MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

 
HUKUKİ DESTEK
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

EMO ANKARA ŞUBESİ 21. DÖNEM GENEL ÜYE TOPLANTISI DÜZENLENDİ



 
EMO Ankara Şubesi 21. Dönem Genel Üye Toplantısı, 02 Mart 2013 Cumartesi günü EMO Genel Merkezi Toplantı Salonu’nda düzenlendi. Genel Üye Toplantısı Gündemi şu başlıklardan oluştu; “Divan oluşumu, açılış konuşmaları, Şube çalışmaları hakkında bilgilendirme, mali durum, komisyonlar, Şube çalışmalarının değerlendirilmesi, önümüzdeki 1 yıl içinde yapılacak çalışmaların plânlanması, dilek ve temenniler.”
 

 

Genel Üye Toplantısı Divan Başkanlığı`na Haşim Aydıncak`ın seçilmesinin ardından EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akgün Yalçın açılış konuşması yaptı. Ebru Akgün Yalçın konuşmasında şunları söyledi, "Sevgili arkadaşlar, 21. Dönem genel üye toplantısına hepiniz hoş geldiniz. Sözlerime bu yıl kaybettiğimiz ve yokluklarına alışamadığımız, yerlerinin doldurulması mümkün olmayan değerli büyüklerimizi saygıyla anarak başlamak istiyorum. Ahmet Altay Varol, Gökçen Çapkıncı, Mehmet Naci Temeltaş ve ismini sayamadığım diğer büyüklerimiz. Şubemiz için çok büyük anlamları olan Ahmet ağabeyimiz ve Gökçen ağabeyimiz bizler için umuttular, sevgiydiler, mücadeleydiler… Onların yokluğunu her etkinliğimizde hissedecek ama anılarını da her daim yaşatacağız. 1954 yılında 6235 sayılı Yasa ile kurulan TMMOB her ne kadar tepeden inmeci ve o dönemdeki egemen anlayışın bir ürünü olarak ‘toplum örgütlü olsun ancak bizim denetimimizde olsun` anlayışının ürünü olarak kurulmuş olsa bile, tarihinin hiçbir döneminde egemenlerin dümen suyunda gitmemiş ve her dönem bağımsızlığını korumuş bir örgüttür.TMMOB`nin tarihine baktığımızda 1970`li yıllar, hem Türkiye hem de TMMOB tarihi açısından gerçek anlamda bir dönüm noktası olmuştur. Bugün TMMOB örgütlülüğünün sahiplendiği temel değerler ve ilkeler, bu dönemde verilen mücadelelerin mirasıdır.Antiemperyalist, bağımsızlık ve demokrasi yanlısı, ilerici ve devrimci iddialar zemininde oluşturulan siyasal hat, toplumun tüm örgütlü yapılarını boydan boya kesen bir örgütsel yeniden yapılanmanın da hazırlayıcısı olmuştur. Bu örgütsel dönüşümün etkileri kısa zaman içinde TMMOB bünyesindeki tüm odalarda hissedilmiştir.Kurulduğu dönemden itibaren, daha çok devlet kademelerindeki yüksek bürokrasinin etkinliğinde olan, mühendisliği toplumun diğer kesimlerinin üstünde bir zümre olarak gören, sorunlarını hükümetlerle kurdukları yakın ve kişisel ilişkilerle çözmeye çalışan Odalar, 70`li yılardan itibaren adeta yeniden yaratılmışlardır. Bu süreç, birdenbire ve kesintisiz değil, uzun uğraşlar verilerek ve büyük bedeller ödenerek gerçekleşmiştir.

TMMOB ve bağlı odaları meslek alanlarıyla ilgili olarak ülke gerçeklerini ifade edip sorunları tespit etmekte, çözüm önerileri oluşturup yaşama müdahil olmakta, bilimi ve tekniği halkımızın hizmetine sunmaktadır. TMMOB politikalarını, meslek alanlarımızdan yola çıkarak mühendislik mimarlık ve şehir plancılığının sorunlarının halkımızın sorunlarından ayrılamayacağını temel ilke kabul ederek, bilimsel, teknik ve insan odaklı bir çerçevede oluşturmaktadır.

