MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

ELEKTRİK ENERJİSİ TALEP TAHMİN YÖNTEMLERİ PANELİ DÜZENLENDİ


HABER


 
1987 yılında Şubemiz Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan 27 Mayıs 2007 tarihinde yitirdiğimiz Ataman Kınış aramızdan ayrılışının yedinci yılında `Elektrik Enerjisi Talep Tahmin Yöntemleri` başlıklı panel 27 Mayıs 2014 Salı günü EMO Genel Merkezi Toplantı Salonu`nda gerçekleştirildi.
 

Yöneticiliğini EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hüseyin Mert Külahçı`nın yaptığı panele N.Bülent Damar (EMO Enerji Çalışma Grubu), Yusuf Bayraktar (Türkiye Elektrik İletim A.Ş. APK Daire Başkanlığı) ve Nemci Odyakmaz (ENERJİSA Pazarlama ve Regülasyon Müdürlüğü) konuşmacı olarak katıldı.

Panelin açılışında söz alan Hüseyin Mert Külahçı, Ataman Kınış`ın hayat hikayesini okuyarak başladığı konuşmasını, "Omuz omuza mücadele ettiği ağabeylerimizden arkadaşlarının konuşmalarından tanıyoruz. O dönemdeki mühendis ağabeylerimizin ortak özelliği hem idealist mühendislik yaklaşımları aynı zamanda toplumsal duyarlılıklara sahip olmalarıydı. Ataman Ağabeyimizde hem toplumsal duyarlılığı hem iyi mühendisliği harmanlayıp hem Odası`na hem kurumuna katkı sunmuş ağabeyimizdi. Ataman Kınış`ı duyarlı ve babacan olarak kafamda canlandırıyorum" diye sürdürdü.

Ataman Kınış`ın oğlunun yaptığı konuşmanın ardından Ataman Kınış`ın hayat hikayesinden kesitler sunulan film izlendi. Film gösteriminin ardından panele başlandı.

Panel oturumunu yöneten EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hüseyin Mert Külahçı şunları söyledi; "Bu etkinlik Temmuz ayında Cihan Kayıket anısına yapacağımız enerji politikalarını ele alınacağımız çalıştaya hazırlık olarak düzenlemekteyiz. Ülkemizde ne zaman enerjiye yatırımlar hızlandırılmak istenirse aşırı talep olacağı konusunda toplum ikna edilmeye çalışılır. Bir anda "üç vakte kadar enerjisiz kalacağımız" yönünde bir tevatür dolaşmaya başlar, doğal gaz kesilir, kuraklık öncesi barajlar aşırı tüketilir, yurdun bir başından ötekine elektrik kesintileri dolaşır durur.

Talep tahminleri Enerji Politikalarının en önemli enstrümanıdır. 2003‘ten günümüze yapılan resmi projeksiyonlara baktığımızda giderek azalan bir sapma olmasına rağmen tahminler bir türlü makul seviyelerde yanılsamalar içerememektedir. 90‘lı yıllar boyunca kısa sürede büyük güce ihtiyaç duyacağımız yönündeki ön görüler hızlı ve ucuz yatırım olan doğalgazdan elektrik üretimine yönelmemizi ve yirmi yılı bulmayan bir süre zarfında doğal gazda 20000 MW kurulu güce sahip olmamızı sağlamıştır. Bu panelde, biz enerji talep tahminlerinin yapılma yöntemlerini öğrenmeye anlamaya çalışacağız. Bu arada panel sonunda yanılsamaların neden oluştuğu, yanılmaların nasıl giderilebileceği konusunda fikir edinmiş olursak panelimizin amacına ulaştığını söyleye biliriz"

"Plâlama çalışmaları canlı tutulmalı"

