MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ANTALYA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 ANTALYA   BURDUR   ISPARTA 
 

 
FORMLAR
 
ÖLÇÜM BASVURU DİLEKCESİ
 
ÜYELİK
 
SMM
 
TEMSİLCİLİKLER
 
İŞ VE ELEMAN ARAYANLAR
 

EMO Antalya Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 24

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

ÇERNOBİL‘İ UNUTMA! GELECEĞE SAHİP ÇIK! ÇERNOBİL ‘LER BİR DAHA YAŞANMASIN! (25.04.2013)


BASIN AÇIKLAMASI

ANTALYA NÜKLEER KARŞITI PLATFORM (NKP) BASIN AÇIKLAMASI

 

ÇERNOBİL‘İ UNUTMA!  GELECEĞE SAHİP ÇIK!

ÇERNOBİL ‘LER BİR DAHA YAŞANMASIN!

Felaketin adı Çernobil, en büyük nükleer santral kazası,

162.000 km2 radyoaktif kirlenme alanı, 9 milyon kişi etkilendi.

900.000-1.800.000 ölü, 400.000 kişi göç etti.

Radyasyonun yanı sıra yoksulluk sağlıksız yaşam, ruhsal sorunlar,

Gerçek etki düzeyi hala belirsiz ve gizli,

Bugün Çernobil Nükleer Santralı‘nda 26 Nisan 1986‘da meydana gelen kazanın 27. yıldönümü. Çernobil Felaketi yaşamını yitiren insanlar, kullanılamayan binlerce kilometre tarım alanları, kirlenen yeraltı suları ile kara bir leke olarak tarihte yerini alırken, sonuçları uzun yıllara yayılmış bir karanlık miras bırakmıştır. Çernobil felaketiyle 400 bin insan zorunlu göç ettirildi, 9 milyon insan bu kazadan etkilendi, 160 bin kilometrekare alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı, çok büyük maddi zararlar meydana geldi.

26 Nisan 1986 gecesi Çernobil nükleer enerji santralinde gerçekleştirilen deney sonrası art arda gelen ihmaller insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden birine yol açtı. Çernobil nükleer santralinin 4. reaktöründe gerçekleşen patlama sonrası Hiroşima ve Nagazaki‘ ye atılan atom bombasının yaydığı radyasyonun 200 katı toprağa, suya ve havaya karıştı. Radyasyon Leningrad üzerinden Finlandiya ve sonra İşveç‘e ulaştı. Ölçümler, analizler göstermiştir ki  nükleer santralden yayılan radyasyonun sınırlar içinde kalamadığı,  hiçbir tel örgünün onu engelleyemediğine dünya bir kez daha tanık oldu.

Çılgınca rekabet,   insanlığın başına neler getireceğini birkez daha acı sonuçlarıyla bizlere göstermiştir.  Çernobil‘in mağduru çocukların fotoğraflarına baktınız mı? Ya onların başındaki sevdiklerine? Çernobil kazası sonrası ayna da yüzüne bakıp bakıp kaç kişi intihar etti ? Peki sevdiği insanları kaza bölgesine gönderen 600 bin insana ne olduğu konusunda devlet görevlilerinin bir şey söylediğini duyan oldu mu? İçinden radyasyon geçen bedenlere ne olduğunu söylemediler mi sizlere? Tiroid kanseri deyince ilk aklımıza gelen neydi?

Çernobil sonrası kimilerine göre 1 milyon, kimisine göre 30-40 kişi, kimisine göre ise 200 bin kişi yaşamını yitirdi, börtü böceği sayan olmadı zaten. Çernobil sonrası  Belarus‘ta ortalama yaşam süresi 74‘den 58‘e indi, yine börtü böceğin ömrünü ölçen olmadı.  Çernobil‘in diğer reaktörleri 14 yıl daha çalıştırılmaya devam edildi.

Peki ülkemizde ne oldu? Azıcık radyasyonun kemiklere iyi geldiği söylendi. Karadeniz‘de yetişen tarımsal ürünler batılı ülkeler tarafından alınmayınca radyasyonu bilmeyen halkımıza dağıtıldı. İlköğretim çocuklarına fındık dağıtıldı. Bakanlarımız ekran karşısında çay içti.