Bu çerçevede, halkımızın çıkarlarını korumak, bilimsel uygulamaların hayata geçmesini sağlamak amacıyla; nükleer santraller, 2B yasası, özelleştirmeler, imar rantı merkezli planlama süreçleri gibi meslek alanlarımızla ilişkili tüm konularda elde edilmiş kazanımlarda, TMMOB`nin hukuksal ve siyasal alanda vermiş olduğu mücadelelerin payı çok büyüktür.Küreselleşmenin baskısı altındaki Türkiye‘de kapitalizm; devlet eliyle ve himayesinde, sermaye birikimini, kentler ve doğal kaynaklar üzerinden oluşturmaya ve ayakta tutmaya çalışırken, AKP iktidarı TMMOB ve Odaları bu yöneliminin önündeki en büyük engellerden biri olarak görüyor.

Ekonomiyi canlı tutmak için öncelikle kentsel alanlarda yıkım ve yapım işleri ile kentsel dönüşüm başlatılmış, inşaat sektörünün sıcak parayı getirmesi öngörülmüştür. Bu sürecin hızlı ve kesintisiz işlemesi için bir takım yasal düzenlemeler yapılması amacıyla; ülke topraklarının ve kamu kaynaklarının yağma ve talanının önünde engel olan tüm mevzuat, birer birer değiştirilmektedir. Bu vahşi dönüşüme karşı duran, kamuoyunu her platformda aydınlatan, kamunun ve halkın varlıklarına, kentlere, doğal ve kültürel kaynaklara sahip çıkan; bu amaçla yılmadan mücadelesini sürdüren, halkın yanında olan mühendis, mimar ve şehir plancıları da susturulmak ve bertaraf edilmek istenmektedir. Kamu kaynakları, yerli ve yabancı sermayenin bölüşümü için hazır hale getirilerek, halkın malı olan kıyılar, ormanlar, maden alanları, su kaynakları gibi her türlü doğal, tarihi, kültürel ve kentsel değerler; adeta yağmalanarak el değiştiriyor, serbestleştirme, özelleştirme politikalarıyla göz göre göre kamu ve halktan alınıp sermayeye veriliyor.TMMOB ve bağlı meslek odaları ile tüm üyeleri; bu oyunun farkındadır. İşte bu nedenle TMMOB ve bağlı meslek Odaları da, susturularak parçalanmak ve yandaş kuruluşlar haline dönüştürülmek istenmektedir.Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın çeşitli yönetmelik değişiklikleriyle sürdürülen saldırılarla, esas olarak TMMOB`nin etki alanı daraltılmaya çalışılmakta, gelir kıskacına sokularak dışa dönük mücadelesi engellenmeye çalışılmakta ve üyesiyle,  personeliyle karşı karşıya getirilmektedir. "Bürokrasinin Azaltılması ve İşlemlerin Basitleştirilmesine Yönelik Başbakanlık, Bakanlıklar, Bazı Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ve Üniversitelere Ait 84 Adet Yönetmelik", "Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"  , "Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" lerde çeşitli değişiklikler yapılmıştır.

Her iki yönetmelikte de yapılan değişiklikler sonucunda, sicil durum belgelerinin Meslek Odaları tarafından düzenlenmesi kuralı kaldırılmış, anayasa ile verilmiş kamusal bir görev olan üye sicil kayıtları tutma görevini, dolaylı yoldan üye-oda ilişkisinden kopararak üye- şirket- oda şekline dönüştürmek hedeflenmiştir. Ülkenin halihazırda lokomotif gücü olarak nitelendirilen yapılaşma sürecinde, yapılar bir bütün olmaktan çıkartılmış, tasarım süreçleri parçalanmıştır.

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile de insan haklarına aykırı, ranta dayalı kentsel dönüşüm projeleri,  "afet ve deprem riski" adı ile meşrulaştırılarak, ülke çapında yaygınlaştırılmak istenmektedir. Tabi hal böyle olunca AKP iktidarına düşen, önündeki tüm engelleri bir bir kaldırmak olacaktı. Ormanların, meraların, sulak alanların, kıyıların, tarım alanlarının talanına olanak sağlayacak yeni yasalar çıkartılmalı, bu rant iklimine engel olduğu düşünülen tüm yasalar değiştirilmeli, mühendislik mimarlık hizmetlerinin emekçi halkın hizmetine sunulması savunusunda olan örgütler yok edilmeliydi.

