|
Mersin Akkuyu’da kurulmak istenen nükleer güç santrali projesine kapsam ve özel format belirleme toplantısı Nükleer Karşıtı Platform (NKP) üyeleri tarafından protesto edildi. “Kapsam ve özel format belirleme toplantısı meşru değildir” diyen NKP üyeleri “Akkuyu Çernobil olmayacak” sloganları atarak eylemlerini sürdürdüler.
İller Bankası Macunköy Sosyal Tesisleri önünde 3 Nisan 2012 tarihinde yapılan protesto eylemine EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akgün Yalçın ve üyelerimiz de destek verdi.
NKP üyeleri eylemde sık sık "Nükleere inat yaşasın hayat", "Nükleer santral istemiyoruz", "Akdeniz Çernobil istemiyoruz", "Nükleere inat yaşasın hayat", "Akkuyu Çernobil olmayacak", "Akkuyu Fukuşima olmasın", "Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek." Sloganları attı. Meslek Odaları demokratik kitle örgütleri adına burada açıklama yapan EMO 43. Dönem Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Göltaş şunları söyledi; "Bugün Akkuyu Nükleer Güç Santralı projesine ilişkin kapsam ve özel format belirleme toplantısının bir kandırmaca amacıyla yapıldığını söylemek için buradayız. Her türlü çevresel etkiyi taahhütlerle geçiştirmeye çalışan mevcut ve zaten sorunlu olan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci, sağlıksız yürütülmektedir. Bu kadar büyük bir yatırım, içi boşaltılmış, alınacak önlemlerin açıklanmadığı bir formaliteye dönüştürülmüştür. Gerçek çevresel etkinin değerlendirilmediği böyle bir ÇED süreci hukuksuzdur. ÇED Yönetmeliği gereği 29 Mart 2012 tarihinde yapılmak istenen göstermelik halkın katılımı toplantısında halk nükleer santral istemediğini açıkça ortaya koymuştur. Toplantıya katılanların proje hakkındaki görüşlerinin olumsuz olduğunun toplantı divanı tarafından anlaşılması üzerine toplantı bitirilmiştir. Resmi toplantı tutanağında bile bu durum ifade edilmektedir. Toplantıya katılmak isteyen kişiler daha toplantı girişinde fiziksel şiddete ve tacize maruz bırakılmışlardır. Toplantıda bulunanların tamamının nükleer santral istemediklerini bildirdikleri basın yayın organlarında çıkan haberlerde bile açıkça görülmüştür. Halkın katılımı toplantısında halkın görüşü yok sayılmıştır. Halkın görüşünü dikkate almadan ÇED sürecine devam edilmesi hukuksuzluktur. Mevzuat hükümleri dikkate alındığında, söz konusu toplantıdaki kamu görevlileri ve kolluk personeli hakkında re`sen soruşturma başlatılarak görevi kötüyle kullanma suçlu ve diğer insan hakları ihlalleri nedeniyle yargılanmaları gerekmektedir. Bu konuda savcıları göreve çağırıyoruz. Meşruiyetini yitirmiş, hukuki dayanağı kalmamış, sadece yapılması gerektiği için yapılan bu tür toplantıların bir an önce iptal edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Toplantıya altmışa yakın kamu kurumu çağıran Bakanlık yönetmelikte yer almasına rağmen ‘meslek odaları, sendikalar, birlikler, sivil toplum örgütlerinden temsilcileri`ni komisyon toplantısına çağırmamıştır. Bu durum farklı sese tahammül edemeyen AKP iktidarının kendi ileri demokrasi`sini göstermektedir. Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi hakkında yayımlanan 2012/8 Sayılı Başbakanlık Genelgesi, halkın görüşü ne olursa olsun projenin hayata geçirileceğinin açık göstergesidir. Genelgede ‘projenin gecikmeye mahal vermeden zamanında tamamlanabilmesi için, kamu kurum ve kuruluşlarımızca her türlü iş ve işlemler ivedilikle sonuçlandırılacaktır` ifadesi yer almaktadır. Buradan soruyoruz: Toplantıya çağrılan elli dokuz kuruluşun genelgeye aykırı davranış göstermesi mümkün müdür? Bu göstermelik toplantılarda, ‘nükleer santrale itiraz sesi` kısılmaktadır, gerçekleştirilmek istenen nükleer santral projesinden birinci derece etkilenecek olan coğrafyamızdaki insanların görüşleri yok sayılmaktadır. Bilindiği üzere bugünlerde elektriğe ve doğalgaza yüksek oranda zam yapılmıştır. Yapılan zamlar için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ortadoğu`daki gelişmeleri göstermektedir. Burada da hükümetin suçu petrol ve doğalgaz fiyatlarına atma lüksü bulunmamaktadır. 10 yıldır iktidarda olan AKP Hükümeti, elektrikte, doğalgaz bağımlılığını ortadan kaldırmak bir yana, piyasada yer alan şirketlerin çıkarları doğrultusunda doğalgazla üretimi artırarak bu bağımlılığı derinleştirmiştir. AKP Hükümeti, doğalgaz da artan dışa bağımlılığımızın yanı sıra yapılan ikili anlaşmayla birlikte nükleer enerjide de dışa bağımlı hale getirmektedir. Yani, nükleer santral yapımında ısrar daha fazla zam olarak halkımıza geri dönecektir. Akkuyu Nükleer Güç Santralı projesine ilişkin bugün yapılacağı duyurulan kapsam ve özel format belirleme toplantısının yasal dayanağı yoktur. Toplantı derhal iptal edilmelidir. Toplantının yapılması halinde yasa ve yönetmeliklere aykırı olarak gerçekleştirilecek bu toplantı nedeniyle sorumlu bütün kamu görevlileri hakkında gerekli yasal girişimlerde bulunacağımızı bildiriyoruz. Çok geç olmadan, geri dönülemez kazalar yaşanmadan AKP hükümetini halkına rağmen, uluslararası lobilerle, sermaye grupları ile giriştiği nükleer santral macerasından vazgeçmeye, insan ve doğaya duyarlı temiz enerji kaynaklarına yönelmeye çağırıyoruz." Mersin Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Sabahat Arslan da yaptığı konuşmada şunları söyledi, "Geçen sene 17 Nisan`da Mersin ve bütün Türkiye insan zinciri oluşturarak nükleere hayır dedik. 29 Mart`ta Akkuyu`da yapılmak istenen ÇED toplantısını yaptırmayarak nükleer santral istemediğimizi bir kez daha haykırdık. AKP hükümeti şunu bilsinler ki bizler direneceğiz ve halka rağmen Akkuyu`da nükleer santral yapılamaz. Bundan sonra da mücadelemiz çok çetin bir şekilde devam edecektir. Mersin halkı ve Akkuyu halkın Türkiye halkı nükleer santral istemiyor, bunu yapamayacaklar." CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı eylemde şunları söyledi, "Bu mücadele 35 yıldır sürüyor. 35 yıldır Mersin halkı bu saçmalığa direniyor. Birkaç gün önce Meclis`te bunu gündeme getirdiğimizde AKP`li bir milletvekili ‘ne yapalım nükleer kurmayalım da tezek mi yakalım?`dedi. İşte AKP zihniyeti bu. Türkiye`yi nasıl bir zihniyetle yönettiklerini anlayın. Bu mücadele oraya nükleer santral kurdurulmayana kadar devam edecektir." Eyleme ayrıca BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ve CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner de destek verdi.
|
|
|