıkılmıştır. Bugün, Şube Temsilcilikleri Oda politikaları doğrultusunda etkinlikler yapan, Oda-Şube-Temsilcilik hiyerarşisi içinde görevlerini yerine getiren, aksatılmadan her 3 ayda bir yapılan Şube Koordinasyon toplantılarında sorunları ve çözüm önerilerini tartışan bir noktaya gelmişlerdir. SMM üyeler dışındaki üyelere yönelik etkinlikler konusunda alınması gereken bir miktar mesafe daha vardır diyebiliriz. Ancak gelinen nokta ve bu noktaya gelinme hızı açısından bakıldığında bütüntemsilciliklerimiz gerçekten çok özel bir teşekkürü haketmiş durumdadırlar.

Örgütlenme ve EMO Genç

Örgütlenme Sekreterliği üzerinden yapılan çalışmalarla, EMO-Genç üyelerin yanısıra üniversitelerdeki akademisyenlerle de oldukça yararlı çalışan iletişim kanalları oluşturulmuştur. Şube coğrafyasındaki üniversitelerin ilgili Bölüm Başkanları ile toplantı yapılmış ve çok olumlu geri dönüşler alınmıştır.

Şubemizin üye sayısı son dönemde yaklaşık %10 oranında artış göstererek 12.000‘in üzerine çıkmıştır. Şube etkinliklerinin üyelere ulaştırılması için daha önceki dönemlerde oluşturulan kanallar etkin ve verimli bir şekilde kullanılmaya devam etmiş, bülten, web sayfası ve haftalık e-posta mesajı uygulamaları sürdürülmüştür. Haftalık e-posta mesajının görsel tasarımının yeniden yapılmasına yönelik bir çalışma başlatılmış olup gelecek dönemde sonlandırılması gereken bir noktadadır. EMO-Genç çalışmaları konusunda da bir süreliğine geçmişte yaşanan bocalama önemli ölçüde aşılarak, hem daha dinamik bir işleyişe kavuşturulmuş hem de daha fazla katılımlı bir hal almıştır. Üniversitelerin Odamızla ilgili bölümlerinde okuyan öğrencilerin hem mesleki-teknik hem de kültürel faaliyetlerine destek verilmiştir.Rüzgar tirbüni mesleki-teknik etkinlik, "Sevgili Doktor" tiyatro oyunu da kültürel faaliyetlerin birer yansımasıdır.Bunun dışında üniversite öğrencilerine yönelik özel bilgilendirme eğitimleri/sunumları düzenlenmiş, teknik geziler ve fuar gezileri yapılmıştır. Son bir kaç ay içinde EMO-Genç her okulda bir sorumlu üzerinden hızlıca haberleşebilir ve etkinlik düzenlemesi yapabilir hale gelmiştir. Bu çalışmalar yalnızca Şube merkezinde değil, Kayseri, Erzurum, Kırıkkale gibi Ankara dışındaki üniversitelerde kolaylıkla yapılabilir durumdadır.

TMMOB Ankara İKK / Diğer Emek ve Meslek Örgütleriyle İlişliler

Geride bıraktığımız 20. Dönem içinde TMMOB Ankara İKK Sekreterliği görevi yaklaşık bir yıl boyunca (3 Mayıs 2011 tarihine kadar) Şubemizden yürütülmüştür. Gerek TMMOB‘a bağlı Odaların Ankara Birimleri ve gerekse Ankara‘daki diğer emek ve meslek örgütleri ile çok olumlu diyalog kanalları oluşturulmuş ve TMMOBAnkara İKK, Ankara‘daki her toplumsal muhalefet etkinlikte asli unsur olarak bulunmuştur. Bazı çevrelerde oluşan rahatsızlık ve yapılan çalışmalara Oda organlarından destek görülmemesi üzerine 3 Mayıs 2011 tarihinde bu görev iade edilmiştir.Ankara‘daki emek ve meslek örgütlerinin yanısıra bazı illerde yerel olarak emek ve meslek örgütleri ile ilişkiler kurulmuş ve geliştirilmiştir. Ankara özelinde halen EMO Ankara Şubesi özel öneme sahip bir konumdadır.