Kimseye bir şey olmadı mı?

2011 yılında Japonya‘da gerçekleşen Fukuşima Nükleer Santral kazası,  hiçbir şeyin değişmediğini bir kez daha gösterdi. Yine kaza sonrası bölge boşaltıldı. Toprağa, havaya, okyanusa radyasyon yayıldı. İnsanlar bir şey öğrenmesin diye çaba gösterdiler. Ülkemizde nükleer santral kurma ısrarlarını, bekarlığın daha ölümcül olduğunu, tüp gaz patlamasıyla nükleer santral patlaması arasında kurulan bağlantıyı dinledik.

1979 yılında ABD Harrisburg`taki Three Mile Island ve 1986 yılında Ukrayna`daki Çernobil nükleer santrallerinde meydana gelen nükleer patlamalardan sonra yaşanan en büyük nükleer felaket olan Japonya`daki Fukuşima Daiichi Nükleer Santrali kazasının üzerinden de 2 yıl geçti.

Fukuşima‘ da bize göstermiştir ki, Mersin Akkuyu`da, Sinop`ta ve İğneada`da kurulmaya çalışılan nükleer santraller de tıpkı tüm dünyadaki nükleer santrallerde olduğu gibi;

"Nükleer enerjiden elektrik üretmenin riskleri ortadan kalmış değil,

Hızlı üretken reaktör teknolojisi kullanılsa da kullanılmasa da nükleer atıkların kalıcı depolama sorunu çözülmüş değil,

Nükleer enerji iklim sorununu çözemez."

Teknik, ekonomik ve ekolojik açıdan felaket kaynağı olan, istihdam ve yakıt zenginleştirilmesi için doğrudan dış bağımlılık yaratacak olan nükleer santraller yalnızca nükleer lobicilerin beklentilerini tatmin edecektir. Ne enerji sorununa bir çare olacaktır ne de başka bir faydası. Her şeyden öte topluma lanse edilen "nükleer santrallerde risk yoktur" söylemi, teknik olarak gerçek dışı bir ifadedir.

Nükleer santrallerin yarattığı tehdit, yalnızca patlama gibi büyük bir kaza ile sınırlı değildir. Basına yansıyan-yansımayan, açıklanan-açıklanmayan, irili-ufaklı radyoaktif sızıntılar bugün dahi devam etmektedir. Sızıntı olmasa bile nükleer santral civarında radyasyon artışı yaşandığı, hava, su, toprak kirliliğine neden olarak canlı yaşamı üzerinde olumsuz etkiler yarattığı da bilinen bir gerçektir.

Bugün ülkemizde yaşanan elektrik açığının nedeni de nükleer santral kurulmaması değil, kamunun yatırım yapması engellenerek, enerji hizmetinin sermayenin rant alanı haline dönüştürülmesinden kaynaklanmaktadır. Kaldı ki bugün ve önümüzdeki 1-2 sene içerisinde yaşanacak olan elektrik açığının nükleer santrallerle çözümü mümkün değildir. Dolayısıyla halkımız, "Karanlıkta kalacağız, nükleer santral kurulmalı" söylemleriyle kandırılamaz. Üstelik en üst düzey yetkililerin bile kabul ettiği ülkenin kaynaklarının değerlendirilmediği gerçeği karşısında bu söylemin tamamen geçersiz olduğu açıktır.

Hatada ısrar etmenin anlamı yoktur. Türkiye‘nin öz kaynakları kamusal bir hizmet anlayışı ile planlama kavramı içinde çevreye uyumlu teknolojilere yatırım yapılarak devreye alındığında, Türkiye hiçbir zaman enerjisiz kalmayacaktır.

Öz kaynaklar açısından elektrik enerjisi potansiyelimiz, 115-120 bin megavat kurulu güç ile üretilebilecek olan 482 ile 569 milyar kiloVatsaattir. Türkiye‘nin kendi potansiyelini değerlendirmesi durumunda bile önümüzdeki 30 yıllık sürecin talebini karşılayabilecek kaynağı mevcuttur.