Panelde ilk olarak sözü Yusuf Bayraktar (Türkiye Elektrik İletim A.Ş. APK Daire Başkanlığı) aldı.Yusuf Bayraktar şöyle konuştu; "Talep ve arz kavramları aslında hemen hemen bütün sektörlerde üretim olan sektörlerde plânlama kavramının iki temel unsurudur. Plânlama çalışmalarının canlı tutulması gerektiğine inanıyorum.Plânlama hakkında şöyle bir söz belirterek parametrelere geçmek istiyorum. ABD`li bir uzman var planlamanın grusu diye bilinir özellikle enerji sektörü planlanmasında. Benim de kendisiyle bir takım atölye çalışmasında bulunma imkânı buldum. Onun çok ünlü bir sözü var. ‘Planlama her şeydir plan hiçbir şeydir`. Bu gerçek hayatta çok doğru bir söz. Plânlama kavramının iki temel bileşeni talep ve arz.Bunlardan talep tahmin edilen bileşen arz belirlenen gerçekleştirilen bir bileşendir. İkisi beraber bu değerlerin görülmeden önceki tahmin edilmesi de önemli çalışmayı gerektiriyor. Talep tahminini doğru yapılması lazım. Elektrik talebini etkileyen çok fazla unsurlar var. Türkiye`de önce nasıl tahmin çalışmaları yapıldığını özetleyeyim. Türkiye`de uzun yıllardır bir çalışma yöntemi var. BM tarafından geliştirilen bir takım modelleme çalışmalarının Türkiye`de kullanılmasıyla bazı yazılımlar da kullanılıyor. Talep tahmin için kullanılan model var. Enerji talep tahminleri için bir model bulunuyor. Dünyada kabul görmüş bir model idi.Gelişmekte olan ülkelerin talep tahminlerinde yaygın kullanılan çok veri yoğun model. Çok esnek bir model. Böyle çalışmalar için ne kadar çok doğru veri kullanabilirseniz o kadar çok tahmin elde edebilirsiniz. Modelle yazılım kavramı birbirine karıştırılıyor. Bu modellemeyi sonuçlandırmak için kullanılan yazılımlar vardır. Yazılım model çalışmasının sadece bir parçasıdır. Modellemelerde politik tercihler politik kararlar çok önemli rol oynar. Türkiye de gelişmekte olan ülkeler sınıfında adlandırılabileceği için talep tahminlerinin çok dikkatli yapılması gerekir. Bir taraftan ekonomik büyüme devam ediliyor bir yandan bunu karşılamak için talep tahmin yapılması gerekiyor. Üretim tesisleri çok pahalı büyük tesisler, kurulduğu zaman kolay kolay geri kaldırılamayan büyük çoğunluğunun yeri değiştirilemeyen tesisler olduğu için çok dikkatli tahminlerle doğru yatırımları yapmak esas. Az yatırım yapılırsa elektrik sıkıntısı olacaktır. Fazla yatırım yapılırsa elektrik kullanıcıların üzerine maliyet külfeti olarak gelecektir. Bu nedenle talep tahminlerinin çok dikkatli çalışılması gerekiyor. Türkiye`de talep tahmini modeli ve içinde kullanılan bir yazılım bulunmakta. Genel kabul görmüş olan bileşenler; nüfus artışı, nüfus bileşeni, kentleşme, nüfusun hareketi, sanayileşme, ekonomik büyüme çok önemli bileşenlerden birisi. Ticaret hacminin artması, GSMH artması beklenmesi talep tahminlerinin üç ana bileşenidir. Talep tahmini yaklaşımında genellikle üç sınıfa ayırmak belki mümkün. Bunlardan birisi gelişmemiş ülkeler için elektrik talep tahmini, ikincisi gelişmekte olan ki Türkiye`yi sayabiliriz bir de gelişmiş toplumlar için talep tahminini sayabiliriz. Gelişmiş ülkelerde ekonomik büyüme belli doygunluğa ulaşmıştır, nüfus hareketi çok hızlı değildir. Elektrik enerji ihtiyacını artıracak çok fazla parametre yoktur. Gelişmiş ülkelerde basit şekilde çok az yanılma payı ile tahmin edilebiliriz. Geri kalmış ülkeler içinse talep tahmini yapmak o kadar kolay değil. Dünya üzerinde 2,5 milyar üzerinde insan henüz elektrikle tanışmış değil. Pakistan`ın yarısı neredeyse henüz elektrikle tanışmamış. Ne kadar nüfus elektriklenmiş bileşenlerini bulmak da zor. Bizim için asıl önemli olan gelişmekte olan ülkeler. Talep tahmininde bulunmak çok kolay değil.Özellikle politik kararlar çok belirleyici olabiliyor. Türkiye`nin bir bölge sanayi bölgesi olarak ayrılması politik tercihler olabiliyor. Türkiye`de hükümetlere bağlı sık sık değişiklikler olduğu için talep tahminlerinde yüksek yanılma paylarını ortaya çıkarabiliyor. Türkiye`nin genel enerji ihtiyacı toplam enerji talebi içinde elektrik talep tahmini hesaplanıyor. Genellikle gelişmekte olan ülkelerde enerji fiyatları talep tahminlerinden bağımsızdır. Bu daha çok gelişmiş ülkelerde fiyata biraz daha bağımlı.