Rutin Faaliyetlerimiz

Şube Yönetim Kurulu çalışmaları başlıca rutin faaliyet olarak aksamadan ve düzenli olarak sürdürülmüş, 102 adet Yönetim kurulu Toplantısı yapılmış, yaklaşık 1600 civarı kararın tümü oybirliği ile alınmıştır. Yönetim Kurulu dönem boyunca gerçekten büyük bir uyum içinde ve kolektif görev paylaşımı içinde birlikte yönetme anlayışı ile hareket etmiştir. İki yıllık dönem içinde, her hafta Yönetim Kurulu toplantısı, her ay bir Danışma Kurulu toplantısı, her 3 ayda bir Şube Koordinasyon Kurulu toplantısı, her iki ayda bir bülten çıkarılması neredeyse aksamadan başarılmıştır.

Bütün EMO Koordinasyonlarına katılım sağlanmış, Koordinasyon dosyası hemen her seferinde ilk gönderen Şube olunmuştur. Raporlar, Koordinasyon Toplantısı öncesi EMO, Merkezi Kurullar ve Diğer Şubelere ulaştırılmıştır. Şube Koordinasyon Kurulu Toplantıları için Temsilcilikler tarafından hazırlanan Koordinasyon Dosyası ise standart hale getirilmiştir. Basın Yayın birimimiz yoğun bir çalışma temposu ile web sayfasının güncel tutulması, Koordinasyon ve Danışma Kurulu raporlarının hazırlanması, Şube Bülteni‘nin yayına hazırlanması, etkinliklerle ilgili görsellerin hazırlanması hem de medya ile ilişkilerin düzenlenmesi için emek harcamıştır.

Anmalar

Aramızda bulunmayan ancak yüreğimizden hiç eksik olmayanların unutulmaması, EMO örgütselliğinin önemli bir özelliğidir. Geçmişte Şubemiz kurullarında görev almış üyelerimiz aramızdan ayrıldıktan sonra asla unutulmamış ve aramızdan ayrıldıkları tarihlerde mezarlık anmaları ve/veya etkinlikler yapılarak anılarını ve mücadelelerini yaşatma geleneği sürdürülmüştür. Geçmişte Şube veya Oda Kurullarında yeralan yitirdiklerimiz konusunda bir bellek tazelemesi yapılmış ve bazı üyelerden gelen öneriler de dikkate alınarak gelecek yıllarda, yakın zamanda sonsuzluğa uğurladığımız Güney Gönenç, Nazif Tepedelenlioğlu ve Nadir Kibar‘ın da anılması benimsenmiştir.

Ve....

Geride bıraktığımız 2 yıl az zaman değil. Bu süre içinde hepimiz EMO Ankara Şubesi için, EMO için, TMMOB için, Ülkemiz için, Dünya için ama mutlaka birşeyler daha güzel olsun diye düşünerek bir şeyler yapmış ya da söylemiştir. Burada aslolan niyettir. Bazen kör karanlıkta, ya da toz duman içinde, ya da her şey güllük gülistanlıkken kırılırız, hiç istemeden birilerini kırabiliriz. Genel Kurullar, geçmiş çalışmaların değerlendirilmesi ve tartışılması, geleceğin ortak akıl ile kurgulanması amaçlarına hizmet ettiği kadar, aynı gemide olanların, aynı yöne kürek çekenlerin birbirini daha iyi anlayacağı, o "daha iyisi böyle olur" telaşında oluşabilecek kırgınlıkların ve kızgınlıkların üstüne sünger çekileceği zamanlar olarak düşünülmelidir. Kendi adıma; kırdığım, üzdüğüm, kızdığım bütün dostlarımdan özür dilerim. EMO Ankara Şubesinde hep birlikte ortaya çıkardığımız güzelliklerde emeği olan, teri olan, yaptığımız çalışmalarda fiziken olamadığı zaman yüreğiyle bizimle olan herkese teşekkür ediyorum. Yönetim Kurulunda birlikte çalıştığımız arkadaşlarıma şahsım adına teşekkür ederken, şahsım ve Yönetim Kurulumuz adına Şubede çalışan profesyonel ve personel kadromuza, komisyonlarda görev yapan üyelerimize, Temsilciliklerde görev yapan Temsilci, Temsilci Yardımcısı, Teknik Görevli ve Büro Çalışanlarımıza iki yıl boyunca gösterdikleri sabır, özveri ve emekleri için teşekkür ediyorum.