Tam da bu niyetlerle ülkenin tapusunun adeta kendisine verildiği Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hazırlandığı söylenen yeni torba yasa gündeme geldi. Adından da anlaşılacağı gibi mühendislik alanlarının bütününe yönelik bir saldırı planının ortaya konduğu, mera kanunundan, kıyı kanuna, imar kanunundan yapı denetim kanununa kadar bir dizi değişiklik planlanmış, örgüt olarak ta TMMOB hedef tahtasına konulmuştur.

Bahsi geçen yasa tasarısında, demokrasi güzellemeleriyle TMMOB`nin demokratik merkezi yapısı etkisizleştirilip, küçük olsun güçsüz olsun bizim olsun yöntemiyle mühendislerin mimarların örgütlü gücü yok edilmek istenmektedir. Her ne kadar Bakanlık şimdilik bu çalışmayı durdurduğunu söylese de, tüm birimlerimizde uyanık olmak, mücadeleyi elden bırakmamak, bu ve benzeri örgütümüzün kurullarında tespit ettiğimiz sorunlarımızı tartışıp çözüm üretmek durumundayız. Yıllar içinde oluşturduğumuz hukuku ve örgütlü gücümüzü pekiştirerek bu saldırıyı göğüslememiz ve yeni dönemi örgütlememiz gerekmektedir. Yılların birikimine dayanan; çok sayıda arkadaşımızın, emeği ve özverisiyle oluşturulan demokratik, emekten ve halktan yana TMMOB örgütlülüğünün korunarak sürdürülmesi, bu dönemin bize yüklediği en kritik sorumluluktur.

Çoğunluğunu ücretli mühendislerin oluşturduğu örgütümüzde, çalışma yaşamına ilişkin düzenlenmeler üyelerimizi yakından ilgilendirmekte. Son 10 yılda, çalışma bakanlığının verilerine göre her yıl ortalama binden fazla işçi, iş cinayetleri sonucu yaşamını yitiriyor. Bir mühendislik alanı uygulaması olan iş güvenliği alanı, üyelerimiz için bir istihdam alanı olmakla birlikte, işçi sağlığı ve güvenliğini bir kültür olarak ele almayan, işverenlerin ekmeğine yağ süren yargı kararlarıyla iş güvenliği sorumluluğunu çoğunlukla meslektaşlarımızın omuzlarına yüklendiği iş sağlığı ve güvenliği yasasına karşı EMO olarak gerek eğitimlerimizde,  gerek yayınlarımızda bir bilinç oluşturma, meslektaşlarımızın yanında ve onların bilgi birikimini artırıcı çalışmaları yapmaktayız  Beyaz yakalı olarak tariflenen işçilerden olan mühendislerin, çalışma yaşamında meslek odası dışında sendikalaşması ve hak ihlallerine karşı mücadele etmesi, yıllardan beri örgütümüzde söylenegelen bir söylemdir. Gene son yıllara baktığımızda ülkemizin ajandası hak ihlalleriyle dolu. 

Yargıç ve Savcılar Sendikası Yargı Sen, Genç-Sen, Emekli-Sen kapatıldı. Polislerin sendikalaşma girişimine yönelik aba altından sopa gösterildi. Hava taşımacılığı ve borsa hizmetlerine grev yasağı getirildi (havacılıkta grev yasağı tepkiler üzerine geri alındı). Havacılıkta grev yasağını protesto eden 300 civarında Hava İş üyesi işçi, işten atıldı. Sendikal nedenli işten çıkarmalar devam etti; Savranoğlu deri işçileri,  Kampana deri işçileri, İstanbul Maltepe Belediyesi Taşeron İşçileri, TOGO işçileri, Yurtiçi Kargo işleri ve daha nice işçi direnişleri…

Toroslar Elektrik Dağıtımda ve Boğaziçi Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinde işten atılan taşeron işçiler sendikalı olarak işe dönme mücadelelerini kazandılar. Kamu kesimi başta olmak üzere, kadrolu güvenceli istihdam yerine taşeronlaşma ve hizmet alımı arttı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre AKP`nin 10 yılında taşeron işçi sayısı 350 binlerden 1 milyon 500 binlere ulaştı.