Türkiye`de son durumda elektrik talep tahminleriyle ilgili yasal düzenleme var. Elektrik Piyasası Kanunu`nda bundan önceki 4628 Sayılı Kanun içinde elektrik talep tahminlerinin, her bir elektrik dağıtım bölgesi kendi içinde elektrik tahmin talepleri belirlenip bunların birleştirilip ortaya Türkiye toplam tahmini çıkacağı bunların TEİAŞ tarafından birleştirilerek EPDK tarafından onaylanarak Türkiye`nin resmi talep tahmini belirleneceği belirtiliyordu.Son 6446 Sayılı Kanun`da bu değişmiş değil. 12 yıldır dağıtım bölgeleri kendi bölgeleri için sağlıklı talep tahmini pratiği hayata geçmemiştir. Kısmen bazı şirketlerden elektrik talep tahminleri geldi, biz onları elimizdeki verilerle karşılaştırdığımızda doğru kabul edilemeyecek bir takım sonuçlar geldi. Mevzuatta şu anda öngörülen hüküm bana göre çok da pratikte hayata geçecek doğru yaklaşımları getirecek yaklaşım değil.

Arz belirleme yöntemlerinden kısaca bahsetmek istiyorum. Plânlama çalışmalarının hayata geçmesinin diğer önemli ayağı da elektrik arzı için verilecek kararlar. Planlama çalışmaları genellikle en az 20-30 yıllık hatta bazı ülkeler için 50 yıllık zaman dilimini öngörmektedir. Günlük değişen şartlara göre ileriye yönelik öngörü ve sapmalar olabilecektir. Ekonomik gelişmeler, siyasi gerginlikler etkileyebilir. Dolayısıyla planlama çalışmaları 2-3 yılda bir güncellenmektedir. Bu planlama çalışmalarına göre yapılacak elektrik üretim tesisleri bir takım kararların verilmesini gerektirecektir. Arz imkanlarının karar verilmesi konusunda siyasi otoritenin karar verme yetkisi yok. Sadece piyasada elektrik sektörü içinde elektrik üretimi yapmak isteyen herhangi bir yatırımcının istediği kaynaktan istediği kadar istediği yerde istediği büyüklükte istediği teknolojiyle yatırım yapmasına imkan vermektedir."

"Elektrikte genelde talep arzı tetikleyici bir unsurdur"

Panelde ikinci olarak söz alan Nemci Odyakmaz (ENERJİSA Pazarlama ve Regülasyon Müdürlüğü) şunları söyledi; "Burada teknik bilgiler vereceğim. Ama daha sonrasında konuya ilişkin görüşler şirketin değil benim görüşüm olacaktır. Burada bulunmamızın vesilesi Ataman Bey. Sunumda gördük, benim ilk gördüğüm idealist bir kişi. Bu ülkeye sahip çıkmış, karda kışta elektrik direklerini dikmek için araba içinde uyumuş. Sonrasında iyi bir baba, iyi bir dede. Kendisinin aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.Talep tahmini konuşuyoruz; şuna cevap vermek lâzım. İlk temel soru şu; neden talep tahmini yapıyoruz. Yapmazsak olur mu? Nasıl yapmak gerekir, neden yapmak gerekir? İnsanlığın en büyük tutkusu geleceği görebilmek. Geleceğe en yakın şekilde görüp kendini ona göre planlamak gelecekte oluşacak şartlardan en iyi şekilde faydalanmayı sağlamak. Para kazanmaktan ziyade tahmininin tutmasından daha çok mutlu olan insanlar var.Talep tahmini sonuçta buraya gidiyor. Elektrik özelinde baktığınızda şu soru da karşınıza çıkıyor; talep mi arzı yaratıyor arz mı talebi tetikliyor. Bu soruya verdiğiniz yanıta göre modelleme yapabilesiniz. Elektrikte genelde talep arzı tetikleyici bir unsur. Talep ne olursa arz biraz da kendini ona göre konumlandırıyor. İnsanlara ‘elimizde şu kadar kapasite var bunu şöyle ya da böyle tüketin` diyemiyorsunuz. Elektrikte bu çok mümkün değil. Arz talep açısından ve bu modellemeler açısından uzmanları en zorda bırakan nokta elektriğin depolanabilir olmaması. Tahminlerinizde şaştığınız zaman belli bir yerde depolayıp tekrar piyasaya sürme şansınız yok. Doğru planlama belki doğru talep tahmini bunun başlıca önlemi ya da çözümü diyebiliriz. Eğer talep tahminini ülke genelinde ele alırsanız arz talep dengesini nasıl sağlarım. Elimdeki sınırlı kaynakları en optimum şekilde nasıl piyasaya aktarırım sorusunun cevabı. Birincisi planlama. En ekstrem örnekleri vermeye çalışacağım. Dersiniz ki ben öyle planlarım ki elimdeki kaynakları planlar kaynakları en ucuz şekilde talebe uygun planlarım dersiniz. İkinci görüş şu ‘talep ya da planlama ile uğraşmayalım piyasaya herkes serbestçe gelsin, yatırdığı parayı gelir alır alamaz bu şekilde gider bu iş. Zarar eden yatırım olursa bunun ceremesini çeker. İyi bir ileri görüşlülükte bulunduysa bunu piyasa şartlarında karla satabilir` görüşü. Bu işi en iyi yapanlar Avrupa`da çok iyi çalışan organize piyasa var. Ülke şartlarına göre elinizdeki kaynaklara göre modelleme biçimlerinize göre ülke olarak sektör olarak bunu cevabını verebilirsiniz. Çözüm biraz biraz ortalarda.

