|
EMO Ankara Şubesi Kadın Komisyonu tarafından 31 Mayıs 2012 Perşembe günü yapılan yazılı basın açıklamasında `AKP`nin kadınlarala ilgili algılayışını eve hapsedilmiş, çocuklarına bakan, geleceğin büyük adamlarını yetiştiren anneler olarak kurguladığını biliyoruz. Olmadı kadınlar, kriz çıkana kadar ucuz işgücü olarak kullanılabilecek yedek kuvvet olarak da düşünülebilir`denildi.
Basın açıklamasının tam metnine haberin devamından ulaşabilirsiniz.
KADINLARIN BEDENLERİ ÜZERİNE SÖZ HAKKI KENDİLERİNE AİTTİR Mevcut hükümetin ve başbakanın gündemi değiştirme konusundaki başarısına alıştık. En popüler yöntem de muhafazakarlık ve kadınlar üzerinden yapılanlar. Kadına bakış açısını ve kadının toplumdaki yerini ikincileştirmekte hiçbir zaman beis görmeyen mevcut iktidar, üstünü kapatamadığı, hesap verilmesi gereken meselelerde yine kadınlara saldırmaktan geri durmuyor. Kadınlarla ilgili ama kadınların gündemi olmayan, hatta olamayacak meselelere yönlendirmek de bu iktidarın çıkış yolu oluyor. Ne diyor başbakan? AKP Genel Merkezi Kadın Kolları Kongresi‘nde yaptığı açıklama ile "Her kürtaj bir Uludere‘dir" diyor. Kürtajı cinayet olarak gören bu zihniyet Uludere‘deki ölümlerin bilinçli bir cinayet olduğunu ortaya koyuyor. Sözleriyle, hem Uludere‘de yaşananlar, hem de kadınların kendi bedeni üzerindeki tasarrufuyla adeta dalga geçiyor. AKP‘nin kadınlarla ilgili algılayışını eve hapsedilmiş, çocuklarına bakan, geleceğin büyük adamlarını yetiştiren anneler olarak kurguladığını biliyoruz. Olmadı kadınlar, kriz çıkana kadar ucuz işgücü olarak kullanılabilecek yedek kuvvet olarak da düşünülebilir. Daha önce de kaç çocuk yapmamız gerektiğini söyleyen, şimdi de nasıl ve ne zaman olacağı konusundaki kararını açıklayan Recep Tayyip Erdoğan‘a bazı hatırlatmaları da biz yapalım. Sezeryan ve kürtaj hem bebek, hem anne ölümlerini azaltan tıbbi bir yöntemdir. Sağlık sisteminde piyasacı bir yol izleyen bizim gibi ülkelerde sezeryan oranının artması da, kadınların sırtına yüklenecek ve yasaklama ile giderilecek bir mesele değildir. Bazen sağlık sebepleriyle sezeryanla doğum veya kürtaj zorunludur. İstenmeyen bir gebeliğin sonlandırılması ise hem tıbbi, hem sosyal, hem de ekonomik sebeplerle olabilir. Bu da ülkemizde 10 haftaya kadar, bazı ülkelerde ise 12 haftaya kadar yasal bir haktır. Sadece ülkemizde değil dünyanın birçok ülkesinde sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj, ölüm oranlarını yükseltmektedir. Bütün bu koşullar gösterir ki, kadınların sezeryan ve kürtaj dahil, kendi bedenleri üzerine söz hakkı yine kendilerine ait olmalıdır. Bu sebeplerle, Erdoğan‘a eline geçen her fırsatta kadınları taciz etmemesini tavsiye ediyor, yıllar süren mücadeleyle alınan haklarımızın onun tekelinde olmadığını hatırlatmak istiyoruz. ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI ANKARA ŞUBESİ KADIN KOMİSYONU
|
|
|