Barışçıl toplu eylem hakkını kullanan emekçilere yönelik baskılar devam etti. Özellikle KESK‘li sendikacılara yönelik baskılar sonucu, yüzlerce kamu emekçisi sendikal faaliyetlerinden dolayı gözaltına alındı, tutuklandı.

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu‘nda değişiklik yapıldı. Yapılan değişikliklerle kamu çalışanlarının tümünün grev hakkı yok sayıldı. Sözde toplusözleşme hakkı getirildi, ama kamu görevlilerinin kaderi hükümetin belirleyici olduğu Kamu Görevlileri Hakem Kurulu‘nun insafına bırakıldı. 657 sayılı devlet memurları kanununda yapılması düşünülen değişikliklerle ise, kamu çalışanlarının iş güvencesi kaldırılmak isteniyor. 6356 sayılı yeni Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu kabul edildi. Statükocu, ayrımcı ve yasakçı nitelikleri ağır basan yasa, mevcut sendikal yapılar dışında yeni sendikaların sisteme girmesini engellemekte, barajlı sistemi ve işkolu sendikacılığını korumakta. Yasa ile işçilerin yaklaşık yüzde 55‘ini oluşturan 30‘un altında işçi çalıştıran işyerlerinde çalışanlar ile 6 aydan az kıdemi olan işçilerin sendikal tazminat hakları ortadan kaldırıldı.

2012 yılında 16 milyon ücretliye karşılık, toplu iş sözleşmelerinden yararlanan işçi sayısının 680 bin civarında olduğunu bilmekteyiz.Tüm bu hak ihlallerine karşı, TMMOB birimleri olarak mücadelenin bir parçası olmak gene tarihsel bir sorumluluk olarak karşımızda duruyor.

Ücretli ve işsiz mühendisler kurultaylarında almış olduğumuz kararlardan birisi olan ve ücretli çalışan mühendis arkadaşlarımızın temel sorunlarından birisi olan, esas ücret üzerinden prim ödenmesi konusunda bildiğiniz gibi olumlu kazanımlar elde etmiş durumdayız. TMMOB ile SGK arasında yapılan protokol gereği çalışanların primleri belirlenen mühendislik asgari ücreti üzerinden yatırılacak. Tabi ki ilk başta kulağa hoş gelen bu uygulama, meslektaşlarımızın yeni hak kayıplarını da beraberinde getirme riskini taşımakta. Bunun için birimlerimizde geniş kapsamlı kampanyalar düzenlemeli, hukuk birimlerimizce konuya ilişkin meslektaşlarımızı bilgilendirme çalışmalarını hayata geçirmeliyiz.

Aslında uzun bir dönemin tartışması olan fakat bu dönem yapılan çeşitli çalışmalarla kamuoyunda yanlış algılanan, elektrik mühendisliği ünvanı ile elektrik elektronik mühendisliği ünvanları arasında yaşanan sıkıntı da gündemimizde. Bildiğiniz gibi kamuya yerleştirmelerde kullanılan KPSS unvan kodlarında, ayrı ayrı görünen bu kodlar özelikle yüksek gerilim ile uğraşılan işyerlerinde bir ihtiyaç olarak tariflediğimiz ve olması gerek dediğimiz elektrik mühendisi arkadaşlarımızı ve yüksek gerilim ile ilgili ders almış elektrik elektronik mühendisi arkadaşlarımızı karşı karşıya getirmektedir.  Çok basit idari işlemlerle çözülebilecek bir süreçte YÖK ve devlet personel başkanlığının, odamızın görüşlerini dikkate alması gerektiğini tekrar ifade etmek istiyoruz. Ayrıca buradan bir kez daha söylemekte fayda var, Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi şimdiye kadar ne sadece elektrik mühendislerinin ne de sadece elektrik-elektronik mühendislerinin tarafında olmamış, bilimsel gerçeklerden yola çıkarak meslektaşlarımızın bütününü kapsayan bir noktada görüşler oluşturmuş ve kamuoyuyla paylaşmıştır.