Yeni yatırımlar bir yana ülkemizde enerji tasarrufu ve verimliliği ile ciddi paralar harcamadan ve çevreyi kirletmeden elektrik talebinin daha uzun süre karşılanabilmesi mümkündür. Bilimsel çalışmalar göstermiştir ki, ülkedeki yüzde 30‘lara varan enerji tasarrufu potansiyelinin yüzde 15‘lik bölümü hiçbir harcama gerektirmeyen, sadece bilinçlenme ve planlama ile kazanılabilecek bir haldedir.

Geçmiş iktidarlar gibi mevcut iktidarda elektrik kesintileri ile halkı tehdit etmekte, karanlıkta kalacağız söylemleri ile nükleer santrallerin önünü açmaya çalışmaktadır. Yıllardır ifade edildiği gibi nükleer santraller bir zorunluluk değil, siyasi bir tercihtir. Hali hazırda kurulu güç dengesi yeterli olmakla birlikte, hızla artan enerji ihtiyaçlarını karşılamak için dünya tarafından terk edilen ‘çöp teknoloji ‘olarak tabir edilen nükleer santraller yerine bir an önce yerli yenilenebilir ulusal kaynaklarımızı ön plana çıkaran enerji politikaları izlenmelidir.

Biz yeni Çernobil‘ler yeni ölümler olsun istemiyoruz. Amaç enerji sorununu çözmek ise ülkemizin yerli enerji kaynakları kendine yeterli zenginlikte olup, doğada sürekli bulunan çevre dostu yenilenebilir enerji kaynakları tercih edilmelidir.

Vicdanımızı ve hafızamızı yeniden dirilterek diyoruz ki,

Çernobil‘i unutmayın. Çernobil‘de ölen binlerce itfaiyecinin acısını, Karadeniz‘de yok olan on binlerce balığın suyunu, milyonlarca ağacın havasını gelecek kuşaklara umut için aktaralım.

Doğayla birlikte yaşayabileceğimiz bir dünya için mücadele edelim.

Çernobil ‘ler bir daha yaşanmasın demek için 26 Nisan da TBMM önünde, 27 Nisan‘da Mersin‘de olacağız.

Ne Ülkemizde, ne Dünyada nükleer santral istemiyoruz.

Nükleere İnat Yaşasın Hayat! 25 Nisan 2013

                                                                                                                                                            Antalya NKP Sekreteryası

                                                                                                                                                                   İbrahim KÜCÜ

                                                                                                                         Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şube Bşk. Yrd.

 

 

 
 

 

 

 

 



TMMOB BAŞKANI EMİN KORAMAZ`IN ÜYELERİMİZE SESLENİŞİ

11.05.2020
 


Çok Okunanlar


23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI ÇELENK SUNMA TÖRENİNE KATILIM SAĞLANDI

BASIN TOPLANTISI:TELEFERİK KAZASI HAKKINDA GENEL DEĞERLENDİRME

TMMOB ANTALYA İL KOORDİNASYON KURULU TOPLANTISI

EMO ANTALYA ŞUBESİ 16. DÖNEM 1. DANIŞMA KURULU TOPLANTISI YAPILDI

ÜYELERİMİZ VE AİLELERİ İLE KAHVALTIDA BULUŞTUK

ASANSÖR VE ELEKTROMEKANİK TAŞIYICILAR KOMİSYONU TOPLANDI

ENGELLİLER HAFTASI ETKİNLİĞİ: TEKNOLOJİNİN ENGELLERİNİ KALDIRIYORUZ (SEMİNER)

YEŞİL ENERJİ SİSTEMLERİ VE ENTEGRE TEKNOLOJİLER PANELİ

SEMİNER: GÜNCEL YÖNETMELİKLER IŞIĞINDA GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ TASARIMI

EMO ANTALYA ŞUBESİ 16. DÖNEM I. KOORDİNASYON KURULU TOPLANTISI

Okunma Sayısı: 866


Tüm Basın Açıklamaları

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.