Daha çok Türkiye`nin ülke ihtiyacının modellenmesi tahmin edilmesinden bahsetti Yusuf Bey. John Perkins diye bir vatandaş var. Gelişmiş ülkelere finans sağlayan ülkelere modellemeler yapan bir kişi. Ekonomik Tetikçinin İtirafları diye kendi anılarını anlatan kitap yayımlandı. Bu işlerin nasıl maniple edildiğini çok güzel anlatıyor.Talep tahmini alanında ben kendim çalıştım. Çok zor bir iş kolay bir iş değil. Türkiye`de en büyük sorun veri eksikliği. Bütün teknik çalışmaları yapsanız da veriniz yoksa…Malzeme kötüyse yemek bir yerde kötü oluyor. Bir veri problemi var. Talep tahminlerinde bir olayın zaman boyutu var. İlk başlanılanda 5 yıl 10 yıl. Saatlik bazda talep tahmini yapmanız lazım. 10 ya da 15 yıl sonra zaman aralığını tahmin etmeye çalıştığınız model birbirinden farklı. Geçmişten gelen trendi alıp gelecekte bu ne olur demek? Bu trendi bozan etkenler onlarca yüzlerce olabilir. Bunların hepsini aynı anda tahmin etmeniz çok zor. Yapısal kırılma testleri var onlara bakıyorsunuz. Bunların hepsini yan yana koyduğunuzda bile doğru sonuca varamayabilirsiniz. Modelin varsayımlarını yapan meteoroloji uzmanı hava durumu tahmin ederken dar aralıkta tahmin ettiği için, sonrası model kendi adıyla anılıyor. Belli zaman dilimini alıp birden fazla etkenin zaman dilimindeki etkisini alıp tahmin edebilirsiniz. Piyasa simülasyonları yapabilirsiniz. Piyasa şartlarını yazılımlar aracılığıyla taklit edip böyle böyle olsaydı ne çıkardı diye sonuca bakabilirsiniz.Yapay sinir ağları kullanabilirsiniz, saçaklı mantığı kullanabilirsiniz. Neyi tahmin etmeye çalışıyorsanız amacınız ne bunu çok iyi belirlemezseniz seçeceğiniz yöntem sizi doğru sonuca götürmeyebilir.

Bu model ya da bu veri serisi şöyle davranır hata terimleri, normal dağılıma sahiptir diye bir sürü varsayımlara sunmalınız. Talep tahmininden daha aşağıya dağıtım şirketleri boyutuna gelecek olursak.Dağıtım şirketleri için en büyük etken, GSYİH. Türkiye elektrik tüketimi GSYİH ile ilişkili. Hatta aralarında eş bütünleşik bir ilişki var. Normal talep modellemelerinde fiyat modellemelerin değişmez bileşenidir, açıklayıcı bileşenlerinden biridir. Türkiye`deki modellemelerde fiyat anlamsız çıktı. Şirketlerin piyasa derlemesi yaparken bir etken. EPDK`ya sunduklarınız tarife dizaynlarında kullanılıyor. Politika yapıcıları tarafından kullanılıyor."