Elektrik Mühendisleri Odası`nın sorumluluk alanına giren, Elektrik, Elektrik-Elektronik, Elektronik, Elektronik-Haberleşme, Kontrol ve Biyomedikal Mühendisliği lisans programlarında güncel rakamlara göre toplam 136 bölüm bulunmaktadır. Bu bölümlerin 68`i devlet, 59`u vakıf üniversitelerinin mühendislik fakültelerinde ve 9`u teknoloji fakültelerindedir. Devlet üniversitelerindeki bölümlerin 42`sinde ikinci öğretim yapılmaktadır. ÖSYM 2012 sonuçlarına göre meslek alanımızdaki vakıf üniversitelerindeki bölümlere 3 bin 408 öğrenci, devlet üniversitelerindeki bölümlere 7 bin 720 öğrenci ve teknoloji fakültelerindeki bölümlere 888 öğrenci olmak üzere toplam 12.016 öğrenci yerleştirilmiştir. Devlet üniversitelerindeki bölümlere yerleştirilen öğrencilerin 3 bin 44`ü ikinci öğretime alınmıştır.

Tablo bu şekilde olunca hızla büyüyen camiamızın sorunları da hızla büyüyecektir. Yeterli altyapısı, akademik kadrosu, sosyal yaşam alanı olmadan açılan onlarca üniversitede verilen eğitimlerin niteliği konusunda kapsamlı bir çalışma yapmalı, ülkemizin mühendis ihtiyacını gören bir noktadan mühendislik eğitiminin geleceğini kurgulama çalışmalarında, eskisinden daha fazla görünür bir çalışma içerisinde olmalıyız.

Teknoloji fakülteleri gerçeği önümüzde duruyor. Bu yıldan itibaren mühendis ünvanı ile mezun olacak teknoloji fakültelerinde okuyan gençlere yönelik olarak TMMOB bütünselliğinde somut adımlar atmalı, orada yaşanan mağduriyet ve olması gereken üzerinden bir perspektif sunmalıyız.

AKP Hükümeti`nin Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Yasası`nda yapmak istediği değişiklikler ile üniversiteler; bilimden, halktan yana olmak yerine, kendi sözünü dinleyen; bilim insanlarıyla Meslek Odaları`nın, demokratik kitle örgütlerinin bağını ortadan kaldıran bir yapıya bürünmektedir. YÖK Yasa Tasarısı`nın 66. Maddesi`nde "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yönetim ve denetim organlarında görev üstlenen öğretim üyeleri, kurumlarından aylıksız izinli sayılırlar." denilmektedir. Meslek Odaları ile üniversitelerin bağını koparacak olan bu düzenleme ile, öğretim üyeleri aylıksız izinli sayılmayı göze almadıkça, Meslek Odaları`nın yönetim ve denetim organlarında görev alamayacaklar. Bundan sonraki aşama, ‘üniversite öğretim üyelerinin, Meslek Odaları`na üye olamayacakları` yönünde olursa bu durum kimse için şaşırtıcı olmayacaktır.

İktidara gelmeden önce, YÖK`ü kaldırma vaadinde bulunan, bu vaadini parti programına yazan AKP, geldiğimiz süreçte YÖK`ün varlığını meşrulaştırmakta, YÖK`ün sadece adını değiştirip vesayetçi, baskıcı, akademik özerkliği engelleyici yanlarını muhafaza ederek ülkemizin bilimsel ve toplumsal yaşamını tehlikeye sokmaktadır.

Evrensel değerlerin üretildiği üniversitelerin, bilimsel, demokratik ve özerk bir yapıya kavuşmasının önündeki kurumsal engellerden birisi olan YÖK`ün uygulamaları da üniversite gençliğinin tepesinde tehdit olarak durmaktadır.

Odamızın gençlik örgütlenmesi olan EMO-Genç çalışmaları, bu dönemde esas hedeflerimiz arasında olmasına rağmen istediğimiz bir noktada değildir. Elbette kapitalizm ve ülkemizde yaşanan demokrasi iklimi genç arkadaşlarımızın toplumsallaşmaları önünde engel, fakat biz bu engelleri aşıp meslektaşlarımız arasındaki dayanışmayı görünür kılan bir çalışma pratiği içerisine girdiğimizde, kaçınılmaz olarak genç arkadaşlarımızın da odalarına ilgisi artacak, kendilerini bu alanın birer bileşeni olarak hissedebilecektir.