EMO Örgütlülüğü içinde olmak, buralarda bazı görevler üstlenmek ayrıcalıklı bir onurdur. Bu onurlu görev aynı zamanda bir bayrak yarışı gibidir. Bir süre koşanların bayrağı başkalarına devrederek örgütün hep dinç ve dinamik kalmasını sağlamak ortak aklımızın ortak kararıdır. Her dönem olduğu gibi bu dönemde de yerini başkalarına bırakacak olanlar da olacaktır, göreve devam edenler de. Görevi devredenler, bir başka zaman verilecek görevi yapmaya gene hazır olacaklardır.

Bu duygu ve düşünceler içinde 20. olağan Genel Kurulumuzun başarılı, üretken, katılımlı, yararlı geçmesini diler, şahsım ve EMO Ankara Şubesi adına saygılar sunarım."

"TMMOB işlevsizleştirilmek istenmekte"

EMO Yönetim Kurulu Yazmanı Erdal Apaçık da genel kurulda yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi, "Şubemizin 21. Olağan Genel Kuruluna başarılar diliyorum. Bu dönem emek ve özveriyle çalışmalarını sürdürmüş olan mevcut yönetim kuruluna, komisyonlarda görev yapan değerli meslektaşlarıma, Şubemiz çalışanlarına ve EMO-Genç`i oluşturan genç arkadaşlarıma örgütsel bütünlük içerisinde Odamıza sundukları tüm katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Yeni dönemde görev alacak arkadaşlara başarılar diliyorum. Genel kurullar esas olarak bu muhasebenin yapıldığı en önemli ortamlardır aynı zamanda. Genel Kurullarımız, mesleğimizi uygulayarak bilimi ve teknolojiyi halkımızın hizmetine sunmak ve emeğimizin karşılığında insanca bir yaşam düzeyine kavuşmak isteyen biz mühendislerin sorunlarımızın üstesinden gelmek için gereksinim duyduğu umut ve birlik ortamının yaratılmasına, örgütlülüğümüzün gelişmesine ve güçlenmesine katkıda bulunmaktadır. Ülkemizde yaşadığımız ortak sıkıntı ve sorunlar bizim gibi meslek örgütlerine çok daha fazla görev yüklemekte, sorumluklarımızın artmasına neden olmaktadır. Şimdi bize düşen görev, yeni döneme ilişkin politikalarımızı belirlemek ve örgütlenmemizi daha da güçlendirmektir. Örgütümüz genel kurullar sürecini dünyada ve ülkemizde ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda çok yoğun bir altüst oluşların yaşandığı dönemde gerçekleştiriyoruz. Dünyada demokrasi ve özgürlük alanlarının genişlemesi adına Tunus, Kahire ve Bingazi sokaklarında Atina, Madrid ve Wall Street meydanlarına isyanların yaşandığı bir dönemdeyiz. İnsanlar yaşadıkları ülkelerin otoriter yapılarına, kapitalist ekonomik programlarına karşı, alanlara çıkarak ‘yeni bir yaşamı` talep ediyorlar. Ülkemizde ise barış içerisinde birlikte kardeşçe yaşam isteyenlerin seslerinin boğulduğu, en sıradan hak taleplerinin baskı, yasak ve gözaltılarla acımasızca bastırıldığı, emek örgütlerinin, siyasal partilerin, bilim insanlarının, gazetecilerin, öğrencilerin, belediye başkanlarının düzmece iddialar ile yıllardır keyfi olarak cezaevlerinde tutulduğu, neredeyse ülkenin her yanının yarı açık bir cezaevine çevrildiği bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemde TMMOB ve KESK üzerinde de baskıların yoğunlaştığı, keyfi gözaltı ve aramalarla yürütülen toplumsal mücadelenin susturulmaya çalışıldığı bir süreçten geçmekteyiz. İleri demokrasi söyleminin kullanıldığı bu dönemde, çıkartılan KHK`ler aracılığıyla kamu yönetimine torba geçirilmektedir. Yetki kanununa dayanarak 6 ay içinde 35 KHK çıkarılmıştır. Birçok kamu kuruluşu bu KHK`ler ile kapatılmış, işlevleri değiştirilmiştir. TÜBA ve TÜBİTAK gibi kuruluşların yapısı değiştirilmiş, zaten özerk olmayan bilimsel yapı sermaye ve devletin güdümüne alınmıştır.634 ve 644 sayılı KHK`ler ile TMMOB kamu bürokrasisinin hiyerarşik bir parçası haline getirilerek bir genel müdürlüğe bağlanmakta adeta işlevsizleştirilmektedir.