"Elektrik su gibi hava gibi insan hakkıdır"

Panelde son olarak söz alan N.Bülent Damar (EMO Enerji Çalışma Grubu) da şöyle konuştu; "Elektrik üretmek için Soma`da iş cinayetini hayatını kaybeden kardeşlerimizi saygıyla anarak konuşmama başlamak istiyorum. Ataman Kınış için böyle bir panel düzenlediği için EMO Ankara Şubesi`ne teşekkür etmek istiyorum.Elektriğin günümüzde insan için olmazsa olmaz ihtiyaç olduğunu hepimiz biliyoruz. Elektriği insan hakkı yapıyor. Elektrik su gibi hava gibi insan hakkı olma durumundadır. Elektrik temini de bu durumda kamu hizmeti oluyor. Kamu hizmeti olması sürekli olarak emre amade olmasını ve yeterli olmasını gerektiriyor. Elektrik hava su gibi her yerde kolayca bulunabilen bir şey değil. Doğal olarak burun üretilmesi gerekiyor. Makine gerekiyor insan emeği gerekiyor. Üretim için gerekli kaynak için de üretim gerekmekte. Elektrik üretim sürecinin planlı olmasını zorunlu kıldığını gösteriyor. Elektrik depolanabilecek enerji tipi değil. Bu nedenle de ilerde oluşacak enerji talebini tahmin etmek çok önem kazanıyor. Elektrik üretmek için çalışma yapılabilmesine talep sebep oluyor. Dolayısıyla aksine tutum takınacak olursak kaynak israfı olur. Elektrik talebini az tahmin ediyorsunuz arz fazla oluyor dolayısıyla elektrik veremediğiniz için bir sürü kaynak üretim yapamadığı için israf oluyor, fazla tahmin ediyorsunuz başka yere yatırım yapılması gerekirken oraya yatırım yapılıyor bu sefer elektrik santrali atıl kalıyor. Ülkemizde bu işlemleri yapabilmeniz için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı referans talep serileri hazırlıyor. 6446 Sayılı Yasa ile TEİAŞ`a veriyor. Diyor ki ‘sen benim artış değerlerimi 5-10 yıl için projeksiyonlar hazırla`. Neden bunu böyle yapıyor. Kanunun kendi içinde var. 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu`nda 6446 Sayılı Kanunu`nda piyasa katılımcılarına yol göstermek amacıyla üretim kapasitesi projeksiyonu hazırlamak üzere TEİAŞ görevlendirilmiş olup, kuruluşumuzca gerekli çalışmalar yapılmalıdır diyor. Amaç ne? Piyasa yatırımcılarına kılavuz hazırlamak. İnsan hakkını yerine getirmek amacıyla hazırlanmıyor. Devlet diyor ki ‘Ben bir çalışma yaptım ilerde şu kadar elektrik enerjisine ihtiyaç olacak ey yatırımcılar gelip buralara yatırım yapın.` Bunu neden yapıyor? Benim gördüğüm gibi görmüyor. Devlet insan hakkı olarak değil meta ticareti olarak görüyor. Devlet bizim vergilerimizle çalıştırdığı memurlarına yatırımcılara yol gösterecek kılavuz hazırlama görevi veriyor.

1996-2012 yılına kadar gerçekleştirilen üretim ve projeksiyonları göstermek istiyorum. Bu projeksiyonlardaki sapmaları gösteriyor. Buradaki sapmaları görüyorsunuz ( +% 54 ile - % 4 ) arasında bir sapma var. Burada bir gerçek daha var o da şu 1990-94 yılları arasında devlet kendisi bu işleri yapıyor. Bunun bir kamu hizmeti olarak görmemekten dolayı ortaya çıkıyor. Eğer bu kamu hizmeti olarak görülseydi gerekli tahminleri planları yapılırdı. En ufak elektrik tesisi yapmak 2 ila 4 yıl sürüyor. Dolayısıyla uzun vadeli yapım süresi olan tesisleri devreye almak uzun süreceğinden bu kriterleri buna göre koymak tahminleri ona göre yapmak gerekiyor. Devlet neden yapmıyor? Bizim sürekli olarak karanlıkta kalacağımız propagandaları yapıldı. Ülkemizde hiç çalışmayan mobil santraller yapıldı. Uzun sürüyor yapımı diye su ve kömür kaynakları bir yana bırakılarak gaz santralleri yapıldı. Bugün gaz santrallerinden şikayet ediyoruz. Enerji Bakanı sürekli olarak gazda dışa bağımlılığımızı ortadan kaldırmalıyız diyor. Elektrik piyasası bilinçli olarak belirsizlik içinde bırakılıyor. Bu belirsizlik içinde elektrik piyasasında belli rantların belli kesimlere aktarılması için zemin hazırlanıyor. 2012 Aralık ayında 10 yıllık talep projeksiyonu yapılmış. Yüksek talep senaryosu oluyor yüzde 6,5-7,5 olarak alınıyor yıllık artış, düşük talep yüzde 6,5 olarak alınıyor. Buna göre talep projeksiyonu oluşturuluyor ve 2022 yılında şuna ihtiyacımız olacak deniyor. Siyasiler kalkıyorlar diyorlar ki elektrik ihtiyacımız var şu yatırım yapılmalı vs. diyorlar. 2012 Aralık ve 2013 Kasım arasında yapılan kapasite projeksiyonlarını inceledim.