Mühendislik geliştirme eğitimlerini de genel olarak meslektaşlarımızın ihtiyaçlarını gören bir noktadan, onların taleplerini alarak sürdürmekteyiz. MİSEM eğitimlerinin yanı sıra, şubemizde yapmış olduğumuz mühendislik geliştirme eğitimlerine 2012 yılı bahar döneminde toplamda 404 ortalama 26 kişi katılırken, bu rakam güz döneminde toplamda 464 ortalamada 31 kişi olmuştur. Rakamlardan anlaşılacağı üzere teknolojinin ve mesleğimizin gelişimi çerçevesinde yapılan bu eğitimler, bizler için hem deneyimli meslektaşlarımızla buluşma olanağı yaratmakta, hem de mesleğimizi daha iyi yapabilme olanağı sunmaktadır.

Göreve geldiğimiz şubat ayından beri temsilciliklerimizde yeniden bir yapılanma, temsilciliklerimizin bir çoğunda var olan ve çoğunlukla serbest çalışan mühendislerin sorunları ve talepleri üzerinden şekillenen yapımızı değiştirme, dönüştürme iddiasındaydık.

Ama ne yazık ki bunu çok iyi bir şekilde hayata geçirdiğimizi söyleyemeyiz. Hem örgütümüzün gündemindeki TMMOB yasasıyla ilgili yapılması düşünülen değişiklik, hem mali sıkıntılardan kaynaklı hedeflediğimiz ölçüde bir çalışma yapamadık. Ama buna rağmen bir çok temsilciliğimizde, talep edilen eğitimler, teknik geziler düzenledik. Üye toplantıları yaptık. 21. dönem boyunca yapmayı hedeflediğimiz işçi sağlığı ve güvenliği ile enerji yöneticiliğine ilişkin etkinlikleri önümüzdeki günlerde temsilciliklerimizde bir takvim dahilinde yapmayı planladık. Ankara dışındaki üniversitelerde de çeşitli eğitimler düzenledik, düzenlemeye devam edeceğiz.

21. Dönem yönetim kurulu olarak 2 yıllığına sizlerin arasından seçilerek, genel kurulun bizlere vermiş olduğu görevleri yürütmek üzere görevlendirildik. Elbette alanımızın çok geniş olması, gerek teknolojik bilimsel gelişmeler, gerek mevzuat değişiklikleri, gerek emek ve demokrasi mücadelesinde odamızın gereken refleksleri vermesi, bizlerin hak ve çıkarlarını koruması için kolektif çalışma, birlikte üretme üzerine biraz daha kafa yormamız gerektiği kanaatindeyiz. Bu çerçevede 21. dönemde oluşturduğumuz komisyonlar hepimiz için çok önemli. Bu komisyonlarda görev almak, çalışma yapmak her birimizin ayrı ayrı görevi ve aynı zamanda sorumluluğu olmalı. Bu bilinçle hepinizi komisyonlarımızda etkin olma ve çalışmalarımıza yön vermeye, katkı sunmaya davet ediyoruz.