TMMOB`ye yönelik tüm bu saldırılara karşı bize düşen görev, her zamankinden daha fazla TMMOB`ye sahip çıkmaktır. Değerli arkadaşlar, yıllardır uygulanmakta olan neo-liberal politikalar meslek alanımızı olumsuz etkilemektedir. Yaşanan olumsuzluklar sadece meslektaşlarımızın yanı sıra vatandaşlarımızı da etkilemektedir. Dünyanın eh pahalı elektriğine mahkum edilmiş yurttaşlar var. Giderek daha da yoksullaşan ve artan işsizlik ile karşı karşıya bırakılmış meslektaşlarımız var. Uzun yıllar içerisinde oluşturulmuş kamusal hizmet alanlarımızın parçalanması ve yok pahasına satılması var. Neredeyse tüm yaşam alanlarımızda bizlere varolagelen derelerimizin ırmaklarımızın madenlerimizin, kültürel miraslarımızın çok uluslu tekellere peşkeş çekilmesi ile yaşanan toplumsal huzursuzluk ve kaygılar var. Özelleştirme adı altında yaşanan kaos ortamında kentlerimizin daha dün İstanbul ve Trakya Bölgesini kapsayan ciddi elektrik kesintileri ile çaresiz bırakılması, ülkemiz elektrik bakım hizmetlerinin kendi kaderine terk edilmesi var. Kentin tüm duyarlılıklarını yok sayarcasına sürdürülen çarpık kentleşme, dünyada en üst sırada yeralan ve cinayete dönüşen iş kazaları var.Çernobil ve Fukişima felaketlerinden ders çıkarmamakta ısrar eden AKP iktidarının ısrarla Mersin Akkuyu`da, Sinop`ta tüm tepkilere rağmen hızla devam eden nükleer santral kurma girişimleri var. Banka hesaplarını ve ticari karlarını insan hayatından önde tutanlara havamızı, suyumuzu kirletenlere, enerji kaynaklarımızı yağmalayanlara, tüp gazla nükleer santrali ayıramayanlara geleceğimizi teslim etmeyeceğiz."

Açılış konuşmalarının ardından Şube Yönetim Kurulu, Şube Denetçileri ve Oda Genel Kurulu Delege Asil ve Yedek adayları belirlendi. Şube Yönetim Kurulu Çalışma Raporu özetinin EMO Ankara Şubesi 20. Dönem Yönetim Kurulu Yazman Üyesi Ömürhan Soysal, Mali Raporun EMO Ankara Şubesi 20.Dönem Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ebru Akgün Yalçın tarafından sunulması ve 20. Dönem Yönetim Kurulu`nun aklanmasının ardından, Oda Genel Kurulu`na önerilmek üzere Şube tahmini bütçesi oluşturuldu. Genel Kurul Komisyon Raporları`nın görüşülmesi ve Bilgisayar Mühendisleri Odası kurulmasına yönelik önergenin kabul edilmesinin ardından dilek ve temenniler ile sona erdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



“SANAL ÇALIŞANLAR GELİYOR” RPA: ROBOTİK SÜREÇ OTOMASYONU BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

21.07.2023
 


Çok Okunanlar


EMO ANKARA ŞUBESİ 26. DÖNEM YÖNETİM KURULU BAŞKANI PROF DR. ŞEREF SAĞIROĞLU`NA BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANLIĞINA ATANMASINDAN DOLAYI TEBRİK ZİYARETİ

TÜRK TELEKOM A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NATO VE TAFİCS GRUP MÜDÜRLÜĞÜ`NE ZİYARETTE BULUNULDU

TÜRK TELEKOM A.Ş. ANKARA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ`NE ZİYARET

KAMUSAL SİBER SAVUNMA DERNEĞİ’NDEN ŞUBEMİZE ZİYARET

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN

8. SAMSUN İNŞAAT FUARI DÜZENLENİYOR

Okunma Sayısı: 1396


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.