Bu arada hangi kararlar alındı? ‘2021 yılında bizim mutlaka mutlaka nükleer santrale ihtiyacımız var niye çünkü bizim elektrik ihtiyacımız var` deniliyor. Kamuoyu oluşturuluyor, bu türlü yatırımların zemini gerçekleştirilmiş oluyor. Arkadaşların verdiği teknik bilgilerin hepsi doğrudur. 2013 yılının Kasım ayında talep tahmini projeksiyonu yapıyorsunuz ve 2012-2013 artışını %4,9-%6.7 ve % 6 olarak alıyorsunuz. Aradaki farka baktığınız zaman o kadar büyük kapasite çıkıyor ki sonuç olarak bütün yatırımlara birileri onay veriyor. Onay verdiği zaman bir gerekçe gerekiyor. İşte gerekçe bu. Bu türlü siyasi kararlara zemin oldukları sürece halkın ve ülkenin kaynaklarının israf edilmesine sebep oluyor. Ben bu çelişkileri devlette çalışan ve raporları hazırlayan görmemiş olduğuna inanmıyorum. Bunları görüyorlar ama raporlar böyle çıkmıyor. Ülkedeki en önemli çelişkilerden birisi bu. İstediğiniz kadar APK`lar kurun istediğiniz kadar planlama çalışmaları yapın raporlarını yayınlayın sonuçta raporlar doğru yönde kullanılmıyorsa raporların net olarak ortaya çıktığı gerçektir.

Çalışmalar teknik ve bilimsel olarak yapılabilir, hedef koyucular özel olarak hedefi belli amaca yönelik olarak koyuyorlarsa bu çalışmalar ve raporlar ancak onların payandası olur.Bu çalışmaları yapmak mümkün. Doğru verileri bulmak zor olabilir ama yine de eldeki verilerle bu çalışmaları yapmak mümkün. Eldeki ver 2012 Kasım ayında artışın % 1.2 oranında olduğunu bildiği halde bunu rapora %6 olarak koyuyorsa demek ki siyasi iradeniz bir amacı var. Talep tahminleri bağımsız bilimsel kuruluşlar tarafından yapılmadığı sürece Türkiye`de uygulanması pek mümkün gözükmüyor."

Panel dinleyicilerin konuyla ilgili sorularının panelistler tarafından yanıtlanması ile sona erdi.



“SANAL ÇALIŞANLAR GELİYOR” RPA: ROBOTİK SÜREÇ OTOMASYONU BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

21.07.2023
 


Çok Okunanlar


EMO ANKARA ŞUBESİ 27. DÖNEM KOMİSYON ÇALIŞMALARI HAKKINDA DUYURU

EMO ANKARA ŞUBESİ 26. DÖNEM YÖNETİM KURULU BAŞKANI PROF DR. ŞEREF SAĞIROĞLU`NA BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANLIĞINA ATANMASINDAN DOLAYI TEBRİK ZİYARETİ

TÜRK TELEKOM A.Ş. ANKARA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ`NE ZİYARET

TÜRK TELEKOM A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NATO VE TAFİCS GRUP MÜDÜRLÜĞÜ`NE ZİYARETTE BULUNULDU

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN

8. SAMSUN İNŞAAT FUARI DÜZENLENİYOR

İYİ BAYRAMLAR...

Okunma Sayısı: 1564


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.