Gene bu dönem içerisinde sayısı 12 yi bulan ki ayda ortalama 1`e geliyor, panel, söyleşi, konferans tarzı çalışmalara yer verdik. 2012 yılında ayrıntılarını Ömürhan arkadaşımızın paylaşacağı bitirme projeleri sergisini ve ilk bildiriler konferansını düzenledik ve 2013 yılı haziran ayında da EMO adına merkezi olarak düzenleyeceğiz. Bunun için çalışmalarımız devam etmekte. Gene merkezi olarak düzenlemek için talip olduğumuz etkinliklerimizden, hizmet üretimi ve EMO örgütlülüğünün geliştirilmesi çalıştayı çalışmaları da şubemiz sekretaryasında devam etmektedir. Ekim ayının ilk haftası, Elektrik Elektronik Mühendisliği Günleri kapsamında 3 kongre, 3 çalıştay ve sergiden oluşan kapsamlı bir etkinliğimiz olacak. Bu etkinliği odamız, meslektaşlarımız, akademi ve sektör firmalarının bir araya gelebileceği bir etkinlik olarak kurguluyoruz.   Evet bu dönem bir de yol ayrımına gittik. Bildiğiniz gibi odamızda örgütlenen bilgisayar mühendisleri, şube genel kurullarımız, EMO genel kurulumuz ve TMMOB genel kurulu süreçlerinden geçerek, kendi isimlerini taşıdıkları yeni bir oda kurdular.  Aslında yol ayrımı olarak ifade etsek de, bilgisayar mühendislerinin alanına ilişkin, daha geniş bir perspektiften bakabileceğimiz bir pencere açtık. Arkadaşlarımıza buradan da başarılar diliyor, aslında iç içe geçmiş olan meslek alanlarımızda yaşanan problemlere ilişkin, çözüm üretmeye yönelik olarak birlikte çalışma üretme konusunda üzerimize düşen tüm görevleri yerine getireceğimizi ifade etmek istiyoruz.Meslek alanlarımızla ilgili olarak bunlar yaşanırken, ülke gündemine ilişkin de yaşanan süreçlere emekten, halktan yana bir meslek örgütü olarak sessiz kalmamız beklenemez. Hayatın her alanında olduğu gibi, biz mühendisler de çevremizde yaşanan olaylara duyarsız kalamayız. Yanı başımızda Suriye`de devam eden savaş, kimilerinin imralı, kimilerinin barış, kimilerinin çözüm süreci dediği süreçlerde her zaman barışın dilini kullanarak yol arkadaşlarımızla birlikte en yüksek perdeden sözümüzü söylemeliyiz. Akan kanın durması, adil demokratik bir çözüm için bizler de bu ülkenin onurlu yurttaşları gibi bize düşen noktalarda cesurca konuşmalıyız, tavır almalıyız. ODTÜ de öğrencilerin üzerine gaz bombaları yağarken, kanayan bir yara olan Sivas davası zaman aşımına uğratılırken, ülkenin en kanlı faşizan dönemlerinden 12 eylülün darbecileriyle yüzleşirken, kardeşimiz Hrant dinkin öldürülmesinde kamu görevlileri hakkında ağır kamu hizmeti kusuru bulunurken, Çeşitli dava ve operasyon adlarıyla askerler, gazeteciler, akademisyenler, öğrenciler, sendikacılar gözaltına alınırken, tutuklanırken, kadınlara evlerinin yolu gösterilip, bedenleri hakkında kararlar verilirken elbette ki susmayacağız, taraf olcağız. Neo-liberal politikaların sonucu olarak, kat be kat yoksullaştırılırken, yanlış enerji politikaları yüzünden en temel insan haklarından olan enerji hakkını bile yüksek bedeller ödeyerek satın alırken, zamlarla yaşayamaz hale gelirken biat eden kabul eden ve susan bir halk olmayacağız.

Sonuç olarak biz mühendisler mimarlar, yaşanabilir bir dünya ve ülke için almış olduğumuz eğitimi, halkımızın yararına sunacak politikaları üretecek, savunacak ve uygulanması için mücadele etmeye devam edeceğiz.Güzel yarınları hep birlikte yaşayacağımız umudu ile hepinizi 21. dönem yönetim kurulu adına saygıyla selamlıyorum."

Ebru Akgün Yalçın`ın konuşmasının ardından EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ömürhan Soysal, Şube çalışmaları hakkında üyelere bilgi verdi. Komisyon çalışmaları hakkında yapılan değerlendirmelerin ardından önümüzdeki bir yıl içinde yapılacak çalışmaların plânlanması ele alındı. Genel Üye toplantısı dilek ve temennilerin ardından sona erdi.

 

 

 



“SANAL ÇALIŞANLAR GELİYOR” RPA: ROBOTİK SÜREÇ OTOMASYONU BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

21.07.2023
 


Çok Okunanlar


EMO ANKARA ŞUBESİ 26. DÖNEM YÖNETİM KURULU BAŞKANI PROF DR. ŞEREF SAĞIROĞLU`NA BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANLIĞINA ATANMASINDAN DOLAYI TEBRİK ZİYARETİ

TÜRK TELEKOM A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NATO VE TAFİCS GRUP MÜDÜRLÜĞÜ`NE ZİYARETTE BULUNULDU

TÜRK TELEKOM A.Ş. ANKARA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ`NE ZİYARET

KAMUSAL SİBER SAVUNMA DERNEĞİ’NDEN ŞUBEMİZE ZİYARET

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN

8. SAMSUN İNŞAAT FUARI DÜZENLENİYOR

Okunma Sayısı: 974


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.